Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 80. yıl dönümünde yapılan çeşitli törenlerle andık. Yapılan pek çok etkinlikte katılımcılar Ata’ya olan özlemi, gözyaşı olup aktı. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, Başkomutan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 80. yıl dönümünde çeşitli etkinliklerle andık. Türkiye genelinde yapılan anma törenlerinde birbirinden farklı etkinlikler yapılırken, çocukları Ata’sına olan özlemini gözyaşlarıyla belirtti. Edirne’de de 10 Kasım Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anma törenlerinde, Edirne Valisi Ekrem Canalp, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, CHP, AKP ve İYİ Partili Edirne Milletvekilleri, Edirne Garnizon Komutanı Tuğgeneral Yüksel Erdin, Edirne’de görev yapan kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra adeta tüm Edirne, Atatürk Heykelinde bir araya geldi. Sabah 08:50 sıralarında Ata’ya çelenk sunumundan sonra 10 Kasım gününün, o kara saati olan 09:05’te adeta Edirne ölüm sessizliğine büründü. Çelenk sunumu, Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından devlet protokolü Edirne Belediye Binasında bulunan Atatürk’ün odasına çiçek bıraktılar. Edirne Valisi Ekrem Canalp Atatürk’ün odasındaki hatıra defterine düşüncelerini aktardı. Ziyaretçilere açılan Atatürk’ün odasına görmek için gelen vatandaşlar adeta izdiham oluşturdu. 10 Kasım etkinlikleri çerçevesinde Edirne Süleyman Demirel Fen Lisesi öğrencileri, günün anlamını ifade eden tiyatro oyununu sergilediler. ÇELİK: “YAŞATACAĞIMIZA SÖZ VERİYORUZ”Edirne Süleyman Demirel Fen Lisesi okul müdürü Kayahan Çelik, günün anlam ve önemi hakkında yaptığı konuşmada Atatürk ve değerlerini koruyacaklarına ve yaşatacaklarına söz vererek: “80 Yıl önce, 10 Kasım 1938'de, bu toprakların yetiştirdiği en büyük lider, ülkemizin kurucusu, büyük devrimci önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete uğurladık. O'nun naçiz vücudu aramızdan ayrılsa da, bugün de görüldüğü üzere, fikirleri ve eserleri en canlı haliyle yaşıyor. Çizdiği rota, ortaya koyduğu program, bugün ülkemizin ve milletimizin emperyalizme karşı ayağa kalkma sürecinde yolumuza ışık tutuyor. Türkiye'miz çetin günlerden geçiyor. Bölücü teröre karşı içerde ve dışarıda yoğun ve etkili mücadele sürmektedir. Bir yanda Cumhuriyetimizi parçalamak isteyen Fethullahçı terör örgütüne karşı mücadele, bir yanda bütün milletimiz var gücüyle ekonomik krizin ve üretimsizliğin yarattığı darboğaza karşı mücadelesi devam etmektedir. Bütün bu süreçler, Türkiye'yi büyük çözümlere ve köklü değişikliklere götürmektedir. İşte bu büyük çözümün bugünkü pusulası için de Mustafa Kemal Atatürk, 80 yıl sonra da bu büyük mücadelenin olmazsa olmazı olmuştur. Türkiye emperyalizmle arasına mesafe koydukça Atatürk'e yaklaşmıştır. Ülkemizi yönetenler, savaşın içine girdikçe Mustafa Kemal Atatürk'ü keşfetmeye başlamıştır. Bugün yalnız ülkemiz tarihine değil, dünya tarihine de damga vuran liderimiz Mustafa Kemal Atatürk, milletimizi birleştiren, mücadeleye sevk eden ve paylaşılan en büyük değerimizdir. Atatürk'ün programı, ülkemizin sigortasıdır. Cumhuriyetçilik, halkçılık, devletçilik, milliyetçilik, laiklik ve devrimcilik bugün bütün sorunları tepeden tırnağa çözecek olan tek denklemdir. Şimdi bizler, bu büyük mirasın emanetçisi ve devamcısı gençler olarak, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün 80. ölüm yıldönümünde yas tutup karalar bağlamayı değil, O'nun mücadele bayrağını daha da yukarı taşımayı kendimize görev biçiyoruz. 10 Kasım yas değil, mücadele günüdür diyoruz. Cephede, sınır boylarında savaşanMehmetçiğimizin, polisimizin, köy korucumuzun mücadelesidir. Evine ekmek götürmeye çalışan elleri nasırlı emekçimizin mücadelesidir. Güzel bir gelecek ve aydınlık bir Türkiye için mücadele eden Türk Gençliğinin mücadelesidir. İşte bu mücadeleyi bir kez daha perçinlemek ve Mustafa Kemal Atatürk'ün sonsuz değerini yeniden anmak için bugün buradayız. Mustafa Kemalin ruhunu bütün yurtta olduğu gibi ilimizde, okulumuzda yaşatacağımıza söz veriyoruz. Ülkeyi emanet alan gençliğin, tam bağımsız Türkiye sözünü herkese hatırlatacağız” dedi. CÖMERT: “1938 İSE ASLA ÖLÜM TARİHİ OLAMAZ”Atatürk’ün asker ve lider kişiliği hakkında Edirne Garnizon Komutanlığından Öğretmen Üsteğmen Ayşe Cömert; “Dünya devletlerinin çağın en büyük devlet adamı, kudretli bir komutan ve asker olarak kabul ettiği eşsiz lider, asil Türk milletinin yüce atası, ordumuzun ebedi başkomutana, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılarak ebediyete intikal edişinin 80. yıl dönümünde kendisini büyük bir özlem, saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Bugün, bütün Türkiye, bütün yüce Türk milleti sukut içinde o'nu sevgi ve saygıyla anmaktadır. Doğadaki tüm canlılar gibi insanoğlunun da yaşamının bir sınırı vardır. Ancak bazı insanlar vardır ki yaşamları boyunca yaptıkları serlerle, insanlığa yapmış oldukları Hizmetlerle yaşamlarından sonra dayarlıklarını sürdürürler. İşte bu insanlardan biride ölüme meydan okuyan, öldükten sonra da yaşayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Dünya tarihi, çağlar boyunca üstün nitelikli askerlerin ve yüksek nitelikli devlet adamlarının hayatlarını dile getirir. Fakat askerlik ve devlet adamlığı nitelik ve yeteneğini, bir bütün olarak kendi kişiliğinde toplamış bulunan, pek az örnek insanın varlığından söz eder. Atatürk, milli mücadele'de; millî birliği temin eden eşsiz bir lider, muharebe meydanlarında efsanevî bir komutan, devlet kuran büyük siyaset adamı, milletin çehresini değiştiren kudretli bir inkılâpçıdır bu vasıflarıyla, insanlık tarihinin tanıdığı en büyük devlet adamlarından biri olduğuna şüphe yoktur. Conkbayırı'nda askerlerine 'size ben taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelecektir’ emrini vermesi ve emrinin tereddütsüz yerine getirilmesi, Atatürk’ün komutanlık ve askerlik vasıflarının bir göstergesidir. Atatürk, milletin tarihî seyrini değiştirebilecek üstün meziyetleri sayesinde, memleketi, askerî ve siyasî zaferlerle uçurumun kenarından kurtarmıştır. Dünya tarihinde, her turlu imkânsızlığa rağmen inandığı fikri tatbik sahasına dökmüş, 'ya istiklâl, ya ölüm!” parolası le bir millî mücadele kazanmış arkasından yepyeni hüviyette çağdaş bir millet ve devlet yaratmayı başarmış devlet adamı azdır. içinde bulunduğu şartları değerlendirmede, engelleri ortadan kaldırmada gosterdiği büyük başarı ayrı bir özelliğini teşkil etmektedir. Diyebiliriz ki Atatürk, Türk toplumunda sadece çağdaşlaşma gereği için değil, bu çağdaşlaşmayı en kısa zamanda gerçekleştirecek yolu gösterdiği için ve nihayet çağdaşlaşmaya engel olan etkenleri cesaretle bertaraf ettiği için büyüktür. Esasen kurucusu’da işte bu büyüklüğünden büyük nutkun sonlarında, Türk gençliğine hitaben çizdiği tablo aslında, kendisi mücadeleye atıldığı zaman, memleketin içinde bulunduğu tablodur. Atatürk, en güç şartlar altında bile, her şeyin bitti zannedildiği bir zamanda dahi, Türk illetine güven hissinin kaybolmaması gerektiği gerçeğini ispatlamış ir millî kahramandır. Giriştiği mücadelenin başından sonuna kadar Türk milletinin yüksek vasıflarına güvenmiş, kazanılan her türlü zaferin, milletin eseri olduğunu söylemiştir. Bütün teşebbüslerinde millet sevgisine dayanmış, kudretli kişiliği ve gerçeği sezişe dayanan ikna kuvvetiyle kitleleri sürüklemiş, millî kurtuluşa bayrak olan fikirleri, görüşleri ve ölmez eseriyle, tesirleri memleket sınırlarını aşmış, mazlum milletlerin bağımsızlık ve hürriyet mücadelesinden manevî kuvvet olmuştur. Atatürk'ün insanlık değerlerine içten ve büyük saygısı vardır. O, bütün insanlığın asırlar boyu övdüğü ve övündüğü meziyetleri ustun kişiliğinde toplamıştır. Hayatı boyunca gösterdiği davranışlar bu meziyetleri sergilemektedir. Şöyle ki: Muzaffer başkomutan olarak İzmir’e girdiği gün, önüne serilen düşman bayrağını; ‘bayrak bir milletin bağımsızlık alâmetidir; düşmanın da olsa saygı göstermek gerekir!’ diyerek, onu yerden kaldırtan, bir milleti hürriyet ve bağımsızlığa kavuşturan büyük eserinin haşmeti karşısında, memleketin büyük sanatkârları, şairleri, tiyatro sanatçıları elini öpmek istedikleri zaman ‘sanatkâr el öpmez, sanatkârın eli öpülür’ cevabını veren, Çanakkale şehitleri töreninde, harpte ölen diğer millet askerleri için: ‘Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur içinde uyuyunuz!’ diyen Büyük Atatürk; gerçekten insan sevgisinin ve insanlık idealinin kolay erişilemeyecek bir örneğidir. Bu davranışlar, belki de insanlık tarihinde eşi olmayan bir şekilde o'nun büyüklüğünü, o'nun engin hoşgörüsünü simgelemektedir. ‘yurtta barış, dünyada barışı ilkesi, Atatürk için dünyamızda yaşayan bütün insanları birbirine daha çok yaklaştırmak, daha çok sevdirmek yolundaki çabaların bir parçasıdır. 1881 Atatürk’ün doğum tarihidir. 1938 ise asla ölüm tarihi olamaz. bu tarih ancak bir fani vücudun dünyayı terk ettiği; gözlerini bu dünyaya yumduğu tarihtir. bu tarih arasındaki hayatı ise sanki bir destandır. Bir efsanedir. Bir ömür ki, senelerin değil şahikaların silsilesidir. İlke ve devrimleri zaman ufkunun ötesine ulaşan, değerli düşünceleri le her an yolumuzu aydınlatan, tüm zorluklar karşısında bizlere mücadele etme, kendine güvenme, ba arma azim ve gücü veren ebedi başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ü fikirleri ve bıraktıkları ile daima bizimle birlikte olacağına yürekten inanıyoruz. Türk silahlı kuvvetleri mensupları olarak, yüreğimizde taşıdığımız vatan ve millet sevgisi, barış ve güvenliğin teminatı caydırıcı gücümüz ve üstün disiplin anlayışımızla görevimizin başında ve asıl milletimizin hizmetindeyiz eşsiz kahraman, Büyük Önder Atatürk'e olan sevgimiz, saygımız ve minnetimiz her geçen gün artarak sonsuza kadar sürecektir. Kurduğu cumhuriyeti sonsuza dek yaşatacağız. Onun aziz hatırası önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz. Ruhunuz şad olsun” ifadelerini kullandı. Yapılan etkinliklerin ardından devlet protokolü ile sahnede hatıra fotoğrafı çekildi.
GÜNDEM
12 Kasım 2018 - 01:15
Güncelleme: 12 Kasım 2018 - 02:57
EDİRNE ATATÜRK'Ü ANDI
GÜNDEM
12 Kasım 2018 - 01:15
Güncelleme: 12 Kasım 2018 - 02:57