Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Edirne Şube Başkanı Hasan Tahsin Yılmaz, Eğitim sistemini kör dövüşüne benzetti. Yılmaz; “Böyle bir eğitim düzenlemesi olmaz. Bu kör dövüşü, asla ‘eğitim’ diye tanımlanamaz. Kaldı ki soru sormak çocukların hakkıdır, büyüklerin değil” dedi. Köy Enstitülerinin 78. yılı Edirne’de kutlandı. TMMOB Makine Mühendisleri Odası Edirne Şubesinde gerçekleşen etkinlikleri saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açılış konuşmasını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Edirne Şube Başkanı Hasan Tahsin Yılmaz gerçekleştirdi. Yılmaz konuşmasında eğitim sistemini kör dövüşüne benzetti. Yılmaz AKP hükümetini ağır bir şekilde eleştirerek: “Tek vatan, tek millet, tek bayrak denirken ‘tek ses’ de denmektedir. Öyle bir orkestra oluşturuldu ki, bütün sazlar susturulmuş; yalnızca şefin sesi yüksek perdeden duyuluyor. İktidar, kimseyi yanına yaklaştırmıyor. Üniversiteler yok; iş çevreleri yok, sendikalar yok, dernekler yok, siyasal partiler yok. Oysa ülke yönetimi, yalnızca iktidardan oluşmaz. Her kesim üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Her kesim ülke yönetiminin etkin birer parçası, öznelerinden biri olmalıdır. Hiçbir ülke, tek başına kalmış bir "özne"yle yönetilemez. Böyle toplumlar seçeneksiz kalırlar. Toplumu, seçeneksiz bırakmak, geleceksiz bırakmaktır. Ülkemizi yöneten kadro tümümüzü edilgen bir nesne durumunda görmek istiyor. Biz, bu ülkenin edilgen nesneleri değil; canlı, etkin özneleriyiz. Bugünkü konumuz eğitim. Ancak bilirsiniz ki sorunlar, zincirleme birbirine bağlıdır. Toplumsal yapıyı bütün olarak ele almadan hiçbir konuyu sağlıklı resmedemeyiz. Her alanda olduğu gibi eğitim alanında da kimseye söz hakkı tanınmıyor. 26 dakikada 21 yasa maddesinin çıkarıldığını unutmadık. Dünyanın en güzel etkinliği, 23 Nisan Ulusal egemenlik ve Çocuk Bayramı, çocuklarımızdan ve dünya çocuklarından esirgendi. Çocuklar, okul bahçelerinde, sokak aralarında birbirleriyle karşılaşmadan sessizce kutluyormuş gibi yapsınlar... Onlara yeter de artar. Köy Enstitüleri gibi bir deneyi yaşamış, başarmanın en lezzetlisini tatmış bir toplum, bugün nelerle karşı karşıya? Veliler, yöneticiler, öğretmenler; hele öğrenciler, oyun hamuru gibi yumuşak birer nesne. Sınavlar ülkesi olduk. Bilimden koptuk, bilgiden uzaklaştık; soru yağmuru altında sınavdan sınava zorlanıyoruz. Her gün sınav, durmadan sınav, her adımda sınav, saat başı sınav... Böyle bir eğitim düzenlemesi olmaz. Bu kör dövüşü, asla ‘eğitim’ diye tanımlanamaz. Kaldı ki soru sormak çocukların hakkıdır, büyüklerin değil. Çünkü çocuklar bilmediklerini sorarlar, büyükler bildiklerini. Büyüklerin soru sormaları, aslında baskı kurmanın başka bir biçimidir. Bir anlamda, yönetilenlerin ezilmesi yöntemidir bu. Eğitim yaşamı öğretmek içindir, ölümü değil” dedi.
EĞİTİM
23 Nisan 2018 - 03:55
"EĞİTİM KÖR DÖVÜŞÜNE DÖNDÜ"
EĞİTİM
23 Nisan 2018 - 03:55