Şair; “Bahar, yalvarırım çek git işine! Salma üstüme çiçeklerini, aklımı çelme!” demesi, bahar sarhoşluğundan olsa gerek.
Kış mevsiminden kurtulup ilkbaharın tadını çıkarmadan sanki yaz mevsimine geçiş yaptığımız şu günlerde Edirne oldukça hareketli. Baharla birlikte bir de yerel seçim havasına girince, sorma gitsin!
Peş peşe Konserler…
Çeşit çeşit oyunlar…
Caddelerde ‘pinpon’ oynamalar…
Motorcuların Edirne’de buluşması…
Ve daha nice etkinlikler.
Sakın yanlış anlaşılmasın! Bunlar olmasın mı? Elbette olsun. Bizim, meşru olan hiçbir şeye karşı tavır koymamız söz konusu olamaz. Elbette insanın müziğe, eğlenmeye, oynamaya da hakkı ve ihtiyacı var. Dedik ya, meşru ölçüler içinde olduktan sonra mesele yok.
Ancak, insanın aklına ister istemez şu da gelmiyor değil; bahar havasının da katkısı ile milleti çeşitli etkinliklerle uyutup seçimlere yatırım mı yapılıyor? Çünkü Belediye’nin, bu tür aktivitelerini her seçim arifesinde daha da yoğunlaştırdığına şahit oluyoruz.
Görevi, doğumdan ölüme halka hizmet demek olan Belediyelerin çok önemli görevleri var. En önemlilerinden birkaçını burada zikredelim;
1. ŞEFFAF BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI: Belediye her işinde şeffaf olacak, rüşvete yer verilmeyecek. Kafalarda, soru işareti oluşmasına meydan bırakmayacak. Kapısına, “rüşvet alan da veren de melun’dur” yazabilecek!
2. GARSON BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI: Hizmeti vatandaşın ayağına götürmek. ‘Bu gün git, yarın gel’ olmayacak.
3. SOSYAL BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI: Belediye, o beldede yaşayanların huzurunu temin etmekle mükelleftir. Belediyeler Kanununun 1. Maddesinde bu belirtilmiştir. Çeşitli sahalarda ve pozitif anlamda vatandaşları eğitmektir. Bir bayanın cadde veya kaldırımın bozuk olmasından dolayı ayakkabısının topuğu kırılsa Belediye onun bedelini ödemek zorundadır.
ŞÖYLE BİR HALİMİZE BAKALIM!
Ne kadar şeffafız. Belediye Meclis Toplantılarının halk tarafından takibine bile tahammül yok. Yol ve kaldırımlarımızın durumu ortada. Çöp ve çöplük konusu kangren olmuş. Bilhassa sosyal konularda ne kadar eğitim yapıldı? Eğitilen bir toplum sigara izmaritini, çöpünü, yediği çekirdeğin kabuğunu caddeye atar mı? Atmaması için önce eğitilecek, buna rağmen atarsa cezasını çekecek! Mesele bu kadar basit. Mesela, gelişmiş Batı ülkelerinde değil sağa sola çöp veya ev eşyası atmak, yere tükürmek veya sakız atmanın cezası 50 €. Sigara paketi, gazete, meşrubat şişesi vs. atmanın cezası 50 ile 510 € arasında değişiyor. Buna benzer daha birçok ceza çeşitleri var. Batı’yı örnek almak isteyenler önce Batı’nın bu örnek uygulamalarını dikkate almalı. Ama bizde kolay kolay ceza uygulanamaz. Neden? Oy kaygısı sebebiyle!
Birçok görevimizi layık-ı veçhile yapmamış/yapamamış olmanın kabahatini örtbas etmek için en güzel metot milleti eğlendirerek uyutmak olsa gerek!
Zaten bizim çocukluğumuzda ilkokul Okuma kitaplarımız “uyu uyu, yat uyu” ile başlıyordu. Şimdiki kitaplarda yazmasa da çeşitli şekillerde uyutma devam ediyor.
Dostça kalın…
e-mail: [email protected]
SİYASET
30 Nisan 2013 - 09:36
UYU UYU, YAT UYU!
Şair; “Bahar, yalvarırım çek git işine! Salma üstüme çiçeklerini, aklımı çelme!” demesi, bahar sarhoşluğundan olsa gerek. Kış mevsiminden kurtulup ilkbaharın tadını çıkarmadan sanki yaz ...
SİYASET
30 Nisan 2013 - 09:36
İlginizi Çekebilir