Cumhuriyet Kadınları Derneği Edirne Şubesi’nden kadın haklarına dair yapılan açıklamada; “ Haklara sahip olmak yeterli değildir. Önemli olan o hakları kullanabilmektir. Suç; kadınlara haklarını kullandırtmayan Eril iktidarlarındır” ifadelerine yer verdiler. Cumhuriyet Kadınları Derneklerinin kuruluşunun 20. yılı kapsamında Türkiye genelinde yayınlanan bildirgede çeşitli toplumsal odaklı sorunları ele alan konular yer alıyordu. Kadınların seçme ve seçilme haklarından, mevcut sistemde yer aldığı yerine kadar farklı konulara değinen Cumhuriyet Kadınları Derneği Edirne Şube Başkanı Mine Hepgüllü; “Haklara sahip olmak yeterli değildir. Önemli olan o hakları kullanabilmektir. Suç; kadınlara haklarını kullandırtmayan Eril iktidarlarındır” ifadeleri dikkat çekerken Kadın Kotası yasası hakkında da sert sözler sarf etti. NEREDEN NEREYECumhuriyet Kadınlar Derneği Edirne Şubesi Başkanı Mine Hepgüllü; “Türk Kadını 1935’de ilk kez Parlamentoya girdiğinde Kadın Parlamenter oranıyla dünya listesinde 2. sıradaydı. 83 yıl sonra bugün yüzde 15 küsurluk Kadın Parlamenter orayla dünya listelerinin sonlarında sürünüyoruz” şeklinde sözleri adeta bugünkü durumumuzda “Nereye Nereden” yorumlarına neden oldu. Hepgüllü konuşmasının devamında; “Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkını kazanışının 83. yılında bize Siyasal Haklarımızı pek çok ülkeden önce veren Ulu Önderimiz Atatürk’e sonsuz bir sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz. Yüzyıllarca suren Kadın Hakları Mücadelesinde ilk talep edilen hak daima Siyasal Hak olmuştur. Fransız Devriminden 2 yıl sonra yani 1791 de ünlü Fransız kadın yazar Olimpi de Gouje yayınladığı Fransız Kadın Yurttaş Beyannamesinde şöyle diyordu: “Madem, erkekler gibi giyotine gidiyorum, o halde benim de erkekler gibi oy hakkım olmalı” Olimpi d'Goaje bu sözün bedelini giyotinde can vererek ödedi. Fransız kadını Siyasal Haklarını ancak bundan 154 yıl sonra 1945’de kazanabildi. Türk Kadını 1934’de siyasal haklarını kazandığında, dünyada sadece 17 ülke kadınının bu hakkı vardı ve kadına Siyasal Hak tanıyan ilk ve tek İslam ülkesiydi. Bugün kadının siyasetteki yerine öykündüğümüz ülkelerin kadınları Siyasal Haklarını bizden onlarca yıl sonra kazandı. Türk Kadını 1935’de ilk kez Parlamentoya girdiğinde Kadın Parlamenter oranıyla dünya listesinde 2. sıradaydı. 83 yıl sonra bugün yüzde 15 küsurluk Kadın Parlamenter orayla dünya listelerinin sonlarında sürünüyoruz. Avrupa Parlamentoları Listesinde sonuncu sıradayız. Yerel Parlamentolardaki yüzde 4’lük oranla çok daha acıklı durumdayız. Tüm listelerin sonlarındayız. 83 yıl sonra Meclislerimiz ‘Kadınsız Meclistir’ ve Demokrasimiz hala ‘Erkek Demokrasisi’dir. Yaşadığımız bu “Eksik Demokrasi” veya bir Bilim Kadınımızın değişiyle ‘Defolu Demokrasi’ 21.yüzyıl+ Türkiye'nin ayıbıdır. Cumhuriyet Devrimi; özünde bir Kadın Devrimidir. Atatürk; Türk Kadınına Siyasal Haklarını verirken kadını, erkeği ile eşit, çağdaş ve gerçekten Demokratik bir ülke hedeflemişti. Ne yazık ki yarım kalan Aydınlanma Devrimiyle bu hedeflerin hiçbirine ulaşılamadı. Bugün biz Türk Kadınları artık şunu çok iyi biliyoruz ki: Haklara sahip olmak yeterli değildir. Önemli olan o hakları kullanabilmektir. Bu konuda kadınlar suçlu değildir. Suç; kadınlara haklarını kullandırtmayan Eril iktidarlarındır” ifadelerini kullandı. “SİYASETTE KADINLAR ENGELLİ KONUMDADIR”Siyasette kadınların pek çok farklı konumda engellendiğini belirten Hepgüllü; “Siyasette kadınlar engelli konumdadır ama 100 metre koşucusu erkeklerle aynı kulvarda yarışması istenir. Siyasette kadınların önünde eğitimsizlik, ekonomik yetersizlik, toplumsal emniyet ayrımcılığı, destek mekanizmalarının eksikliği vs. gibi bir dizi engel vardır. Türkiye bu konuda taraf olduğu Uluslararası sözleşmelerin gereğini de yerine getirmemekle, kadınların Siyasette ve Karar Mekanizmalarında yer almasını sağlayacak hiçbir şey yapmamaktadır. Oysaki Siyasal Katılım kadınların eğitim, sağlık, istihdam, ekonomi, cinsiyet ayrımcılığı, kadına yönelik şiddet gibi tüm güçsüzlük alanlarında en önemli çözüm anahtarıdır. Kısaca kadınların siyasette ve karar mekanizmalarında eşit katılımı sadece Kadınlara ait sorunların değil, tüm toplumsal sorunlarımızın çözümü için tek şart, tek çaredir” dedi. TEK ÇARE CİNSİYET KOTASICinsiyet Kotası uygulamasının yasalaştırılmasının altını çizen Hepgüllü; “Nüfusun yarısını oluşturan kadınların Yerel ve Ulusal Parlamentoların da eşit temsilini istemek salt bir eşitlik talebi değil, özünde bir Demokrasi talebidir. Gerçek bir Demokraside yaşamak isteyen her birey, özellikle de Siyasetçi ve Ülke Yöneticileri derhal eşit, temsili sağlayacak uygulamaları yaşama geçirmelidir. Bunun içinde tek çare ‘Cinsiyet Kotası’ uygulamasıdır. Bugün tüm dünyada 90'dan fazla ülkede uygulanan Cinsiyet Kotasının en etkin çözüm yolu olduğu hem bilimsel, hem de uygulama açısından ispatlanmıştır. CinsiyetKotası uygulamayan ülkelerde kadınların temsil oranı yüzde 17’nin üstüne çıkamamakta, uygulayan ülkelerde ise ‘Temsilde Kritik Eşik’ denen yüzde 30’un altına düşmemektedir. Önümüzdeki süreçte TBMM'de Anayasa Değişikliği Uyum Yasaları paketi içerisinde Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarında değişiklikler yapılacaktır. Biz CKD olarak süreçte “k 50'lik Cinsiyet Kotası” uygulamasının yasalaştırılmasını talep ediyoruz. Bu günlerde erkeklerin seçilmesini sağlayacak “Seçim İttifakları” , “Dar Bölge, Daraltılmış Bölge” , “Seçim Barajları” vs. konuşulurken kimse kadınların da seçilmesini sağlayacak “Cinsiyet Kotasını” getirdim dememektedir. Biz Cumhuriyet Kadınları olarak artık Siyasal Haklarımızı kullanma, bu hakkı yaşama geçirme kararlılığındayız. Bize haklarımızı kullandırtmayan Eril İktidarlarla mücadele edeceğiz. Erkek egemen Meclislerden çıkan kararların kadınların lehine olmadığını yıllarca yaşayacak gördük. Kadınların siyasal geleceği erkeklerin iki dudağı arasında olamaz. Yasalarla güvence altına alınmalıdır. Uygulanmaması halinde ağır Anayasal cezai yaptırımları olmalıdır” dedi. “SİYASETÇİLERDEN, YETKİLİLERDEN ARTIK İÇİ BOŞ KUTLAMALAR, HAMASİ NUTUKLAR, BOL VAATLER İSTEMİYORUZ”Bol vaat ve hamasi nutuklar duymak istemediklerini vurgulayan Hepgüllü; “Biz kadınlar Siyasal Haklarımızı kazanmanın 83. yılında siyasetçilerden, yetkililerden artık içi boş kutlamalar, hamasi nutuklar, bol vaatler istemiyoruz. Artık somut uygulamalar bekliyoruz. Başta iktidar Partisi olmak üzere TBMM'de grubu bulunan tüm siyasi partilere sesleniyorum. En geç 8 Mart 2018 tarihine kadar yüzde 50’lık Cinsiyet Kotası, Uygulamasını yasalaştırın” “SİYASİ PARTİLERİN DEMOKRASİDEN BAHSETMEYE HAKLAN DA, HADLERİ DE YOKTUR”“Bu görevi yapmayan Siyasi Partilerin Demokrasiden bahsetmeye haklan da, hadleri de yoktur. Ayrıca tüm Demokratik Kitle Örgütlerine de bu konuda dayanışmak ve birlikte mücadele etmek üzere çağrıda bulunuyoruz. Cinsiyet Kotas' Yasası Mücadelesi ülkemizde Demokrasi için bir mihenk taşı olacaktır. Hep birlikte gerçekten demokrasi isteyen ve istemeyenleri göreceği, Gerçek bir Demokraside yaşamak ve çocuklarını büyütmek isteyen tüm vatandaşlarımızı da omuz omuza mücadeleye davet ediyoruz” dedi.
GÜNDEM
06 Aralık 2017 - 03:47
ÖNEMLİ OLAN O HAKLARI KULLANABİLMEKTİR
GÜNDEM
06 Aralık 2017 - 03:47