Kültür; toplumun ve bireyin yaşam sürecinde öğrendiği, biriktirdiği; her türlü bilgi, gelenek, görenek, yetenek, sanat ve alışkanlıklarını içine alan değerler bütünüdür.
Kentler, tarihin, kültürün ve medeniyetin ortaya çıktığı mekânlar olarak geçmişin izlerini geleceğe taşır. Geçmişten günümüze, tarihin, doğanın ve bireylerin bıraktığı izler, kentin kültürel kimliğinin oluşmasında da önemli katkı sağlar.
İşte dünya insanlığının ortak mirası olarak kabul edilen evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal varlıkları dünyaya tanıtmak, toplumda söz konusu evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak ve çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan kültürel ve doğal değerlerin yaşatılması için gerekli işbirliğini sağlamak amacıyla UNESCO’nun 17 Ekim – 21 Kasım 1972 tarihleri arasında Paris’te toplanan 17. Genel Konferansı kapsamında, 16 Kasım 1972 tarihinde “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme” kabul edilmiştir. Türkiye’de;bu sözleşmeyi, 23.05.1982 tarih ve 8/4788 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylayarak kabul etmiştir.
Yapılan çalışmalar neticesinde 2017 yılı itibariyle Dünya genelinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne giren 1073 kültürel ve doğal varlık bulunmaktadır. Her yıl gerçekleşen Dünya Miras Komitesi toplantılarında yapılan değerlendirmeler ile bu sayı artmaktadır.
İşte dünya kültür mirası listesinde yer alan bu değerler, bulundukları kentleri taçlandırmakta kentlere kimlik, ruh ve uluslararası prestij kazandırmaktadır. BugünEyfel Kulesi Paris’in, Gize Piramitleri Kahire’nin, Topkapı Sarayı ve Ayasofya İstanbul’un, Selimiye Camii ve KülliyesiEdirne’nin kent kimliğine değer katmaktadır.Selimiye Camii ve Külliyesi 29 Haziran 2011 tarihinde Dünya Kültür Mirası Listesine girmiştir.
UNESCO’nun “İnsanlığın Somut Olmayan Kültür Miras Temsili Listesi”ne, Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali 16 Kasım 2010 tarihinde,Ebru: Türk Kâğıt Süsleme Sanatı 2014 yılında, Bahar: Kutlaması: Hıdrellez de, 4-8 Aralık 2017 tarihleri arasında gerçekleşen toplantıda Türkiye ve Makedonya ortaklığında çokuluslu dosya olarak kaydettirilmiştir.“Ebru: Türk Kağıt Süsleme Sanatı” listede coğrafi bölge olarak Edirne ve İstanbul adıyla yer almaktadır. Bu açıdan Ebru sanatının kentimizde tanıtılması ve uygulamalarının gençlerimize açılacak kurslar ile öğretilmesi gerekmektedir.
Yapılan çalışmalar neticesinde Edirne, dört eseri ile UNESCO Dünya Kültür Mirası ve İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listelerinde yer almaktadır. Bu bağlamda, Edirne Uzunköprü Köprüsü’de 2015, Sultan II.Beyazid Han Külliyesi’de 2016 yılında geçici listeye dahil edilmiş, yakın zamanda listeye girmesi beklenmektedir.
Osmanlı Devleti’ne 92 yıl başkent olmasının yanı sıra Edirne, camileri, sinagog ve kiliseleri, hanları, hamamları, çeşmeleri, evleri, kervansarayları, kentin dört bir tarafını saran Meriç, Arda ve Tunca Nehirleri üzerinde gerdanlık gibi süzülen köprüleriyle bölgenin önemli tarih, kültür, eğitim ve turizm kentlerinden biridir. Edirne'de Dar-ûlEytam'ın, Dulhane'nin, Telgrafhane'nin, Sanat Okulu'nun, Darüşşifa ve Medrese gibi kuruluşların dönemlerinde ilk oluşu tesadüf değildir.II. Abdülhamid'in fermanıyla yaptırılan Edirne Büyük Sinagogu, Avrupa'nın en büyüğü, dünyanın üçüncü büyük Musevi ibadethanesidir. Kentimiz, Kültür ve Turizm Bakanlığına tescilli 9 müze ile misafirlerine ev sahipliği yapmaktadır.
Değerli okurlarım,dünya turizm sektör ve temsilcilerinin yoğun ilgisini çeken kaç şehir vardır?Daha 5, 10 sene öncesine kadar kentimizde yer alan hotellerin doluluk oranları düşük iken, bugün kentimize birçok yeni hotel yapılmasına rağmen doluluk oranlarının yüksek olduğunu görmekteyiz. Son dönemlerde restore edilerek kültür hayatımıza kazandırılan, Edirne Büyük Sinagogu, Edirne Sarayı’nın bazı bölümleri, Elektrik Fabrikası binası ile Edirne Kent Müzesi’ne dönüştürülen Hafız Ağa Konağı kentimiz için önemli kazanımlardır. Restorasyonu tamamlanan Hıdırlık Tabyası ve onarım projeleri tamamlanan Şükrüpaşa Anıtı ve Tabyasının da düzenlenerek turizme açılması kentimiz açısından değerlidir.Ayrıca Edirne Belediye Başkanlığınınkentimizi ulusal ve uluslararası alanda tanıtma çabaları göz ardı edilmemelidir. Hürriyet Gazetesi köşe yazarlarının Edirne’de gezdirilmesi, bu yazarların aylarca köşelerinde Edirne’yi işlemeleri,ulusal alanda düzenlenen fuarlarda Edirne’nin kültür ve sanat değerlerinin tanıtılması önemlidir.
Bu gelişmeler sonucunda kentimiz esnafının yüzü gülüyorsa, kentimiz turizm akımına uğruyorsa, İstatistiki verilere göre Dünya’da en çok turist alan 61 nci, ülkemizde de, 3 nci şehir olarak yer alıyorsa, bu geçmişten bugüne yapılan çalışmaların ürünü değil midir? Bu kazanımları yapılacak yeni çalışmalarla geliştirmek, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, esnaf ve halkımız ile birlik olup kentimize gelen turistlere sahip çıkarak onların kentimizden memnun ayrılmalarını sağlamak gerekmektedir. Tüm bu çalışmalarda emeği geçenlere şükranlarımızı iletiyoruz. Ancak şunu unutmayalım;
Başarıyı yakalamak kolaydır, önemli olan başarıyı geliştirip daha ileriye götürmek değil midir ?