Elindeki mal ve mülkünü ve öteki imkânlarını Allah'ın rızâsını kazanmak maksadıyla harcayanlar ve tabiî yaptıkları bağışları asla başa kakmayan, yüze vurmayan ve böylece gönül kırmayanlar elbette karşılıksız bırakılmayacaklardır. İyilikleri bekleyen en büyük tehlike, onları yapanların, yaptıklarını yüze vurmak, başa kakmak suretiyle boşa çıkarmalarıdır.
Kişi yaptığı iyilikleri minnetle boşa çıkartmamalıdır. Çünkü o iyiliği değerlendirecek olan Allah’tır. Bir insan bir insanın sıkıntısını giderirse Allah’ta o kişinin dünyada ve ahrette sıkıntısını giderir. Bir kişinin ihtiyacını gidermenin karşılığını Allah verecektir. Bunun sevabını Allah’tan beklemek gerekir ancak bu sevaba minnet etmemeliyiz ki, Allah onun karşılığını versin. İnsan 1 verir, Allah 10 verir. Hâlbuki insanın verdiği şeyde Allah’ın değil midir?
Peygamber Efendimiz (S.A.V.) fermanında ‘Allah kulun yardımındadır, kul kardeşinin yardımında olduğu sürece’. Özetleyecek olursak, kul kardeşinin yardımında olduğu sürece Allah’ta o kişiye yardım eder. Allah bir kişiye yardım ettiği zaman o kişinin hem bu dünyası hem de ahreti iyi olur.
İnsanlar bir birine sırt çevirmemeli, bir birlerinin ayıplarını araştırmamalı kısacası kardeş olmalı.