Trakya’nın göz bebeği olarak anılan Saroz Körfezinde çalışmalarına devam eden taş ve kalker ocaklarının durdurulmasına yönelik dava süreci devam ediyor. Mecidiye Köyü Halkı ve ilçede görev yapan derneklere, Edirne’deki sivil toplum örgütlerinden, TEMA vakfına kentteki yetkililere kadar taş ve kalker ocaklarına karşı tepkileri devam ediyor. Son olarak konu hakkında gazetemize özel açıklamalar yapan Edirne İl Genel Meclisi Mehmet Geçmiş ile CHP Keşan İl Genel Meclis Üyesi Abdülaziz Çıkıkçı, taş ve kalker ocaklarının doğaya ve insan sağlığına zarar vermemesi adına halkın ve bilirkişilerin görüşlerinin alınmasına, çalışma yetkisinin Genel Müdürlüklerden alınıp yerel yönetimlere verilmesinin gerektiğini savundular. GEÇMİŞ: “FACİA NEDEN OLMAKTA”Edirne İl Genel Meclis Başkanı Mehmet Geçmiş, taş ve kalker ocaklarıyla ilgili yetkilerin Maden İşletme Genel Müdürlüğünden alınıp Valilik bünyesine tahsis edilmesinin daha doğru karar alınmasının yolunu açacağını belirterek; “Taş ve kalker ocakları gerçekten bir faciaya neden olmakta. İl Genel Meclisi olarak komisyonda durumun incelenmesi için yetki verdik. Özellikle Keşan ve Mecidiye Halkından inanılmaz şikâyetler alıyoruz. Saroz’un dibinde yetki verilen taş ve kalker ocaklarının çalışma yeri çok yanlış bir yer. Tarımına, turizmine, insan sağlığına vs. gibi pek çok daha farklı konu hakkında mağduriyetler söz konusu. Orada yapılan çalışmalar, sahilin yapısını bozmasıyla birlikte ormanlara, orada yetişen özel bitkilere vs. zarar veriyor. Yazın 150 bin ila 200 bin kişi kadar turist çeken bir yerde hem turizmi hem de hafriyat yapan kamyonların yol açtığı trafikteki sıkıntısı da ayrı konu. Orada yapılan yollar ağır tonajlı araçların sürekli kullanımı için uygun değil. Bu nedenle can ve mal kaybına kapı açıyor” ifadelerini kullandı. GEÇMİŞ: “DAHA DOĞRU KARAR ALINMASININ YOLUNU AÇAR”“Konu ile ilgili Keşan Halkımız olsun, Keşanlı yetkililerle olsun görüştük ancak orada yapılan çalışmaların yetkisi bizim elimizde değil, karar Maden İşletme Genel Müdürlüğünden alınıyor. Bu tür çalışmalarda İl Genel Meclisinin yetki alanına girmiyor. Bakanlık karara bağlıyor ve sadece bize işletme ruhsatını vermek kalıyor. Bu da yasal bir zorunluluk. Bakanlığın aldığı karara biz ne kadar istemesek de bu ruhsatı vermek zorundayız. Bu durum nasıl değiştirilebilir? Bu tür çalışmaların yetkisi Maden İşletme Genel Müdürlüğünden alınıp Valiliklere veya yerle yönetimlere verilmesi daha doğru kararların alınmasının da yolunu açar” dedi.ÇIKIKÇI: “İNSANA DA DOĞAYA DA ZARARI VAR”CHP Keşan İl Genel Meclis Üyesi Abdülaziz Çıkıkçı, Saroz Körfezinde yapılan çalışmaları bölge halkıyla ve yetkililer görüştüğünü belirtti. Çıkıkçı, taş ve kalker ocaklarının dkorunması gereken özel bir doğal alanın taş ocağı olarak kullanılmasının insan ve doğanın sağlığına zararlı olduğunu belirtti; “Taş ve Kalker Ocaklarının Özel Koruma Alanı olan bu yerde olması çok üzücü sadece bu değil, çalışma yürütülen bu yerde İnsan sağlığına, Turizme, Tarıma, oradaki özel doğal alana hemen hemen her şeye zarar verdiği uzmanlar tarafından ve bilirkişiler tarafından söyleniyor. Mecidiye Halkı olsun, Trakya Halkı olsun, Doğaseverler, Turizm dernekleri vs. gibi pek çok farklı yerden büyük tepkiler geliyor taş ve kalker ocaklarıyla ilgili ve inandırıcı bir açıklamada gelmiyor. Zaman zaman oradaki bölge insanının gazını almak için yetkililerden bir takım açıklamalar yapılıyor ancak icraata gelindiği zaman halen daha oradaki işlemlerin devam ettiğini görüyoruz. İnsan sağlığı bakımından ele aldığımızda konuyu ilk olarak taş ve kalker ocaklarından çıkan toz dolaylı bir şekilde hem Mecidiye Köy sakinlerini rahatsız ediyor hem de o yolda yolculuk yapan insanları. Bölgede tarım yapan kişilere sorduğumuzda ürünlerinde verimin düştüğünü söylüyorlar. Turizm bakımından Edirne ve Trakya için çok önemli bir konumda olan Saroz içinde ise en çok yerli turist olmak üzere bölgede tatil yapmak isteyen insanlar için de eksi bir durum. Orada yapılan çalışmalar bildim kadarıyla Temmuz-Ağustos ya da Haziran-Temmuz ayları aralıklarında oluyor. Turizmin en hareketli olduğu dönemlerde burada yapılan çalışmalar turizmcileri de kötü etkilemekte. Sadece o da değil, taş ve kalker ocaklarında çalışma yapan nakliyat kamyonları ve araçlar o yolda gidip gelmekte. Kullanılan yolların kamyonlar veya ağır tonajlı araçlar için müsait değil, yüzlerce kamyonun kullandığı yolda yani oluşabilecek her hangi bir istenmeyen olayda insanlarımızın da hayatı söz konusu” dedi. ÇIKIKÇI: “DAVANIN TAKİPÇİSİYİM”Çıkıkçı taş ve kalker ocakları hakkında dava sürecinin takipçisi olduğunu belirterek; “Saroz’da başlatılan taş ve kalker ocaklarının çalışmaları 2016 yılında başladı. Sahillerde yapılacak çalışmaların belli bir kriteri var. Sahillere yakın olan yerlerde yapılan veya yapılacak olan çalışmalarda 5 kilometre mesafesi olması gerekiyor. Ancak Saroz Körfezi yakınlarındaki devam eden çalışmalarda 5 kilometre kuralına da uymuyor. Senelerden beri burada yapılan çalışmalar devam ediyor. Mecidiye Halkı’nın başlattığı davanın takipçisiyim. Sonucunu da merak ediyoruz. Çünkü Bilirkişi ve Uzmanların belirttiği raporlar doğrultusunda hukukçularımızın gerekeni yapacağına hiç şüphemiz yok” şeklinde konuştu.ÇIKIKÇI: “MANEVİ HEM DE MADDİ YÖNDEN PEK ÇOK SORUNU DA BERABERİNDE DOĞURUYOR”Taş ve kalker ocaklarında yürütülen çalışmaların sadece Mecidiye Halkının değil Trakya Bölgesinde maddi ve manevi sorunların da beraber gelişmesine neden olduğunu vurgulayan Çıkıkçı: “Söylemek istediğimiz taş ve kalker ocakları kapatılsın demiyorum ancak bu duruma müsait olan daha farklı yerlerde bu işlemler yapılabilir. Eğer ki Türkiye’nin farklı bir yerinde taş ve kalker ocağı açmak mümkünse bu işlemleri turizm ve doğada dünyanın sayılı yerlerinden biri olan Saroz’da yapılmaması gerekir. Orada yapılan çalışma sahilin şeklini bozacak, Sahilin güzelliğini bozulacak. Mecidiye Köyünden tutun da liman istikametine kadar Flora yağından zengin halk dilinde ‘bocur’ denilen bir bitki vardır ki korunması gerekir. Benim Dedem 37 yıldır Mecidiye’de eğitmenlik yapmış bir kişi ve annem de Mecidiyeli, bu yaşananlara baktığımda çok üzüntü verici bir durum. Hem manevi hem de maddi yönden pek çok sorunu da beraberinde doğuruyor” ifadelerine yer verdi. ÇIKIKÇI: “YETKİ YEREL YÖNETİMLERE VERİLMELİ”Çıkıkçı taş ve kalker ocaklarının çalışmalarına verilen izinlerin yerel yönetimlerce karar verilmesinin daha sağlıklı karar alma yolunda önemli olduğunu ve yetkinin yerle yönetimlere verilmesinin gerektiğini belirterek; “Bin veya bin 500 dekarlık büyüklüğünde bir ruhsat verilmez. Sıkıntı buradan da başlıyor. Maden İşleri Genel Müdürlüğünün verdiği ruhsatlar devam ettiği sürece korunması gereken doğal özelliği dünyada az olan bitki örtüsünden insan sağlığına kadar pek çok zarar görmeye devam edecek. Mecidiye Halkına bu çalışmaları isteyip istemediği sorulmamış, oradaki doğal hayatın veya korunması gereken özel bitki ve ormanların ne kadar zarar göreceği konusunda araştırma yapılmamış. Çok uzaklardan verilen ölçüsüz ve yersiz bir ruhsat. Bu türde yapılacak çalışmalarda bu işletme ruhsatı veya her hangi bir belge yerel yönetimlerden verilmesi kanaatindeyim. Halkından, Bilirkişisine, Valisinden Belediye Başkanlarına kadar ortak fikirlerin görüşüldüğü bir kararla verilecekse bu ruhsatlar verilmeli. Böyle bir ortam olmadığı için, kazı veya çalışma yapacak kişiler Ankara’ya gidiyor, yapmak istediği işlem için Ankara’dan belgeyi alıyor, Halka vs. kimseye danışılmadan bir bakmışsınız kazı ve çalışmalar başlamış. Sıkıntıların genel kaynağı budur. Yanlış bilinenler de var. Çalışmaların İl Özel İdaresi izniyle olduğu yönünde zannediliyor. Bu tür çalışmalarda yetkinin Maden İşletme Genel Müdürlüğünden alınıp yerel yönetimlere verilmeli. Valilikler bünyesinde yapılırsa bu işlemler, gerekli olan veya daha farklı, çok çok daha az zarara neden olacak yerlere taşımamız mümkün olur. Ne tarıma ne turizme ne de insan sağlığına zarar verirsiniz” ifadelerini kullandı.
GÜNDEM
07 Şubat 2018 - 05:53
"YETKİ YERELE VERİLMELİ"
Saroz’daki taş ve kalker ocaklarına yönelik açılan dava devam ederken, Edirne’deki yetkililer konu hakkında düşüncelerini aktardı. Edirne İl Genel Meclis Başkanı Mehmet Geçmiş ile CHP Keşan İl Genel Meclis Üyesi Abdülaziz Çıkıkçı, taş ve kalker ocaklarına verilecek olan yetkilerin yerel yönetimlere verilmesini vurguladı.
GÜNDEM
07 Şubat 2018 - 05:53