Bir eğitim kurumu olan müzeler, kültürel mirasın korunması, ortaya çıkarılması, tanınması, sahiplenerek geleceğe aktarılmasını hedefleyen, bu amaçlar doğrultusunda araştıran, inceleyip değerlendirerek kültür varlığını ortaya çıkarıp koruyan, sürekli ve geçici olarak sergileyen, kamuya açık, toplumun hizmetinde ve onun gelişimi için çalışan kurumlardır.
Konumu itibariyle kuruluşundan itibaren tarih boyunca stratejik öneme sahip kent olan Edirne, kurumsal müze ile 20. yüzyılın başlarında tanışmıştır. Kaynaklar, Edirne’de ilk Müze’nin, Atatürk’ün emriyle, 1925 yılında Selimiye Camii Dar-ül Hadis Medresesinde kurulduğunu yazmaktadır. Edirne’de ihtiyaç duyulan yeni bir müze binası Selimiye Camii civarında müze için temin edilen arsa üzerine, Y. Mimar İhsan KIYGI tarafından hazırlanan projeye göre yapılarak, 13 Haziran 1971 yılında “Arkeoloji ve Etnografya Müzesi” adı ile açılmıştır. Dar-ül Hadis Medresesindeki Müze de “Türk İslam Eserleri Müzesi” olarak düzenlenmiştir. Her iki müzenin gelişmesi ve çağımız teknolojileri ile donatılması çalışmalarını başarı ile yürüten müze müdürü Sayın Hasan Karakaya, yapmış olduğu araştırmalarında Edirne’de ilk müzenin yine Atatürk’ün talimatlarıyla 01.01.1924 yılında kapısını ziyaretçilere açtığı belgesine ulaşmıştır. Yapmış olduğu yüksek lisans tezinde bunu belgelemiştir.
Daha sonraki süreçlerde, Edirne’de özel müze statüsünde, Trakya Üniversitesi II. Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi, Trakya Üniversitesi Lozan Anıtı Meydanı ve Müzesi (Daha sonra bu müze, Trakya Üniversitesi Milli Mücadele ve Lozan Müzesi adıyla 19 Nisan 2016 tarihinde açılmıştır), Trakya Üniversitesi İlhan Koman Heykel ve Resim Müzesi, Selimiye Vakıf Eserleri Müzesi, Şükrü Paşa Anıtı-Balkan Şehitliği, Edirne Belediyesi Edirne Kent Müzesi ile Uzunköprü Kent Müzesi kurulmuştur. Bu müzelerin kuruluşları kamu kurum ve kuruluşlarının girişimleri ile gerçekleşmiştir. Bu bağlamda, açık hava müzesi olarak adlandırılan Edirne’deki müze sayısının yetersizliği aşikârdır.
Edirne’nin kurtuluşunun 95. yıldönümü olan 25 Kasım 2017 tarihinde, kamu kurum ve kuruluş bünyesinde olmayan, tamamen kişisel gayretler ile kurulan bir müzenin açılışı Edirne Karaağaç Mahallesinde gerçekleşti. Bu müzenin adı “Osman İnci Müzesi” idi. Sayın Osman İnci, böyle bir müzeyi kentimizde âtıl durumdaki tarihi binaların birisinde açmak için çok uğraş vermişti. Ancak tüm girişimleri olumsuz sonuçlanmıştı.
Osman İnci, eğitimin sanat-kültür ve korumacılık anlayışı ile şekillenmesi için çalışan, Edirne’ye gönül bağı olan bir bilimci, kültür, sanat ve çevre dostu olan bir doktor. İstanbul Tıp Fakültesini okuduktan sonra 1977 de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde akademisyenliğe adım adan İnci, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı kadrosunun da ilk akademisyenidir. Trakya Üniversitesi kadrolarında 1985 de Yardımcı Doçent, 1988 de Doçent, 1995 de Profesör olarak görev almıştır. Üniversite Hastanesi Başhekim Yardımcılığı, Başhekimliği, Fakülte Yönetim kurulu üyeliği, İki Dönem Trakya Üniversitesi Rektörlüğü görevlerinde bulunmuştur. Rektörlüğü döneminde, Üniversite tarihi binaları ile Karaağaç Yerleşkesindeki tarihi gar binası ve diğer binaların restorasyonunu gerçekleştirmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin tapusu niteliğinde olan “Lozan Antlaşması” ile ülkemiz sınırlarına dâhil olan Karaağaç Semti’nin tarihi önemini vurgulamak amacıyla yerleşke alanına “Lozan Anıtı Meydanı ve Müzesi”ni kurmuştur. Rektörlüğü döneminde 4 müzenin kuruluşuna da öncülük etmiştir. Yaşamış olduğu kentin yükseköğretim kalitesini artırmak adına yapmış olduğu çalışmaların yanında kentin tarihi, kültürel ve sanatsal değerlerini öne çıkarmak için ekibiyle birlikte çaba harcamıştır. Çevreci kimliği ile “Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı”nın hazırlanmasını ve 13.07.2004 de onaylanarak yürürlüğe girmesini sağlamıştır.
Kentin bilim, kültür ve sağlık yaşamına 36 yıl hizmet veren Prof.Dr.Osman İnci, toplumların kütüphanelerden, müzelerden, kültür ve sanat merkezlerinden geçerek olgunlaşabileceği, geçmişi ve geleceği ancak böyle kavranabileceği düşüncesiyle gönül bağı olan kentine “Osman İnci Müzesi” ni kazandırmıştır. Edirne’nin Karaağaç Mahallesinde yer alan ve kendi arsası üzerine inşa ettiği müze binasının temeli 16 Mayıs 2015 tarihinde atılmıştı. Osman İnci Bilim, Sanat, Kültür, Müzecilik ve Tur ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından kurulan müze de, sürekli olarak Prof. Dr. Osman İnci’nin edindiği yağlıboya, suluboya, taş baskı tabloları, kalem koleksiyonu, seramik, çini tabak ve vazoları sergilenmektedir. Değişik dönemlerde kendisine takdir edilen ödüller, belgeler, akademik ve yönetimsel giysiler, aileye ait etnografik giysiler de müzede yer almaktadır. Müze de ayrıca, gazeteci-yazar Hasan Pulur, Prof. Dr. Vural Solok ve Prof. Dr. Osman İnci’nin kitapları okuma salonunda araştırmacılara açık tutulmaktadır. Müzenin sanat galerisinde sürekli sergiler açılmaktadır. Müze 8 Mart Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında 3 Mart 2018 Cumartesi günü açılan “18 K Kadın Sanatçılar Karma Resim Sergisi”ne ev sahipliği yapmaktadır. Sergide 18 kadın sanatçının çok değerli eserleri sergilenmektedir. Bu bağlamda, müzenin bilimsel, sosyal ve kültürel toplantılara ev sahipliği yapabilecek alt yapıya sahip olması, kafeteryasında nitelikli hizmetin sunulması kültür-sanat severler için önemli bir ayrıntıdır. Müze, izleyicilerine kapılarını her gün saat:10.00 ile 17.00 arası açık tutmaktadır. İnteraktif ortamdan da 7/24 saat http://www.osmanincimuzesi.com adresinden müzeye erişilebilmektedir.
Birikimlerini sanat severlerle, öğrencilerle ve ilgi duyanlarla paylaşan değerli hocamız, rektörümüz sayın Prof. Dr. Osman İnci’yi kutluyoruz. Müzenin kentimiz kültür yaşamına zenginlikler kazandırması dileğiyle, siz değerli okuyucularımın ilk fırsatta müzeyi ziyaret etmelerini diliyorum.