Basın emekçileri muhabirler yaz kış, gece gündüz demeden haber peşinde koşarlar, güzel haber yaptıklarında teşekkür için aranmazlar ama eleştiri yaptıklarında sabahın seherinde uykudan uyandırılırlar, mesai saati diye bir zaman dilimleri yoktur ama her şeye rağmen işlerini layıkıyla yapmaya çalışırlar.
Türk Dil Kurumunda muhabir, “Basın ve yayın organlarına haber toplayan, bildiren veya yazan” kişidir. Ancak detaylara inildiğinde muhabirliğin bu kadar basit olmadığını anlarsınız. Muhabir herkesin kaçarak uzaklaştığı yere koşarak ulaşmaya çalışan kişidir, gözlerdeki korkuyu acıyı resimlere taşıyandır, kısacası herkesin harcı değildir muhabirlik.
Belki bu yazdıklarım sizlere bir şehir efsanesi olarak gözükebilir ama bizler iyi ihtimalle günde 10 saat, haftada altı gün çalışan hatta haftalarca izin kullanamayan emekçileriz. Buradan size bir itirafta bulunmak isterim; yoğun çalışma temposuna rağmen tek gün izin yapabildiğimizden nasıl vakit geçireceğimizi bilemeyip genelde tüm gün evde oluruz o da ani gelişen bir olay yoksa.
Her daim ulaşılabilir olmak zorunda olduğumuzdan beş dakika telefonumuzu kapatma gibi bir lüksümüz yoktur, çünkü mesleğimiz gereği bir son dakika gelişmesini bizim vermemiz gerekir dolayısıyla insani ilişkilerimizi çok iyi tutmalıyız.
Normal şartlarda bir muhabirin ekonomik, siyasal, kültürel, sportif, vb. alanlarda uzman olması beklenir. Ancak günümüz şartlarında bu pek mümkün değil, sabah adliyede duruşma takibi yapan muhabir takip ettiği haberin pür noktalarını yazarken öğlen semt pazarında sebze meyve fiyatlarının artışını, akşam kültür sanat haberi yapması normaldir.
Hele bir de arkadaşımız Asayiş muhabiriyse gecenin bir vakti evde hasta çocuğunu, eşini, evin sorunlarını bir kenara bırakıp olay yerine gider ve haberinin çekimlerini en iyi şekilde yapar. Cumartesi ve Pazar günleri izinli olan ancak muhabir bir haber için telefonla aradığında müdürler, başkanlar… sitem ederler ya, işte muhabir de haftanın bir günü izinliyken ailesiyle güzel bir gün geçirdiği esnada telefonu arandığında daha henüz yaktığı mangalın ateşini söndürüp habere gitmek için tekrar şehir merkezine dönen arkadaşımızdır.
Yaptığı eleştiriler yüzünden muhabir arkadaşlarımızı azarlamayın çünkü onlar bunu hak etmiyor. Muhabirliği gerçekten sevenler yapabilir. Muhabir görünümlü büyüklerimiz yani yazdıkları köşelerin haberlerin başında ürün yerleştirme yapanlar hariç, basın emekçisi muhabir arkadaşınız varsa asla plan yapamazsınız. Ya bir son dakika haberi patlar ve planınız iptal olur ya da ‘habere takılıp’ birkaç saat rötarlı gelir.
Dostlar, yaptığımız işe ve bize biraz saygınız olsun. Sizlere bir arkadaş tavsiyesi malum çağımız teknoloji çağı her etkinliğinizi ve yaşanan gelişmeleri sosyal medya hesaplarınızdan paylaşarak bizleri gereksiz gibi görmeye çalışmayın gün gelir basın açıklaması düzenlersiniz toplantınıza katılan bir basın emekçisi bulamazsınız…
Aslında muhabirlik zehri kanımıza işlendiği için böyle bir şey yapmayız belki daha başka yöntemler buluruz benden söylemesi sonra gerçek dost acı söyler demedi demeyin…