İkinci kez CHP Edirne İl Başkanlığına seçilen Fevzi Pekcanlı, dün mazbatasını aldı. Mazbatasını aldıktan sonra Basın Emekçilerine çeşitli konularda açıklama yapan Pekcanlı; “Büyük bir farkla seçimimizi yeniden aldık. Bugün de arkadaşlarımla beraber mazbatamızı almaya geldik. Artık mazbatamızı aldık ve işimize bakacağız” dedi. 6 Ocak 2018 tarihinde yapılan CHP Edirne İl Başkanlığı seçiminde 374 oyla 2. kez İl Başkanlığına seçilen Fevzi Pekcanlı mazbatasını aldı. CHP Edirne İl Teşkilatının üye ve delegeleriyle birlikte Edirne Adliye Sarayından mazbatasını alan Pekcanlı, basın emekçilerine çeşitli konularda açıklamalarda da bulundu. “İŞİMİZE BAKACAĞIZ”Pekcanlı mazbatayı almasının ardından Basın Emekçilerine yaptığı açıklamada artık işe koyulma zamanı olduğunu belirterek; “CHP Genel Merkezi'nin Mayıs ayında aldığı bir kararla olağan kongre sürecini başlatmıştık. 6 Ocak Cumartesi günü de il kongresinde ben ve ekibim il başkanlığına yeniden aday olduk. Türkiye'de bizden daha fazla fark atan bir örgüt yok listeler arası yarışta. Büyük bir farkla seçimimizi yeniden aldık. Bugün de arkadaşlarımla beraber mazbatamızı almaya geldik. Artık mazbatamızı aldık ve işimize bakacağız” dedi. İLK 6-7 AY EĞİTİMLE GEÇECEK2018'in ilk 6-7 ayının eğitimle geçeceğini vurgulayan Pekcanlı; “2018 yılının ilk 6-7 ayı eğitimle geçecek. Olası bir erken seçime örgütümüz diri bir şekilde girecek. Ankara'daki genel kuruldan sonra programımız, eğitim sürecimiz tasarladığımız şekilde başlayacak. Bütün amacımız 2019'daki olası 3 seçimin 3'ünde de CHP'yi galip çıkartmak, iktidar yapmak. Aslında bu mazbatanın önemi yok, önemli olan birlik ve beraberlik içinde partiyi iktidara götürmek. Biz bugün usulü yerine getirdik, tüm gelen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. “DEMOKRASİ İSTİYORUZ”CHP Edirne İl Başkanı Fevzi Pekcanlı, “OHAL kaldırılsın, demokrasi istiyoruz!” dedi.Pekcanlı yaptığı açıklamada Ülkemiz on sekiz aydan bu yana bir sivil darbe hükümetinin altında, OHAL rejimi ile yönetilmektedir. 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen hain darbe girişimi ardından 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL, milli iradeye, demokrasiye, insan haklarına ve özgürlüklere yönelik bir karşı darbe halini almıştır.Darbe ve darbecilerle mücadele bahanesi ile başlayan OHAL, gelinen süreçte iktidar partisinin karşısında duran tüm muhalif kesimlere yönelik bir sindirme operasyonuna dönüşmüştür. AKP iktidarı ilk günden bu yana, darbecilerle mücadele değil, tek adam düzeninin karşısında demokrasiden yana olan kesimlerle mücadele etmektedir. Sivil darbe hükümeti, her geçen gün baskının sınırlarını genişletmekte ve sağcı solcu ayırmadan toplumun büyük bir kesimini terörist olarak suçlamakta, toplumda açtığı çatlakları genişleterek derin çukurlar haline getirmektedir. PEKCANLI İKTİDARA YÜKLENDİ“İktidara gelirken OHAL’i kaldırma vaadiyle yola çıkanlar, bugün OHAL’den beslenen ve bir dikta rejimini KHK’lar eliyle kuran bir yapı haline gelmiştir. Demokrasiden hızla uzaklaşılırken, OHAL altında gidilen referandum da mühürsüz seçim olarak tarihe geçmiş, milli iradenin gaspı alenileşmiştir. Sivil darbe hükümetinin baskıları tüm kurumları sarmış, parlamenter demokrasiye karşı girişilen harekâtın usulsüzlükleri, Anayasayı yok sayan kararlarla sözde tescil edilmiştir. Türkiye’de Anayasa fiilen lağvedilmiş, hukuk askıya alınmıştır. Yemin ettikleri Anayasa’yı savunmak yerine cübbelerini iliklemeye çalışan kimiyüksek yargı mensupları ile birlikte, OHAL kanunsuzlukları adeta zor kullanılarak resmileştirilmiştir. 12 Eylül askeri darbesinde bile görülmeyen hukuk dışılıklar, insan hakkı ihlalleri ve özgürlüklerin kısıtlanması bugün Türkiye’nin normali haline getirilmek istenmektedir. Yüz binlere ulaşan ihraç ve tutuklamalar dalgası, darbecilerle uzaktan yakından ilgisi olmayan yurttaşları da içine katmış, yargısız infazlarla dikta rejiminin muhalifleri cezalandırma aracı olarak kullanılmış ve kullanılmaya da devam etmektedir. İktidar partisinin FETÖ ile el ele vatanseverlere kumpas kurduğu yıllarda, bu terör örgütü ile mücadele eden ve bu yüzden cezalandırılan gazeteciler, siyasiler ve akademisyenler gibi yurttaşlara, bugün FETÖ yaftası vurulmaya çalışılmaktadır” “KIŞ LASTİĞİ VE EPİLASYON MERKEZLERİYLE İLGİLİ DÜZENLEMELER DAHİ KHK KONUSU”“OHAL KHK’ları, toplumun üzerinde sallanan bir kılıç olarak, seslerini yükseltmek isteyen tüm kesimlere yönelik bir silah halini almıştır. Anayasayı yok sayan bir anlayış ile KHK’lar yasal kapsamından çıkarılmış, yetki çerçevesini aşmıştır. Kış lastiği ve epilasyon merkezleriyle ilgili düzenlemeler dahi KHK konusu yapılırken, demokratik kitle örgütlerinin, gazetelerin ve dergilerin kapatılması sivil darbe iktidarının övündüğü icraatları olmuştur.KHK’lar hukuku katletmenin bir yolu olarak amansızca kullanılırken, haksızlığa uğratılan yüz binlerce taşeron işçisinin hak arama yolunun kapatılmasının da aracı olmuştur.Böylesi bir ortamda, Cumhuriyet Halk Partisi ilk günden bu yana Cumhuriyetin temel değerlerini savunmaya, dikta rejimine karşı parlamenter demokrasiden ve özgürlüklerden yana olan mücadelesini kararlılıkla sürdürmeye devam etmektedir. Türkiye’nin kurucu partisi kimliği ve tarihsel sorumlulukları doğrultusunda Cumhuriyet Halk Partisi olarak, ülkemizin dünyadan soyutlanmış bir diktatörlüğe evrilmesine ve evrensel hukuk kurallarından koparılmasına seyirci kalmayacağımızı bir kez daha altını çizerek ifade ediyoruz.Toplumun tüm kesimlerini doğrudan etkileyen, iş dünyasından sivil topluma, emekçilerden yargıya, medyadan eğitime kadar, herkese dokunan OHAL’in bir kez daha uzatılması gündemde iken, CHP olarak bir çağrı yapıyoruz. 15 Ocak 2018 günü Ankara’da düzenlenecek OHAL Forumu ile sivil darbenin ülkemizde açtığı derin yarayı bir kez daha haykıracak ve tek adam rejimine karşı duran,demokrasiden yana tüm kesimlerin kendilerini ifade edeceği bir buluşmayı sağlayacağız. Bu olağanüstülüğü normalleştirmeye çalışanlara karşı CHP, olarak bir kez daha ifade ediyoruz; OHAL’e artık yeter, OHAL kaldırılsın, demokrasi istiyoruz” ifadelerini kullandı.
SİYASET
12 Ocak 2018 - 05:25
PEKCANLI MAZBATASINI ALDI
SİYASET
12 Ocak 2018 - 05:25