Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump'ın, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması kararına yönelik tepkiler çığ gibi büyüyor. Edirne’de birçok dernek ve STK tarafından basın açıklaması düzenlendi.
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Edirne Şubesi üyeleri, Saraçlar caddesinde ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasını protesto etti.
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Edirne Temsilciliği, Türki̇ye Gençli̇k Vakfı (TÜGVA) Edirne İl Temsi̇lci̇li̇ği, Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Edirne İl Temsilciliği, Eğitim-Bir-Sen, Memur-Sen Edirne Şubesi ve AK Parti Edirne İl Başkanlığı üyeleri, cuma namazının ardından Eski Cami önünde toplandı. ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması protesto etti.
Vatan Partisi Edirne İl Başkanlığı tarafından basın açıklaması yapıldı.
İlk proteste Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Edirne Şubesi üyeleri tarafından Saraçlar Caddesinde yapıldı. Şube Başkanı Abdülhamit İriş tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi, “ Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail’in kanlı ortaklığı ve işgal planları devam ediyor.
Siyonizm’in yeni kuklası Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacaklarına ve Amerikan Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacaklarına dair açıklamalarda bulunuyor.
Kudüs’le ilgili böyle hadsiz ve hukuksuz bir tasarruf ABD’yi de İsrail’i de hiç ummadıkları bir neticeyle karşı karşıya bırakacaktır.
ABD, Afganistan’dan Irak’a, Suriye’den Libya’ya İslam coğrafyasını kana boyayan seri bir katildir.
Aynı ABD’nin Siyonist İşgalin ilk günlerinden beri terör şebekesi İsrail’i kanatları altına aldığını herkes görüyor.
Elindeki kirli propaganda gücü ile İslam’ı ve Müslümanları terörle özdeşleştirmeye çalışan ABD’nin gerçekte kendisi tüm dünyadaki terör olaylarının müsebbibidir.
Bir yerde masum sivillerin hedef alındığı saldırılar varsa, tetiği çeken hangi örgüt olursa olsun, arkasındaki azmettiriciler ABD ve İsrail’dir.
Biz her zaman söyledik ve söylemeye devam edeceğiz:
ABD’nin ipi ile kuyuya inilmez ve Siyonist İsrail ancak güçten anlar.
İslam coğrafyasında kim kendi halkına rağmen ABD ve İsrail ile iş tutmuşsa sonu hüsran olmuştur.
ABD ve İsrail, İslam Ülkelerinin yöneticilerinden kendilerine dost edinmezler, sadece kullanırlar ve vakti gelince de çöpe atarlar.
Kadim bir İslam şehri olan Kudüs’ü, ilk kıblemiz olan Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak nitelendirmek ABD’nin bu coğrafyadaki tüm varlığının ve ilişkilerinin ciddi bir biçimde sorgulanacağı yeni bir süreci başlatacaktır.
Biz bu coğrafyada Amerikan üssü görmek istemiyoruz.
Biz bu coğrafyada Amerikan askeri görmek istemiyoruz.
Biz bu coğrafyada Amerikan bayrağı görmek istemiyoruz.
Siyonist kukla Trump, kısa sürede nasıl bir yanlışın içinde olduğunun farkına varacaktır.
Tüm İslam ülkeleri, ABD ve İsrail’le bir şekilde ilişkide bulunan tüm hükümetler izledikleri politikaları gözden geçirmek zorunda kalacaklardır.
Kudüs bizim onurumuzdur, iffetimizdir.
Böyle hadsiz ve hukuksuz bir sürece kimse reel politik söylemiyle izahat getiremeyecektir.
Her Müslüman’ın Kudüs’e olan bağlılığının ve sadakatinin, hükümetlerin ABD ve İsrail’le olan ilişkilerinden daha kuvvetli olduğunu herkes görecektir.
Siyonizm’in kuklası Trump ve politika yapıcıları bu küstahlıktan ve hadsizlikten mutlaka vazgeçmelidirler.
Aksi takdirde en az çelik kadar sağlam ve sert bir öfkenin hedefi olacaklardır.
Şimdi biz İslam Ülkelerinden, İslam ülkelerinin hükümetlerinden, içi boş kınamalar ya da lanet okumalar değil, sahici yaptırımlar bekliyoruz.
Kudüs’ü başkent olarak tanıyacağını ve büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacağını beyan eden Amerika’dır.
O zaman yaptırımların da öfke selinin de ilk muhatabı Amerika olmalıdır.
Biz Amerika’ya mecbur ya da mahkûm değiliz.
Yapmamız gereken tüm İslam ülkeleri ve tüm mazlum halklar olarak birlikte hareket etmektir.
Yapmamız gereken İslam Birliği bir an evvel kurmaktır.
Yapmamız gereken D-8’i aslına ve amacına uygun olarak canlandırmaktır.
Yapmamız gereken Avrupa Birliği kapısında beklemekten vazgeçmektir.
Yapmamız gereken bölge başkentleriyle ve bölgenin Müslüman halklarıyla kucaklaşmaktır.
Yapmamız gereken bu coğrafyanın Müslüman ya da gayrimüslim tüm unsurlarıyla adil bir birliktelik kurmaktır.
Kimse kendi teslimiyetine bahaneler bulmasın, bundan sonra bulamaz da.
Kudüs’e sahip çıkmayana sahip çıkılmayacaktır.
Kudüs’ü Siyonist İsrail’e terk eden kendisini de terk edilmiş bulacaktır.
Kudüs için adım atan kendi onurunu, iffetini, izzetini koruyacaktır.
Kudüs, İslam’ındır ve ebediyen Müslümanların kalacaktır.
Kudüs, Müslümanlarındır ve ebediyen Müslümanların kalacaktır.
Siyonist İsrail, Tel Aviv’de dahil işgal ettiği her karış topraktan sökülüp atılacaktır.
Bu coğrafyada barışın iki şartı vardır:
Bir. Amerika mutlaka evine geri dönecektir.
İki. İsrail mutlaka işgal ettiği topraklardan sökülüp atılacaktır.
Bunlar hamaset değildir.
Biz Allah’a ve ahiret gününe inanıyoruz.
Roma ve Bizans’ın akıbeti ne olduysa Amerika ve İsrail’in akıbeti de o olacaktır.
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.
Bir diğer açıklamada İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Edirne Temsilciliği, Türki̇ye Gençli̇k Vakfı (TÜGVA) Edirne İl Temsi̇lci̇li̇ği, Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Edirne İl Temsilciliği, Eğitim-Bir-Sen, Memur-Sen Edirne Şubesi ve AK Parti Edirne İl Başkanlığı üyeleri, cuma namazının ardından Eski Cami önünde yapıldı. Ortak yapılan açıklamada, “ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul ettiğini ilan etmesi, elçiliğini taşıma kararı, İsrail’in, bütün Filistin’i, başkenti Kudüs dahil işgal etme plan ve kararının bir parçasıdır. Amerika Başkanı Trump’ın bu hukuksuz ve bizim için yok hükmünde olan Kudüs açıklaması, insanlık vicdanını yaralamış ve bölgemizdeki sorunları derinleştirmiştir. Çok manidar bir tarihte Kudüs’ün Müslümanların elinden çıkmasının 100. Yıldönümünde bu karar uygulamaya konmuştur. Bu hareket basit bir hareket değil, Siyonizm ve Emperyalizm ortaklığının oldukça sistematik ve iyi planlanmış bir hareketidir. ABD’nin Filistin davasında görüntüde tarafsız olma vasfını da bitirmiştir. ABD İsrail’le aynı statüde işgalin tarafı olmuştur.
İsrail’in; Filistin ve Kudüs’te varlığı gayri meşrudur. Varlık sebebi işgaldir ve işgal devam etmektedir. İsrail’in işgali ulusal ve uluslararası hiçbir hukukta onaylanmış değildir, onaylanması da mümkün olamaz.
İslam’ın harem-i izzeti olan Kudüs’ü tacize teşebbüs edenler, Türküyle, Arabıyla, Kürdüyle tüm Müslümanlarda Selahaddin Eyyubi ruhunun dirilip karşılarına dikildiğini göreceklerdir.
Kudüs’ün statüsü konusunda Birleşmiş Milletlerin kararları nettir. 1967 sınırları sonrasında yapılan ve yapılacak bütün işgaller, yerleşkeler, utanç duvarları illegal olarak tescillenmiştir. Görünen o ki ABD, BM başta olmak üzere kendi savundukları uluslararası hukukun ve sistemin kararlarına karşı koymuş, İsrail gibi artık tüm dünyaya meydan okuyarak ‘hukuku’ tanımayacağını beyan etmiştir. Bunun iki sonucu olabilir: Ya dünyadaki tüm devletler kendi hukukunu uygulayacak ve dünyaya kaos hakim olacak, insanlığın geleceği yok olacak, yada Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm uluslararası mekanizmalar ABD ve İsrail’in mevcut genel kabul gören hukuka uymasının gereğini sağlayacak.
Aksi takdirde ABD’nin tüm dünyadan gelen ‘İsrail için bunu yaparsan tüm Ortadoğu’yu ateşe verir, kan gölüne çevirirsin ve bu ateş ve gözyaşı tüm dünyayı sarar’ uyarılarına rağmen bu kararı almasının bedelini Müslümanlar başta olmak üzere tüm dünya ve gelecek nesiller ödeyecektir. Dünya bir şiddet sarmalına girecek ve BM’nin kuruluş sürecinden hemen önceki dünya savaşı tablosu gerçekleşecektir. Yeni bir Birleşmiş Milletler kurmak için milyonlarca canın yok olmasına, var olan BM ve tüm siyasi aktörler hep beraber karar verecektir. Bu açıklama, aynı zamanda hangi din, dil, ırk, coğrafyadan olursa olsun tüm dünyaya bu şiddet sarmalının önüne geçme çağrısıdır. Bu da BM Genel Kurulunun FİLİSTİN özel gündemi ile toplanıp karar alıp uygulanması ile önlenebilir.
Bütün grupları ve taraflarıyla bugüne kadar haklı, onurlu ve azimli muazzam bir mücadele ortaya koyan FİLİSTİN’in yıllar boyunca en ağır şartlarda kesilmeyen mücadelesini selamlıyor ve şükranlarımızı sunuyoruz. Bundan sonra da maddi manevi yanlarında olduğumuzu buradan ilan ediyoruz.
“İSLAM DÜNYASI FİLSİTİN’E SAHİP ÇIKMALI”
İlk Kıblemizi gönlüne nakşetmiş Değerli Kudüs Sevdalıları: Nice badireler atlatmış Anadolu insanının, zalimlere ve hainlere karşı 15 Temmuz direnişini sergilemiş Türkiye’nin, insanlığın silüeti olan Kudüs’ün mahremiyetine yönelik bu saldırı karşısında, küresel sistemin çarpıklıklarına ve adaletsizliklerine karşı Cumhurbaşkanımızın uzun zamandır dile getirdiği “dünya 5’ten büyüktür” itirazının sonuna kadar arkasındayız.
Dünyadaki tüm Müslümanların, İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı olan Türkiye’nin çağrısına kulak vererek Kudüs’e sahip çıkacağına inanıyoruz.Bunun için dua ediyor ve buna yürekten inanmak istiyoruz çünkü İslam’ın kalbine saplanmaya çalışılan bu hançere, ancak tüm Müslümanların iki elin parmaklarının kenetlenmesi gibi bütünleşmesiyle engel olabiliriz.
İslam Dünyası bütün Filistin topraklarına ve Filistin’in Başkenti Kudüs’e sahip çıkmalı siyasi, ekonomik, hukuki her türlü desteği sağlamalıdır. İsrail’e ve İsrail’in yanında duranlara da siyasi, ticari, ekonomik vs her türlü boykot/ambargo uygulanmalıdır.
Türkiye’de de tüm siyasi partileri, sivil toplum kuruluşlarını ve hangi görüşten olursa olsun diğer tüm aktörleri Filistin’e desteğe ve Kudüs’ü muhafazaya çağırıyoruz. Öte yandan sadece İstanbul’da 25 bin Yahudi yaşamaktadır. Onları ABD’nin bu kararına ve İsrail’in Kudüs’ü işgal politikasına karşı açıklama yapmaya davet ediyoruz. Hatırlatmak isteriz ki eğer şiddet sarmalı bölgemizi ve dünyamızı sararsa bütün dünyada Müslüman, Hristiyan ve Yahudi ayırt edilmeksizin herkes güvenlik riski ve zafiyeti yaşayacaklardır.
Görünen odur ki, İsrail Filistin’i işgal etme ve sonrasında işgal topraklarını Suriye, Türkiye ekseninde genişletme planlarını yürütmektedir. Bu planı uygulamak için başta ABD olmak üzere birçok güçle işbirliği yapmaktadır. İslam Dünyasının halihazırdaki iç problemleri çatışma ve kaos ortamları da onlar için bir fırsat olarak görülmektedir. Derhal iç problemlerin sarmalından çıkıp herkes yüzünü Siyonizm etrafında buluşanlara çevirmelidir. Filistin ve Kudüs’ün müdafaası herkesin mesuliyetidir. Bugün hemen Kudüs’ün özgürleşmesi için tüm çalışmalar başlatılmalıdır. Müslüman ülkelerin tamamının İsrail ile siyasi, ticari, diplomatik ve ekonomik bütün ilişkilerini kesmeleri gerekir.
Biz Müslümanlar olarak Kudüs davası ve ümmetin birliği için her türlü çabayı göstermeye, her türlü fedakârlıkta bulunmaya hazırız.”denildi.
Vatan Partisi Edirne İl Başkanı Hasan Ateş’te yaptığı yazılı basın açıklamasında, “ABD Başkanı Trump’ın Kudüs kararı, emperyalizmin bölgemizde barış, huzur ve istikrar istemediğini bir kez daha göstermiştir. Bu karar ABD-İsrail ikilisinin bölge devletlerine karşı açık bir kışkırtmasıdır.
ABD-İsrail ikilisi, Filistin ve Kudüs’le ilgili Birleşmiş Milletlerin bugüne kadar almış olduğu bütün kararların aksine davranmaktadır. İsrail ile Filistin arasında uzun yıllardan bu yana sürdürülen barış görüşmelerini de dinamitleyen karar, uluslararası hukuk açısından yok hükmündedir.
ABD KAYBEDİYOR
Irak’ta ve Suriye’de hızla kaybeden ABD-İsrail ikilisi, kendilerine yeni bir cephe açma derdindedir. Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin oluşturduğu blok, hem Irak’ın kuzeyinde hem de Suriye’de ipleri eline aldı, ABD ve İsrail denklemin dışına atıldı. Bölge ülkeleri sorunlarını artık ABD’nin emirleriyle değil, Astana ve Soçi gibi süreçlerle çözmektedir.
Sıkışan ve yeni mevziler elde etmeye çalışan emperyalizm ve siyonizm, önce bağımsız “Barzanistan” kurmaya kalktı. Başaramadı. Şimdi ise Suudi Arabistan’ı ve İsrail’i öne çıkararak Batı Asya’da tutunmanın yollarını aramaktadır.
ABD’nin Kudüs tertibi geri tepmiştir. Milliyeti ve inancı ne olursa olsun, ABD ve İsrail dışında kalan bütün dünya bu kararın karşısında konumlanmıştır. Dünya, ABD yönetiminin haydutluğunu, hukuk tanımazlığını bir kez daha görmüştür.
ÇÖZÜM BAĞIMSIZ FİLİSTİN DEVLETİ
Vatan Partisi, İsrail’in hem askeri olarak hem de sivil kaçak yerleşimlerle işgal altında tuttuğu Doğu Kudüs’ten çekilmesi gerektiğini ve Doğu Kudüs merkezli Bağımsız bir Filistin Devleti’nin Birleşmiş Milletler üyesi olarak tanınması gerektiğini savunmaktadır. Kudüs, bütün Batı Asya halklarının kutsal kentidir. ABD ve İsrail saldırganlığına teslim edilemez. ABD ve başkanı Trump, bu saldırganlığının altında kalacaktır.
Vatan Partisi olarak dün Filistin Devleti’nin Türkiye Büyükelçisi Sayın Faed Mustafa’yı ziyaret ettik. Kendisine bütün Türk Milletinin ve Partimizin Filistin devleti ve halkının yanında olduğunu belirttik. Sayın büyükelçi de Türkiye’nin desteğini her zaman arkalarında hissettiklerini belirtmiştir.
Vatan Partisi olarak başından bu yana emperyalizmin ve siyonizmin karşısında Filistin’in bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin yanındayız. Bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle 1973 yılında Filistin’in bağımsızlık mücadelesi için gittikleri Lübnan’da İsrail gizli servisi MOSSAD tarafından şehit edilen 8 arkadaşımızı anıyoruz. Şehitlerimiz Bora Gözen, Cafer Topçu, Kerim Öztürk, Gürol İlban, Şükrü Öktü, Yücel Özbek, Ali Kiraz ve Ahmet Özdemir bugün Filistin’de “Enternasyonalizm ve Halkların Kardeşliği” mezarlığında yatmaktadır” dedi.
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Edirne Şubesi üyeleri, Saraçlar caddesinde ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasını protesto etti.
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Edirne Temsilciliği, Türki̇ye Gençli̇k Vakfı (TÜGVA) Edirne İl Temsi̇lci̇li̇ği, Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Edirne İl Temsilciliği, Eğitim-Bir-Sen, Memur-Sen Edirne Şubesi ve AK Parti Edirne İl Başkanlığı üyeleri, cuma namazının ardından Eski Cami önünde toplandı. ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması protesto etti.
Vatan Partisi Edirne İl Başkanlığı tarafından basın açıklaması yapıldı.
İlk proteste Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Edirne Şubesi üyeleri tarafından Saraçlar Caddesinde yapıldı. Şube Başkanı Abdülhamit İriş tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi, “ Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail’in kanlı ortaklığı ve işgal planları devam ediyor.
Siyonizm’in yeni kuklası Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacaklarına ve Amerikan Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacaklarına dair açıklamalarda bulunuyor.
Kudüs’le ilgili böyle hadsiz ve hukuksuz bir tasarruf ABD’yi de İsrail’i de hiç ummadıkları bir neticeyle karşı karşıya bırakacaktır.
ABD, Afganistan’dan Irak’a, Suriye’den Libya’ya İslam coğrafyasını kana boyayan seri bir katildir.
Aynı ABD’nin Siyonist İşgalin ilk günlerinden beri terör şebekesi İsrail’i kanatları altına aldığını herkes görüyor.
Elindeki kirli propaganda gücü ile İslam’ı ve Müslümanları terörle özdeşleştirmeye çalışan ABD’nin gerçekte kendisi tüm dünyadaki terör olaylarının müsebbibidir.
Bir yerde masum sivillerin hedef alındığı saldırılar varsa, tetiği çeken hangi örgüt olursa olsun, arkasındaki azmettiriciler ABD ve İsrail’dir.
Biz her zaman söyledik ve söylemeye devam edeceğiz:
ABD’nin ipi ile kuyuya inilmez ve Siyonist İsrail ancak güçten anlar.
İslam coğrafyasında kim kendi halkına rağmen ABD ve İsrail ile iş tutmuşsa sonu hüsran olmuştur.
ABD ve İsrail, İslam Ülkelerinin yöneticilerinden kendilerine dost edinmezler, sadece kullanırlar ve vakti gelince de çöpe atarlar.
Kadim bir İslam şehri olan Kudüs’ü, ilk kıblemiz olan Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak nitelendirmek ABD’nin bu coğrafyadaki tüm varlığının ve ilişkilerinin ciddi bir biçimde sorgulanacağı yeni bir süreci başlatacaktır.
Biz bu coğrafyada Amerikan üssü görmek istemiyoruz.
Biz bu coğrafyada Amerikan askeri görmek istemiyoruz.
Biz bu coğrafyada Amerikan bayrağı görmek istemiyoruz.
Siyonist kukla Trump, kısa sürede nasıl bir yanlışın içinde olduğunun farkına varacaktır.
Tüm İslam ülkeleri, ABD ve İsrail’le bir şekilde ilişkide bulunan tüm hükümetler izledikleri politikaları gözden geçirmek zorunda kalacaklardır.
Kudüs bizim onurumuzdur, iffetimizdir.
Böyle hadsiz ve hukuksuz bir sürece kimse reel politik söylemiyle izahat getiremeyecektir.
Her Müslüman’ın Kudüs’e olan bağlılığının ve sadakatinin, hükümetlerin ABD ve İsrail’le olan ilişkilerinden daha kuvvetli olduğunu herkes görecektir.
Siyonizm’in kuklası Trump ve politika yapıcıları bu küstahlıktan ve hadsizlikten mutlaka vazgeçmelidirler.
Aksi takdirde en az çelik kadar sağlam ve sert bir öfkenin hedefi olacaklardır.
Şimdi biz İslam Ülkelerinden, İslam ülkelerinin hükümetlerinden, içi boş kınamalar ya da lanet okumalar değil, sahici yaptırımlar bekliyoruz.
Kudüs’ü başkent olarak tanıyacağını ve büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacağını beyan eden Amerika’dır.
O zaman yaptırımların da öfke selinin de ilk muhatabı Amerika olmalıdır.
Biz Amerika’ya mecbur ya da mahkûm değiliz.
Yapmamız gereken tüm İslam ülkeleri ve tüm mazlum halklar olarak birlikte hareket etmektir.
Yapmamız gereken İslam Birliği bir an evvel kurmaktır.
Yapmamız gereken D-8’i aslına ve amacına uygun olarak canlandırmaktır.
Yapmamız gereken Avrupa Birliği kapısında beklemekten vazgeçmektir.
Yapmamız gereken bölge başkentleriyle ve bölgenin Müslüman halklarıyla kucaklaşmaktır.
Yapmamız gereken bu coğrafyanın Müslüman ya da gayrimüslim tüm unsurlarıyla adil bir birliktelik kurmaktır.
Kimse kendi teslimiyetine bahaneler bulmasın, bundan sonra bulamaz da.
Kudüs’e sahip çıkmayana sahip çıkılmayacaktır.
Kudüs’ü Siyonist İsrail’e terk eden kendisini de terk edilmiş bulacaktır.
Kudüs için adım atan kendi onurunu, iffetini, izzetini koruyacaktır.
Kudüs, İslam’ındır ve ebediyen Müslümanların kalacaktır.
Kudüs, Müslümanlarındır ve ebediyen Müslümanların kalacaktır.
Siyonist İsrail, Tel Aviv’de dahil işgal ettiği her karış topraktan sökülüp atılacaktır.
Bu coğrafyada barışın iki şartı vardır:
Bir. Amerika mutlaka evine geri dönecektir.
İki. İsrail mutlaka işgal ettiği topraklardan sökülüp atılacaktır.
Bunlar hamaset değildir.
Biz Allah’a ve ahiret gününe inanıyoruz.
Roma ve Bizans’ın akıbeti ne olduysa Amerika ve İsrail’in akıbeti de o olacaktır.
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.
Bir diğer açıklamada İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Edirne Temsilciliği, Türki̇ye Gençli̇k Vakfı (TÜGVA) Edirne İl Temsi̇lci̇li̇ği, Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Edirne İl Temsilciliği, Eğitim-Bir-Sen, Memur-Sen Edirne Şubesi ve AK Parti Edirne İl Başkanlığı üyeleri, cuma namazının ardından Eski Cami önünde yapıldı. Ortak yapılan açıklamada, “ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul ettiğini ilan etmesi, elçiliğini taşıma kararı, İsrail’in, bütün Filistin’i, başkenti Kudüs dahil işgal etme plan ve kararının bir parçasıdır. Amerika Başkanı Trump’ın bu hukuksuz ve bizim için yok hükmünde olan Kudüs açıklaması, insanlık vicdanını yaralamış ve bölgemizdeki sorunları derinleştirmiştir. Çok manidar bir tarihte Kudüs’ün Müslümanların elinden çıkmasının 100. Yıldönümünde bu karar uygulamaya konmuştur. Bu hareket basit bir hareket değil, Siyonizm ve Emperyalizm ortaklığının oldukça sistematik ve iyi planlanmış bir hareketidir. ABD’nin Filistin davasında görüntüde tarafsız olma vasfını da bitirmiştir. ABD İsrail’le aynı statüde işgalin tarafı olmuştur.
İsrail’in; Filistin ve Kudüs’te varlığı gayri meşrudur. Varlık sebebi işgaldir ve işgal devam etmektedir. İsrail’in işgali ulusal ve uluslararası hiçbir hukukta onaylanmış değildir, onaylanması da mümkün olamaz.
İslam’ın harem-i izzeti olan Kudüs’ü tacize teşebbüs edenler, Türküyle, Arabıyla, Kürdüyle tüm Müslümanlarda Selahaddin Eyyubi ruhunun dirilip karşılarına dikildiğini göreceklerdir.
Kudüs’ün statüsü konusunda Birleşmiş Milletlerin kararları nettir. 1967 sınırları sonrasında yapılan ve yapılacak bütün işgaller, yerleşkeler, utanç duvarları illegal olarak tescillenmiştir. Görünen o ki ABD, BM başta olmak üzere kendi savundukları uluslararası hukukun ve sistemin kararlarına karşı koymuş, İsrail gibi artık tüm dünyaya meydan okuyarak ‘hukuku’ tanımayacağını beyan etmiştir. Bunun iki sonucu olabilir: Ya dünyadaki tüm devletler kendi hukukunu uygulayacak ve dünyaya kaos hakim olacak, insanlığın geleceği yok olacak, yada Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm uluslararası mekanizmalar ABD ve İsrail’in mevcut genel kabul gören hukuka uymasının gereğini sağlayacak.
Aksi takdirde ABD’nin tüm dünyadan gelen ‘İsrail için bunu yaparsan tüm Ortadoğu’yu ateşe verir, kan gölüne çevirirsin ve bu ateş ve gözyaşı tüm dünyayı sarar’ uyarılarına rağmen bu kararı almasının bedelini Müslümanlar başta olmak üzere tüm dünya ve gelecek nesiller ödeyecektir. Dünya bir şiddet sarmalına girecek ve BM’nin kuruluş sürecinden hemen önceki dünya savaşı tablosu gerçekleşecektir. Yeni bir Birleşmiş Milletler kurmak için milyonlarca canın yok olmasına, var olan BM ve tüm siyasi aktörler hep beraber karar verecektir. Bu açıklama, aynı zamanda hangi din, dil, ırk, coğrafyadan olursa olsun tüm dünyaya bu şiddet sarmalının önüne geçme çağrısıdır. Bu da BM Genel Kurulunun FİLİSTİN özel gündemi ile toplanıp karar alıp uygulanması ile önlenebilir.
Bütün grupları ve taraflarıyla bugüne kadar haklı, onurlu ve azimli muazzam bir mücadele ortaya koyan FİLİSTİN’in yıllar boyunca en ağır şartlarda kesilmeyen mücadelesini selamlıyor ve şükranlarımızı sunuyoruz. Bundan sonra da maddi manevi yanlarında olduğumuzu buradan ilan ediyoruz.
“İSLAM DÜNYASI FİLSİTİN’E SAHİP ÇIKMALI”
İlk Kıblemizi gönlüne nakşetmiş Değerli Kudüs Sevdalıları: Nice badireler atlatmış Anadolu insanının, zalimlere ve hainlere karşı 15 Temmuz direnişini sergilemiş Türkiye’nin, insanlığın silüeti olan Kudüs’ün mahremiyetine yönelik bu saldırı karşısında, küresel sistemin çarpıklıklarına ve adaletsizliklerine karşı Cumhurbaşkanımızın uzun zamandır dile getirdiği “dünya 5’ten büyüktür” itirazının sonuna kadar arkasındayız.
Dünyadaki tüm Müslümanların, İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı olan Türkiye’nin çağrısına kulak vererek Kudüs’e sahip çıkacağına inanıyoruz.Bunun için dua ediyor ve buna yürekten inanmak istiyoruz çünkü İslam’ın kalbine saplanmaya çalışılan bu hançere, ancak tüm Müslümanların iki elin parmaklarının kenetlenmesi gibi bütünleşmesiyle engel olabiliriz.
İslam Dünyası bütün Filistin topraklarına ve Filistin’in Başkenti Kudüs’e sahip çıkmalı siyasi, ekonomik, hukuki her türlü desteği sağlamalıdır. İsrail’e ve İsrail’in yanında duranlara da siyasi, ticari, ekonomik vs her türlü boykot/ambargo uygulanmalıdır.
Türkiye’de de tüm siyasi partileri, sivil toplum kuruluşlarını ve hangi görüşten olursa olsun diğer tüm aktörleri Filistin’e desteğe ve Kudüs’ü muhafazaya çağırıyoruz. Öte yandan sadece İstanbul’da 25 bin Yahudi yaşamaktadır. Onları ABD’nin bu kararına ve İsrail’in Kudüs’ü işgal politikasına karşı açıklama yapmaya davet ediyoruz. Hatırlatmak isteriz ki eğer şiddet sarmalı bölgemizi ve dünyamızı sararsa bütün dünyada Müslüman, Hristiyan ve Yahudi ayırt edilmeksizin herkes güvenlik riski ve zafiyeti yaşayacaklardır.
Görünen odur ki, İsrail Filistin’i işgal etme ve sonrasında işgal topraklarını Suriye, Türkiye ekseninde genişletme planlarını yürütmektedir. Bu planı uygulamak için başta ABD olmak üzere birçok güçle işbirliği yapmaktadır. İslam Dünyasının halihazırdaki iç problemleri çatışma ve kaos ortamları da onlar için bir fırsat olarak görülmektedir. Derhal iç problemlerin sarmalından çıkıp herkes yüzünü Siyonizm etrafında buluşanlara çevirmelidir. Filistin ve Kudüs’ün müdafaası herkesin mesuliyetidir. Bugün hemen Kudüs’ün özgürleşmesi için tüm çalışmalar başlatılmalıdır. Müslüman ülkelerin tamamının İsrail ile siyasi, ticari, diplomatik ve ekonomik bütün ilişkilerini kesmeleri gerekir.
Biz Müslümanlar olarak Kudüs davası ve ümmetin birliği için her türlü çabayı göstermeye, her türlü fedakârlıkta bulunmaya hazırız.”denildi.
Vatan Partisi Edirne İl Başkanı Hasan Ateş’te yaptığı yazılı basın açıklamasında, “ABD Başkanı Trump’ın Kudüs kararı, emperyalizmin bölgemizde barış, huzur ve istikrar istemediğini bir kez daha göstermiştir. Bu karar ABD-İsrail ikilisinin bölge devletlerine karşı açık bir kışkırtmasıdır.
ABD-İsrail ikilisi, Filistin ve Kudüs’le ilgili Birleşmiş Milletlerin bugüne kadar almış olduğu bütün kararların aksine davranmaktadır. İsrail ile Filistin arasında uzun yıllardan bu yana sürdürülen barış görüşmelerini de dinamitleyen karar, uluslararası hukuk açısından yok hükmündedir.
ABD KAYBEDİYOR
Irak’ta ve Suriye’de hızla kaybeden ABD-İsrail ikilisi, kendilerine yeni bir cephe açma derdindedir. Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin oluşturduğu blok, hem Irak’ın kuzeyinde hem de Suriye’de ipleri eline aldı, ABD ve İsrail denklemin dışına atıldı. Bölge ülkeleri sorunlarını artık ABD’nin emirleriyle değil, Astana ve Soçi gibi süreçlerle çözmektedir.
Sıkışan ve yeni mevziler elde etmeye çalışan emperyalizm ve siyonizm, önce bağımsız “Barzanistan” kurmaya kalktı. Başaramadı. Şimdi ise Suudi Arabistan’ı ve İsrail’i öne çıkararak Batı Asya’da tutunmanın yollarını aramaktadır.
ABD’nin Kudüs tertibi geri tepmiştir. Milliyeti ve inancı ne olursa olsun, ABD ve İsrail dışında kalan bütün dünya bu kararın karşısında konumlanmıştır. Dünya, ABD yönetiminin haydutluğunu, hukuk tanımazlığını bir kez daha görmüştür.
ÇÖZÜM BAĞIMSIZ FİLİSTİN DEVLETİ
Vatan Partisi, İsrail’in hem askeri olarak hem de sivil kaçak yerleşimlerle işgal altında tuttuğu Doğu Kudüs’ten çekilmesi gerektiğini ve Doğu Kudüs merkezli Bağımsız bir Filistin Devleti’nin Birleşmiş Milletler üyesi olarak tanınması gerektiğini savunmaktadır. Kudüs, bütün Batı Asya halklarının kutsal kentidir. ABD ve İsrail saldırganlığına teslim edilemez. ABD ve başkanı Trump, bu saldırganlığının altında kalacaktır.
Vatan Partisi olarak dün Filistin Devleti’nin Türkiye Büyükelçisi Sayın Faed Mustafa’yı ziyaret ettik. Kendisine bütün Türk Milletinin ve Partimizin Filistin devleti ve halkının yanında olduğunu belirttik. Sayın büyükelçi de Türkiye’nin desteğini her zaman arkalarında hissettiklerini belirtmiştir.
Vatan Partisi olarak başından bu yana emperyalizmin ve siyonizmin karşısında Filistin’in bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin yanındayız. Bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle 1973 yılında Filistin’in bağımsızlık mücadelesi için gittikleri Lübnan’da İsrail gizli servisi MOSSAD tarafından şehit edilen 8 arkadaşımızı anıyoruz. Şehitlerimiz Bora Gözen, Cafer Topçu, Kerim Öztürk, Gürol İlban, Şükrü Öktü, Yücel Özbek, Ali Kiraz ve Ahmet Özdemir bugün Filistin’de “Enternasyonalizm ve Halkların Kardeşliği” mezarlığında yatmaktadır” dedi.