Türkiye, Venezuela’dan sıfır gümrükle tarım ve gıda ürünü ithal edecek. İthal edilecek ürünler arasında peynir de bulunuyor. CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, “bunun altında mutlaka başka bir neden var” diyerek, Ak Parti’nin tarım politikasını eleştirdi.
Gaytancıoğlu’nun açıklaması şöyle, “22 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Türkiye, Venezuela’dan, 500 ton taze peynir, 500 ton eritme peyniri, 500 ton diğer peynir, 1000 ton pirinç, 2 bin ton yulaf, 400 ton yer fıstığı, 1000 ton kolza tohumu, 5 bin ton ayçiçeği tohumu, 2 bin ton aspir vb. birçok ürünü “tarife kontenjanı uygulayarak”, yani “sıfır gümrük vergisi” ile ithal edecek.
Buraya kadar Türkiye’nin Venezuela ile iyi ilişkiler kurduğu için böyle bir anlaşmayı imzaladığı düşünülebilir. Hatta sıfır gümrükle ithal edilecek ürünlerin ithalat miktarı incelendiğinde çok düşük olduğu da göze çarpmaktadır. Örneğin, Türkiye’nin her yıl 200-250 bin ton pirinç ithal ettiği bilinen bir gerçektir. Öyleyse 1000 ton pirinç devede kulak denilerek bu ithalatın Türkiye ekonomisine bir zarar vermeyeceği, hatta Venezuela ile iyi ilişkileri geliştirmek için yapılmış bir “iyi niyet” anlaşması olarak görülebilir. Şimdi bu ithalatı derinlemesine inceleyelim.
İthal edilecek ürünlerin tutarı 5 milyon $'ı bulmuyor. Şöyle ki;
1000 ton pirinç 1 milyon $
5000 ton ayçiçeği 1.8 milyon $
2000 ton aspir 680 bin $
1000 ton kanola 340 bin $
2000 ton yulaf 400 bin $
400 ton yerfıstığı 100 bin $
1500 ton peynir, eritme peyniri 1 milyon $
O zaman bu ithalat neden yapılıyor. Venezuela güney yarım kürede oradan buraya nakliye ton başına 50-60$ maliyet demek. Yani nereden bakarsanız tutarsızlık. Amaç Venezuela'ya yardım etmek mi, yardım ederken yandaşlara birtakım avantajlar sağlamak mı? Yakında suyu çıkar. Ama emin olun çiftçiye yazık oluyor. 1 yıldır süt fiyatı artmıyor. Süt üreticisi şöyle düşünüyor, benim sütümden peynir yapmıyorlar, Venezuela'dan peynir getiriyorlar. Ayçiçeği ve pirinç üreticisi şöyle düşünüyor, benim ayçiçeğim ve pirincim biraz para edecekken nereden çıktı bu ithalat diyorlar.
Şimdi böyle bir ülkeden neden tarım ürünü ithalatı yapılıyor?
İthal edilen ürünlere baktığımızda hepsinin Türkiye’de yetiştirildiğini görmekteyiz. Görmekteyiz, ancak bu ürünlerde biz yine de ithalatçıyız. Pirinç, yağlı tohumlu bitkiler, eritme peynirleri vb. Sıfır gümrük vergisi ile ithalat, piyasa fiyatlarını düşürüyor. Nitekim şu günlerde ayçiçeği ve pirinç hasadı var. Bu dönemde yapılan ithalat üreticinin yüksek fiyat ile ürün satmasına engel oluyor. Türk çiftçisini mutsuz eden bu durum AKP’li yandaşları işine geliyor.
Ayrıca AKP iktidarının ekonomi yönetimine göre, gıda enflasyonunu düşürmenin tek yolu ithalat, başka bir çaresi yok. Merkez Bankasına göre enflasyonu en çok arttıran kalemlerin başında “GIDA ÜRÜNLERİ” geliyor. Peki, gıda fiyatları neden artıyor? Hükümet, her ay enflasyon açıklanınca bir suçlu gıda ürünü bulunuyor.
AKP, son 2 yıldır hangi gıdanın fiyatı artarsa ithalata başvuruyor. Buğday fiyatları artıyor, buğday ithalatı yapılıyor; et fiyatı artıyor, et ithalatı yapılıyor; arpa fiyatı artıyor, arpa ithalatı yapılıyor. Nedense tüm ithal edilen ürünler ülkemiz coğrafyasında üretilen ürünler, burada bir tezat var. Tezat aslında yok, arada para kazananlar var. Bu parayı kazananlar nedense AKP yandaşları. Nerede bir tarım ürünü ithalatı varsa arkasında mutlaka bir AKP yandaşı var. Yani AKP sadece yandaşlarını düşünüyor, bahane olarak da gıda enflasyonunu öne sürüyor. İşte Venezuela’dan yapılan ithalattan da buna benzer bir şeyler çıkacaktır. Çünkü bu tip ithalatlardan AKP’li yandaşlar kazanıyor, yerli üreticiler kaybediyor.
Venezuela’dan yapılacak ayrıcalıklı, sıfır gümrüklü ithalatın bir benzeri de Bosna-Hersek’ten yapılıyor. Sadece bir örnek ile suiistimali ve haksız kazancı açıklayabiliriz: Türkiye dost ve kardeş bir ülke olduğu için Bosna Hersek ile serbest ticaret anlaşması imzalanmış; un, mısır ayçiçeği yağında Bosna-Hersek’e tarife kontenjanı uygulanmış. Örneğin, un için 1600 ton tarife kontenjanı açılmış iken sıfır vergi ile 17 kat fazla un ithalatı yapılmış. Hatta bu unlar önce Sırbistan’dan Bosna-Hersek’e getirilmiş sonra ithalat yapılmış. Yani tarife kontenjanı Bosna-Hersek’e açılmış ancak AKP’li yandaş firmalar Bosna-Hersek’i kullanarak Sırbistan ununu Türkiye’ye sıfır gümrükle pazarlamışlar.
Kısacası, başka ülkelere avantajlar sağlayıp üretimi yok sayarak bir yere varamayız. Sadece üreticiyi cezalandırmış oluruz. İthalatı destekleyerek gıda enflasyonu düşmez, düşse de kısa vadeli düşer. Dünyada çiftçisini yok sayarak, çiftçisini desteklemeden sadece ithalat yaparak tarımını iyi bir seviyeye getirmiş bir ülke bulamazsınız.”
Gaytancıoğlu’nun açıklaması şöyle, “22 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Türkiye, Venezuela’dan, 500 ton taze peynir, 500 ton eritme peyniri, 500 ton diğer peynir, 1000 ton pirinç, 2 bin ton yulaf, 400 ton yer fıstığı, 1000 ton kolza tohumu, 5 bin ton ayçiçeği tohumu, 2 bin ton aspir vb. birçok ürünü “tarife kontenjanı uygulayarak”, yani “sıfır gümrük vergisi” ile ithal edecek.
Buraya kadar Türkiye’nin Venezuela ile iyi ilişkiler kurduğu için böyle bir anlaşmayı imzaladığı düşünülebilir. Hatta sıfır gümrükle ithal edilecek ürünlerin ithalat miktarı incelendiğinde çok düşük olduğu da göze çarpmaktadır. Örneğin, Türkiye’nin her yıl 200-250 bin ton pirinç ithal ettiği bilinen bir gerçektir. Öyleyse 1000 ton pirinç devede kulak denilerek bu ithalatın Türkiye ekonomisine bir zarar vermeyeceği, hatta Venezuela ile iyi ilişkileri geliştirmek için yapılmış bir “iyi niyet” anlaşması olarak görülebilir. Şimdi bu ithalatı derinlemesine inceleyelim.
İthal edilecek ürünlerin tutarı 5 milyon $'ı bulmuyor. Şöyle ki;
1000 ton pirinç 1 milyon $
5000 ton ayçiçeği 1.8 milyon $
2000 ton aspir 680 bin $
1000 ton kanola 340 bin $
2000 ton yulaf 400 bin $
400 ton yerfıstığı 100 bin $
1500 ton peynir, eritme peyniri 1 milyon $
O zaman bu ithalat neden yapılıyor. Venezuela güney yarım kürede oradan buraya nakliye ton başına 50-60$ maliyet demek. Yani nereden bakarsanız tutarsızlık. Amaç Venezuela'ya yardım etmek mi, yardım ederken yandaşlara birtakım avantajlar sağlamak mı? Yakında suyu çıkar. Ama emin olun çiftçiye yazık oluyor. 1 yıldır süt fiyatı artmıyor. Süt üreticisi şöyle düşünüyor, benim sütümden peynir yapmıyorlar, Venezuela'dan peynir getiriyorlar. Ayçiçeği ve pirinç üreticisi şöyle düşünüyor, benim ayçiçeğim ve pirincim biraz para edecekken nereden çıktı bu ithalat diyorlar.
Şimdi böyle bir ülkeden neden tarım ürünü ithalatı yapılıyor?
İthal edilen ürünlere baktığımızda hepsinin Türkiye’de yetiştirildiğini görmekteyiz. Görmekteyiz, ancak bu ürünlerde biz yine de ithalatçıyız. Pirinç, yağlı tohumlu bitkiler, eritme peynirleri vb. Sıfır gümrük vergisi ile ithalat, piyasa fiyatlarını düşürüyor. Nitekim şu günlerde ayçiçeği ve pirinç hasadı var. Bu dönemde yapılan ithalat üreticinin yüksek fiyat ile ürün satmasına engel oluyor. Türk çiftçisini mutsuz eden bu durum AKP’li yandaşları işine geliyor.
Ayrıca AKP iktidarının ekonomi yönetimine göre, gıda enflasyonunu düşürmenin tek yolu ithalat, başka bir çaresi yok. Merkez Bankasına göre enflasyonu en çok arttıran kalemlerin başında “GIDA ÜRÜNLERİ” geliyor. Peki, gıda fiyatları neden artıyor? Hükümet, her ay enflasyon açıklanınca bir suçlu gıda ürünü bulunuyor.
AKP, son 2 yıldır hangi gıdanın fiyatı artarsa ithalata başvuruyor. Buğday fiyatları artıyor, buğday ithalatı yapılıyor; et fiyatı artıyor, et ithalatı yapılıyor; arpa fiyatı artıyor, arpa ithalatı yapılıyor. Nedense tüm ithal edilen ürünler ülkemiz coğrafyasında üretilen ürünler, burada bir tezat var. Tezat aslında yok, arada para kazananlar var. Bu parayı kazananlar nedense AKP yandaşları. Nerede bir tarım ürünü ithalatı varsa arkasında mutlaka bir AKP yandaşı var. Yani AKP sadece yandaşlarını düşünüyor, bahane olarak da gıda enflasyonunu öne sürüyor. İşte Venezuela’dan yapılan ithalattan da buna benzer bir şeyler çıkacaktır. Çünkü bu tip ithalatlardan AKP’li yandaşlar kazanıyor, yerli üreticiler kaybediyor.
Venezuela’dan yapılacak ayrıcalıklı, sıfır gümrüklü ithalatın bir benzeri de Bosna-Hersek’ten yapılıyor. Sadece bir örnek ile suiistimali ve haksız kazancı açıklayabiliriz: Türkiye dost ve kardeş bir ülke olduğu için Bosna Hersek ile serbest ticaret anlaşması imzalanmış; un, mısır ayçiçeği yağında Bosna-Hersek’e tarife kontenjanı uygulanmış. Örneğin, un için 1600 ton tarife kontenjanı açılmış iken sıfır vergi ile 17 kat fazla un ithalatı yapılmış. Hatta bu unlar önce Sırbistan’dan Bosna-Hersek’e getirilmiş sonra ithalat yapılmış. Yani tarife kontenjanı Bosna-Hersek’e açılmış ancak AKP’li yandaş firmalar Bosna-Hersek’i kullanarak Sırbistan ununu Türkiye’ye sıfır gümrükle pazarlamışlar.
Kısacası, başka ülkelere avantajlar sağlayıp üretimi yok sayarak bir yere varamayız. Sadece üreticiyi cezalandırmış oluruz. İthalatı destekleyerek gıda enflasyonu düşmez, düşse de kısa vadeli düşer. Dünyada çiftçisini yok sayarak, çiftçisini desteklemeden sadece ithalat yaparak tarımını iyi bir seviyeye getirmiş bir ülke bulamazsınız.”