YEŞİM DRAMALI
Edirne’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında bir araya gelen kadın dernekleri, ayrımcılığa, şiddete, eşitsizliğe ve artan yoksulluğu ‘artık yeter’ diyerek hep bir ağızdan haykırdılar.
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Edirne Şube Başkanı Vildan Yazıcı, “artık yüreklerimiz yanmasın” dedi.
Artık, şehit haberleri duymak istemiyoruz diye haykıran başkan Vildan Yazıcı; “27 Şubat gecesi Idlib'te şehit olan gencecik askerlerimiz için yüreklerimiz. Bir kez daha yandı. Bizim yüreklerimiz kavruldu. Anaların, Babaların, eşlerin çocukların yaşadıklarını hayal bile edemiyoruz. Artık, yüreklerimiz yanmasın. Artık, şehit haberleri duymak istemiyoruz. Artık, devletin siyasilerin ve bürokratların gereğini yapmalarını talep ediyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, 'Mecbur kalınmadığı sürece savaş cinayettir.' Ve kadınlar artık savaş istemiyor ”diye ifade etti.
BUGÜN 8 MART 2020 BUGÜN DÜNYA KADINLAR GÜNÜ DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bugün; tüm dünyada kadınların sesleri, insanca yaşamak için daha da güçlü çıkarmasını bekliyoruz diye ifade eden Yazıcı; “ Bugün kadınlar; cinsiyet ayrımının ortadan kalkması, özgür, eşit bir birey ve toplum oluşumu için bir kez daha meydanlara çıkacak. Kadın kimliği, onuru, yaşama hakkı için. Kadına yönelik ayrımcılığın, şiddetin, eşitsizliğin, yoksulluğun artmasına neden olan bu sisteme karşı, bir kez daha 'dur' demek için. Tam bir yıl Önce yine bu meydanlarda 'Artık yeter' diyerek haykırmıştık. Değişmedi hiçbir şey. Ülkemizde toplumsal cinsiyet ayrımcılığı; aile içinde başlayarak, toplumun her alanında uygulanmaya devam etti. Toplumun yarısını oluşturan kadınlar yaşamın her alanında varken; nedense karar alma organlarında, istihdamda, eğitimde, politikada aynı oranda temsil edilmedi. Ve her geçen gün sistematik bir şekilde kadına ve çocuğa yönelik uygulanan şiddet ve cinsel istismar arttı” dedi.
YASALAR ÖNÜNDE EŞİT OLMAK TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİLDİR
Yazıcı; “ Kadınların her türlü şiddet ve ayrımcılıktan korunması, kadınlarla erkekler arasında eşitliğin yaygınlaştırılması. Bu amaçlar için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlanması ve bu konularda uluslararası işbirliğinin yaygınlaştırılması amacıyla; Avrupa Konseyi tarafından 2011 yılında İstanbul Sözleşmesi imzaya açılmış ve Türkiye, sözleşmeyi imzalayan ilk devlet olmuştur. Bu sözleşme kadına uygulanan birçok ayrımcılığın ortadan kalması için çok önemli bir sözleşmedir. İstanbul Sözleşmesinin yeniden gözden geçirilmesine değil, sözleşme maddelerinin uygulanmasına gerek vardır. Devlet, sosyal devlet olmanın gereklerini tam olarak yerine getirmeli, başta İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW olmak üzere taraf olduğumuz diğer uluslar arası sözleşmelerdeki yükümlülüklerini ivedilikle hayata geçirmelidir. Öncelik; eşitlik anlayışım toplumun tamamına yayıp, erkek egemen kültürün etkisini bertaraf etmektir. Kadını korunacak zayıf kimlikler olarak görme alışkanlığı terk edilmeli, toplumsal zihniyet değişikliği yönünde köklü uygulamalar hızla hayata geçirilmelidir” dedi.
KADIN PLATFORMU DA MEYDANLARDAYDI
Kadın Platformu da, Edirne Belediyesi önünden başlayarak saraçlar caddesine slogan atarak yürüdü. Kadın Platformu adına açıklamada bulunan Kezban Demir; Savaş ile sınırlar gittikçe daha da ölümcülleşirken mültecilerin yaşamı devletlerin çıkarları için pazarlık konusu haline getiriliyor. Irkçılık ve ayrımcılık palazlanırken kadın göçmenler daha da güvencesiz koşullara, cinsel istismara, şiddete açık yaşam alanlarına itiliyor” dedi.
Edirne’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında bir araya gelen kadın dernekleri, ayrımcılığa, şiddete, eşitsizliğe ve artan yoksulluğu ‘artık yeter’ diyerek hep bir ağızdan haykırdılar.
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Edirne Şube Başkanı Vildan Yazıcı, “artık yüreklerimiz yanmasın” dedi.
Artık, şehit haberleri duymak istemiyoruz diye haykıran başkan Vildan Yazıcı; “27 Şubat gecesi Idlib'te şehit olan gencecik askerlerimiz için yüreklerimiz. Bir kez daha yandı. Bizim yüreklerimiz kavruldu. Anaların, Babaların, eşlerin çocukların yaşadıklarını hayal bile edemiyoruz. Artık, yüreklerimiz yanmasın. Artık, şehit haberleri duymak istemiyoruz. Artık, devletin siyasilerin ve bürokratların gereğini yapmalarını talep ediyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, 'Mecbur kalınmadığı sürece savaş cinayettir.' Ve kadınlar artık savaş istemiyor ”diye ifade etti.
BUGÜN 8 MART 2020 BUGÜN DÜNYA KADINLAR GÜNÜ DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bugün; tüm dünyada kadınların sesleri, insanca yaşamak için daha da güçlü çıkarmasını bekliyoruz diye ifade eden Yazıcı; “ Bugün kadınlar; cinsiyet ayrımının ortadan kalkması, özgür, eşit bir birey ve toplum oluşumu için bir kez daha meydanlara çıkacak. Kadın kimliği, onuru, yaşama hakkı için. Kadına yönelik ayrımcılığın, şiddetin, eşitsizliğin, yoksulluğun artmasına neden olan bu sisteme karşı, bir kez daha 'dur' demek için. Tam bir yıl Önce yine bu meydanlarda 'Artık yeter' diyerek haykırmıştık. Değişmedi hiçbir şey. Ülkemizde toplumsal cinsiyet ayrımcılığı; aile içinde başlayarak, toplumun her alanında uygulanmaya devam etti. Toplumun yarısını oluşturan kadınlar yaşamın her alanında varken; nedense karar alma organlarında, istihdamda, eğitimde, politikada aynı oranda temsil edilmedi. Ve her geçen gün sistematik bir şekilde kadına ve çocuğa yönelik uygulanan şiddet ve cinsel istismar arttı” dedi.
YASALAR ÖNÜNDE EŞİT OLMAK TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİLDİR
Yazıcı; “ Kadınların her türlü şiddet ve ayrımcılıktan korunması, kadınlarla erkekler arasında eşitliğin yaygınlaştırılması. Bu amaçlar için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlanması ve bu konularda uluslararası işbirliğinin yaygınlaştırılması amacıyla; Avrupa Konseyi tarafından 2011 yılında İstanbul Sözleşmesi imzaya açılmış ve Türkiye, sözleşmeyi imzalayan ilk devlet olmuştur. Bu sözleşme kadına uygulanan birçok ayrımcılığın ortadan kalması için çok önemli bir sözleşmedir. İstanbul Sözleşmesinin yeniden gözden geçirilmesine değil, sözleşme maddelerinin uygulanmasına gerek vardır. Devlet, sosyal devlet olmanın gereklerini tam olarak yerine getirmeli, başta İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW olmak üzere taraf olduğumuz diğer uluslar arası sözleşmelerdeki yükümlülüklerini ivedilikle hayata geçirmelidir. Öncelik; eşitlik anlayışım toplumun tamamına yayıp, erkek egemen kültürün etkisini bertaraf etmektir. Kadını korunacak zayıf kimlikler olarak görme alışkanlığı terk edilmeli, toplumsal zihniyet değişikliği yönünde köklü uygulamalar hızla hayata geçirilmelidir” dedi.
KADIN PLATFORMU DA MEYDANLARDAYDI
Kadın Platformu da, Edirne Belediyesi önünden başlayarak saraçlar caddesine slogan atarak yürüdü. Kadın Platformu adına açıklamada bulunan Kezban Demir; Savaş ile sınırlar gittikçe daha da ölümcülleşirken mültecilerin yaşamı devletlerin çıkarları için pazarlık konusu haline getiriliyor. Irkçılık ve ayrımcılık palazlanırken kadın göçmenler daha da güvencesiz koşullara, cinsel istismara, şiddete açık yaşam alanlarına itiliyor” dedi.