YEŞİM DRAMALI
Yaşanan kuraklık nedeniyle barajlarda suların kritik seviyeye düşmesi neticesinde, su kaynaklarının verimli kullanılması ve bölgedeki baraj yatırımlarının etkin sulama yapacak şekilde tamamlanması ve yeraltı sulama sistemlerinin tesis edilmesi, toprak üstü su kanallarındaki kayıpların azaltılması konusunda yetkililere çağrıda bulunan Edirne Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özay Öztürk, “İhtiyacımız olan suyu tasarruflu kullanalım susuz kalmayalım” dedi.
Edirne’nin içme suyunu karşıladığı Kayalıköy barajında suyun bitme noktasına gelmesinin ardından Süloğlu barajında içme suyu temin edilmesi üzerine su tasarrufu konusunda vatandaşlara çağrıda bulunan Edirne Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özay Öztürk; “ Maalesef Edirne’miz son yılların en kurak dönemini yaşıyor. Kurak geçen 2020 yılı su sıkıntılarına neden olmaya başladı. Nehirler ve göller ile barajlardaki su seviyesi her geçen düşüyor. Geçtiğimiz günlerde Edirne'nin içme suyunun başka bir barajdan tahsis edileceğine ilişkin haberler yer aldı.Türkiye, aşırı sıcaklıklara sahip “yarı kurak” bir bölgede yer alıyor. Türkiye’ye düşen ortalama yağış miktarı 643 milimetre ile dünya ortalamasının oldukça altında. Kişi başına kullanılabilir su miktarı açısından su sıkıntısı çeken ülkelerden biri olarak göze çarpıyor.Durumu bölgemize indirgediğimizde ise halkın %60’ının kentlerde, %40’ının ise kırsal alanlarda yaşadığı görülmektedir. Bu kentleşme oranı Türkiye geneli kentleşme oranı olan %24’ten çok yüksektir. Bu rakamlar bölgemizin ülke içerisinde her zaman, en fazla içme ve kullanma suyuna ihtiyacı olan yer olduğunu göstermektedir. Artan nüfusumuza paralel olarak bu ihtiyacın her geçen yıl artacağı dikkate alınmalıdır. Birey olarak her birimiz su yönetiminde katılımcı olmalıyız. Su kaynaklarımızın tasarruf ön olanda olmak üzere etkin kullanılması konusunda çaba sarf etmemiz gerekiyor. Özellikle evlerimizde sebze meyvelerimizi akan su altında değil de kap içerisinde yıkamak, ellerimizi yıkarken, dişlerimizi fırçalarken ve tıraş olurken musluğu kapatmak, duşta geçen süreyi azaltmak, rezervuarlarda kullanılan su miktarlarını azaltmak, çamaşır ve bulaşık makinelerini tamamen dolduğunda çalıştırmak gibi basit ve uygulanabilir tedbirleri hemen hayata geçirebilir, çocuklarımıza, aile üyelerine ve çevremize örnek olabiliriz”dedi.
TARIMDA SUDA TASARUF İÇİN DAMLA SULAMAYA GEÇİLMELİ
Tarımsal açıdan su tasarrufunun damla sulama sistemi ile mümkün olabileceğini kaydeden Öztürk; “Konuya tarımsal faaliyetler açısından baktığımızda ise Edirne’miz geçimini ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılık sektöründen sağlıyor. Su kaynaklarının korunması, geliştirilmesinin yanında etkin ve verimli kullanımına da önem verilmeli. Daha kalıcı ve sürdürülebilir politikalar geliştirilerek daralan tarım alanların korunması ve insanlığın en önemli maddesi su kaynaklarının da etkili ve dikkatli kullanılması için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekli.Sulanabilir alanların artırılması gerekiyor. Önümüzdeki dönemde su ve enerjinin dünyadaki stratejik önemi giderek artacak. Tüm dünyayı olumsuz etkileyen pandemi süreci de durumu daha sorunlu hale getiriyor”diye ifade etti.
EDİRNE’DEKİ BARAJ YATIRMLARI HIZLANMALI
Edirne içme suyu ve tarımsal sulama için acilen baraj yatırmalarının hayata geçirmesi gerektiğine ifade eden Öztürk; “Edirne’nin orta kısmına ilave olarak Kuzeyine de baraj yapılması elzem. Yağış miktarındaki azalma nedeniyle harman döneminde buğday ve ayçiçeği üretim miktarımız azaldı. %50’ye varan kayıplar söz konusu. Bölgede halen kayda değer yağış yok. Üreticiler ekim için tarlaya giremiyor. Bölgedeki baraj yatırımlarının etkin sulama yapacak şekilde tamamlanması ve yeraltı sulama sistemlerinin tesis edilmesi, toprak üstü su kanallarındaki kayıpların azaltılması adına öncelikle 25 yıllık ekonomik ömrünü tamamlamış olanlar olmak üzere sulama kanallarının yer altına alınması, aynı su miktarıyla daha fazla alanın daha verimli şekilde sulanmasını sağlayan basınçlı (damlama) sulama sistemlerinin kullanılmasının desteklenmesi, altyapı yatırımları için düşük faizli banka kredilerinin kullandırılması ve yaygınlaştırılması gerekli.Kısa sürede yapılabilen ve maliyeti düşük su depolama yapıları olan göletler alternatif olarak değerlendirilebilir. Bölgemizin topoğrafik koşulları buna uygun durumdadır. Göletlerin yaygınlaştırılması ile içme, kullanma, sanayi ve tarım faaliyetleri için sürekli olan su ihtiyacı büyük oranda karşılanabilir. Ayrıca biriktirilen su kurak dönemler içinde bir güvence olabilir.Diğer taraftan yağ ve yağlı tohumlardaki ithalata bağımlılık ve buna bağlı döviz kaybımız devam ediyor. Yağlı tohumların üretimine ağırlık verilerek ülke ihtiyacının temin edilmesi sağlanmalı. Trakya Bölgesi, petrolden sonraki en büyük ithalat kalemi olan yağ ve yağlı tohumlar sektöründeki üretim açığını kapatmaya talip. İhtiyacımız olan tek şey ise sudur”diye açıkladı.
Yaşanan kuraklık nedeniyle barajlarda suların kritik seviyeye düşmesi neticesinde, su kaynaklarının verimli kullanılması ve bölgedeki baraj yatırımlarının etkin sulama yapacak şekilde tamamlanması ve yeraltı sulama sistemlerinin tesis edilmesi, toprak üstü su kanallarındaki kayıpların azaltılması konusunda yetkililere çağrıda bulunan Edirne Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özay Öztürk, “İhtiyacımız olan suyu tasarruflu kullanalım susuz kalmayalım” dedi.
Edirne’nin içme suyunu karşıladığı Kayalıköy barajında suyun bitme noktasına gelmesinin ardından Süloğlu barajında içme suyu temin edilmesi üzerine su tasarrufu konusunda vatandaşlara çağrıda bulunan Edirne Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özay Öztürk; “ Maalesef Edirne’miz son yılların en kurak dönemini yaşıyor. Kurak geçen 2020 yılı su sıkıntılarına neden olmaya başladı. Nehirler ve göller ile barajlardaki su seviyesi her geçen düşüyor. Geçtiğimiz günlerde Edirne'nin içme suyunun başka bir barajdan tahsis edileceğine ilişkin haberler yer aldı.Türkiye, aşırı sıcaklıklara sahip “yarı kurak” bir bölgede yer alıyor. Türkiye’ye düşen ortalama yağış miktarı 643 milimetre ile dünya ortalamasının oldukça altında. Kişi başına kullanılabilir su miktarı açısından su sıkıntısı çeken ülkelerden biri olarak göze çarpıyor.Durumu bölgemize indirgediğimizde ise halkın %60’ının kentlerde, %40’ının ise kırsal alanlarda yaşadığı görülmektedir. Bu kentleşme oranı Türkiye geneli kentleşme oranı olan %24’ten çok yüksektir. Bu rakamlar bölgemizin ülke içerisinde her zaman, en fazla içme ve kullanma suyuna ihtiyacı olan yer olduğunu göstermektedir. Artan nüfusumuza paralel olarak bu ihtiyacın her geçen yıl artacağı dikkate alınmalıdır. Birey olarak her birimiz su yönetiminde katılımcı olmalıyız. Su kaynaklarımızın tasarruf ön olanda olmak üzere etkin kullanılması konusunda çaba sarf etmemiz gerekiyor. Özellikle evlerimizde sebze meyvelerimizi akan su altında değil de kap içerisinde yıkamak, ellerimizi yıkarken, dişlerimizi fırçalarken ve tıraş olurken musluğu kapatmak, duşta geçen süreyi azaltmak, rezervuarlarda kullanılan su miktarlarını azaltmak, çamaşır ve bulaşık makinelerini tamamen dolduğunda çalıştırmak gibi basit ve uygulanabilir tedbirleri hemen hayata geçirebilir, çocuklarımıza, aile üyelerine ve çevremize örnek olabiliriz”dedi.
TARIMDA SUDA TASARUF İÇİN DAMLA SULAMAYA GEÇİLMELİ
Tarımsal açıdan su tasarrufunun damla sulama sistemi ile mümkün olabileceğini kaydeden Öztürk; “Konuya tarımsal faaliyetler açısından baktığımızda ise Edirne’miz geçimini ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılık sektöründen sağlıyor. Su kaynaklarının korunması, geliştirilmesinin yanında etkin ve verimli kullanımına da önem verilmeli. Daha kalıcı ve sürdürülebilir politikalar geliştirilerek daralan tarım alanların korunması ve insanlığın en önemli maddesi su kaynaklarının da etkili ve dikkatli kullanılması için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekli.Sulanabilir alanların artırılması gerekiyor. Önümüzdeki dönemde su ve enerjinin dünyadaki stratejik önemi giderek artacak. Tüm dünyayı olumsuz etkileyen pandemi süreci de durumu daha sorunlu hale getiriyor”diye ifade etti.
EDİRNE’DEKİ BARAJ YATIRMLARI HIZLANMALI
Edirne içme suyu ve tarımsal sulama için acilen baraj yatırmalarının hayata geçirmesi gerektiğine ifade eden Öztürk; “Edirne’nin orta kısmına ilave olarak Kuzeyine de baraj yapılması elzem. Yağış miktarındaki azalma nedeniyle harman döneminde buğday ve ayçiçeği üretim miktarımız azaldı. %50’ye varan kayıplar söz konusu. Bölgede halen kayda değer yağış yok. Üreticiler ekim için tarlaya giremiyor. Bölgedeki baraj yatırımlarının etkin sulama yapacak şekilde tamamlanması ve yeraltı sulama sistemlerinin tesis edilmesi, toprak üstü su kanallarındaki kayıpların azaltılması adına öncelikle 25 yıllık ekonomik ömrünü tamamlamış olanlar olmak üzere sulama kanallarının yer altına alınması, aynı su miktarıyla daha fazla alanın daha verimli şekilde sulanmasını sağlayan basınçlı (damlama) sulama sistemlerinin kullanılmasının desteklenmesi, altyapı yatırımları için düşük faizli banka kredilerinin kullandırılması ve yaygınlaştırılması gerekli.Kısa sürede yapılabilen ve maliyeti düşük su depolama yapıları olan göletler alternatif olarak değerlendirilebilir. Bölgemizin topoğrafik koşulları buna uygun durumdadır. Göletlerin yaygınlaştırılması ile içme, kullanma, sanayi ve tarım faaliyetleri için sürekli olan su ihtiyacı büyük oranda karşılanabilir. Ayrıca biriktirilen su kurak dönemler içinde bir güvence olabilir.Diğer taraftan yağ ve yağlı tohumlardaki ithalata bağımlılık ve buna bağlı döviz kaybımız devam ediyor. Yağlı tohumların üretimine ağırlık verilerek ülke ihtiyacının temin edilmesi sağlanmalı. Trakya Bölgesi, petrolden sonraki en büyük ithalat kalemi olan yağ ve yağlı tohumlar sektöründeki üretim açığını kapatmaya talip. İhtiyacımız olan tek şey ise sudur”diye açıkladı.