Hain FETÖ darbe girişiminden 1 ay sonra yurtdışına kaçtığı, FETÖ taktikleriyle elde ettiği görüntüleri şantaj yaparak maddi kazanç elde etmek istediği, 2019 yılının Mart ayında gerçekleşen seçimlere 4 gün kala bazı kişiler tarafından piyasaya sürülen görüntüleri adeta açık artırma usulü satmaya çalıştığı, kendisinin cinsel tacize uğradığı ancak savcılık talimatı olmasına rağmen Adli Tıp’a gitmekten kaçtığı iddia edilen Şükrü Benli hakkında Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan açıklamalarda bulundu.
Başkan Gürkan’ın işte o açıklamaları;
Bu gün bu basın toplantısını yapma zorunluluğumuz doğdu. Bunu neden söylüyorum, bizim adalet terbiyemiz, adalette olan inancımız, adalete olan saygımız nedeniyle bildiğiniz gibi devam etmekte olan davalar hakkında bir açıklama yapılmaz.
Ancak son günlerde, özellikle son üç günde başta dram, sonra komediye dönen değişik gelişmeler izliyoruz. Pazar günü kamu kurumları kapalı. Adliyelerde kapalı resmi tatil Pazar günü. Pazar günü bir ulusal televizyon kanalı geliyor,kapalı Edirne Adliyesinin önünde canlı yayın yapıyor. Ben hiç böyle bir şeye görmedim. Ama daha öncede aynı televizyon kanalının böyle dram yapmaya çalıştığı bir yayınlarını hüsranla izlemiştim. Aynı olayı Pazar günü başlattılar hala devam ediyor.
Olayın bütünü ile ilgili yaklaşık 2 yıldır Edirne Adliyesinde devam eden bir dosya var. Benimde müşteki sanık olarak yargılandığım, hakim karşısına çıktığım dava ile ilgili kanunlara saygımız ve adalete inancımızdan dolayı hiçbir konuşma yapmadığım devam eden bir dosya var. Bu dosya 2 yıldır devam ediyor ama Pazar günü televizyon izleyen vatandaşlar, sanki olağanüstü bir şey olmuş ilk defa dava görülüyormuş, ilk defa yargılanmaya başlanmış gibi sanıklar ve müştekiler sanki adliyenin içerindeymiş gibi akıllara sığmayacak, tiyatral komediyi dönüşen, kendilerini mahkeme yerine koyan sözüm ona gazeteciler tarafından bir dram yaratılmaya çalışılıyor.
Peki gerçekler nedir? Sözlerle değil dava dosyasına girmiş tabi ki mahkemenin hususiyetine de saygı göstererek, açık yargılama olduğu için hepsi mahkeme dosyasına girmiş delillendirilmiş, belgelendirilmiş hakim huzurunda söylenmiş ve kanıtları ortaya konmuş konuları açıklayacağım.
Bugüne kadar hakkımda yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar hakkında devam eden yargı sürecine saygımdan ve ülkemizin ve Edirne’mizin sorunları arasında kendi hakkımdaki konuların konuşulmasından daha önemli gündem maddeleri olduğunu düşündüğümden açıklama yapmamayı düşünmüştüm.
Fakat gelinen noktada bu konu büyük bir bilgi kirliliği hem ülke gündemini hem de Edime gündemini meşgul etmektedir. Hakkımda yürütülen soruşturma ve kovuşturma birilerinin siyasi malzemesi, gündeme gelme amacı ve şahsım üzerinden Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliğine saldın malzemesi edilmeye çalışılmaktadır. Kötü niyetli kişilerin adil ve bağımsız Türk yargısını etkileme çabalarına fırsat vermeden ve yine devam eden yargı sürecine de zarar vermeden doğrulan sizlerle paylaşacağım.
Geçtiğimiz Pazar günü yaklaşık 2 yıl önce başlamış bir soruşturma ve devamında açman kamu davası sanki Pazar günü yeni başlamış gibi bir televizyon kana bir canlı yayın bağlantısı yaparak gündeme getirilmiştir. O kadar saçma ve mantığa aykırıdır ki pazar günü Edirne adliyesi önünden canlı yayın yapılıyor. Sanki adliye açık, adliyede benimle ilgili bir dava görülüyor, sanki o an itibari ile bir adli işlem yapılıyor gibi, utanmadan ve sıkılmadan son dakika etiketi ile paylaşıp boş gündem yaratma ve karalama yapılmaya çalışıyorlar. Sonuçta o haber kanalının her zaman kendi yaptıkları ile madara oluyorlar.
Daha sonrasında da yine gün içinde bu konu hakkında yapman haberle birlikte altını çizerek söylüyorum Bulgaristan’da kaçak olarak yaşayan ve kendisinden başka kimsenin gazeteci demediği, sizler Edirne’de ki gazetecilersiniz bu soruma içinizden cevap veriniz, vicdanınızdan cevap verin, ortaya söylemeyin içinizden biri gazeteci diyen var mı? bir kişi bu kişiye gazeteci diyen bir kişi varsa ben hemen her şeyi kabul edip bu salondan çıkacağım. Edirne’de gazetecilik yapan sizlerden biri gazeteci diyen varsa elini kaldırsın hiçbir şeye demesin bende hemen bu salonu terk edip çıkacağım. Demek YOK!
Kendisinden başka kimsenin gazeteci demediği bir şahıs canlı yayına bağlanarak bir takım iftira ve yalanlarla ilgi çekmeye ve gündeme gelmeye çalışıyor. Bu kişi hakkında çocuğun cinsel istismarı da dahil olmak üzere bir çok konuda hükmü vardır. 15 yaşında bir kız çocuğunun cinsel istismarından bu şahıs hakkında kesinleşmiş hükmü vardır. Bu bir çocuk tacizcisidir bu şahıs. Bazı kanalların kahraman edası ile televizyonlara çıkardığı bu şahıs Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri tarafından çocuk tacizcisi olarak hüküm giymiş bir şahıstır.
Başka bir suçtan açık cezaevinden izne çıktığı bir sırada yurtdışına kaçan ve orada da kaçak olarak yaşayan bir kişidir. Televizyonda diyormuş ki ben bu olaylardan sonra, iddia ettiği olayın tarihi Aralık 2018. Peki bu şahıs açık cezaevinden izin alarak çıktıktan sonra Bulgaristan’a ne zaman kaçtı Ağustos 2016’da hani bu olaylardan dolayı, bu olaylardan sonra kaçmıştı yurt dışına çıkmıştı orada yaşamaya başlamıştı. Ağustos 2016 Emniyet kayıtları orada, pasaport kayıtları orada. Yani bu olayla senin yurt dışına çıkış tarihin arasından iki yıla yakın bir zaman var. Tarihe dikkat çekmek istiyorum Ağustos 2016 ne zaman, kimlerin yurt dışına kaçtığı zaman, neyden sonra bu soruların sorulması lazım. Bu şahıs yurt dışına ne zaman kaçmıştır. Ağustos 2016 neyden sonra 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişiminden sonra. İlgin değil mi bunu kimse sormuyor ama. O anlı şanlı ulusal haber kanalları bunu sormuyor.
Neden 15 Temmuz 2016’dan sonra Ağustos 2016’da yurt dışına kaçtı Şükrü Benli. Kanun kaçağı. Bu kişi hakkında Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 80’den fazla soruşturma dosyası bulunmaktadır.
Edirne Ağır Ceza ve Asliye mahkemelerinde derdest olan yani devam eden 10’dan fazla mahkeme dosyası vardır ve toplam cezası 10 yıla yaklaşan 5’ten fazla kesinleşmiş mahkumiyet kararı vardır istinafta bekleyen dosyaları vardır. O ulusal haber kanalları olan havuz medyasının parlatmaya çalıştığı adam profili budur. Bir de bu kişi utanmadan diyor ki Türk adaletine güveniyorum. Hepimiz güveniyoruz Türk adaletine.
Peki, Türk adaletine güveniyorsan neden Bulgaristan’dasın, kaçaksın hakkında verilen bu kadar mahkumiyetten ve derdest dosyalardan neden kaçıyorsun?
Bu kanun kaçağının da benimde, hem müşteki hem de sanık olduğumuz dosya aynı Edirne adliyesinde görülüyor bu dosya. Bu dosyada sadece ben sanık şüpheli değilim kendiside sanık şüpheli. Mahkeme son duruşmada bu şahısla ilgili mahkeme zaptından okuyorum, hani Türk adaletine güvenen kanun kaçağının ne durumda olduğunu mahkeme zaptında şu şekilde; katılan sanık Şükrü Benli’nin muayenesinin bildirilmiş olmasına rağmen, cinsel istismar suçunun katıları olan Şükrü Benli’nin randevu gününde hazır olmadığından mahkeme daha önce bir karar aldı 2 Mart 2020’de gel Adli Tıp’a git muayeneni ol Adli tıp raporuna göre bizde işlem yapacağız dedi.
Şimdi bütün Türk milletine soruyorum. Size bir şeyler yapıldı, cinsel taciz yapıldı, istismar yapıldı gibi iddianız var bunu nasıl kanıtlayacaksınız mahkemeyle. Mahkeme size nasıl yol gösterirse onu yaparsınız. Adalete güven böyle olur. Mahkeme ne diyor bu kanun kaçağına, gel bu tarihte adli tıpa yazı yazdık, adli tıp seni bekliyor. Gel muayeneni ol iddialarını kanıtla. Peki, bu kanun kaçağı ne yapıyor. Gelmiyor. Niçin gelmezsiniz. Asıl soru bu.
1- mahkemelere güvenmiyorsunuzdur. 2-Adli Tıp’a güvenmiyorsunuzdur. 3- En önemlisi kendinize güvenmiyorsunuzdur. Çünkü söyledikleriniz doğru değildir. Adli tıpta gerçekler ortaya çıkacaktır. Niye gelip muayene olmazsınız. Bakın mahkeme sizi sevk etmiş. Gelip muayene olmuyorsunuz. İddiaları kanıtlama çabasına bile girmiyorsunuz. Sadece televizyonlardan boy gösterip iftira atmaya çamur atmaya devam ediyorsunuz.
Ve mahkeme zaptı şu şekilde devam ediyor, randevu gününde hazır olmadığından, rapor düzenlememiş olması yine adli tıp tarafından rapor düzenlenebilmesi için, istenilen kayıtların ve tetkiklerin istinaden evrak düzenlememize rağmen Bulgaristan adli makamlarınca hala gönderilmemiş olması kanıttan sanık Şükrü Benli’nin davadan haberdar olmasına rağmen, kaçması nedeniyle’,butün Türk milletinin dikkatinizi çekiyorum mahkemenin zaptı.
Neden gelip güvendiğin Türk adaletine teslim olmuyorsun. Senin hakkında hüküm verilince ülkede adalet yok da başkaları yargılanırken mi Türk adaletine güven duyuyorsun. Güven duyduğun adaleti etkilemek için neden canlı yayınlarda yalan yanlış bilgiler gündem yaratmaya çalışıyorsun.
Türk adaletine asıl güvenen ben ve bu dosyada yargılanan diğer sanıklar. İlk kez hayatımda devam eden bir mahkeme ile ilgili açıklama yapıyorum. Adalete olan saygım nedeniyle, kelimelerimi özenle seçerek ifade ediyorum. Asıl Türk adaletine güvenen benim. Ben çağrıldığım zaman adi makamların huzurunda oluyorum. Hakkımda verilen olumsuz ya da olumlu hiçbir karara karşı beyanda bulunmuyor, eleştiri yapmıyorum.
10 gün önce bu olayla bağlantılı bir dosyadan 15 Temmuz dosyasından benimle ilgili 2 ya 15 gün ceza verildi, hükmün açıklanması geri bırakıldı. Bir açıklamamı duydunuz mu? Türk adaleti şöyledir, hakimler şöyledir diye. Elbette ben suçsuzum. Ama Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin verdiği bir karar var ve geçerli olan o karar. Bu karara hepimiz doğru değil desek de, karara uymak mecburiyetindeyiz. Adaletin mülkün temeli inancıyla ve bağımsız Türk yargısı huzurunda sanık da müştekide olsan, hamaset lafları değil, adalette saygının gereğini yapıyorum.
Şimdi buradan adalet savaşçısına sesleniyorum. Adalete güven Bulgaristan’da saklanmakla olmaz, hakim karşısına çıkmakla olur. Hakkındaki iddialardan korkusu olan adaletten kaçar. Ben adaletten kaçmadım kaçmayacağım. Çünkü ben adaletten korkmuyorum, yaptıklarımdan aklanacağımdan eminim, beraatımı ispatlamak için Türk yargısının huzurundayım. Sen de gel adalete olan saygını ve güvenini bütün Edirne halkı görsün. Sana yapıldığını iddia ettiğin suçları ortaya koymanın tek yolu hakimin karşına çıkman. Gel Türkiye’ye. Bulgaristan yarım saat. Çık mahkemeye git adli tıpa muayeneni ol, bana şunlar yapıldı dediğin her şeyi kanıtlama imkanın var. Niye kaçıyorsun adaletten. Hey kanun kaçağı.
Bu şahıs 15 Temmuz gecesi benim ve arkadaşlarımın bulunduğu bir ortamda yapmış olduğum bir konuşmayı iznim ve rızam olmaksızın kameraya almış. İşin garip tarafı da o gece o mekanda olan birçok kişi de cep telefonu ile o anı kaydetmiş, videolar ve fotoğraflar çekti. Daha önce soruşturma ve kovuşturma gördüğüm bu konu ile ilk kez açıklama yapma gereği duyuyorum.
Bu gece konuşmalarım ve söylediğim şarkılar birçok kişi tarafından görüntülendiği halde sadece bir kişi tarafından şantaj malzemesi yapılmış, çıkar amacıyla kullanılmıştır. Bununla ilgili tüm belgeleri ile tüm tanıkları ile dava dosyasına bunlar kondu. Zaten kendide bu dosyada tehdit ve şantajdan sanık olarak yargılanmaktadır ve hakkında yakalama kararı vardır. Diğer suçlarından da hakkında yakalama kararı vardır. Ne acıdır ki, hakkında bu kadar yakalama kararı olan, çocuğun cinsel istismar suçunu işlemiş, kadına şiddet işlemiş bu kişi sanki pir ufak, bütün bunları yapmamış. Sözde gazetecilik yaptığı dönemde fecebook üzerinden Edirne’de ki eksiklerini gündeme getirerek onları tehdit etmiş, onlardan şantajla para almış, para almaya çalışmış bir kişidir. Çıkıp Edirne’de ki esnaflara sorabilirsiniz, benim isim söylememe gerek yok.
Bu kişi birçok farklı kişi ve kanalla bu görüntüler sebebiyle şahsımdan önce 50 bin Euro, sonralarında 40bin, 25bin, 15bin son olarak da 5bin,3bin Euro olmak üzere bedeller istemiş ve bu bedelleri kendisine vermezsem görüntüleri basınla paylaşacağını söylemiştir. Bunu paylaştığı kişiler içerinden gazeteci arkadaşlarım da var. Benim yakın çevremde arkadaşlarımda da var. Bunların büyük bit kısmı da tanık olarak mahkeme huzurunda, beyanlarını belgelerini mesajlarını verdiler bu kişinin. Orada açık açık şunu söylüyor; eğer başkan bana bu parayı vermezse, Bulgaristan’da yaşamak pahalı, ben Hamdi Sedefçi’ye yaptığım gibi yönetimin her zaman açıkları vardır,onunla ilgili her şeyi yazabilirim. Ses kaydı var, mahkeme dosyasından duruyor.
Defalarca bana şantaj ve tehditler yöneterek Bulgaristan’da oturma izni almak için, Bulgaristan’da hayatım sürdürebilmek için benden ne koparırsam kardır diyerek sürekli azalan, değişen bedellerde ve fakat şantajla para koparmaya çalışmıştır. Bu konuda tanık beyanları, mesajlaşmalar mevcuttur. Hepsi mahkeme nezdinde ispatlanmıştır. Bu şantaj suçu sebebiyle Edirne 3. Ağır ceza mahkemesinde sanık sıfatıyla yargılanmaktadır.
Kendisi adalete olan güvenini neden göstermemektedir. Neden gelip sanık sıfatıyla ifade vermemektedir. Televizyona canlı yayına çıkan adam neden hakim karşısına çıkmaktan bu kadar korkar. Neden bir fare gibi saklanır, kapılar ardında, karanlık çıkar odaklan ile kirli menfaatler peşinde koşar. Hodri meydan ben ifademi verdim yargılanıyorum gel sen de ver.
Sorsanız aleyhine olan deliler yalan, kurmaca ama lehine uydurulan deliller hepsi somut ve hukuka uygun delillerdir. Bu yalana Türk yargısı da maalesef gerçek belgeleri ortaya çıkarana kadar inandırmış ve oyalamıştır. Bakınız en yakın arkadaşı mahkemede tanıklık yaptı. İddia ettiği bu olaylar sırasında sürekli yanında olan arkadaşı mahkemede tanıklık yaptı. Kendisinin Bulgaristan’da ifade den çıktıktan sonra ‘ya sen böyle bir şeyler yaşamadın, demesine rağmen onunda, ya ben yaşadım sen boş ver takılma onlara’ dediğini söyledi mahkemede hakim huzurunda. Olay yeri Bulgaristan Aralık 2018,Bulgaristan’da bu güne kadar bir dava açıldı mı? Bir soruşturma yapıldı ama hiçbir dava açılmadı. Niçin Bulgaristan’da olay yerinde dava açılmadı. Niçin bu dava olayın olan yer olan Bulgaristan’da da açılmadı da Türkiye’de açıldı.
15 Temmuz görüntüleri sebebiyle bana yaptığı şantajlara boyun eğmemem ve buradan çıkar sağlayamayacağım anlayınca sosyal medya üzerinden bana bir takım isnatlar, sözde eleştiriler yönetmeye başlamıştı. Benden yüz bulamayınca benim dikkatimi çekmek üzere kendi açtığı sahte hesaplardan başka takipçisi olmayan sosyal medya hesaplan üzerinden sözde beni eleştirmeye başlamıştır. Beni bin kişi eleştirse döner bakarım. Ama böyle tehditçi şantajcı kişiler ne yazarsa yazsın ne söylerse söylesin umurumda değil. Beni Edirne halkı da tanıyor, Türk milleti de tanıyor herkes tanıyor.
Benden yana bir menfaat bulamayan ve sözüm ona eleştirileri ile de dikkati çekemeyen bu şahıs görüntüleri açık arttırmaya çıkararak satmaya çalıştı. Ben bunu sonradan öğreniyorum Ağustos 2016’da darbe girişiminden sonra yurt dışına kaçarken, kaçmadan önce burada sözüm ona videoyu, satmak için birçok kişi ile görüşmeler yapmış. O kişilerin bilgileri isimleri var bizde kendileri de söylediler. Burada satamayınca, Bulgaristan’dan arkadaşlarım vasıtası ile ben kaçtığı andan itibaren Türk adaletinden yargısından kaçtığı andan itibaren, bu şahısla ne telefonla ne başka bir şekil yöntemle görüşme yapmadım. Arkadaşlarım vasıtası ile bana ulaşarak tehdit ve şantaja başladı. Ben bir suç işlediysem Türk yargısı hakkımda karar verir ve bedelini öderim. Hiç tereddüttüm yok. Hayatım boyunca tehdide şantaja, şantajcıya pabuç bırakmadım bırakmayacağım. Hodri meydan…
Çok açık ve net bir şekilde bu video bir Pazar malzemesi gibi ortalıkta elden ele dile dolaştı. Bu video ile ilgili seçimlere 4 gün kala piyasaya sürüldü. 31 Mart 2019’da seçim vardı,28 Martta seçime sokuldu. Ne zaman olaydan üç yıl sonra. Gazetecisin ya, sizde gazetecisin ya böyle bir video ne kadar bekletiriniz ki,24 saat anca bekletirsiniz. Bu müthiş bir haber olur. Sözüm ona gazetecide böyle bir video var ama 3 yıl bekletiyor. Ve sonra ulusal gazetelerde televizyonlarda yayınlanıyor. Ne zaman 3 yıl sonra. Peki bu kanun kaçağının iddia ettiği olay ne zaman, oluyor aralık 2018’de videonun yayınlamasından yaklaşık 3 ay önce. Peki ben bu video ile ilgili savcılıktan kovuşturmaya dahil kararı ne zaman alıyorum. Eylül 2018’de. Bu kişinin benden videoyu almak için, bunları yaptırdı dediği tarihten yaklaşık 4 ay önce benim savcılıktan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararım var. Kovuşturmaya yer yok diye bir kararı olan kişi neden böyle bir şeyler yapsın.
Pazarlık malzemesi yapıldı buna ulusal ve Edirne basınında birçok gazeteci şahittir onları da aracı olarak kullanmaya çalıştı bu şahıs. Onların üzerinden satmaya çalıştı. Ama kimseden bir destek bulamadı. Hani canlı yayında diyor ya ben, gazeteci olduğum için ilgimi çekti çektim diyor.
O zaman sormak lazım 3 yıl boyunca bunlar niye yayınlanmadı. Neden 3 yıl boyunca elinde tuttun şantaj malzemesi yaptın. Kendi mesajlarında var Bulgaristan çok pahalı burada yaşamak çok zor. Bu kanun kaçağı Türkiye’de ki emekli maaşını Bulgaristan’da bir adres göstererek oraya göndertiyormuş. Tahminim emekli maaşı 1500-2000 bin lira, leva olarak da 400 leva. Bana gelen bilgilere göre orada bir iş yaptığı da yok. Kirada oturuyor, oturduğu şehirde kiralar 500-600 leva civarından olduğu söyleniyor. Bu şahıs nasıl geçiniyor? Nasıl mı geçiniyor böyle geçiniyor. İftiralarla karalamalarla, çamur atarak birilerinden tehdit şantajla para sızdırarak geçiniyor.
Kendisinin dövüldüğü işkence yapıldığı iddiaları ile ilgili bana ve bir iş insanına karşı bir komploya girişilmiştir birbirimizle hiçbir ilişkimiz olamamasına rağmen. Kendisinden başka kimsenin inanmadığı büyük yalanlar şahsım hakkında bir iş insanım azmettirdiğim iddiası ile bana 3 bin euroya satmaya çalıştığı görüntüleri elinden almak için kendisine işkence yapıldığını iddia etmeye başlamıştır.
Ama her ne hikmetse Türkiye’ye bu işkence iddiaları ile adli tıpa gitmeyip, mahkeme zaptında da belirtildiği gibi kaçmaktadır. Bu görüntüler de bu şahıs tarafından kesilmiş ve konuşmanın tamamındaki anlam bütünlüğü bozularak servis edilmiş ve sanki darbe şerefine kadeh kaldırdığım şeklinde bir algı kasıtlı olarak ortaya atılmıştır. Benim darbeye sevinecek ya da suçu ve suçluyu övmeyecek biri olduğumu Edirne kamuoyu iyi bilir ama yine de hakkımda bağımsız Türk yargısı tarafından verilen karan saygıyla ve olgunlukla karşılamaktayım. Adalete saygı, adalete güven böyle olur, yurtdışına kaçmakla oradan FETÖ taktikleri kumpasları ile kurguları ile iftiralarıyla yeni ergenokanları yaratmaya çalışmakla adalete güven aynı bünyede barınmaz.
Bu kanun kaçağı sosyal medyada 3 beğeni muhtacı bu müfterinin iddiaları için yerinde inceleme ve soruşturma yapan Sivilingrad savcılığı ve emniyeti dava açmaya bile gerek duymamış ve iddialar hakkında Türkiye dava açacaksa açsın diyerek tüm evrakları buraya göndermiştir. En yakın arkadaşının bile; "yalan söylüyor bu süreçte ben hep yanındaydım. Bu olayları yaşamadım ama yaşıyormuş gibi anlatıyorum dedi”, diye tanıklık yaptığı dosyada yargılanmaktayım. Ben ve suçsuz insanlar aylarca hapis yatılar bu davada suçsuz yere yargılanıyor. Yazıktır günahtır.
Ne gariptir ki bizim hakkımızda yapılan soruşturma ve kovuşturma da, iddiacı olan bu kişi gelip Türk yargısının karşısına gelip çıkmaktan köşe bucak kaçıyor. Televizyonlara canlı yayınlara çıkıyor ama yarım saatlik mesafedeki Türkiye’ye gelip Türk adaletinin karşısına çıkmıyor çıkamıyor. Çünkü söylediklerinin hepsinin yalan olduğu kurgu olduğu iftira olduğu ortaya çıkacak. Bunun için kaçıyor bu şekilde yaptıkça, bazı siyasilerinde bize saldırmasından dolayı işine geldiği için sürekli bu arkadaşa para gönderiyorlar. Emniyet bu kayıtların hepsini bulabilir.
Şimdi bu şahsın müşteki sanık olduğu bu dosyanın karara bağlanması için gerekli olan tek şey bu şahsın Türkiye’ye gelmesidir. Ya da Türk emniyeti tarafından Bulgaristan’da yakalanarak yada teslim alınarak getirilmesi. Gelsin hakkımızdaki iddiaları ispatlasın. Kendisi cinsel saldırıya ve işkenceye maruz bırakıldığını söylüyor ya adi tıp kurumu tam bir buçuk yıldır bu kanun kaçağının gelip muayenesi yapmak için bekliyor. Gel kardeşim o zaman. İddiasını ispatlamayan müfteridir, hasiyetsizdir.
Benim ve diğer sanıkların aleyhinde hiçbir delil bulunmayan bu dava dosyasının karara bağlanmasını ve benim suçlu olduğumu düşünüyorsa ispatlaması için elinde büyük bir imkan bulunmaktadır. Gelsin ifadesini versin, delillerini sunsun, muayenesini olsun eğer ben ve diğer sanıklar ceza alacaksak alalım. Televizyonda adalet istiyorum diyor, gel sağla adaletti elinden tutan mı var. Türkiye burada Edirne burada, adliye burada. Çıktığınız kanallar Pazar günü bile adliyenin önünden yayın yapıyor, ben şunu biliyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti devleti adliyesi kolluğu bu kişiyi Türkiye’ye getirmeye yeterli kudreti ve gücü var.
Talebimiz Türkiye Cumhuriyetti bu kanun kaçağını bir an önce, Bulgaristan’dan alarak Edirne’ye getirmesi ve hakim huzuruna çıkarması. Bende bu andan itibaren bu şahsı getirilmesi için, hakkımda ortaya atılan iddiaların ispatlanması için hem hukuki hem de idari tüm başvurularımı yapacağım bu konunu takipçisi olacağım. Elbette bu süreç içerisinde henüz mahkeme safatı devam ederken, bağımsız Türk yargısı hiçbir hüküm kurmamışken, beni doğrudan işkenceci gibi sıfatlarla, Türk milletinin önüne koyan o sözüm ona gazeteci, gazetelerin televizyon kanallarının karşı avukat arkadaşlarım gerekli bütün yasal başvuruları yapacaklardır. Hukukun en temel fonksiyonlarından birisi masumiyet kalitesidir. Ceza hukukuna göre, suçta suçluda hakkında kesinleşmiş hüküm kurulan kişidir. Bizim hakkımızda kesinleşmiş bir hüküm yok. Televizyonlarda gazetelerde işkenceci deniyor. Ne zaman mahkeme karar verdi. Siz kendiniz hangi sıfatla hangi inançla, bağımsız Türk mahkemelerinin yerine koyup bu hükmü kuruyorsunuz. Biraz utanma vicdan olur insanda. Biraz insaf olur insanda.
Soru 1
Bu şahıs gazetecimi? Kendi vicdalarınızla cevap verin. Kendisi canlı yayında yaptığı konuşmalarda sonra yurt dışına kaçtım diyormuş. Bu olay ne zaman Aralık 2018’de olduğu iddia ediliyor. Kendisinin yurt dışına kaçışı ne zaman Ağustos 2016’ı. 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra. O ara FETÖ’cülerde çok kaçmıştı.
Gitmeden önce Edirne’de kimlerle biraz araştırma yapın kimlerle görüşmüş, kiminlerle satmak için ne pazarlık yapmış. Göl yazı sulh ceza mahkemesinde bunun 15 yaşında ki bir kız çocuğunu taciz ettiğini cinsel istismarda bulunduğunu mahkumiyet kararı var.
Yine Cumhuriyet Başsavcılığında 80’den fazla soruşturma 10’dan fazla devam eden dosyası var.10 yılla yakın kesinleşmiş mahkumiyeti var bu kişinin. kanunlara saygılı olan insan gelir yargının hakimin huzuruna çıkar derdini anlatır, savunmasını yapar ve ondan sonrada yargının kararını bekler.
Bu kanun kaçağı Bulgaristan’dan 1500-2000 bin lira yanı 400 leva ile nasıl geçiniyor. Mahkeme bunu ısrarla çağırmasına rağmen adlı tıp randevu vermesine rağmen niçin gelip ısrarla adlı tıpta muayenesini yaptırmıyor. Mademki işkencen gördün bunu kanıtlayacak olan tek kurum adli tıp.
İşte sana tarihi bir fırsat, gel adli tıpta muayeneni ol bunları kanıtla sana bunları yapanlarda, hak ettikleri cezayı alsınlar. Gel ama gelemiyorsun. Adalette güvenen nerede olmalı arkadaşlar, adalettin karşısında olmalı. Adalette güvenen Türkiye Cumhuriyetinin mahkemelerinde olmalı. Adalette güvenenler ben ve diğer sanıklar burada. Hiç kimse kaçmadı kaçmayı düşünmedi.Hepimiz Türk adaletine güvendik gidiyoruz ifadelerimizi veriyoruz,sorulan sorulara cevap veriyoruz. Ve mahkemenin kararını bekliyoruz. Bu kişi ile ilgili şantaj davaları devam ediyor,kendiside bu konularda sanık olarak yargılanmaktadır. Ve bu video ile ilgili kendisinin benim davamla ilgili,davaya dilekçesi var. Görüntülerin tamamı benim diye ama en son çıktığı canlı yayında 2 dakika 15 saniye çektim diyor. Hangisi doğru. Doğru olan o görüntülerden kırpıp bileştirerek aynı FETÖ taktiği görüntü elde ettin kaça sattın o videoyu ey kanun kaçağı. Barı kendini kurtaracak kadar para alabildin mi Bulgaristan’da yaşayacak kadar para alabildin mi?
Bu arada gündem bu kadar sıcakken, ülkenin gündeminde kadınlarımızın İstanbul sözleşmesi mücadelesi varken. Döviz almış başını uçarak giderken. Kanal İstanbul tartışması, Gezi parkı tartışmaları varken. Ve ülkede bir çok sorun varken,büyük Türk milletinden ve Edirne halkından kendilerini kendi sorunlarımla ilgili meşgul ettiğim için çok özür diliyorum saygılar sunuyorum….
Başkan Gürkan’ın işte o açıklamaları;
Bu gün bu basın toplantısını yapma zorunluluğumuz doğdu. Bunu neden söylüyorum, bizim adalet terbiyemiz, adalette olan inancımız, adalete olan saygımız nedeniyle bildiğiniz gibi devam etmekte olan davalar hakkında bir açıklama yapılmaz.
Ancak son günlerde, özellikle son üç günde başta dram, sonra komediye dönen değişik gelişmeler izliyoruz. Pazar günü kamu kurumları kapalı. Adliyelerde kapalı resmi tatil Pazar günü. Pazar günü bir ulusal televizyon kanalı geliyor,kapalı Edirne Adliyesinin önünde canlı yayın yapıyor. Ben hiç böyle bir şeye görmedim. Ama daha öncede aynı televizyon kanalının böyle dram yapmaya çalıştığı bir yayınlarını hüsranla izlemiştim. Aynı olayı Pazar günü başlattılar hala devam ediyor.
Olayın bütünü ile ilgili yaklaşık 2 yıldır Edirne Adliyesinde devam eden bir dosya var. Benimde müşteki sanık olarak yargılandığım, hakim karşısına çıktığım dava ile ilgili kanunlara saygımız ve adalete inancımızdan dolayı hiçbir konuşma yapmadığım devam eden bir dosya var. Bu dosya 2 yıldır devam ediyor ama Pazar günü televizyon izleyen vatandaşlar, sanki olağanüstü bir şey olmuş ilk defa dava görülüyormuş, ilk defa yargılanmaya başlanmış gibi sanıklar ve müştekiler sanki adliyenin içerindeymiş gibi akıllara sığmayacak, tiyatral komediyi dönüşen, kendilerini mahkeme yerine koyan sözüm ona gazeteciler tarafından bir dram yaratılmaya çalışılıyor.
Peki gerçekler nedir? Sözlerle değil dava dosyasına girmiş tabi ki mahkemenin hususiyetine de saygı göstererek, açık yargılama olduğu için hepsi mahkeme dosyasına girmiş delillendirilmiş, belgelendirilmiş hakim huzurunda söylenmiş ve kanıtları ortaya konmuş konuları açıklayacağım.
Bugüne kadar hakkımda yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar hakkında devam eden yargı sürecine saygımdan ve ülkemizin ve Edirne’mizin sorunları arasında kendi hakkımdaki konuların konuşulmasından daha önemli gündem maddeleri olduğunu düşündüğümden açıklama yapmamayı düşünmüştüm.
Fakat gelinen noktada bu konu büyük bir bilgi kirliliği hem ülke gündemini hem de Edime gündemini meşgul etmektedir. Hakkımda yürütülen soruşturma ve kovuşturma birilerinin siyasi malzemesi, gündeme gelme amacı ve şahsım üzerinden Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliğine saldın malzemesi edilmeye çalışılmaktadır. Kötü niyetli kişilerin adil ve bağımsız Türk yargısını etkileme çabalarına fırsat vermeden ve yine devam eden yargı sürecine de zarar vermeden doğrulan sizlerle paylaşacağım.
Geçtiğimiz Pazar günü yaklaşık 2 yıl önce başlamış bir soruşturma ve devamında açman kamu davası sanki Pazar günü yeni başlamış gibi bir televizyon kana bir canlı yayın bağlantısı yaparak gündeme getirilmiştir. O kadar saçma ve mantığa aykırıdır ki pazar günü Edirne adliyesi önünden canlı yayın yapılıyor. Sanki adliye açık, adliyede benimle ilgili bir dava görülüyor, sanki o an itibari ile bir adli işlem yapılıyor gibi, utanmadan ve sıkılmadan son dakika etiketi ile paylaşıp boş gündem yaratma ve karalama yapılmaya çalışıyorlar. Sonuçta o haber kanalının her zaman kendi yaptıkları ile madara oluyorlar.
Daha sonrasında da yine gün içinde bu konu hakkında yapman haberle birlikte altını çizerek söylüyorum Bulgaristan’da kaçak olarak yaşayan ve kendisinden başka kimsenin gazeteci demediği, sizler Edirne’de ki gazetecilersiniz bu soruma içinizden cevap veriniz, vicdanınızdan cevap verin, ortaya söylemeyin içinizden biri gazeteci diyen var mı? bir kişi bu kişiye gazeteci diyen bir kişi varsa ben hemen her şeyi kabul edip bu salondan çıkacağım. Edirne’de gazetecilik yapan sizlerden biri gazeteci diyen varsa elini kaldırsın hiçbir şeye demesin bende hemen bu salonu terk edip çıkacağım. Demek YOK!
Kendisinden başka kimsenin gazeteci demediği bir şahıs canlı yayına bağlanarak bir takım iftira ve yalanlarla ilgi çekmeye ve gündeme gelmeye çalışıyor. Bu kişi hakkında çocuğun cinsel istismarı da dahil olmak üzere bir çok konuda hükmü vardır. 15 yaşında bir kız çocuğunun cinsel istismarından bu şahıs hakkında kesinleşmiş hükmü vardır. Bu bir çocuk tacizcisidir bu şahıs. Bazı kanalların kahraman edası ile televizyonlara çıkardığı bu şahıs Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri tarafından çocuk tacizcisi olarak hüküm giymiş bir şahıstır.
Başka bir suçtan açık cezaevinden izne çıktığı bir sırada yurtdışına kaçan ve orada da kaçak olarak yaşayan bir kişidir. Televizyonda diyormuş ki ben bu olaylardan sonra, iddia ettiği olayın tarihi Aralık 2018. Peki bu şahıs açık cezaevinden izin alarak çıktıktan sonra Bulgaristan’a ne zaman kaçtı Ağustos 2016’da hani bu olaylardan dolayı, bu olaylardan sonra kaçmıştı yurt dışına çıkmıştı orada yaşamaya başlamıştı. Ağustos 2016 Emniyet kayıtları orada, pasaport kayıtları orada. Yani bu olayla senin yurt dışına çıkış tarihin arasından iki yıla yakın bir zaman var. Tarihe dikkat çekmek istiyorum Ağustos 2016 ne zaman, kimlerin yurt dışına kaçtığı zaman, neyden sonra bu soruların sorulması lazım. Bu şahıs yurt dışına ne zaman kaçmıştır. Ağustos 2016 neyden sonra 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişiminden sonra. İlgin değil mi bunu kimse sormuyor ama. O anlı şanlı ulusal haber kanalları bunu sormuyor.
Neden 15 Temmuz 2016’dan sonra Ağustos 2016’da yurt dışına kaçtı Şükrü Benli. Kanun kaçağı. Bu kişi hakkında Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 80’den fazla soruşturma dosyası bulunmaktadır.
Edirne Ağır Ceza ve Asliye mahkemelerinde derdest olan yani devam eden 10’dan fazla mahkeme dosyası vardır ve toplam cezası 10 yıla yaklaşan 5’ten fazla kesinleşmiş mahkumiyet kararı vardır istinafta bekleyen dosyaları vardır. O ulusal haber kanalları olan havuz medyasının parlatmaya çalıştığı adam profili budur. Bir de bu kişi utanmadan diyor ki Türk adaletine güveniyorum. Hepimiz güveniyoruz Türk adaletine.
Peki, Türk adaletine güveniyorsan neden Bulgaristan’dasın, kaçaksın hakkında verilen bu kadar mahkumiyetten ve derdest dosyalardan neden kaçıyorsun?
Bu kanun kaçağının da benimde, hem müşteki hem de sanık olduğumuz dosya aynı Edirne adliyesinde görülüyor bu dosya. Bu dosyada sadece ben sanık şüpheli değilim kendiside sanık şüpheli. Mahkeme son duruşmada bu şahısla ilgili mahkeme zaptından okuyorum, hani Türk adaletine güvenen kanun kaçağının ne durumda olduğunu mahkeme zaptında şu şekilde; katılan sanık Şükrü Benli’nin muayenesinin bildirilmiş olmasına rağmen, cinsel istismar suçunun katıları olan Şükrü Benli’nin randevu gününde hazır olmadığından mahkeme daha önce bir karar aldı 2 Mart 2020’de gel Adli Tıp’a git muayeneni ol Adli tıp raporuna göre bizde işlem yapacağız dedi.
Şimdi bütün Türk milletine soruyorum. Size bir şeyler yapıldı, cinsel taciz yapıldı, istismar yapıldı gibi iddianız var bunu nasıl kanıtlayacaksınız mahkemeyle. Mahkeme size nasıl yol gösterirse onu yaparsınız. Adalete güven böyle olur. Mahkeme ne diyor bu kanun kaçağına, gel bu tarihte adli tıpa yazı yazdık, adli tıp seni bekliyor. Gel muayeneni ol iddialarını kanıtla. Peki, bu kanun kaçağı ne yapıyor. Gelmiyor. Niçin gelmezsiniz. Asıl soru bu.
1- mahkemelere güvenmiyorsunuzdur. 2-Adli Tıp’a güvenmiyorsunuzdur. 3- En önemlisi kendinize güvenmiyorsunuzdur. Çünkü söyledikleriniz doğru değildir. Adli tıpta gerçekler ortaya çıkacaktır. Niye gelip muayene olmazsınız. Bakın mahkeme sizi sevk etmiş. Gelip muayene olmuyorsunuz. İddiaları kanıtlama çabasına bile girmiyorsunuz. Sadece televizyonlardan boy gösterip iftira atmaya çamur atmaya devam ediyorsunuz.
Ve mahkeme zaptı şu şekilde devam ediyor, randevu gününde hazır olmadığından, rapor düzenlememiş olması yine adli tıp tarafından rapor düzenlenebilmesi için, istenilen kayıtların ve tetkiklerin istinaden evrak düzenlememize rağmen Bulgaristan adli makamlarınca hala gönderilmemiş olması kanıttan sanık Şükrü Benli’nin davadan haberdar olmasına rağmen, kaçması nedeniyle’,butün Türk milletinin dikkatinizi çekiyorum mahkemenin zaptı.
Neden gelip güvendiğin Türk adaletine teslim olmuyorsun. Senin hakkında hüküm verilince ülkede adalet yok da başkaları yargılanırken mi Türk adaletine güven duyuyorsun. Güven duyduğun adaleti etkilemek için neden canlı yayınlarda yalan yanlış bilgiler gündem yaratmaya çalışıyorsun.
Türk adaletine asıl güvenen ben ve bu dosyada yargılanan diğer sanıklar. İlk kez hayatımda devam eden bir mahkeme ile ilgili açıklama yapıyorum. Adalete olan saygım nedeniyle, kelimelerimi özenle seçerek ifade ediyorum. Asıl Türk adaletine güvenen benim. Ben çağrıldığım zaman adi makamların huzurunda oluyorum. Hakkımda verilen olumsuz ya da olumlu hiçbir karara karşı beyanda bulunmuyor, eleştiri yapmıyorum.
10 gün önce bu olayla bağlantılı bir dosyadan 15 Temmuz dosyasından benimle ilgili 2 ya 15 gün ceza verildi, hükmün açıklanması geri bırakıldı. Bir açıklamamı duydunuz mu? Türk adaleti şöyledir, hakimler şöyledir diye. Elbette ben suçsuzum. Ama Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin verdiği bir karar var ve geçerli olan o karar. Bu karara hepimiz doğru değil desek de, karara uymak mecburiyetindeyiz. Adaletin mülkün temeli inancıyla ve bağımsız Türk yargısı huzurunda sanık da müştekide olsan, hamaset lafları değil, adalette saygının gereğini yapıyorum.
Şimdi buradan adalet savaşçısına sesleniyorum. Adalete güven Bulgaristan’da saklanmakla olmaz, hakim karşısına çıkmakla olur. Hakkındaki iddialardan korkusu olan adaletten kaçar. Ben adaletten kaçmadım kaçmayacağım. Çünkü ben adaletten korkmuyorum, yaptıklarımdan aklanacağımdan eminim, beraatımı ispatlamak için Türk yargısının huzurundayım. Sen de gel adalete olan saygını ve güvenini bütün Edirne halkı görsün. Sana yapıldığını iddia ettiğin suçları ortaya koymanın tek yolu hakimin karşına çıkman. Gel Türkiye’ye. Bulgaristan yarım saat. Çık mahkemeye git adli tıpa muayeneni ol, bana şunlar yapıldı dediğin her şeyi kanıtlama imkanın var. Niye kaçıyorsun adaletten. Hey kanun kaçağı.
Bu şahıs 15 Temmuz gecesi benim ve arkadaşlarımın bulunduğu bir ortamda yapmış olduğum bir konuşmayı iznim ve rızam olmaksızın kameraya almış. İşin garip tarafı da o gece o mekanda olan birçok kişi de cep telefonu ile o anı kaydetmiş, videolar ve fotoğraflar çekti. Daha önce soruşturma ve kovuşturma gördüğüm bu konu ile ilk kez açıklama yapma gereği duyuyorum.
Bu gece konuşmalarım ve söylediğim şarkılar birçok kişi tarafından görüntülendiği halde sadece bir kişi tarafından şantaj malzemesi yapılmış, çıkar amacıyla kullanılmıştır. Bununla ilgili tüm belgeleri ile tüm tanıkları ile dava dosyasına bunlar kondu. Zaten kendide bu dosyada tehdit ve şantajdan sanık olarak yargılanmaktadır ve hakkında yakalama kararı vardır. Diğer suçlarından da hakkında yakalama kararı vardır. Ne acıdır ki, hakkında bu kadar yakalama kararı olan, çocuğun cinsel istismar suçunu işlemiş, kadına şiddet işlemiş bu kişi sanki pir ufak, bütün bunları yapmamış. Sözde gazetecilik yaptığı dönemde fecebook üzerinden Edirne’de ki eksiklerini gündeme getirerek onları tehdit etmiş, onlardan şantajla para almış, para almaya çalışmış bir kişidir. Çıkıp Edirne’de ki esnaflara sorabilirsiniz, benim isim söylememe gerek yok.
Bu kişi birçok farklı kişi ve kanalla bu görüntüler sebebiyle şahsımdan önce 50 bin Euro, sonralarında 40bin, 25bin, 15bin son olarak da 5bin,3bin Euro olmak üzere bedeller istemiş ve bu bedelleri kendisine vermezsem görüntüleri basınla paylaşacağını söylemiştir. Bunu paylaştığı kişiler içerinden gazeteci arkadaşlarım da var. Benim yakın çevremde arkadaşlarımda da var. Bunların büyük bit kısmı da tanık olarak mahkeme huzurunda, beyanlarını belgelerini mesajlarını verdiler bu kişinin. Orada açık açık şunu söylüyor; eğer başkan bana bu parayı vermezse, Bulgaristan’da yaşamak pahalı, ben Hamdi Sedefçi’ye yaptığım gibi yönetimin her zaman açıkları vardır,onunla ilgili her şeyi yazabilirim. Ses kaydı var, mahkeme dosyasından duruyor.
Defalarca bana şantaj ve tehditler yöneterek Bulgaristan’da oturma izni almak için, Bulgaristan’da hayatım sürdürebilmek için benden ne koparırsam kardır diyerek sürekli azalan, değişen bedellerde ve fakat şantajla para koparmaya çalışmıştır. Bu konuda tanık beyanları, mesajlaşmalar mevcuttur. Hepsi mahkeme nezdinde ispatlanmıştır. Bu şantaj suçu sebebiyle Edirne 3. Ağır ceza mahkemesinde sanık sıfatıyla yargılanmaktadır.
Kendisi adalete olan güvenini neden göstermemektedir. Neden gelip sanık sıfatıyla ifade vermemektedir. Televizyona canlı yayına çıkan adam neden hakim karşısına çıkmaktan bu kadar korkar. Neden bir fare gibi saklanır, kapılar ardında, karanlık çıkar odaklan ile kirli menfaatler peşinde koşar. Hodri meydan ben ifademi verdim yargılanıyorum gel sen de ver.
Sorsanız aleyhine olan deliler yalan, kurmaca ama lehine uydurulan deliller hepsi somut ve hukuka uygun delillerdir. Bu yalana Türk yargısı da maalesef gerçek belgeleri ortaya çıkarana kadar inandırmış ve oyalamıştır. Bakınız en yakın arkadaşı mahkemede tanıklık yaptı. İddia ettiği bu olaylar sırasında sürekli yanında olan arkadaşı mahkemede tanıklık yaptı. Kendisinin Bulgaristan’da ifade den çıktıktan sonra ‘ya sen böyle bir şeyler yaşamadın, demesine rağmen onunda, ya ben yaşadım sen boş ver takılma onlara’ dediğini söyledi mahkemede hakim huzurunda. Olay yeri Bulgaristan Aralık 2018,Bulgaristan’da bu güne kadar bir dava açıldı mı? Bir soruşturma yapıldı ama hiçbir dava açılmadı. Niçin Bulgaristan’da olay yerinde dava açılmadı. Niçin bu dava olayın olan yer olan Bulgaristan’da da açılmadı da Türkiye’de açıldı.
15 Temmuz görüntüleri sebebiyle bana yaptığı şantajlara boyun eğmemem ve buradan çıkar sağlayamayacağım anlayınca sosyal medya üzerinden bana bir takım isnatlar, sözde eleştiriler yönetmeye başlamıştı. Benden yüz bulamayınca benim dikkatimi çekmek üzere kendi açtığı sahte hesaplardan başka takipçisi olmayan sosyal medya hesaplan üzerinden sözde beni eleştirmeye başlamıştır. Beni bin kişi eleştirse döner bakarım. Ama böyle tehditçi şantajcı kişiler ne yazarsa yazsın ne söylerse söylesin umurumda değil. Beni Edirne halkı da tanıyor, Türk milleti de tanıyor herkes tanıyor.
Benden yana bir menfaat bulamayan ve sözüm ona eleştirileri ile de dikkati çekemeyen bu şahıs görüntüleri açık arttırmaya çıkararak satmaya çalıştı. Ben bunu sonradan öğreniyorum Ağustos 2016’da darbe girişiminden sonra yurt dışına kaçarken, kaçmadan önce burada sözüm ona videoyu, satmak için birçok kişi ile görüşmeler yapmış. O kişilerin bilgileri isimleri var bizde kendileri de söylediler. Burada satamayınca, Bulgaristan’dan arkadaşlarım vasıtası ile ben kaçtığı andan itibaren Türk adaletinden yargısından kaçtığı andan itibaren, bu şahısla ne telefonla ne başka bir şekil yöntemle görüşme yapmadım. Arkadaşlarım vasıtası ile bana ulaşarak tehdit ve şantaja başladı. Ben bir suç işlediysem Türk yargısı hakkımda karar verir ve bedelini öderim. Hiç tereddüttüm yok. Hayatım boyunca tehdide şantaja, şantajcıya pabuç bırakmadım bırakmayacağım. Hodri meydan…
Çok açık ve net bir şekilde bu video bir Pazar malzemesi gibi ortalıkta elden ele dile dolaştı. Bu video ile ilgili seçimlere 4 gün kala piyasaya sürüldü. 31 Mart 2019’da seçim vardı,28 Martta seçime sokuldu. Ne zaman olaydan üç yıl sonra. Gazetecisin ya, sizde gazetecisin ya böyle bir video ne kadar bekletiriniz ki,24 saat anca bekletirsiniz. Bu müthiş bir haber olur. Sözüm ona gazetecide böyle bir video var ama 3 yıl bekletiyor. Ve sonra ulusal gazetelerde televizyonlarda yayınlanıyor. Ne zaman 3 yıl sonra. Peki bu kanun kaçağının iddia ettiği olay ne zaman, oluyor aralık 2018’de videonun yayınlamasından yaklaşık 3 ay önce. Peki ben bu video ile ilgili savcılıktan kovuşturmaya dahil kararı ne zaman alıyorum. Eylül 2018’de. Bu kişinin benden videoyu almak için, bunları yaptırdı dediği tarihten yaklaşık 4 ay önce benim savcılıktan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararım var. Kovuşturmaya yer yok diye bir kararı olan kişi neden böyle bir şeyler yapsın.
Pazarlık malzemesi yapıldı buna ulusal ve Edirne basınında birçok gazeteci şahittir onları da aracı olarak kullanmaya çalıştı bu şahıs. Onların üzerinden satmaya çalıştı. Ama kimseden bir destek bulamadı. Hani canlı yayında diyor ya ben, gazeteci olduğum için ilgimi çekti çektim diyor.
O zaman sormak lazım 3 yıl boyunca bunlar niye yayınlanmadı. Neden 3 yıl boyunca elinde tuttun şantaj malzemesi yaptın. Kendi mesajlarında var Bulgaristan çok pahalı burada yaşamak çok zor. Bu kanun kaçağı Türkiye’de ki emekli maaşını Bulgaristan’da bir adres göstererek oraya göndertiyormuş. Tahminim emekli maaşı 1500-2000 bin lira, leva olarak da 400 leva. Bana gelen bilgilere göre orada bir iş yaptığı da yok. Kirada oturuyor, oturduğu şehirde kiralar 500-600 leva civarından olduğu söyleniyor. Bu şahıs nasıl geçiniyor? Nasıl mı geçiniyor böyle geçiniyor. İftiralarla karalamalarla, çamur atarak birilerinden tehdit şantajla para sızdırarak geçiniyor.
Kendisinin dövüldüğü işkence yapıldığı iddiaları ile ilgili bana ve bir iş insanına karşı bir komploya girişilmiştir birbirimizle hiçbir ilişkimiz olamamasına rağmen. Kendisinden başka kimsenin inanmadığı büyük yalanlar şahsım hakkında bir iş insanım azmettirdiğim iddiası ile bana 3 bin euroya satmaya çalıştığı görüntüleri elinden almak için kendisine işkence yapıldığını iddia etmeye başlamıştır.
Ama her ne hikmetse Türkiye’ye bu işkence iddiaları ile adli tıpa gitmeyip, mahkeme zaptında da belirtildiği gibi kaçmaktadır. Bu görüntüler de bu şahıs tarafından kesilmiş ve konuşmanın tamamındaki anlam bütünlüğü bozularak servis edilmiş ve sanki darbe şerefine kadeh kaldırdığım şeklinde bir algı kasıtlı olarak ortaya atılmıştır. Benim darbeye sevinecek ya da suçu ve suçluyu övmeyecek biri olduğumu Edirne kamuoyu iyi bilir ama yine de hakkımda bağımsız Türk yargısı tarafından verilen karan saygıyla ve olgunlukla karşılamaktayım. Adalete saygı, adalete güven böyle olur, yurtdışına kaçmakla oradan FETÖ taktikleri kumpasları ile kurguları ile iftiralarıyla yeni ergenokanları yaratmaya çalışmakla adalete güven aynı bünyede barınmaz.
Bu kanun kaçağı sosyal medyada 3 beğeni muhtacı bu müfterinin iddiaları için yerinde inceleme ve soruşturma yapan Sivilingrad savcılığı ve emniyeti dava açmaya bile gerek duymamış ve iddialar hakkında Türkiye dava açacaksa açsın diyerek tüm evrakları buraya göndermiştir. En yakın arkadaşının bile; "yalan söylüyor bu süreçte ben hep yanındaydım. Bu olayları yaşamadım ama yaşıyormuş gibi anlatıyorum dedi”, diye tanıklık yaptığı dosyada yargılanmaktayım. Ben ve suçsuz insanlar aylarca hapis yatılar bu davada suçsuz yere yargılanıyor. Yazıktır günahtır.
Ne gariptir ki bizim hakkımızda yapılan soruşturma ve kovuşturma da, iddiacı olan bu kişi gelip Türk yargısının karşısına gelip çıkmaktan köşe bucak kaçıyor. Televizyonlara canlı yayınlara çıkıyor ama yarım saatlik mesafedeki Türkiye’ye gelip Türk adaletinin karşısına çıkmıyor çıkamıyor. Çünkü söylediklerinin hepsinin yalan olduğu kurgu olduğu iftira olduğu ortaya çıkacak. Bunun için kaçıyor bu şekilde yaptıkça, bazı siyasilerinde bize saldırmasından dolayı işine geldiği için sürekli bu arkadaşa para gönderiyorlar. Emniyet bu kayıtların hepsini bulabilir.
Şimdi bu şahsın müşteki sanık olduğu bu dosyanın karara bağlanması için gerekli olan tek şey bu şahsın Türkiye’ye gelmesidir. Ya da Türk emniyeti tarafından Bulgaristan’da yakalanarak yada teslim alınarak getirilmesi. Gelsin hakkımızdaki iddiaları ispatlasın. Kendisi cinsel saldırıya ve işkenceye maruz bırakıldığını söylüyor ya adi tıp kurumu tam bir buçuk yıldır bu kanun kaçağının gelip muayenesi yapmak için bekliyor. Gel kardeşim o zaman. İddiasını ispatlamayan müfteridir, hasiyetsizdir.
Benim ve diğer sanıkların aleyhinde hiçbir delil bulunmayan bu dava dosyasının karara bağlanmasını ve benim suçlu olduğumu düşünüyorsa ispatlaması için elinde büyük bir imkan bulunmaktadır. Gelsin ifadesini versin, delillerini sunsun, muayenesini olsun eğer ben ve diğer sanıklar ceza alacaksak alalım. Televizyonda adalet istiyorum diyor, gel sağla adaletti elinden tutan mı var. Türkiye burada Edirne burada, adliye burada. Çıktığınız kanallar Pazar günü bile adliyenin önünden yayın yapıyor, ben şunu biliyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti devleti adliyesi kolluğu bu kişiyi Türkiye’ye getirmeye yeterli kudreti ve gücü var.
Talebimiz Türkiye Cumhuriyetti bu kanun kaçağını bir an önce, Bulgaristan’dan alarak Edirne’ye getirmesi ve hakim huzuruna çıkarması. Bende bu andan itibaren bu şahsı getirilmesi için, hakkımda ortaya atılan iddiaların ispatlanması için hem hukuki hem de idari tüm başvurularımı yapacağım bu konunu takipçisi olacağım. Elbette bu süreç içerisinde henüz mahkeme safatı devam ederken, bağımsız Türk yargısı hiçbir hüküm kurmamışken, beni doğrudan işkenceci gibi sıfatlarla, Türk milletinin önüne koyan o sözüm ona gazeteci, gazetelerin televizyon kanallarının karşı avukat arkadaşlarım gerekli bütün yasal başvuruları yapacaklardır. Hukukun en temel fonksiyonlarından birisi masumiyet kalitesidir. Ceza hukukuna göre, suçta suçluda hakkında kesinleşmiş hüküm kurulan kişidir. Bizim hakkımızda kesinleşmiş bir hüküm yok. Televizyonlarda gazetelerde işkenceci deniyor. Ne zaman mahkeme karar verdi. Siz kendiniz hangi sıfatla hangi inançla, bağımsız Türk mahkemelerinin yerine koyup bu hükmü kuruyorsunuz. Biraz utanma vicdan olur insanda. Biraz insaf olur insanda.
Soru 1
Bu şahıs gazetecimi? Kendi vicdalarınızla cevap verin. Kendisi canlı yayında yaptığı konuşmalarda sonra yurt dışına kaçtım diyormuş. Bu olay ne zaman Aralık 2018’de olduğu iddia ediliyor. Kendisinin yurt dışına kaçışı ne zaman Ağustos 2016’ı. 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra. O ara FETÖ’cülerde çok kaçmıştı.
Gitmeden önce Edirne’de kimlerle biraz araştırma yapın kimlerle görüşmüş, kiminlerle satmak için ne pazarlık yapmış. Göl yazı sulh ceza mahkemesinde bunun 15 yaşında ki bir kız çocuğunu taciz ettiğini cinsel istismarda bulunduğunu mahkumiyet kararı var.
Yine Cumhuriyet Başsavcılığında 80’den fazla soruşturma 10’dan fazla devam eden dosyası var.10 yılla yakın kesinleşmiş mahkumiyeti var bu kişinin. kanunlara saygılı olan insan gelir yargının hakimin huzuruna çıkar derdini anlatır, savunmasını yapar ve ondan sonrada yargının kararını bekler.
Bu kanun kaçağı Bulgaristan’dan 1500-2000 bin lira yanı 400 leva ile nasıl geçiniyor. Mahkeme bunu ısrarla çağırmasına rağmen adlı tıp randevu vermesine rağmen niçin gelip ısrarla adlı tıpta muayenesini yaptırmıyor. Mademki işkencen gördün bunu kanıtlayacak olan tek kurum adli tıp.
İşte sana tarihi bir fırsat, gel adli tıpta muayeneni ol bunları kanıtla sana bunları yapanlarda, hak ettikleri cezayı alsınlar. Gel ama gelemiyorsun. Adalette güvenen nerede olmalı arkadaşlar, adalettin karşısında olmalı. Adalette güvenen Türkiye Cumhuriyetinin mahkemelerinde olmalı. Adalette güvenenler ben ve diğer sanıklar burada. Hiç kimse kaçmadı kaçmayı düşünmedi.Hepimiz Türk adaletine güvendik gidiyoruz ifadelerimizi veriyoruz,sorulan sorulara cevap veriyoruz. Ve mahkemenin kararını bekliyoruz. Bu kişi ile ilgili şantaj davaları devam ediyor,kendiside bu konularda sanık olarak yargılanmaktadır. Ve bu video ile ilgili kendisinin benim davamla ilgili,davaya dilekçesi var. Görüntülerin tamamı benim diye ama en son çıktığı canlı yayında 2 dakika 15 saniye çektim diyor. Hangisi doğru. Doğru olan o görüntülerden kırpıp bileştirerek aynı FETÖ taktiği görüntü elde ettin kaça sattın o videoyu ey kanun kaçağı. Barı kendini kurtaracak kadar para alabildin mi Bulgaristan’da yaşayacak kadar para alabildin mi?
Bu arada gündem bu kadar sıcakken, ülkenin gündeminde kadınlarımızın İstanbul sözleşmesi mücadelesi varken. Döviz almış başını uçarak giderken. Kanal İstanbul tartışması, Gezi parkı tartışmaları varken. Ve ülkede bir çok sorun varken,büyük Türk milletinden ve Edirne halkından kendilerini kendi sorunlarımla ilgili meşgul ettiğim için çok özür diliyorum saygılar sunuyorum….