20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısı ile Edirne Çocuk Hakları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Av.Nebahat Çavuş açıklama yaparak; Çocuklarımızın istismar ve ihmalden korunmalarını sağlamak, kamu kurum ve kuruluşlarının, devletin ve bizlerin vazgeçilmez, devredilemez, mazeret kabul edilmeyen asli görevidir dedi.
Bugün, yine yeniden B.M. Çocuk Hakları Sözleşmesini hatırlatma günü olduğuna dikkat çeken Edirne Çocuk Hakları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Av.Nebahat Çavuş; “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen ve 2 Eylül 1990 tarihinde de yürürlüğe giren Çocuk Hakları Sözleşmesi en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesidir. Türkiye, ÇHS'yi 14 Ekim 1990'da imzaladı ve sözleşme 27 Ocak 1995'te Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.Çocuk haklarının korunması amaçlayan bu sözleşmeyle taraf devletlerin bu hakların yaşama geçirilmesi için ne gerekiyorsa yapmayı yüklendiği Çocuk Hakları sözleşmesi 54 maddeden oluşmaktadır. Sözleşmenin dört temel ilkesi; Ayrımcılık yapmama, Çocuğun üstün yararını gözetme, Çocuğun varlığını ve gelişimini sürdürmesini sağlama, Çocuğun katılım hakkıdır”dedi.
Çocuklar B.M. Çocuk Hakları Sözleşmesi ile kabul edilen haklarına erişebiliyor mu? Diye soran Çavuş; “Ne yazık ki bu güne kadar her çocuğun temel haklarına erişebildiğini söylemek mümkün değildi. Bugünlerde de Covit 19 virüsünün yayılma, hayatı tehdit etmesi nedeniyle Çocukların haklarına erişimi büyük oranda ortadan kalktı. Çocukların sağlıklı yaşam hakkı, temiz bir çevrede yaşama hakkı, eğitim ve öğretim olanaklarından istifade ederek kendilerini geliştirme hakkı, oyun hakkı v.b. haklar virüsten korunma tedbirleri nedeniyle kısıtlanmış ve hatta bazı çocuklar için tamamen yok olmuştur.Çocuklar okullarına gidemiyor. Uzaktan eğitim adı altında sunulan hizmetten verim alınamıyor. Yoksul ve çok çocuklu aile çocuklarının eğitime erişimi mümkün olamıyor. Çocuklarımızı eve kapatıp kaderleri ile baş başa bırakmaya hakkımız yok. Milli Eğitim Bakanlığı her çocuğa internet erişimi, online olarak yürütülen derslere erişimi için bilgisayar, tablet v.b . eğitim materyalleri sağlamakla yükümlüdür. Beden ve ruh sağlıklarının korunabilmesi, sosyalleşme ihtiyaçlarının karşılanması için çözümler bulmak aileler kadar kamu yetkililerinin tartışılmaz görevidir. Tüm çocuklar haklara erişimde eşit olmalıdır. Normal yaşam diye adlandırdığımız günlerde dahi haklarına erişimde engellerle karşılaşan ve hatta erişemeyen çocuklarımızın hakları, ihtiyaçları gündemde dahi yer almıyor. Özel gereksinimli çocukları olan ebeveynler, anneler feryat ediyor. Dernek olarak onların sesi olmak istiyoruz.Standart eğitime rağmen, özelliklerine, yaşına ve zekasına uygun eğitim hakkına erişemeyen çocuklarımızın da kendilerine özgü özellikleri, ilgileri, yetenekleri, öğrenme ihtiyaçları doğrultusunda eğitim hakları var. Pandemi nedeniyle okullardaki kaynaştırma eğitimlerden faydalanamayan çocuklarımız için de vakit geçirmeden çözümler üretilmeli hayata geçirilmelidir. 18 yaşından küçük her insan çocuktur.Hakları vardır.Çocuklarımızın sağlıklı büyümelerini, istismar ve ihmalden korunmalarını sağlamak, gelişmeleri, mutlulukları için çalışmak ebeveynlerin, kamu kurum ve kuruluşlarının, devletin ve bizlerin vazgeçilmez, devredilemez, mazeret kabul edilmeyen asli görevidir”şeklinde açıklamalarda bulundu. Yeşim Dramalı
Bugün, yine yeniden B.M. Çocuk Hakları Sözleşmesini hatırlatma günü olduğuna dikkat çeken Edirne Çocuk Hakları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Av.Nebahat Çavuş; “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen ve 2 Eylül 1990 tarihinde de yürürlüğe giren Çocuk Hakları Sözleşmesi en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesidir. Türkiye, ÇHS'yi 14 Ekim 1990'da imzaladı ve sözleşme 27 Ocak 1995'te Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.Çocuk haklarının korunması amaçlayan bu sözleşmeyle taraf devletlerin bu hakların yaşama geçirilmesi için ne gerekiyorsa yapmayı yüklendiği Çocuk Hakları sözleşmesi 54 maddeden oluşmaktadır. Sözleşmenin dört temel ilkesi; Ayrımcılık yapmama, Çocuğun üstün yararını gözetme, Çocuğun varlığını ve gelişimini sürdürmesini sağlama, Çocuğun katılım hakkıdır”dedi.
Çocuklar B.M. Çocuk Hakları Sözleşmesi ile kabul edilen haklarına erişebiliyor mu? Diye soran Çavuş; “Ne yazık ki bu güne kadar her çocuğun temel haklarına erişebildiğini söylemek mümkün değildi. Bugünlerde de Covit 19 virüsünün yayılma, hayatı tehdit etmesi nedeniyle Çocukların haklarına erişimi büyük oranda ortadan kalktı. Çocukların sağlıklı yaşam hakkı, temiz bir çevrede yaşama hakkı, eğitim ve öğretim olanaklarından istifade ederek kendilerini geliştirme hakkı, oyun hakkı v.b. haklar virüsten korunma tedbirleri nedeniyle kısıtlanmış ve hatta bazı çocuklar için tamamen yok olmuştur.Çocuklar okullarına gidemiyor. Uzaktan eğitim adı altında sunulan hizmetten verim alınamıyor. Yoksul ve çok çocuklu aile çocuklarının eğitime erişimi mümkün olamıyor. Çocuklarımızı eve kapatıp kaderleri ile baş başa bırakmaya hakkımız yok. Milli Eğitim Bakanlığı her çocuğa internet erişimi, online olarak yürütülen derslere erişimi için bilgisayar, tablet v.b . eğitim materyalleri sağlamakla yükümlüdür. Beden ve ruh sağlıklarının korunabilmesi, sosyalleşme ihtiyaçlarının karşılanması için çözümler bulmak aileler kadar kamu yetkililerinin tartışılmaz görevidir. Tüm çocuklar haklara erişimde eşit olmalıdır. Normal yaşam diye adlandırdığımız günlerde dahi haklarına erişimde engellerle karşılaşan ve hatta erişemeyen çocuklarımızın hakları, ihtiyaçları gündemde dahi yer almıyor. Özel gereksinimli çocukları olan ebeveynler, anneler feryat ediyor. Dernek olarak onların sesi olmak istiyoruz.Standart eğitime rağmen, özelliklerine, yaşına ve zekasına uygun eğitim hakkına erişemeyen çocuklarımızın da kendilerine özgü özellikleri, ilgileri, yetenekleri, öğrenme ihtiyaçları doğrultusunda eğitim hakları var. Pandemi nedeniyle okullardaki kaynaştırma eğitimlerden faydalanamayan çocuklarımız için de vakit geçirmeden çözümler üretilmeli hayata geçirilmelidir. 18 yaşından küçük her insan çocuktur.Hakları vardır.Çocuklarımızın sağlıklı büyümelerini, istismar ve ihmalden korunmalarını sağlamak, gelişmeleri, mutlulukları için çalışmak ebeveynlerin, kamu kurum ve kuruluşlarının, devletin ve bizlerin vazgeçilmez, devredilemez, mazeret kabul edilmeyen asli görevidir”şeklinde açıklamalarda bulundu. Yeşim Dramalı