EKONOMİK BUHRAN UNUTTURULMAK İSTENİYOR
Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyesi, eski milletvekili Eren Erdem Edirne’ye ziyaretinde yapmış olduğu basın toplantısında AK Parti hükümetini sert dille eleştirerek, Türkiye ekonomisinin buhranını ört bas etmek için idamı gündeme getirdiklerini belirtti.
Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkalığında düzenlenen basın toplantısına Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyesi, eski milletvekili Eren Erdem, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, İl Başkanı Fevzi Pekcanlı katıldı.
Edirne peynirini saraya göndermek için Edirne’ye gelen Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyesi, eski milletvekili Eren Erdem; “Hükümet Venezuella peynirini bize kakalamadan gelip Edirne’den bir peynir alayım dedim. Peynirin yanında pirinç ve Ayçiçeği yağı da aldım. Peyniri tattım. Çok beğendim, lezzetli buldum. Saray ve tüm kabineye birer paket yollayacağım. Edirne peyniri varken Venezuella’dan peynir alanlar belki bu fikirlerinden vazgeçerler. Buraya gelmemin başka nedenleri var” dedi.
KPSS GERÇEKLERİ
Hafta sonu gerçekleşen KPSS sınavı ile ilgili hükümetin tarikatlarla olan ilişkisini göz önüne koyan Erdem; “Dün biliyorsunuz bir KPSS sınavı yapıldı. Bir sürü insan geleceklerini belirlemek için uygun bir iş yapabilmek için bu sınava girdiler. Aynı gün sosyal medyada bir tarikat mensubu şöyle bir mesaj paylaştı, dedi ki: ‘Biz ne menzilciler gibi sağlık bakanlığını istedik, ne de hak yolcular gibi adalet bakanlığını. Siz bizden polis olması için adam istediniz, şimdi biz suçlu mu olduk? İki bakanın taht kavgasına bizi malzeme yaptınız’ diye bir tweet attı. Ben bu tweeti okurken utanç duydum. Türkiye bu hale düşmemeli. Bir tarikat mensubu çıkıyor, devleti yönetenlerin kendilerine polis yapmak üzere adam istediğini söylüyor. Ve diyor ki; tarikatımızdaki bazı arkadaşlar, onlara bu görevi verdiğimiz zaman sakallarını kesecekleri için ağladılar, göz yaşı döktüler diyor. Milyonlarca insan dışarıda hakim, polis, savcı olmak için mücadele ederken kalkmış birileri devletin mahrem mekanlarını tarikatlara peşkeş çekmiş?”şeklinde açıkladı.
EKONOMİK BUHRANI UNUTURMAK İÇİN İDAM TARTIŞMASI ORTAYA ÇIKTI
Türkiye’nin ekonomik buhrandan ki tartışmaları engellemek için hükümeti şimdi de idam tartışmasını ortaya atarak gündemi değiştirmeye çalıştığına dikkat çeken Erdem; “Aynı şekilde dün AKP’li grup başkanvekili açıklama yaptı. Dedi ki; ‘Vatandaşımız idam istiyor, biz bunun gereğini yapmalıyız’. Bu arkadaşların gözleri bozuk, kulaklarında da problem var. Vatandaş hükümetten ne istiyor bir kere bu sorunu cevabını verelim. Ekonomik refah istiyor, esnaf hükümetten teşvik istiyor, asgari ücrete zam istiyor, adil bir yargı düzeni istiyor, demokratik bir sistem istiyor, çiftçi destek istiyor, sanatçı teşvik istiyor, üniversiteler AR – GE yatırımlarının artmasını istiyor. Bütün bunlar istenirken gıkını çıkarmayan hükümet bir anda idam tartışması çıkartıyor. Bunun sebebi Türkiye’de hükümetin yol açtığı ekonomik buhranın tartışılmasını engellemek. Bu düzende eğer bu hükümet iktidarında Anayasamızda idam olsaydı. Dursun Çiçek, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek, Hasan Ataman Yıldırım, Kemal Kerimsiz, Durmuş Arı Özoğlu, Fikri Karadağ FETÖ’nü Ergenekon kumpası neticesinde asılmış olacaktı. Çünkü bunlar idam cezası, ağırlaştırılmış müebbet ceza almış kişilerdi” dedi.
TÜRK LİRASI TARİHİNİN EN DEĞERSİZ DÖNEMİNDE
Türk lirasının cumhuriyet tarihinin en dersiz dönemini yaşıyoruz diye belirten Erdem; “ Bugün itibariyle Türk Lirası, Cumhuriyet tarihinin en düşük değerinde. Türk Lirası’nın değersizleşmesini sağlayan şey ne peki? Neden bu durum böyle? Tek sorumlusu 16 Nisan’da bizim Anayasamızda tedavüle sokulan tek adamcı, bu monarşik rejimdir. Bu rejimin yarattığı güvensizlik yüzünden Türkiye Dünya’ya kapalıdır, Türkiye yatırımlara kapalı ülke haline getirilmiştir ve maalesef bu buhranın içine sürüklenmiştir. Yargı tek elden yönetilen, tamamen siyasi talimatla karar alan bir mecraya dönüşmüştür. Bir siyasi partinin arka bahçesi haline gelmiştir. Yargının bu hale geldiği bir ülkede siz Türk Lirası’nı değerli bir para birimi haline getiremezsiniz. Türkiye’de ilk kez bir televizyon kanalı 5 gün süreyle kapatıldı. Ama Anıtkabir’e Anırkabir diye KJ’de veren bir televizyon kanalı para cezası aldı. İnsanlara ölüm tehditleri veren televizyonlar para cezalarıyla geçiştiriliyor. Dolayısıyla Türkiye’deki ekonomik kriz ve buhranın sebebi, AKP tarafından bu ülkeye reva görülen tek adamcı monarşik rejimdir. Ekonomiyi düzeltmenin yolu ise güçlendirilmiş parlementer sisteme geçmemizdir”şeklinde açıkladı.
KORONA CUMHURİYETÇİLERE Mİ BULAŞIYOR?
Cumhuriyetçilere korona varda mitin yapanlara korona bulaşmıyor mu diye soran Erdem; “Bunlar olurken bir de pandemi realitesi var. Düğün yasağı geliyor, biz bu yasağa uyuyoruz. Ama bu öyle bir rejim ki, AKP’nin Kocaeli Milletvekili Cemil Yaman kalkıyor yasağa rağmen 1500 kişilik düğün yapıyor. Savunması daha kötü. Diyor ki: ‘Yaptığımdan pişman değilim. Eğer bu yemeği vermezsem, bir yemek bile yedirmeden milleti gönderdi derler.’ Bu Ağrılılara hakarettir. Ağrı’da yaşayan, Doğu’da, Güneydoğu’da yaşayan vatandaşlarımız bu ülkenin entelektüelleridir. Pandemi koşullarında şu anda Diyarbakır’da üst düzey hassasiyet var, evet bulaş yaygın. Bazı aksaklıklar var ama siz bir halkı kalkıyorsunuz bağnazlıkla itham ediyorsunuz. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Hiç bir Ağrılı böyle düşünmez. Cumhurbaşkanı kalkıyor Giresun’da miting yapıyor ama bizim arkadaşlarımız 30 Ağustos yürüyüşü yapamıyor. Neredeyse koronavirüsün Cumhuriyet düşmanı, Atatürk düşmanı bir virüs olduğunu söyleyecekler. Bu akıldışı yönetim vakaların patlamasına yol açtı”dedi.
PANDEMİ BÖYLE YÖNETİLMEZ
Pandemide Türkiye böyle yönetilmez diyen Erdem; “Şimdi Türkiye tartışıyor acaba yeniden kısıtlamalar mı gelecek. Bu süreç böyle yönetilmez. Vereceksiniz teşviki, esnafın arkasında duracaksınız, herkesi rahat ettireceksiniz, ihtiyaç varsa gerekli kısıtlamaları da uygulayacaksınız. Biz bilimsel, dünya ve Türkiye gerçeklerine uygun bir iktidar kuracağımızı taahhüt ediyoruz. Kuracağımız iktidar döneminde bu döviz kuru bugünkü pozisyonun çok altında olacak, Türkiye nefes alacak”.
EDİRNE HALKI BU ÜLKENİN VATANDAŞI DEĞİL Mİ? BAŞKA BİR ÜLKEYE Mİ AİT?
Edirne esnafı için hükümete seslenen Erdem; “Bulgaristan sınırı açıldı biliyorsunuz. Bununla alakalı yeni gelişmeleri takip ediyorum. Benim burada gözlemlediğim şu, Bulgaristan sınırı Edirne için çok önemli. 1 ay süreyle bu sınır açıldı. Bütün esnaf şu anda bir kaynak girdisiyle karşı karşıya. Geçtiğimiz yıl buradan gelen turistler tarafından 280 milyon para bırakıldı. Sanayi Odası’nın verisi bu. Muazzam bir girdidir bu. Pandemi nedeniyle sınırların kapanmasını biz elbette bir siyasal tartışmanın parçası haline getiremeyiz. Buradaki temel beklentimiz şudur, Edirne esnafı adına hükümetten şunu talep ediyoruz: Pandemi koşullarının uygunluğu varsa bu sınırın açılma süresi uzatılsın. Gerekirse Bilim Kurulu’ndan da görüş alınsın. Edirne esnafının aylardır yaşadığı bu buhran en azından bir ferahlamayla karşı karşıya kalabilir. Uzatılmıyorsa hükümet esnafa teşvik versin. İstanbul’da Başakşehir’de yap – işlet – devret modeliyle bir otoyol ihalesi açıyorlar. O ihale üzerinden yandaşları olan müteahhitlere yüz milyonlarca dolar devletin kasasından para aktaracaklar. Edirne halkı bu ülkenin vatandaşı değil mi? Başka bir ülkeye mi ait? Test yapılacaksa testler ücretsiz yapılmalıdır”şeklinde kaydetti.
TÜRKİYE ERKEN SEÇİME GEBEDİR VE HAZIRDIR
Türkiye’nin her an erken seçime gidebileceğini aktaran Erdem; “Türkiye erken seçime gebedir ve hazırdır. Bu son derece olası bir durum. Ben, bir erken seçim olursa iki sebeple olur diye düşünüyorum. Birincisi vaktinde yapılacak bir seçim takvimi üzerinden düşünürsek, bugünkü ekonomi yönetiminin 2023’de Türkiye’yi bugünkü koşuldan daha kötü bir boyuta taşıyacağı kaçınılmaz bir gerçek. Bir öngörünün ötesinde çok net şekilde mutabık olunan ortak bir görüş. O koşullarda sandığa gidecek bir hükümetin kazanma ihtimali sıfırdır. Dolayısıyla bu ekonomik buhran, toplum tabanına tamamen yayılmadan, aradan bir seçim yapsak da çıkarsak diye tartışmalar yürüdüğünü duyuyoruz. Şu bir gerçek ki, biz hiçbir seçimden çekinmiyoruz. 31 Mart’ta CHP Türkiye’nin Gayri Safi Milli Hasılası’nın yüzde 65’ini yöneten bir parti haline gelmiştir. Esasen biz şu an bir gölge iktidar partisiyiz. Dolayısıyla evet yasamada iktidarda değiliz ama önümüzdeki seçimde yasama iktidarını da alacağız. Netice itibariyle bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye bu kaotik rejimden ne kadar erken kurtulursa, ilk seçim ne kadar öne çekilirse o kadar iyidir. Bu erken seçim tartışmasının başladığı gün bile Türkiye bir ekonomisi, ‘evet burada bir hukuk sistemi oluşma potansiyeli var’ algısı bir anda Türk Lirası’nın değerini artıracak” şeklinde konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyesi, eski milletvekili Eren Erdem Edirne’ye ziyaretinde yapmış olduğu basın toplantısında AK Parti hükümetini sert dille eleştirerek, Türkiye ekonomisinin buhranını ört bas etmek için idamı gündeme getirdiklerini belirtti.
Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkalığında düzenlenen basın toplantısına Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyesi, eski milletvekili Eren Erdem, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, İl Başkanı Fevzi Pekcanlı katıldı.
Edirne peynirini saraya göndermek için Edirne’ye gelen Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyesi, eski milletvekili Eren Erdem; “Hükümet Venezuella peynirini bize kakalamadan gelip Edirne’den bir peynir alayım dedim. Peynirin yanında pirinç ve Ayçiçeği yağı da aldım. Peyniri tattım. Çok beğendim, lezzetli buldum. Saray ve tüm kabineye birer paket yollayacağım. Edirne peyniri varken Venezuella’dan peynir alanlar belki bu fikirlerinden vazgeçerler. Buraya gelmemin başka nedenleri var” dedi.
KPSS GERÇEKLERİ
Hafta sonu gerçekleşen KPSS sınavı ile ilgili hükümetin tarikatlarla olan ilişkisini göz önüne koyan Erdem; “Dün biliyorsunuz bir KPSS sınavı yapıldı. Bir sürü insan geleceklerini belirlemek için uygun bir iş yapabilmek için bu sınava girdiler. Aynı gün sosyal medyada bir tarikat mensubu şöyle bir mesaj paylaştı, dedi ki: ‘Biz ne menzilciler gibi sağlık bakanlığını istedik, ne de hak yolcular gibi adalet bakanlığını. Siz bizden polis olması için adam istediniz, şimdi biz suçlu mu olduk? İki bakanın taht kavgasına bizi malzeme yaptınız’ diye bir tweet attı. Ben bu tweeti okurken utanç duydum. Türkiye bu hale düşmemeli. Bir tarikat mensubu çıkıyor, devleti yönetenlerin kendilerine polis yapmak üzere adam istediğini söylüyor. Ve diyor ki; tarikatımızdaki bazı arkadaşlar, onlara bu görevi verdiğimiz zaman sakallarını kesecekleri için ağladılar, göz yaşı döktüler diyor. Milyonlarca insan dışarıda hakim, polis, savcı olmak için mücadele ederken kalkmış birileri devletin mahrem mekanlarını tarikatlara peşkeş çekmiş?”şeklinde açıkladı.
EKONOMİK BUHRANI UNUTURMAK İÇİN İDAM TARTIŞMASI ORTAYA ÇIKTI
Türkiye’nin ekonomik buhrandan ki tartışmaları engellemek için hükümeti şimdi de idam tartışmasını ortaya atarak gündemi değiştirmeye çalıştığına dikkat çeken Erdem; “Aynı şekilde dün AKP’li grup başkanvekili açıklama yaptı. Dedi ki; ‘Vatandaşımız idam istiyor, biz bunun gereğini yapmalıyız’. Bu arkadaşların gözleri bozuk, kulaklarında da problem var. Vatandaş hükümetten ne istiyor bir kere bu sorunu cevabını verelim. Ekonomik refah istiyor, esnaf hükümetten teşvik istiyor, asgari ücrete zam istiyor, adil bir yargı düzeni istiyor, demokratik bir sistem istiyor, çiftçi destek istiyor, sanatçı teşvik istiyor, üniversiteler AR – GE yatırımlarının artmasını istiyor. Bütün bunlar istenirken gıkını çıkarmayan hükümet bir anda idam tartışması çıkartıyor. Bunun sebebi Türkiye’de hükümetin yol açtığı ekonomik buhranın tartışılmasını engellemek. Bu düzende eğer bu hükümet iktidarında Anayasamızda idam olsaydı. Dursun Çiçek, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek, Hasan Ataman Yıldırım, Kemal Kerimsiz, Durmuş Arı Özoğlu, Fikri Karadağ FETÖ’nü Ergenekon kumpası neticesinde asılmış olacaktı. Çünkü bunlar idam cezası, ağırlaştırılmış müebbet ceza almış kişilerdi” dedi.
TÜRK LİRASI TARİHİNİN EN DEĞERSİZ DÖNEMİNDE
Türk lirasının cumhuriyet tarihinin en dersiz dönemini yaşıyoruz diye belirten Erdem; “ Bugün itibariyle Türk Lirası, Cumhuriyet tarihinin en düşük değerinde. Türk Lirası’nın değersizleşmesini sağlayan şey ne peki? Neden bu durum böyle? Tek sorumlusu 16 Nisan’da bizim Anayasamızda tedavüle sokulan tek adamcı, bu monarşik rejimdir. Bu rejimin yarattığı güvensizlik yüzünden Türkiye Dünya’ya kapalıdır, Türkiye yatırımlara kapalı ülke haline getirilmiştir ve maalesef bu buhranın içine sürüklenmiştir. Yargı tek elden yönetilen, tamamen siyasi talimatla karar alan bir mecraya dönüşmüştür. Bir siyasi partinin arka bahçesi haline gelmiştir. Yargının bu hale geldiği bir ülkede siz Türk Lirası’nı değerli bir para birimi haline getiremezsiniz. Türkiye’de ilk kez bir televizyon kanalı 5 gün süreyle kapatıldı. Ama Anıtkabir’e Anırkabir diye KJ’de veren bir televizyon kanalı para cezası aldı. İnsanlara ölüm tehditleri veren televizyonlar para cezalarıyla geçiştiriliyor. Dolayısıyla Türkiye’deki ekonomik kriz ve buhranın sebebi, AKP tarafından bu ülkeye reva görülen tek adamcı monarşik rejimdir. Ekonomiyi düzeltmenin yolu ise güçlendirilmiş parlementer sisteme geçmemizdir”şeklinde açıkladı.
KORONA CUMHURİYETÇİLERE Mİ BULAŞIYOR?
Cumhuriyetçilere korona varda mitin yapanlara korona bulaşmıyor mu diye soran Erdem; “Bunlar olurken bir de pandemi realitesi var. Düğün yasağı geliyor, biz bu yasağa uyuyoruz. Ama bu öyle bir rejim ki, AKP’nin Kocaeli Milletvekili Cemil Yaman kalkıyor yasağa rağmen 1500 kişilik düğün yapıyor. Savunması daha kötü. Diyor ki: ‘Yaptığımdan pişman değilim. Eğer bu yemeği vermezsem, bir yemek bile yedirmeden milleti gönderdi derler.’ Bu Ağrılılara hakarettir. Ağrı’da yaşayan, Doğu’da, Güneydoğu’da yaşayan vatandaşlarımız bu ülkenin entelektüelleridir. Pandemi koşullarında şu anda Diyarbakır’da üst düzey hassasiyet var, evet bulaş yaygın. Bazı aksaklıklar var ama siz bir halkı kalkıyorsunuz bağnazlıkla itham ediyorsunuz. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Hiç bir Ağrılı böyle düşünmez. Cumhurbaşkanı kalkıyor Giresun’da miting yapıyor ama bizim arkadaşlarımız 30 Ağustos yürüyüşü yapamıyor. Neredeyse koronavirüsün Cumhuriyet düşmanı, Atatürk düşmanı bir virüs olduğunu söyleyecekler. Bu akıldışı yönetim vakaların patlamasına yol açtı”dedi.
PANDEMİ BÖYLE YÖNETİLMEZ
Pandemide Türkiye böyle yönetilmez diyen Erdem; “Şimdi Türkiye tartışıyor acaba yeniden kısıtlamalar mı gelecek. Bu süreç böyle yönetilmez. Vereceksiniz teşviki, esnafın arkasında duracaksınız, herkesi rahat ettireceksiniz, ihtiyaç varsa gerekli kısıtlamaları da uygulayacaksınız. Biz bilimsel, dünya ve Türkiye gerçeklerine uygun bir iktidar kuracağımızı taahhüt ediyoruz. Kuracağımız iktidar döneminde bu döviz kuru bugünkü pozisyonun çok altında olacak, Türkiye nefes alacak”.
EDİRNE HALKI BU ÜLKENİN VATANDAŞI DEĞİL Mİ? BAŞKA BİR ÜLKEYE Mİ AİT?
Edirne esnafı için hükümete seslenen Erdem; “Bulgaristan sınırı açıldı biliyorsunuz. Bununla alakalı yeni gelişmeleri takip ediyorum. Benim burada gözlemlediğim şu, Bulgaristan sınırı Edirne için çok önemli. 1 ay süreyle bu sınır açıldı. Bütün esnaf şu anda bir kaynak girdisiyle karşı karşıya. Geçtiğimiz yıl buradan gelen turistler tarafından 280 milyon para bırakıldı. Sanayi Odası’nın verisi bu. Muazzam bir girdidir bu. Pandemi nedeniyle sınırların kapanmasını biz elbette bir siyasal tartışmanın parçası haline getiremeyiz. Buradaki temel beklentimiz şudur, Edirne esnafı adına hükümetten şunu talep ediyoruz: Pandemi koşullarının uygunluğu varsa bu sınırın açılma süresi uzatılsın. Gerekirse Bilim Kurulu’ndan da görüş alınsın. Edirne esnafının aylardır yaşadığı bu buhran en azından bir ferahlamayla karşı karşıya kalabilir. Uzatılmıyorsa hükümet esnafa teşvik versin. İstanbul’da Başakşehir’de yap – işlet – devret modeliyle bir otoyol ihalesi açıyorlar. O ihale üzerinden yandaşları olan müteahhitlere yüz milyonlarca dolar devletin kasasından para aktaracaklar. Edirne halkı bu ülkenin vatandaşı değil mi? Başka bir ülkeye mi ait? Test yapılacaksa testler ücretsiz yapılmalıdır”şeklinde kaydetti.
TÜRKİYE ERKEN SEÇİME GEBEDİR VE HAZIRDIR
Türkiye’nin her an erken seçime gidebileceğini aktaran Erdem; “Türkiye erken seçime gebedir ve hazırdır. Bu son derece olası bir durum. Ben, bir erken seçim olursa iki sebeple olur diye düşünüyorum. Birincisi vaktinde yapılacak bir seçim takvimi üzerinden düşünürsek, bugünkü ekonomi yönetiminin 2023’de Türkiye’yi bugünkü koşuldan daha kötü bir boyuta taşıyacağı kaçınılmaz bir gerçek. Bir öngörünün ötesinde çok net şekilde mutabık olunan ortak bir görüş. O koşullarda sandığa gidecek bir hükümetin kazanma ihtimali sıfırdır. Dolayısıyla bu ekonomik buhran, toplum tabanına tamamen yayılmadan, aradan bir seçim yapsak da çıkarsak diye tartışmalar yürüdüğünü duyuyoruz. Şu bir gerçek ki, biz hiçbir seçimden çekinmiyoruz. 31 Mart’ta CHP Türkiye’nin Gayri Safi Milli Hasılası’nın yüzde 65’ini yöneten bir parti haline gelmiştir. Esasen biz şu an bir gölge iktidar partisiyiz. Dolayısıyla evet yasamada iktidarda değiliz ama önümüzdeki seçimde yasama iktidarını da alacağız. Netice itibariyle bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye bu kaotik rejimden ne kadar erken kurtulursa, ilk seçim ne kadar öne çekilirse o kadar iyidir. Bu erken seçim tartışmasının başladığı gün bile Türkiye bir ekonomisi, ‘evet burada bir hukuk sistemi oluşma potansiyeli var’ algısı bir anda Türk Lirası’nın değerini artıracak” şeklinde konuştu.