KESK’e bağlı Eğitim-Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş, TEÇ Sen ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, ortaklaşa yaptıkları basın açıklamasıyla TBMM’de görüşülen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun mevcut haliyle iptal edilmesini istedi.
Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili yapılan açıklamayı sırasıyla Eğitim-İş Edirne Şube Başkanı Nedim Zobar ve Eğitim-Sen Edirne Şube Başkanı Ahmet Acet okudu.
Edirne’de eğitim sendikaları, TBMM’de görüşülecek olan Öğretmenlik Meslek Kanunu nedeniyle bir araya gelerek Saraçlar Caddesi’nde ortak eylem yaptı.
GÖRMEZDEN GELİNMESİ BİZLER AÇISINDAN KABUL EDİLEMEZ BİR DURUMDUR
Eğitim-İş Şube Başkanı Zobar, Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), eğitimin bileşenlerinin görüşlerini almadan masa başında hazırladığı Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nun (ÖMK) geçtiğimiz yasama dönemi sonunda TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlandığını ve kanunun ilk 22 maddesinin bütün eleştiri ve itirazlara rağmen kabul edildiğini belirtti.
Eğitimin ana bileşenlerinden birisi olan eğitim ve bilim emekçilerini yok sayan, taleplerine ısrarla kulak tıkayan MEB’in sürecin başından bu yana bildiğini okumaya devam ettiğini kaydeden Zobar, “Eğitim sendikalarının, halen görevde olan ve atama bekleyen bir milyonu aşkın öğretmenin taleplerini yok sayan ÖMK’ye yönelik eleştiri ve önerilerimizin ısrarla görmezden gelinmesi bizler açısından kabul edilemez bir durumdur” dedi.
ÖĞRETMEN YETİŞTİREN KURUMLARIN İTİBARINI ZEDELEMEKTEDİR
Bu kanun teklifinin öğretmenlik mesleğini tanımlamadığını söyleyen Zobar, açıklamasında şunları söyledi:
“Öğretmenliğin temel özellikleri, görev ve sorumluluklar, mesleki haklar, sosyal haklar, örgütlenme özgürlükleri gibi konular hiçbir şekilde kapsamda yer almıyor.
Daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükümler yeniden düzenlenmeden teklifte yer alıyor. Özellikle aday öğretmenlik süreci, bu sefer hazırlık eğitimi adı altında güvencesiz bir hale getirilmiştir.
Uzman öğretmen ve başöğretmen unvanları, görevde herhangi bir yetki farklılaştırması olmadan korunmuştur. Meslek kıdemi esas alınarak yapılan ücret düzenlemesi, tüm öğretmenlere unvan şartı aranmaksızın verilmelidir.
Kanun teklifine göre Millî Eğitim Bakanlığı başarılı, eğitim fakülteleri ise başarısız olarak gösterilmektedir. Bu gerçek dışı bir iddiadır ve öğretmen yetiştiren kurumların itibarını zedelemektedir.
Kanun teklifi, öğretmenleri otoriteye uygun şekilde seçmeyi amaçlamaktadır. Bu anlayış, öğretmenleri güçlendirmeyi değil, tam tersine zayıflatmayı hedeflemektedir.
Sözleşmeli, ücretli öğretmenlik gibi güvencesiz istihdam biçimleri bu kanun teklifiyle daha da yaygınlaştırılmakta, hazırlık eğitimi adı altında yeni bir güvencesizlik basamağı eklenmektedir.
Kanun teklifi, öğretmen yetiştirme sürecinde ciddi bir sapma içeriyor. Öğretmenlik lisans eğitimi üzerine kısa süreli bir eğitimle mesleği kazanma öngörülüyor, bu da öğretmenliğin niteliğini düşürecektir.” diye ifade etti.
Bu kanun teklifinde öğretmenin hakları yoktur. Görev ve sorumluluklar detaylandırılırken, öğretmenin sosyal hakları, kürsü dokunulmazlığı, dinlenme ve tatil hakları gibi konular yok sayılmıştır.”diye ifade etti. MEB’İN BELİRLEYECEĞİ HAZIRLIK EĞİTİMİNE DAYANDIRAN BU ANLAYIŞI REDDEDİYORUZ
Zobar’ın ardından konuşan Eğitim-Sen Edirne Şube Başkanı Ahmet Acet ise öğretmenliğin, öğretmen yetiştiren kurumlarda edinilen beceri ve bilgiye dayalı bir uzmanlık mesleği olduğunu belirterek, “Öğretmenlik mesleğini, sadece MEB’in belirleyeceği hazırlık eğitimine dayandıran bu anlayışı reddediyoruz.” dedi
Eğitim alanında örgütlü sendikalar olarak, yeniden TBMM gündemine getirilecek olan kanun teklifine itiraz ettiklerini söyleyen Acet, şunları dile getirdi:
“Unvanlarda ayrıştırmayı kabul etmiyoruz! Kıdem yılına göre tüm öğretmenlere ödemeler yapılmalı, bu ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır.
Milli Eğitim Akademisi’ni kabul etmiyoruz! Öğretmenlik diploması esastır, başka bir yapıya ihtiyaç yoktur.
ÇEDES gibi protokollerle öğretmenlik mesleği dışında bizlere dayatılan görevleri kabul etmiyoruz! Öğretmenler kanunda belirtilen asli görevlerini yapmalı, kanunlarda açıkça yazdığı gibi okullarda öğretmenler dışında hiç kimse eğitim öğretim hizmeti vermemelidir.
Disiplin hükümleriyle baskılanmak istemiyoruz! Haklarımızı kısıtlayan ve bizleri keyfi ceza uygulamalarıyla baş başa bırakacak olan her türlü düzenlemeye karşıyız. Özel sektör öğretmenlerinin ücretleri güvence altına alınmalıdır! Taban maaş yasasıyla, kamu-özel farkı ortadan kaldırılmalıdır.
Güvencesiz istihdamı reddediyoruz! Ücretli, sözleşmeli değil, kadrolu ve güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
Meslek Kanunu’nda haklarımız ve taleplerimiz olmalıdır! Bu teklif, sadece görev ve sorumluluklardan bahsederken, öğretmenin haklarını ve taleplerini görmezden geliyor.
ÖMK kanun taslağı gerek hazırlanış biçimi gerekse sınırlı içeriği açısından meslek kanunu olmaktan çok uzaktır. Öğretmenlik mesleği gibi 17 milyonu aşkın öğrencinin eğitim hakkını ve bir milyonun üzerindeki öğretmenin mesleğini, çalışma koşullarını, ekonomik ve özlük haklarını böylesine sığ ve dar bir çerçevede düzenlemekte ısrar etmek doğru değildir.
MEB gerçek bir meslek kanunu hazırlamak istiyorsa ILO ve UNESCO ortak belgesi olan; ‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’ metni esas alınmalıdır. Sadece öğretmenlerin değil tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik, özlük haklarını iyileştirmek amaçlanmalı, mevcut hakları koruyan, eşit işe eşit ücret ilkesine dayanan, adil ve kapsayıcı bir meslek kanunu hazırlanmalıdır.
Siyasi iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı sesimizi duymalı, taleplerimize kulak vermelidir.”
HABER: MERT SOYLU
GÜNDEM
Yayınlanma: 02 Ekim 2024 - 14:25
Eğitimcilerden ÖMK tepkisi
GÜNDEM
02 Ekim 2024 - 14:25
İlginizi Çekebilir