Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Gönül Boran Özüpak; “Bizim mücadelemizin amacı erken emekli olmak değil, elimizden alınan hakları geri almaktır” dedi. Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği üyeleri, Edirne’de bir araya geldi. Dernek üyeleri dün Ağa Köşkü-2’de bir basın toplantısı düzenledi. Derneğin Başkanı Gönül Boran Özüpak, çevre illerden üyelerinde katılımıyla emeklilik ile ilgili çeşitli sorunlara değindiler. Derneğin toplantısına CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu da katıldı. Dernek Başkanı Özüpak, emeklilik ile ilgili önemli sorunların gelecek yıllarda büyük sıkıntılara neden olacağını ve milyonlarca kişinin mağdur olacağını vurguladı.2,5 MİLYON İNSAN MAĞDUREmeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Gönül Boran Özüpak, 23 Mayıs 2002'de 4759 sayılı yasanın uygulamaya konulmasıyla 5 milyon kişinin mağdur olduğunu belirterek; “Bizler, yani emeklilikte yaşa takılanlar, devlete göre genç özel sektöre göre yaşlı kabul ediliyoruz. Bizim mücadelemizin amacı erken emekli olmak değil, elimizden alınan hakları geri almaktır. 8 Eylül 1999 tarihinden önce, SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'na bağlı olarak çalışma hayatına başlarken emeklilik için iki şart bulunuyordu: Bunlardan biri hizmet yılı, diğeri ise prim gün sayısı idi. Bu da kadınlarda 20 yıl 5 bin gün, erkeklerde ise 25 yıl 5 bin gün olarak belirlenmişti. DSP, ANAP ve MHP'nin oluşturduğu dönemin üçlü koalisyon hükümeti, 1999 yılında 4447 sayılı yasa ile emeklilik için yaş şartı getirdi. Esas mağduriyet, bu yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren değil, geriye doğru işletilmesinden kaynaklandı. 23 Şubat 2001 tarihinde, dönemin muhalefet partisi olan Fazilet Partisi'nin Anayasa Mahkemesi'ne başvurması ile yasanın bazı maddeleri iptal edildi. Ancak emeklilik “Kazanılmış hak değil beklenen haktır” denilerek, 23 Mayıs 2002'de 4759 sayılı yasa ile kademeli yaş şartları belirlendi ve uygulamaya konuldu. Mağdur edilenlerin sayısı 5 milyon kişi idi. Yasanın çıktığı tarihten günümüze kadar emekli olanları çıkardığımızda, 2 milyon 400 kişi kalıyor. Bunların arasından hemen emekli olacaklar yaklaşık 250-300 bin kişi” dedi.“MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”Özüpak, emeklilik konularıyla ilgili çalışmaların takipçisi olacaklarını ve konu hakkında mücadelelerinin devam edeceğini belirterek; “Her türlü platformlarda hak arayışımıza devam ederken, 2008 yılında 5510 sayılı kanunla emekli olunması halinde aylık bağlama oranlarının 1999 öncesi, 2000-2008 arası ve 2008 sonrası olmak üzere üç kademeye ayrılarak hesaplanmasıyla ortalama 70 olan oran, 30'lara düştü. Böylece mağduriyetler artarak devam etti. Emeklilik hakkımız ötelendi. Bu oranlara göre bağlanan emeklilik maşları düştü. Asgari ücretle çalışanların prim ödeme gün sayılarının fazla olması nedeniyle ödenen maşlar da düştü. Maşların düşmemesi için sigortasız çalışmayı kabul edenler, işsizken genel sağlık sigortasına tabi tutulması nedeniyle sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunlar yaşamaya başladılar. Verilen yasa önergelerine kayıtsız kalınıp desteklenmedi. Mağduriyetimiz devam etmektedir. Bu sorunun yasalarla çözümü için bizlerde hakkımızı alama mücadelemize devam edeceğiz” şeklinde konuştu. “NASIL OLSA BU KANUNDA DEĞİŞİR”Dernek Başkanı Özüpak, her gün değişen kanunlar sebebiyle “nasıl olsa bu kanunda değişir” düşüncesi ile hareket edildiğinin altını çizerek; “Bizler 08.09.1999 öncesinde SSK'lı, Bağ-kurlu ve Emekli Sandığı mensubu olarak iş hayatına başlamış kişileriz. O zamanlar 506 Sayılı SSK kanunun emekli olma şartları maddeleri şöyle idi erkeklerde 25 yıl 5000 gün bayanlarda ise 20 yıl 5000 gün şartlarına göre emekli olmak üzere SSK, Bağ-kur, Emekli Sandığı ile sözleşmeler imzaladık. Zira 1999 yılındaki 3'lü koalisyon hükümeti 17 ağustos depremi sonrasında ülkemizin bütün vatandaşları can havliyle depremde kayıplarını aramaya kurtarmaya koşturduğu bir zaman da bizleri mağdur eden 4447 sayılı yasayı çıkarma gafletinde bulundu. Aslında bizlerin mağduriyeti bahse konu 4447 sayılı yasanın ülkemizde ilk defa yürürlüğe girdiği tarihten geriye doğru işleyen bir yasa olmasından kaynaklanmaktadır. Yasanın, bizi ilgilendiren kademeli emeklilik maddesi Hariç diğer maddelerine her hangi bir itirazımız olmadığı gibi diğer bütün kanunlar gibi uygulaması yayınlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girdiği tarihten sonrasını etkilemesinin bizler için bir mağduriyet doğurmayacaktır. O zamandan bu zamana kadar neden tepki gösterilmedi şeklinde haklı bir soru sorabilirsiniz. Anayasa mahkemesine verilmesine rağmen anayasa mahkemesi üyeleri bu yasada sadece kademeli emeklilik maddesini iptal edip, diğer bütün maddeleri onaylamışlardır. 2002Mayıs ayında meclis tekrar konuyu ele alıp iptal edilen kademeli emeklilik maddesini biraz yumuşatarak Anayasanın vatandaşa verilen haklar geri alınamaz maddesini de çiğneyerek 4759 sayılı yasayı meclisten geçirdiler. Muhalefet tarafından anayasa mahkemesine tekrar itiraz edilip dava açıldı. Bu kez Anayasa mahkemesi İMF denen emperyalist güçlerin baskısıyla şöyle karar almıştır. Düzeltilen maddeleri aynen kabul edip 4759 sayılı yasanın geriye doğru işleyip kazanılmış hakları öldürdüğünü resmen onayladı. Gerekçe de şuydu emeklilik konusu kazanılmış hak değil beklenen haktır. Beklenen haklarda gerçekleşmediği sürece devlet tarafından değiştirilir, dendi. Ayrıca ülkemizde her gün değişen kanunlar sebebiyle 20-25 hizmet yılımız dolana kadar nasıl olsa bu kanunda değişir düşüncesi ile hareket edildi” “HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTI”“Son olarak 14 Mart 2013 tarihinde Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik içimizden bir heyeti kabul ederek konunun enini boyunu dinleyip haklılığımızı kabul etmiştir. Bizlerle ilgili çalışmalar yaptıracağını söyleyerek mağduriyetimizin giderilmesine çalışılacağını belirtmiş ve bu güne kadar hükümetimizin nasıl bütün mağduriyetleri giderdiyse bunu da gidereceğini söylemiştir. Fakat son açıklamalarında çalışmaların hiç ümit verici olmadığını bizler hakkında olumlu bir karar veremediklerini açıklaması bizleri hayal kırıklığına uğratmıştır” ifadelerini kullandı. “HAKLARIMIZI İSTİYORUZ”“Bizler bu ülkenin vatandaşı olarak sadaka istemiyoruz. Elimizden alınan hakkımız! istiyoruz. Yıllarca nasıl kesintisiz ve tam olarak gırtlağımızdan, çoluk çocuğumuzun nafakasından kesilen primlerimiz ödemiş insanlar olarak ilk işe girdiğimiz şartlarla emekli olmak istiyoruz. Bu kanundan kaç kişi mağdur sorusuna gelince; 4447 sayılı kanun ilk çıktığında tam tamına 5 Milyon kişi mağdur olmuş, aileleri ile birlikte ortalama mağdur sayısı 15 Milyon civarındadır. Kanunun geriye doğru işletilmesinin iptal edilmesi halinde hemen emekli olacak yani prim gün sayısı ve hizmet yılını dolduran kişi sayısı olarak 250-300 bin civarıdır. O tarihten bu zaman kadar kademeli emekli olanlardan sonra ise kalan kademeli emekli olacakların toplam sayısı ise 2,5 Milyon kişi civarıdır. Bu kanunun bizlere ne gibi mağduriyetler getirdiğini şöyle izah edebiliriz. Özel sektör çalışanlarını yaşları sebebiyle işverenler kapının önüne koymaktadır.Emek harcayan işlerde çalışan arkadaşlarımız maalesef doğanın gücüne yenik düşerek belli bir yıl sonra güçlerini kaybedip hantallaşmaya başladığından, işverenler haklı olarak daha genç ve dinamik bir eleman çalıştırma isteği ile genelde 40 yaş ve üzeri çalışanları işten çıkarmaktadırlar. İşveren ‘yaşlısın’ diyor kapının önüne koyuyor, devlet ‘gençsin’ diyor emekli etmiyor. İşten çıkarılan arkadaşlarımız tazminatları ile belli bir süre geçimlerini sağladıktan sonra o paranın da bitmesi üzerine günü birlik işlerde bulabilirlerse çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Sigortalı bir iş bulma imkânları olmadığı gibi has bel kader bulurlarsa da kayıt dışı yani SGK' sız çalışmak zorundalar. Asgari Brüt Ücretin 3 katının altında çalıştıkça bağlanacak emekli maaşı düşmekte olan tek ülkeyiz. Ayrı bir sıkıntı olarak da bu durumda işsiz kalan arkadaşlarımızın belli bir süre SGK'da muayene olma hakkı süresi bitiminde, Genel Sağlık Sigortası kanunu adı altında prim ödeme zorunluluğu bulunmaktadır. Kazancı olmayan bir kişinin bırakın GSS primi ödemeye ailesini geçindirecek bir işi bile bulunmamaktadır. İş bulamayan arkadaşlarımız ise bankaların kredi ağlarına düşerek son raddeye gelene kadar aileleriyle hayatlarını idame ettirmeye çalışmaktadırlar. Ama son radde dediğimiz nokta ödenme imkanı olmayan krediler sebebiyle kapıya banka avukatlarının dayanmasıyla aile bölünmeleri, intiharlar, cinayetler ile sonuçlanmakta ve de sonuçlanmaya devam etmektedir. Bakın bu sıkıntılardan dolayı yaşanan aile içi şiddetten hiç bahsetmiyoruz bile. Düşünün ki işsiz kalan mağdurların üniversite de okuma çağında çocukları bulunmaktadır. Siz hiç çocuğunuz üniversiteyi kazanmaması için dua eden bir anne baba düşünebiliyor musunuz? Çocuklarına harçlık gönderemediklerinden dolayıgurbette anne baba hasretiyle okuyan çocukların maddi imkânlarını karşılamak için kötü yollara sapma (uyuşturucu kuryeliği, fuhuş vb.) gibi bir eğilimlerinin olduğunu ne kadar zor bir durum olduğunu eminim daha iyi anlarsınız. Sonuçta hayat para kazanılırsa yaşanmaktadır. Ama para kazanmak içinde genç olmanın şart koşulduğu bir ortamda bu insanların mağduriyetlerinin giderilmesi içinde gereken yapılmalıdır. Bizler kesinlikle erken emeklilik değil 1999 yılında 4447 sayılı yasanın geriye işlemesi sonucu elimizden alınan geciktirilmiş hakkımız olan emekliliğimizi istiyoruz. Daha açık ve net ifade ile belirtecek olursak bizler 08.09.1999 öncesi işe başlarken prim gün sayımızı doldurmak şartı ile 20-25 yıl sonra emeklilik hayalleriyle çalıştık. Bizim bu hayallerimizi yıkan, Oynanan Maçın Tam yarısındayken hata sonuna yaklaşmışken Kural değiştiren ve bu yeni Kuralı Eski Oyunculara uygulayan koalisyon hükümeti oldu. Artık bizim mağduriyetimizin de giderilmesi sırasının bir an önce gelmesini istemek bu vatanın evlatları olarak hakkımızdır diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
GÜNDEM
26 Şubat 2018 - 04:27
HAKLARINI İSTİYORLAR
GÜNDEM
26 Şubat 2018 - 04:27
sayın devlet büyükleri yetkililer bugüne kadar verdiğiniz hiç bir sözde durmadınız en büyük mağdur o***lar ise yaşa takı***lar unutmayın her insan her müslüman aç kalınca parasız kalınca parasız kalınca her şeyi yapar ve yapacaktırda sizler krallar gibi saraylarda yaşarken onları yokluğa mahkum edemezsiniz böyle bir hakkınızda yok çıkıpta toplum neden ya***cı do***dırıcı hırsız üçkayıtçı olur diye sebep aramayacaksınız neden dağa çıkıyor diye düşünmeyeceksiniz çünki insanlar parasız kalınca sığınacak artık dalı ve limanı yok ancak o limanda siz sahip çıkarsanız olur göçmenlere gösterdiğiniz kendi halkınıza göstermesseniz bunun bedelini ağır bir şekilde siz ödersiniz hemde ağır bir bedelle yaşa takı***ların sorununu çözün biz sizleri oraya insanların sorununu çözün diye çıkardık zevk sefa içinde yaşayın diye deyil saraylarda paşa gibi yaşayın diye deyil kimse sizde sadaka beklemiyor biz halkımıza hizmet için diyenlar geniş saraylarda yaşarken 9 tahtanın altına girdiği zaman bitecekler
4447 nolu yasayı çıkartanda uygulayanda değiştirmeyende tüm insanların ölüm emrini vermiştir mutluysanız haklıysanız devam edin size bir gün dur diyen mutlak çıkacaktır allahın huzurunda inanıyorumki ak partiyi yaşadığım müddetçe asla unutmayacağım asla asla onlar saraylarda zevk yapmaya devam etsiinler geniş geniş 9 tahtanın altına girdiklerinde o rahatlığı tüm yaşa takı***lar yaşayacak göreceksiniz