Tarımsal Öğretimin Başlangıcının 174. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen etkinlikte konuşan Edirne Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Tarımsal Altyapı Arazi Değerlendirme Şube Müdürlüğü'nde Kontrol Mühendisi olarak görev yapan Mutlu Kılıç, “tarımsal ithalat gerçeğiyle birlikte para kazanamadığı için üretim yapamayan çiftçimiz işlenmeyen devasa tarım alanlarımız var” dedi.
Tarımsal Öğretimin Başlangıcının 174. yıl dönümü nedeniyle TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İl Temsilcileri Atatürk anıtında çelenk koyarak saygı duruşunda bulunduktan sonra basın açıklaması gerçekleştirdi.
Tarımsal Öğretimin başlangıcının 174. Yılını kutlayan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Edirne İl Temsilciliği Adına konuşan Mutlu Kılıç; “ bugün 174 yılın sonunda nerede olduğumuzu görmek, irdelemek ve düşünmek için bizlere fırsat sunuyor. Meslek etiği, Meslektaşlarımızın işsizliği ve Ülkemizin Tarımsal Durumu üzerinden bugünü değerlendirerek durumu kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum. Meslek yaşamı, insanın tüm yaşamı içinde uzun ve belirleyici bir yer tutar. Meslek etiği eğitimini yalnızca profesyonel yaşama katkısı olan bir çaba olarak değil, kişinin tüm yaşamına önemli bir müdahale olarak değerlendirmek gerekir. Örneğin, meslek etiği eğitimi nedeniyle hesap verebilirliği bir değer olarak benimsemiş bir kişi için bu, yalnızca iş yaşamındaki uğraşı sırasında hissedeceği bir sorumluluk olarak kalmayacaktır. Aldığı sorumluluğun bilinciyle hareket edebilen ve mesleğini gerçek anlamda icra edebilen bireyler yetiştirip toplumun hizmetine sunmak eğitim öğretimin genel amacı olmalıdır” şeklinde açıkladı.
“İŞSİZLİK MÜHENDİSLERİN KANAYAN YARASI”
Mutlu Kılıç; “İşsizlik konusu uzun yıllardır Mühendislerin kanayan yarası olmaya devam etmektedir. Tarım ve Gıda alanındaki farklı mühendislik dallarından mezun yaklaşık 40.000 meslektaşımız iş piyasasına erişebilmek için çaba harcamaktadır. İş piyasasına erişebilenlerin büyük bölümü de ne yazık ki mesleklerine ve statülerine uygun olmayan düşük ücretlerle çalışma hayatlarını sürdürmektedirler. İş piyasasında etik kurallar çalışanın statüsüne göre işlerde değerlendirilmesini, kendini geliştirebilmesine imkân tanınmasını ve mesleğine yakışır bir ücretle çalışabilmesini kapsayacak düzeyde işletilebilmelidir. Aksi takdirde kişilerin zamanla en başta mesleklerine daha sonra çalıştıkları kuruma ve en nihayetinde hizmet ürettikleri topluma karşı olan duygularında derin kırılmalar yaşanabilir” dedi.
TARIMDA Kİ TEMEL SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Edirne İl Temsilcisi Mutlu Kılıç şöyle devam etti; “Ülkemizin tarımsal durumuna gelince; Bugün ülkenin her köşesinde bir şekilde üretim yapılmaya devam ediyor. Geçimlik tarım yapanlar var, kendi için üretenler var, ticari amaçla büyük ölçekte bitkisel üretim, hayvancılık, balıkçılık yapanlar var. Üretici pazarına ürün getiren var, yol kenarında satış yapan var, dünyanın dört bir yanına ihracat yapan var. Ancak bir taraftan da üretimimizin talebi karşılayamaması nedeniyle her geçen gün artan bir tarımsal ithalat gerçeği var. Para kazanamadığı için üretim yapamayan çiftçilerimiz, işlenmeyen devasa tarım alanlarımız var. Tarımda, yapısal, ekonomik, sosyolojik, kültürel, yasal, örgütlenme ve daha birçok konuda ciddi sorunlarımız var. Temel sorun ise iktidarların, toplumun genel olarak tarımı önemsememesi, yok sayması ve bunun sonucunda da değersizleştirilmesidir. Bu temel sorunu kalıcı ve en öncelikli olarak çözmemiz gerekir. Tarıma değer vermemiz, değer kazandırmamız daha yalın bir anlatımla tarıma bakışımızı değiştirmemiz gerekiyor”
Tarımsal Öğretimin Başlangıcının 174. yıl dönümü nedeniyle TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İl Temsilcileri Atatürk anıtında çelenk koyarak saygı duruşunda bulunduktan sonra basın açıklaması gerçekleştirdi.
Tarımsal Öğretimin başlangıcının 174. Yılını kutlayan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Edirne İl Temsilciliği Adına konuşan Mutlu Kılıç; “ bugün 174 yılın sonunda nerede olduğumuzu görmek, irdelemek ve düşünmek için bizlere fırsat sunuyor. Meslek etiği, Meslektaşlarımızın işsizliği ve Ülkemizin Tarımsal Durumu üzerinden bugünü değerlendirerek durumu kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum. Meslek yaşamı, insanın tüm yaşamı içinde uzun ve belirleyici bir yer tutar. Meslek etiği eğitimini yalnızca profesyonel yaşama katkısı olan bir çaba olarak değil, kişinin tüm yaşamına önemli bir müdahale olarak değerlendirmek gerekir. Örneğin, meslek etiği eğitimi nedeniyle hesap verebilirliği bir değer olarak benimsemiş bir kişi için bu, yalnızca iş yaşamındaki uğraşı sırasında hissedeceği bir sorumluluk olarak kalmayacaktır. Aldığı sorumluluğun bilinciyle hareket edebilen ve mesleğini gerçek anlamda icra edebilen bireyler yetiştirip toplumun hizmetine sunmak eğitim öğretimin genel amacı olmalıdır” şeklinde açıkladı.
“İŞSİZLİK MÜHENDİSLERİN KANAYAN YARASI”
Mutlu Kılıç; “İşsizlik konusu uzun yıllardır Mühendislerin kanayan yarası olmaya devam etmektedir. Tarım ve Gıda alanındaki farklı mühendislik dallarından mezun yaklaşık 40.000 meslektaşımız iş piyasasına erişebilmek için çaba harcamaktadır. İş piyasasına erişebilenlerin büyük bölümü de ne yazık ki mesleklerine ve statülerine uygun olmayan düşük ücretlerle çalışma hayatlarını sürdürmektedirler. İş piyasasında etik kurallar çalışanın statüsüne göre işlerde değerlendirilmesini, kendini geliştirebilmesine imkân tanınmasını ve mesleğine yakışır bir ücretle çalışabilmesini kapsayacak düzeyde işletilebilmelidir. Aksi takdirde kişilerin zamanla en başta mesleklerine daha sonra çalıştıkları kuruma ve en nihayetinde hizmet ürettikleri topluma karşı olan duygularında derin kırılmalar yaşanabilir” dedi.
TARIMDA Kİ TEMEL SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Edirne İl Temsilcisi Mutlu Kılıç şöyle devam etti; “Ülkemizin tarımsal durumuna gelince; Bugün ülkenin her köşesinde bir şekilde üretim yapılmaya devam ediyor. Geçimlik tarım yapanlar var, kendi için üretenler var, ticari amaçla büyük ölçekte bitkisel üretim, hayvancılık, balıkçılık yapanlar var. Üretici pazarına ürün getiren var, yol kenarında satış yapan var, dünyanın dört bir yanına ihracat yapan var. Ancak bir taraftan da üretimimizin talebi karşılayamaması nedeniyle her geçen gün artan bir tarımsal ithalat gerçeği var. Para kazanamadığı için üretim yapamayan çiftçilerimiz, işlenmeyen devasa tarım alanlarımız var. Tarımda, yapısal, ekonomik, sosyolojik, kültürel, yasal, örgütlenme ve daha birçok konuda ciddi sorunlarımız var. Temel sorun ise iktidarların, toplumun genel olarak tarımı önemsememesi, yok sayması ve bunun sonucunda da değersizleştirilmesidir. Bu temel sorunu kalıcı ve en öncelikli olarak çözmemiz gerekir. Tarıma değer vermemiz, değer kazandırmamız daha yalın bir anlatımla tarıma bakışımızı değiştirmemiz gerekiyor”