Hızlı Tren projesi kapsamında Sazlıdere Köyü’ne yakın meradan Bakanlık ve Tarım İl Müdürlüğü’nden izin alınmadan malzeme tedariki yapıldığını ve köyün meralarına zarar verildiğini öne süren Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği üyeleri, Edirne Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne itiraz dilekçesi verdi.
Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği Başkan Ayten Eren; “Proje tanıtım dosyasını incelediğimizde, tarım ve hayvancılıktan başka geçim kaynağı olmayan köy meralarının, tren yoluna malzeme alacağım diye alt üst edilip talan edilmesi kabul edilemez. Burada yapılan, bölge insanının merasına el koyup binlerce yılda oluşmuş otlağı şirket yararına yok etmektir, hayvancılığı bitirmektir, etrafındaki ekili tarım arazilerine, yaşayan insanlara tozuyla, gürültüsüyle, günde 126 kamyon nakliyle oluşacak trafik yüküyle zararlar vermektir. Bu tür projeler yerleşim yerlerine bu yakınlıkta olmamalı, şirketlerin karlılığına öyle denk düşüyor diye köy meralarını kurban edilmemeli. Devletin burada asli görevi vatandaşının sağlığı, geçim kaynaklarının korunması, doğal çevrenin korunması olmalı. Şirket karı değil kamu yararı öncelikli olmalı. Yoksa bu işler için burada olmaz kardeşim, köy meralarını koruma yasası var demeli” dedi
YERİN ÜSTÜ ALTINDAN DAHA DEĞERLİDİR
Eren; “ Buradan sorumlulara sesleniyorum bu kaçıncı köy merası katledilmesine izin verdiğiniz? Trakya’mız ülkemizin ayçiçeği, buğday, pirinç deposudur, hayvancılık köylerimizin geçim kaynağıdır. Lütfen köy meralarını rahat bırakın, bereketli tarım topraklarımız bu şekilde yok olmaya devam edecek, yerin üstü altından daha değerlidir bunu unutmayın. Bu projenin PTD henüz askıdayken çoktandır başladığını uzun zamandır iş makinelerinin faaliyette olduğunu ve kendilerinin bilgilendirilmediğini, ayrıca kolaylarına geldiği için çorak yerlerden değil meranın en iyi yerinden kazdıklarını söyledi köylülerimiz. Bu hukuk dışı bir durumdur.
Bakanlıktan proje onayı alınmadan, Tarım İl Müdürlüğü’nden izin alınmadan, meranın en verimli yerleri sökülüp kazılmaya çoktan başlanmış. Bu aynı zamanda bir suç duyurusudur. 2872 sayılı Çevre Kanunun 3. maddesinde; çevrenin korunmasına, iyileştirmesine ilişkin genel ilkeler açıklanmış olup; Söz konusu proje; “Çevreye” telafisi imkânsız zararlar verecek, çevresindeki yakın yerleşimleri, her türden canlı cansız yaşamı ve bir bütün olan “ekosistem” içinde sürdürdükleri yaşamlarını geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde etkileyecektir.
Danıştay içtihatlarına uygun olarak T.C. Anayasası’nın 17. Maddesi, 56. Maddesi, ve 63. Maddesi’nden hareketle; Çevre Kanunu’nun 3/a maddesi gereği yaşadıkları çevrelerinin, köylerinin, tarlalarının, topraklarının, sularının, bir bütün olarak ekosistemin kirletilmesinin önüne geçmek, insan sağlığı ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına istinaden Bakanlığınızın ÇED sürecini sonlandırılmasını E.Ç.G.D olarak talep ediyoruz” diye konuştu.
Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği Başkan Ayten Eren; “Proje tanıtım dosyasını incelediğimizde, tarım ve hayvancılıktan başka geçim kaynağı olmayan köy meralarının, tren yoluna malzeme alacağım diye alt üst edilip talan edilmesi kabul edilemez. Burada yapılan, bölge insanının merasına el koyup binlerce yılda oluşmuş otlağı şirket yararına yok etmektir, hayvancılığı bitirmektir, etrafındaki ekili tarım arazilerine, yaşayan insanlara tozuyla, gürültüsüyle, günde 126 kamyon nakliyle oluşacak trafik yüküyle zararlar vermektir. Bu tür projeler yerleşim yerlerine bu yakınlıkta olmamalı, şirketlerin karlılığına öyle denk düşüyor diye köy meralarını kurban edilmemeli. Devletin burada asli görevi vatandaşının sağlığı, geçim kaynaklarının korunması, doğal çevrenin korunması olmalı. Şirket karı değil kamu yararı öncelikli olmalı. Yoksa bu işler için burada olmaz kardeşim, köy meralarını koruma yasası var demeli” dedi
YERİN ÜSTÜ ALTINDAN DAHA DEĞERLİDİR
Eren; “ Buradan sorumlulara sesleniyorum bu kaçıncı köy merası katledilmesine izin verdiğiniz? Trakya’mız ülkemizin ayçiçeği, buğday, pirinç deposudur, hayvancılık köylerimizin geçim kaynağıdır. Lütfen köy meralarını rahat bırakın, bereketli tarım topraklarımız bu şekilde yok olmaya devam edecek, yerin üstü altından daha değerlidir bunu unutmayın. Bu projenin PTD henüz askıdayken çoktandır başladığını uzun zamandır iş makinelerinin faaliyette olduğunu ve kendilerinin bilgilendirilmediğini, ayrıca kolaylarına geldiği için çorak yerlerden değil meranın en iyi yerinden kazdıklarını söyledi köylülerimiz. Bu hukuk dışı bir durumdur.
Bakanlıktan proje onayı alınmadan, Tarım İl Müdürlüğü’nden izin alınmadan, meranın en verimli yerleri sökülüp kazılmaya çoktan başlanmış. Bu aynı zamanda bir suç duyurusudur. 2872 sayılı Çevre Kanunun 3. maddesinde; çevrenin korunmasına, iyileştirmesine ilişkin genel ilkeler açıklanmış olup; Söz konusu proje; “Çevreye” telafisi imkânsız zararlar verecek, çevresindeki yakın yerleşimleri, her türden canlı cansız yaşamı ve bir bütün olan “ekosistem” içinde sürdürdükleri yaşamlarını geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde etkileyecektir.
Danıştay içtihatlarına uygun olarak T.C. Anayasası’nın 17. Maddesi, 56. Maddesi, ve 63. Maddesi’nden hareketle; Çevre Kanunu’nun 3/a maddesi gereği yaşadıkları çevrelerinin, köylerinin, tarlalarının, topraklarının, sularının, bir bütün olarak ekosistemin kirletilmesinin önüne geçmek, insan sağlığı ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına istinaden Bakanlığınızın ÇED sürecini sonlandırılmasını E.Ç.G.D olarak talep ediyoruz” diye konuştu.
