Eğitim Sen Edirne Şube Başkanı Özer Demir, 15 Şubatta açılması planlanan okullarla ilgili değerlendirme yaptı.
Pandemi döneminde 1 Mart itibaren okullarda tamamen yüz yüze eğitime geçilmesi konusunda açıklamalarda bulunan Eğitim Sen Edirne Şube Başkanı Özer Demir ;“Öğretmenler okulların bir an önce açılmasını, yüz yüze eğitimin başlamasını en çok isteyen kesim. Bu salgın koşullarında yüz yüze eğitimin başlaması için de bazı koşulların gerçekleşmesi gerekiyor. Okullar öğrencilerimiz için eğitim emekçileri için güvenli olmalı. Bu güvenliğin gerekçesi sadece öğrenciler ve eğitim-bilim emekçileri değil bu insanlar aileleriyle toplumun büyük bir çoğunluğuyla buluşacaklar”diye kaydetti.
TOPLUM SAĞLIĞI İÇİN OKULLARIN GÜVENLİ BİR ORTAM OLMASI GEREKİYOR
Toplum sağlığı için tüm eğitimcilerin aşılanması gerektiğini ifade eden Demir; “Toplum sağlığı için okulların güvenli bir ortam olması gerekiyor. Güvenli bir ortam olması için bilim insanlarının önerdiği yeni vaka sayısına ulaşılması gerekiyor. Bilim insanları da yüz binde bir diyor. Bu noktaya ulaşmak gerekiyor. Bunun yanında tüm eğitim ve bilim emekçilerinin aşılanması gerekiyor. Maalesef aşı sürecinde de sorunlar yaşadık. Aralık’ın ilk haftası aşıları gelecek, başlanacak dendi. Ama şu an aşılama başlandı. Eğitim ve bilim emekçilerine de sıra gelecek. Ama ne zaman geleceği maalesef hala soru işareti. Eğitim ve bilim emekçileri birinci doz aşıyı olacak. Ardından 1 ay sonra ikinci dozu olacak. Bu aşının işe yaraması için 15 gün daha süre geçmesi gerekiyor. İlk aşılamadan sonra yaklaşık 1 buçuk aylık bir süreye ihtiyaç var. Bunlar gözetilerek okulların açılması planlamak zorunda. Tüm toplamın sağlığı için”dedi.
ÖĞRETMENLERİN AŞILAMA TAKVİMİ BELİRSİZ
öğretmenlerin ne zaman aşılanacağının ise belirsiz olduğuna dikkat çeken Demir; “İlk aşıdan sonra aşının faydalı olabilmesi için 1 buçuk ay süre gerekiyor. Aşı olmakla bu sorunun çözülmeyeceğini tüm bilim insanları söylüyor. Bunun arkasından ne yapılmalı? Okullarda gereken hijyen koşullarının sağlanması için ek bütçe ayrılması gerekiyor. Sınıfların salgın öncesindeki gibi koşullarda olması mümkün değil”diye ifade etti.
OKULLARDA SALGINA GÖRE DÜZEN OLMALI
Okullar açılacaksa salgına göre düzenlenmesi gerektiğini kaydeden Demir; “Daha fazla öğretmene ihtiyaç var demek. Öğretmen atamalarının yapılması gerekiyor. Ona göre daha fazla sınıfa da ihtiyaç var. İlk etapta açılabilmesi için bu koşulların sağlanması gerekiyor. Bu salgın başladığından itibaren Eğitim-Sen olarak bunların altını ısrarla çiziyoruz. Ama bu çerçevede maalesef bir adım atılmadı”dedi.
EĞİTİM SÜRECİ TÜM ÖZNELERİ İLE YÜRÜTÜLMELİ
Pandemi döneminde eğitimle ilgili sağlıklı kararlar alınmadığını kararların anında değiştiğinin altının çizen Özer; “Salgın koşullarında bu planlamaların yapılması için eğitimin tüm özneleriyle bir masanın etrafına oturulması gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim sendikalarıyla veli dernekleriyle bir masa etrafında oturmalı. Süreci birlikte planlamalı. Ama maalesef ne oluyor? Bütün özneler dışarıda bırakılarak karar vericiler sabah başka bir şey söylüyorsa akşam başka bir şey söyleyebiliyor. Çünkü bu salgın sürecinde hemen hemen 1 yıldır okullarımız kapalı. Söylenenler sürekli değişiyor. Sınavlar ilgili bir laf ortaya atılıyor. Bir hafta sonra başka bir şey söyleniyor. Okullarımızı açıyoruz deniyor. Bir hafta sonra tamamıyla kapatılıyor. Bu sürecin eğitimle ilgili bütün öğelerle yürütülmesi gerekiyor. Bilimsel verileri gözeterek şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Bu noktada da siyasal iktidarın maalesef karnesi oldukça zayıf.” Dedi.
Pandemi döneminde 1 Mart itibaren okullarda tamamen yüz yüze eğitime geçilmesi konusunda açıklamalarda bulunan Eğitim Sen Edirne Şube Başkanı Özer Demir ;“Öğretmenler okulların bir an önce açılmasını, yüz yüze eğitimin başlamasını en çok isteyen kesim. Bu salgın koşullarında yüz yüze eğitimin başlaması için de bazı koşulların gerçekleşmesi gerekiyor. Okullar öğrencilerimiz için eğitim emekçileri için güvenli olmalı. Bu güvenliğin gerekçesi sadece öğrenciler ve eğitim-bilim emekçileri değil bu insanlar aileleriyle toplumun büyük bir çoğunluğuyla buluşacaklar”diye kaydetti.
TOPLUM SAĞLIĞI İÇİN OKULLARIN GÜVENLİ BİR ORTAM OLMASI GEREKİYOR
Toplum sağlığı için tüm eğitimcilerin aşılanması gerektiğini ifade eden Demir; “Toplum sağlığı için okulların güvenli bir ortam olması gerekiyor. Güvenli bir ortam olması için bilim insanlarının önerdiği yeni vaka sayısına ulaşılması gerekiyor. Bilim insanları da yüz binde bir diyor. Bu noktaya ulaşmak gerekiyor. Bunun yanında tüm eğitim ve bilim emekçilerinin aşılanması gerekiyor. Maalesef aşı sürecinde de sorunlar yaşadık. Aralık’ın ilk haftası aşıları gelecek, başlanacak dendi. Ama şu an aşılama başlandı. Eğitim ve bilim emekçilerine de sıra gelecek. Ama ne zaman geleceği maalesef hala soru işareti. Eğitim ve bilim emekçileri birinci doz aşıyı olacak. Ardından 1 ay sonra ikinci dozu olacak. Bu aşının işe yaraması için 15 gün daha süre geçmesi gerekiyor. İlk aşılamadan sonra yaklaşık 1 buçuk aylık bir süreye ihtiyaç var. Bunlar gözetilerek okulların açılması planlamak zorunda. Tüm toplamın sağlığı için”dedi.
ÖĞRETMENLERİN AŞILAMA TAKVİMİ BELİRSİZ
öğretmenlerin ne zaman aşılanacağının ise belirsiz olduğuna dikkat çeken Demir; “İlk aşıdan sonra aşının faydalı olabilmesi için 1 buçuk ay süre gerekiyor. Aşı olmakla bu sorunun çözülmeyeceğini tüm bilim insanları söylüyor. Bunun arkasından ne yapılmalı? Okullarda gereken hijyen koşullarının sağlanması için ek bütçe ayrılması gerekiyor. Sınıfların salgın öncesindeki gibi koşullarda olması mümkün değil”diye ifade etti.
OKULLARDA SALGINA GÖRE DÜZEN OLMALI
Okullar açılacaksa salgına göre düzenlenmesi gerektiğini kaydeden Demir; “Daha fazla öğretmene ihtiyaç var demek. Öğretmen atamalarının yapılması gerekiyor. Ona göre daha fazla sınıfa da ihtiyaç var. İlk etapta açılabilmesi için bu koşulların sağlanması gerekiyor. Bu salgın başladığından itibaren Eğitim-Sen olarak bunların altını ısrarla çiziyoruz. Ama bu çerçevede maalesef bir adım atılmadı”dedi.
EĞİTİM SÜRECİ TÜM ÖZNELERİ İLE YÜRÜTÜLMELİ
Pandemi döneminde eğitimle ilgili sağlıklı kararlar alınmadığını kararların anında değiştiğinin altının çizen Özer; “Salgın koşullarında bu planlamaların yapılması için eğitimin tüm özneleriyle bir masanın etrafına oturulması gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim sendikalarıyla veli dernekleriyle bir masa etrafında oturmalı. Süreci birlikte planlamalı. Ama maalesef ne oluyor? Bütün özneler dışarıda bırakılarak karar vericiler sabah başka bir şey söylüyorsa akşam başka bir şey söyleyebiliyor. Çünkü bu salgın sürecinde hemen hemen 1 yıldır okullarımız kapalı. Söylenenler sürekli değişiyor. Sınavlar ilgili bir laf ortaya atılıyor. Bir hafta sonra başka bir şey söyleniyor. Okullarımızı açıyoruz deniyor. Bir hafta sonra tamamıyla kapatılıyor. Bu sürecin eğitimle ilgili bütün öğelerle yürütülmesi gerekiyor. Bilimsel verileri gözeterek şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Bu noktada da siyasal iktidarın maalesef karnesi oldukça zayıf.” Dedi.