Eğitim-İş Edirne Şube Denetleme Kurulu Üyesi Olcay Dal, son dönemde okullarda değişen ortak sınav sistemine yaşanan sorunlarla ilgili Edirne Eğitim -İş Şubesi binasında basın açıklaması gerçekleştirdi.
Eğitim-İş Edirne Şube Denetleme Kurulu Üyesi Olcay Dal, Türkiye genelinde okullarda yapılan ortak sınavlarla ilgili açıklama yaptı.
Eğitim-İş Edirne Şubesi’nde düzenlenen açıklamaya, Birleşik Kamu-İş İl Temsilcisi Nedim Zobar, Eğitim-İş Şube Başkanı Murat Akçay, Eğitim-İş Şube Mali Sekreteri Erhan Toprak da katıldı.
SINAVLARDA SIKINTILAR ORTAYA ÇIKTI
Sınavların belirli haftalarda yapılması gerektiğini bir koşul olarak saptadı. Hatta birinci dönemde bu sınav haftası 29 Ekim törenlerinin haftasına gelmişti, sonra ertelendi diyen Dal, “10 Kasım haftasında ötelendi. İkinci dönemde de yine belirli bir haftada sınavların yapılması istendi. Bu, öğretmenler tarafından olumlu karşılandı. Fakat ilerleyen günlerde 6'ncı sınıflarda Türkçe ve Matematik dersleri, 9'uncu sınıflarda da yine Matematik ve Türk Dili ve Edebiyatı dersi sınavlarının ülke genelinde ortak yapılacağı açıklandı. Yani bu ne demek? Türkiye'deki tüm ortaokulların 6'ncı sınıfları Türkçe sınavından aynı günde, aynı ders saatinde, aynı soruları cevapladı ve karneye geçti. Matematikte de aynısı oldu. 9'uncu sınıflarda da bu, Matematik ve Türk Dili Edebiyatı derslerinde yine aynı şekilde gerçekleşti. Fakat liselerde öğrenciler, akademik seviyelerine göre ayrıldı. Sınavlı okullar var, not ortalamasına göre girilen okullar var. Dolayısıyla Türk Dili Edebiyatı sınavından tüm Türkiye'deki her tür lisenin öğrencisi sorumlu oldu. Matematikten de yine aynı şey oldu. Tabii bunların yarattığı sakıncalar ve sıkıntılar ortaya çıktı” dedi.
AKADEMİK ANLAMDA ZORLANMALI
Öncelikle ortaokulların sınavlarını ele alacak olursak akademik anlamda zorlanılmadı. Fakat şöyle bir şey oldu; ortaokullarda 14 çoktan seçmeli yani test sorusu soruldu, 2 tane de açık uçlu soru soruldu diyen Dal, “Tabii bu arada MEB bu yılın başında öğretmenlere test sorusu sormayı yasakladı ama birinci dönemde bu bahsettiğim derslerden ortak sınavlar test sorusundan yapıldı. Bu dönemde yine ortaokul Türkçe'de 15 çoktan seçmeli ve 2 tane açık uçlu soru soruldu. Bu çoktan seçmeli soruların okunması, ders öğretmenleri tarafından yapılacak ama 2 tane açık uçlu soruyu şu sistemle okuyacak öğretmenler; her öğrencinin kâğıdı PDF formatına dönüştürülerek bir havuza aktarıldı. Her ilden de belirli sayıda öğretmenler istekli olarak seçildi ve önümüzdeki bayramdan sonraki hafta, 15 Nisan haftasında bu öğretmenler oturacaklar, önlerine hangi ilden, hangi ortaokuldan öğrencinin sınav kâğıdı düşerse onu okuyup notlayacaklar. Tabii onu tek başına notlamayacak, bir sınav kâğıdını, iki öğretmen okuyacak, o sınavda kâğıdın ortalaması alınacak” diye ifade etti.
SINAV ANINDA OLMAMIZI İSTEMİYORLAR
Sınavlarda farklı uygulamaların yapıldığına dikkat çeken Dal, “Örneğin; Türkçe sınavı yapılıyorsa, o sınavların yapıldığı sınıfta Türkçe öğretmeni bulunması yasaklandı. Hatta koridorda bile gezemedi. Lise 1'lerde Türk Dili ve Edebiyatı sınavı yapıldı. Türk Dili ve Edebiyatı dersi öğretmenleri o sınavlarda gözetmenlik yapmadı. Öğretmenler odasında oturdu. Şimdi ÖSYM sınavlar yapıyor ve yine biz öğretmenler burada görev alıyoruz. ÖSYM, TYT ya da AYT sınavında burada matematik soruları var, onun için 'Matematik öğretmenleri burada görev almasın' demiyor. Yine seçim gününü hep birlikte yaşadık. Yüksek Seçim Kurulu da yine ilk olarak öğretmenlere görev veriyor. Fakat MEB neden olduğu anlaşılamayan bir sebepten o dersin öğretmenlerini, o sınav anında, o sınıfta bulunmamasını istiyor” dedi.
KENDİ DERS ÖĞRETMENLERİ OKUYACAK
Neyse ki bu açık uçlu soruların sınavlarını kendi ders öğretmenleri okuyacak. Ortaokullardaki uygulamalar burada yok diyen Dal, “ Peki, hep aynı soru var kafamızda; neden? Neden Türkiye'deki tüm ortaokulları aynı sorulardan sınav yaptık? Neden Türkiye'deki tüm liseleri aynı sorulardan sınav yaptık? Akla ilk şu geliyor; demek ki MEB, illeri ya da okulları sıralayacak. Ama o gönderilen genelgelerde sınavlarla ilgili şöyle bir açıklama var; 'Yapılacak sınavlar gerek ülke geneli, gerek il ve ilçe geneli olarak öğrencilerin sıralanmasında kullanılmayacak. Okulların karşılaştırılması gibi uygulamalardan kaçınılacak. Ama bu sınavlar öğrencilerin notlarını etkileyecek.' Bunun neden olduğunun açıklanmasını, öğretmenlerin ve kamuoyunun tatmin edilmesini bekliyoruz. Liselerdeki yarattığı dezavantaj şu oldu; örneğin Anadolu ya da Fen Lisesi'ndeki öğrenciler, orta ve alt zorluk düzeyinde sorulan matematik sorularından sonra artık matematik çalışmaya gerek kalmadığını düşündüler. Edebiyatta da aynı şeyi düşündüler ama bu arada Meslek Liselerinde öğrenciler de artık ders çalışmaya gerek kalmadığını düşündüler çünkü zorlandılar. Bir öğretmen kendi öğrencisinin seviyesini bilir. Bir okuldaki tüm sınıfların, aynı sorularla sınav yapılması doğrudur ama bir ildeki hatta bir ülkedeki her tür lisedeki öğrencilerin aynı zorluk seviyesindeki sorulara tabi tutulmasının bir mantığı, eğitim açısından yoktur”ifadelerine yer verdi.
ATAMALARIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
Son zamanlarda il içi okul atamalarında sorunların yaşandığını dile getiren Eğitim-İş Şube Başkanı Murat Akçay, “Bu konuda zaman zaman daha önceki yıllarda duyduğumuz, idarecilere tabiri caizse böyle ikna odaları, 'Senin puanın bir yüksek. Sen şurayı yaz. Yoksa yazma, orayı bu kişi yazacak' gibi telkinlerde bulunuluyordu. Şimdiye kadar bununla ilgili henüz bir duyum olmadı ama konunun takipçisiyiz. Bu konuda okul idarecilerinin de belirlenirken, o yer değişikliği yapılırken işin liyakatli, işin ehli kişilerin ve kişilerin özgür tercih yapma haklarına saygı duyularak yapılmasının da ciddi anlamda önemsiyoruz. Bununla ilgili de bizim de artık kendi sendikamızda mensup idarecilerimiz de var, idarecilerimizle görüşüyoruz. Bununla ilgili herhangi bir durum söz konusu olursa da bunun da zaten takipçisisiniz” diye konuştu.
HABER: MERT SOYLU