Perşembe günü Adalet Bakanlığı’nın Ceza İşleri Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ‘Disiplin Yönetmeliği Işığında Disiplin İşlemleri Komisyon İşlemleri, Uzlaştırma İş ve İşlemleri’ konulu eğitim seminer Margi Otel’de gerçekleşti. Düzenlenen seminere Trakya genelinde görev yapan hâkim, sdavcı ve adli yargı komisyon üyeleri katıldı. Seminere Edirne Valisi Günay Özdemir, Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Muhammed Savran, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdür Yardımcısı Ali Öztürkmen ile Trakya bölgesinde görevli hâkim ve savcılar katıldı. İki bölümden oluşan seminer gün ilk bölümünde Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Serdar Özbek ‘Ceza Muhakemesi Hukukunda Onarıcı Adalet’, Alternatif Çözümler Daire Başkanı Orhan Cüni ise ‘Alternatif Çözümler Daire Başkanlığının Kuruluşu ve Uzlaştırma Kapsamında Görevleri’ eğitimini verdi. Seminerin ikinci bölümünde ise Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdal Yerdelen ‘Uzlaştırma Usulü ve Sorunlu Konular’, Tetkik Hâkimi Merve Özcan ise ‘ Uzlaştırmaya İlişkin Verilerin Oluşturulmasında Dikkat Edilecek Hususlar ve Uzlaştırma Verilerinin Değerlendirilmesi’ eğitimini verdi.SAVRAN: “İLK ETAPTA 1000 SORUŞTURMA EVRAKINDAN 700’ÜNDE UZLAŞTIRMA SAĞLADIK”Seminerin açılış konuşmasını Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Muhammed Savran yaptı. Savran, Uzlaşma Büroları’nın önemini vurgulayarak; Edirne’de ilk etapta 1000 soruşturma evrakından 700’ünde uzlaştırma sağladıklarını belirterek; “Edirne’ye geldiğimizde yaptığımız ilk icraat Uzlaşma Bürosu’nu kurmak oldu. İlk zamanlar bin civarında soruşturma evrakımız vardı, 700 uzlaştırma sağladık. Uzlaşma sağladığınız zaman bu insanların davasını mahkemeye taşımıyorsunuz. Mahkemeye taşımadığınız zaman mahkemelerin iş yükü azalıyor İŞ yüzük azalınca da, mesela Edirne’de son yetki kararnamesi ile 2 asliye mahkemesi kapatıldı. Birisi Çocuk Mahkemesi, birisi Ceza Mahkemesi. Bu çok önemli bir katkı. İnsanları barıştırmışsınız. İnsanları gönül huzuru içinde, vicdani ve ahlaki bir adalet üzerine buluşturmuş ve barıştırmışsınız demektir. Bu sayede bir âdeti insanları barıştırarak ibadete çeviriyoruz.SAVRAN: “MAHKEME KAPATIYORSUNUZ, PERSONEL AZALIYOR”Eskiden bin tane soruşturma uzlaşma kapsamındayken bugün 4 bin tane soruşturma uzlaşma kapsamında. Ben inanıyorum ki 3 bin tanesini biz sonuçlandıracağız. Bir sene sonra bir asliye ceza mahkemesi daha kapanacak, bu sistemi etkin bir şekilde uygularsak. Mahkeme kapatıyorsunuz, personel azalıyor, bina ihtiyacı olmuyor. Faydası var.”SAVRAN: “İLK YÜRÜRLÜĞE GİRDİĞİNDE CİNSEL TACİZ SUÇU DA UZLAŞMA KAPSAMINDAYDI”Literatüre çok önceden girmiş ancak ceza mevzuat itibariyle Türk Ceza Kanunu sistemine 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren bir uygulama olan bu yasaya ilk zamanlarda ayak diredik. Yasa yürürlüğe girdiğinde ben Çayeli’nde idim. İlk bir ay sonunda cinsel taciz suçu ile ilgili bir uzlaşma yaptık. Yasada bir şeyler yazıyor ancak yönetmeliği daha çıkmamış. Bu konuda ulaştırma yapmadan bir iddianame düzenlesiniz mahkeme iade ediyor. Bir sabah odamda otururken bir kadın telefonla konuşarak odama girdi. Telefonu yana alıp bana dedi ki ‘Biri bana şu an tacizde bulunuyor’ O an şok geçirdim. Savcılığın da şöyle bir yanı var; o an çözüm üretmelisiniz. Ben de kadına ‘Onla buluşmayı teklif edin’ dedim. Sonra kadın, telefondaki adamla anlaştı. Biz de güvenliğe haber verdik. Buluşma noktası da adliyeye yakın. Sonra bir baktık ki 65 yaşındaki bir adam çıktı. Bunlar konuşma halindeyken suçüstü yakalama yapıldı ve adam karşıma getirildi. Adama sonra bunun suç olduğunu anlattık. Yasa ilk yürürlüğe girdiğinde cinsel taviz suçu da uzlaşma kapsamındaydı. Daha sonra değişik hassasiyetle kamuoyu baskıyla uzlaşma kapsamı dışına çıkarıldı. Esasen savcılar olarak biz uzlaşmayı da benimsideki çünkü iş yükünü arttırıyor. Biz de prosedürü yerine getirmek adına uzlaşma yapılacağını ifade ettik. Kadın çok sert tutumlu. En azından para istemesini söyledim. Kadın da 3 bin 800 TL rakamını telaffuz etti. Biz araya girip 600 TL’ye düşürdük. İlk uzlaşmamızı o gün yaptık. Aşamalar düzenlenmemişti. İyi bir görüntü müydü, değildi. Amatördü. O günden bu güne biz uzlaşmayı hiç bırakmadık. Hep teklif ettik. Tabi bu uç örneği idi. Darp edilenler var, hakarete uğrayanlar var. Nitelikli bir yaralama değilse muhatapta rahatlatma sağlayabiliyor. Bu şekilde yapılan uzlaşmalar vicdanen uzlaştırmanın yanında barıştırıyor, helalleştiriyor.”ÖZTÜRKEN: “3 YILI GEÇMEYEN HAPİS CEZASINI GEREKTİREN SUÇLAR DA UZLAŞMA KAPSAMINA ALINDI”Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdür Yardımcısı Ali Öztürkmen ise başsavcıların iradesiyle kurulan Uzlaştırma Büroları kanuni bir yapıya kavuşturulduğunu belirterek, “Uygulama alanına baktığınızda kısıtlı bir alan vardı. Yeni düzenleme ile artık şikâyete bağlı olan suçların yanı sıra şikayete bağlı olmadığına bakılmaksızın baskı, tehdit, basit hırsızlık bu kapsama alındı. Etkin pişmanlık hükümlerine yer veren sınırlamalar da bu düzenleme ile kaldırıldı. Asıl önemlisi çocuklar bakımından var olan uzlaşmaya benzer yeni bir düzenleme getirildi ve çocuklar için artık mağdurun gerçek ve elzem hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis cezasını gerektiren suçlar da uzlaşma kapsamına alındı. İlk defa bu kapsamda uzlaştırmacılara yönelik eğitim ve denetim usulü getirildi” dedi.ÖZDEMİR: “ATMOSFERİ YAKALAMIŞ OLUYORUZ”Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdür Yardımcısı Ali Öztürkmen’in konuşmasının ardından kürsüde yerini alan Edirne Valisi Günay Özdemir; “İdare ile, yargı ile beraber hareket ettiğimizde siyasi anlamda da sosyal anlamda da, asayiş anlamında da orada belli bir disiplini, belli bir kuralların uygulanmasını sağlayacak atmosferi yakalamış oluyoruz. Edirne, İstanbul’u fetheden bir medeniyetin kurulduğu şehir. Burada bir medeniyet kuruluyor ve İstanbul fethediliyor. Sonra İstanbul, dünyadaki barış ve huzurun sağlanması için çok önemli bir kent oluveriyor. Bu medeniyetin tarihi anlamda geçmişini görerek Edirne’nin dünya barışına ne gibi katılar sağlayabileceğini de iyi değerlendirmememiz gerekiyor. Çünkü burada kurulan medeniyet öyle bir medeniyet ki bütün inanç ve düşüncedeki insanlar ortak yaşama kültürü oluşturmuş ve bu ortak yaşama kültürü de hukuki ve sosyal kurallarla düzenlenmiş. Siz toplumda bir hoşgörü kültürü oluşturuyorsunuz ama onu insanların insiyatifine bıraktığınız zaman bu hoşgörü ortamının yürümediğini ve sürdürülebilir olmadığını görüyorsunuz Ama Osmanlı döneminde bu hukuki ve sosyal kurallarla düzenlenmiş ve takip edilmiş. Ne zamanki Osmanlı bu orta farklılıkları, yaşam biçimini yürütemez olmuş ve o medeniyet çökmüş. Aslında Bizans’ın çökmesinde de aynı olay var. Orada da farklılıklar yönetilemiyor ve uzlaşma sağlanamayıp Bizans çöküyor. Din savaşları sonrası 1’inci ve 2’nci Dünya Savaşı gören Avrupa, üst kurul kurarak Avrupa Birliği’ni kuruyor ve farklı inanç ve düşüncedeki farklı ülkeleri yönetecek üst yönetim olsun deniyor ancak ne zaman bu farklılıklar yönetilememeye başlandı, o zaman çatırdamalar başladı. Özellikle Trakya’nın tamamında insanlar farklı inanç ve düşüncede olmalarına rağmen ilişkilerini devam ettirirler. Kendi yaşam biçimlerine müdahale edilmesini istemediği gibi başkalarının da yaşam biçimlerine müdahale etmezler” Konuşmaların ardından eğitim semineri başladı.
GÜNDEM
21 Nisan 2017 - 08:01
Uzlaşma anlatıldı
Adalet Bakanlığı’nın Ceza İşleri Genel Müdürlüğü tarafından ‘Disiplin Yönetmeliği Işığında Disiplin İşlemleri Komisyon İşlemleri, Uzlaştırma İş ve İşlemleri’ konulu eğitim semineri düzenlendi. Seminere Trakya genelinde görev yapan Hakimler, Savcılar ile adli yargı komisyon üyeleri de katılım gösterdi. Bekir TÜCCAR
GÜNDEM
21 Nisan 2017 - 08:01