Her yerde, her zaman ve herkesin sıkıntılarına ve sevinçlerine ortak olan, ağır şartlar altında çalışan gazeteciler bu kez kendi sorunlarını konuştu. İmtiyaz sahiplerinin sorunlarından sansüre, sosyo-ekonomik boyuttaki sorunlardan anlatılmayanlara kadar pek çok konuyu Edirne basını konuştu. Edirne Kent Konseyi Basın Çalışma Grubu öncülüğünde düzenlenen ‘Edirne Basını; Sorunları ve Çözüm Önerileri’ adlı toplantı gerçekleşti. Belediye eski nikâh salonunda yapılan toplantıya Edirne’de faaliyetlerini yürüten çeşitli dernek ve sivil toplum örgütlerinin yanı sıra Edirne Gazeteciler Derneği temsilcileri, Güneydoğu Avrupa Gazeteciler Derneği temsilcileri, Trakya Gazeteciler Derneği temsilcileri ve Trakya Üniversitesi Radyo-Televizyon bölümü öğrencileri de katılım gösterdi. 2 saatten uzun süren toplantıda Edirne Basınının sosyo-ekonomik sorunlarından baskıya, sansürden teknik imkânsızlıklara kadar pek çok sorun konuşuldu. Toplantının moderatörlüğünü Edirne basınının yakından tanıdığı Gökhan Tuzladan gerçekleştirdi. BİK, BYGEM, VALİLİK YETKİLİLERİ TOPLANTIYA KATILMADI:“DUYARSIZ KALDILAR”Toplantı öncesi davet edilen Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü, Basın-Yayın Enformasyon Müdürlüğü ile Basın İlan Kurumu Şube Müdürlüğü'nün toplantıya katılmaması eleştirilere neden oldu. Toplantıya sadece Edirne Belediye Başkanlığı Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Selim Bilginkaya ve birim çalışanları kurumsal anlamda katılan tek birimdi. GÖKERKÜÇÜK: “DUYARLI VE ANLAMINA UYGUN GAZETECİLİK YAPAN BİR YEREL BASINIMIZ VAR”Edirne Kent Konseyi Başkanı Ziya Gökerküçük, toplantının açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Demokrasilerde Yasama, Yürütme, Yargı’dan sonra dördüncü güç olan basının özellikle Hitler’in Propaganda Bakanı P. Joseph Goebbels ile birinci güç olduğunun görüldüğünü belirtti. Propaganda ağırlıklı basın kurumları artmış olsa da gazeteciliğin kamusal bir iş olduğunu belirten Gökerküçük Edirne basınına bu bağımsızlığından dolayı teşekkür ederek; “Tüm kamu ve sermaye kurumları gibi doğa, kent ve yaşam savunucuları olan biz sivil toplum örgütleri de basına değer veririz. Bu değer insanlık tarihin gelişiminde anladığımız anlamdır. Bu nedenle Edirne Kent Konseyi oluştuğu günden beri Edirne Basınının değerli çalışanları sayesinde kente kendini anlatmaya çalışmıştır. Gerçekten duyarlı ve anlamına uygun gazetecilik yapan bir yerel basınımız var, teşekkür ederiz” dedi. TUZLADAN: “BAŞKALARININ HAK, HUKUK VE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAVUNURKEN KENDİ HAK, HUKUK VE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ SAVUNAMAZ DURUMDAYIZ”Yıllardır basın camiasında farklı mecralarda emek harcamış olan yerel gazetecilikten ulusal gazeteciliğe kadar pek çok yer tecrübesi olan ayrıca toplantının moderatörlüğünü gerçekleştiren Gökhan Tuzladan, muhabirleri temsilen bir takım açıklamalarda bulundu. Tuzladan gazetecilerin imkansızlıklar içerisinde 7/24 çalıştığını “Cebimizdeki sarı basın kartının geçmişte bir ayrıcalığı vardı ancak bugün bu kalmamıştır. Hepimizin eksik yanları var” ifadeleriyle sözlerine başlayarak gelen bir telefon ile cümlelerimizi değiştirmememiz gerektiğini, daha sık bir araya gelerek anlamlı buluşmalar yapılmasının gazetecileri güçlendireceğini sözlerine ekledi. Tuzladan; “Bizler başkalarının hak, hukuk ve özgürlüğünü savunurken kendi hak, hukuk ve özgürlüğümüzü savunamaz durumdayız. Yerel basın olarak daha örgütlü olmalıyız” dedi. UYANIKTIR: “KENDİ SORUNLARIMIZI SÜREKLİ ERTELİYORUZ”Edirne Basınının “Abla”sı olarak tanınan, 24 yıl boyunca başarılı Gazeteciliğiyle birlikte kariyerine Hudut Gazetesi’nin imtiyaz sahipliğini eklemiş olan duayen Gazeteci- Gönül Uyanıktır yaşanılan sorunları aktardı. Gazetelerin haber sürecinden halka ulaşımına kadar pek çok soruna değindi.Gazetelerin ekonomik zorluklara adeta savaştığını belirten Uyanıktır: “18-20 yıldır ertelenen bir sona doğru geliniyor. Bir gazeteyi yaşatmak çok büyük sorumluluk isteyen bir iştir. 24 senedir nasıl yaşattığımı ben de bilmiyorum. Yaşıyoruz ama ölmek üzereyiz. Bundan ötesi nereye kadar erteleyebiliriz ya da bir mucize olur mu? Bir sürü bilinmezlerle iç içeyiz. Yanımda çalışan insanların maaşlarını gecikmeli verebiliyorum. O da Basın İlan Kurumu’nun ilan paralarını ödeme periyoduna göre değişiyor. Bir kısır döngünün içinde gidiyoruz. Huzurlu bir ortamda değiliz. Kendi sorunlarımızı sürekli erteliyoruz. adeta üzerimize gelen bir tren var ve kaçacak yerimiz yok. ilerleyen zamanlarda bir şeyler yapabilir miyiz bilmiyorum. Basın sorunlarının çözümünde devletin yerel basını koruyucu, kollayıcı politikalar üretmesini gerek” şeklinde konuştu.AVYÜZEN: “KADIN MUHABİR OLMAK AYRI BİR ZORLUK”Yenigün Gazetesi Muhabiri Jale Avyüzen toplantıda Edirne Basınında çalışan Kadın Gazetecilerin sayısının azlığı ve kadınların sektörde çalışma şartlarının zorluklarından bahsetti. Avyüzen; “İnternet nedeniyle gazete okuma sayısının azalıyor. Okunan gazetelerin ise popüler konuları sayfalarına taşıyor. Sahada kadın gazeteciler az ve çalışanların da masa başı görevlere yönlendiriliyor. Muhabirlik kadın olarak çalışmanın ayrı zorlukları var ve evlenince aile veya eş baskısı ile sona eriyor” ifadelerini kullandı.ÇAVUŞ: “DEMOKRASİNİN DÖRT AYAĞINDAN BİRİ BASIN”Basın Hukuku konusunda bilgiler veren Avukat Can Çavuş, basın emekçilerinin iş kanununa dâhil olmadığını vurguladı. Muhabirlerin özgür haber yapma hakkı olsa da bunun üst kademelerde kısıtlanabildiğini belirten Çavuş; “demokrasinin dört ayağından biri de basın. Diğer ayakları yani Yasama, Yürütme ve Yargı’yı basının denetleme zorunluluğu olduğunu var. Basın işkolunun bedenen ağır işi yaptıklarının yanında en küçük hatadan bile büyük bedeller ödeyebiliyorlar. Basın çalışanlarının haklarını kendileri ve bizler halk olarak yönetenlerden talep etmeliyiz, çünkü onlar bizim sesimiz ve kulağımızdır” dedi. YILDIZ: “NAYLON KADROLAR MESLEĞİ SIRADANLAŞTIRIYOR”Yenigün Muhabiri ve İhlas Haber Ajansı temsilcisi Ergin Yıldız Basın İlan Kurumu’nun yerel gazetelerden talep ettiği yasal mevzuat gereğini yerine getirmek için gazetelerin naylon kadrolar oluşturduğunu, bu durumunda Gazetecilik mesleğini sıradanlaştırdığını belirtti.GÜLER: “ETİK OLMASA DA YAPIYORLAR” Hudut Gazetesi Muhabiri Olgay Güler, sansür konusundaki düşüncelerini aktardı. Sansür’ünhaber yapıp, yapamama durumunda kalındığını, her hangi bir kurum hakkında olumsuz haber yapıldığında kurumun etik olmasa da gazete ile ilişiğini kestiğini vurguladı. Bu durumun Gazetelere zarar verdiğini belirten Güler, bir gazeteci olarak bunu kabul edemediklerini belirtti. Kurumların, grupların veya güç odaklarının gazetecilerle bu tür ilişkiler kurabildiklerini belirten Güler halkın gazete alarak sahip çıkmasının bağımsız gazeteciliği koruyacağını söyledi. TÜCCAR: “BAZI YETKİLİLERİN KONUDAN HABERİ OLMUYOR”Gazetemiz Muhabiri Bekir Tüccar ise bilgi alma konusunda yetkili kişilerle irtibat kurulduğunda bazı yetkililerin bilgi eksikliği nedeniyle halka çeşitli konularda detaylı bilgi aktarmakta sıkıntı yaşadıklarını vurguladı. Tüccar; “Eleştiren ve eleştirilen bir meslekte görev yapıyoruz. Bizim ekmeğimiz, rüyamız, suyumuz her şeyimiz bilgi. Bilgi olmadan biz adeta yokuz. Çünkü biz bilgiye ulaşmak için çalışıyoruz. Ancak bazen öyle şeyler oluyor ki, bir konu için bir yetkili kişiye gittiğimizde konu hakkında hiçbir bilgisi olmadığını fark ediyoruz. Böyle olunca da Gazetecilik mesleğimizi de gerektiği gibi gerçekleştiremiyoruz. Bu defa da kopyala-yapıştır internet haberciliği adı altında kirli bilgi yayılıyor. Okuyucuda bunu fark ettiğinde ilgi uyandırmıyor ve gazetelerin değerini düşürüyor” dedi. YAVUZ: “EN BÜYÜK SORUN EKONOMİ”Gazetecilikte en büyük sorunun ekonomi olduğuna değinen Edirne Star Gazetesi Muhabiri Tamer Yavuz çalışanların doğru habercilik yapmaya çalıştıklarını ve haklarının da korunması gerektiğini belirtti. Okullarda haber nasıl pazarlanır konulu dersler olmasını, örgütlenme sağlayıp ekonomimizi ve geleceğimizi güvence altına alacak çalışmalar yapmalıyız diyen Yavuz; yerel basının ulusal ve evrensel anlamda önemli olduğunu söyledi. AKMAN: “İTİBARLI OLMALI”Hudut Gazetesi Muhabiri Orkun Akman, gazeteciliğin imaj sorunu olduğunu ve bunun da itibarımızı yitirmemek ile düzeleceğini söyledi. Basının dördüncü güç olarak gösterilmesi yanında bu gücün sahici olması için itibarlı olunması gerektiğini belirtti. “Bir yemek alırız, haberi yaptırırız” söylemlerini kullananlara karşı basın emekçileri olarak karşı bir tutum sağlanması gerektiğini vurguladı. Akman, mesleklerin itibar sıralamasında yıllar önce ilk beşte olan gazeteciliğin önceki yıl kırkbeşinci sırada olduğunu ve bunu üst seviyelere yükseltmenin de kendilerinin görevi olduğunu söyledi. AKAGÜNDÜZ: “DOSYA HABERLERİ YAPAMADIK”Edirne Gündem Gazetesi Muhabiri Uğur Akagündüz,yoğun iş gücü ve zaman sorunu olduğu için araştırma haber veya dosya haber gibi haber tarzlarını gerçekleştirilmediğinin altını çizerek, tatil yapmak değil tatil hayali bile yapamadıklarını söyledi. İyi gazeteci olmanın iyi insan olmaktan ve mesleği sevmekten geçtiğini belirten Akagündüz, az oldukları için haber peşinde koşmak, haberi yazmak, fotoğraflamak gibi yoğun çalışma ortamından dolayı araştırma haberleri, dosya haberleri yapamadıklarını sözlerine ekledi. ÇELİK: “150 BİN KİŞİLİK EDİRNE’DE 10 GAZETENİN FAZLA”Yenigün Gazetesi Muhabiri Musa Çelik; gazeteciliğin bilgi paylaşımı, bilginin yayılması olduğunu söyleyerek geçmişte gazetelerin değişik dosyalarla okurunu çoğaltma peşinde iken günümüzde okuyan değil izleyen okuyucu nedeniyle sosyal medya baskısına maruz kaldığını belirtti. Çelik, 150 bin kişilik Edirne’de 10 gazetenin fazla olduğunu ve yaşamaları için farklı okur kitlesi yarattıklarını sandığını belirtti. Gazetelerin patronlar elinde olduğu sürece değersizleşebildiğini belirten Çelik, okuyucunun her yerde gördüğü haberi okumak için gazete almayacağını sözlerine ekledi.
YAŞAM
02 Mart 2018 - 04:42
BU KEZ BASIN KONUŞTU
YAŞAM
02 Mart 2018 - 04:42