Edirne Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Bülent Bacıoğlu gerçekleştirdikleri “Lavanta günleri” etkinliğinde yaptığı konuşmada; “Kuzey’de ve Güney’de 2 Lavanta köyü oluşturabilirsek turistik pozisyonumuzun da bize sağladığı avantajla farklı bir turist potansiyeli yakalayabiliriz” İfadelerini kullanırken Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Adnan Tülek; “Önemli olan özel sektörün talebi” olduğunu belirtti. Edirne Tanıtma ve Turizm Derneği öncülüğünde Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğün de işbirliğiyle Edirne lavanta kokacak sloganıyla başlayan Edirne Lavanta Tarla Günleri başladı. 7-10 Haziran 2018 tarihleri arasında gerçekleşecek olan etkinlikte kapsamında farklı alanlarda farklı günlerde katılımcılara sunumlar gerçekleştirilecek. Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünde başlayan etkinliğin 2. bölümü Karaağaç yolu üzerinde oluşturulan lavanta tarlalarında gerçekleştirilecek. İlk günü çocuklar ve ailelerine ayrılan etkinlikte lavantanın nasıl yetiştiğinden, neler elde edildiğine kadar pek çok konuda bilgiler verildi. AMAÇ DOĞAYI SEVDİRMEKEtkinlik kapsamında basın emekçilerine bilgiler veren Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Adnan Tülek, önemli konulara değindi. Tülek çocuklara yönelik farkındalık oluşturmak istediklerini belirterek; “1. gün burada biyolojik çeşitlilik anlamında öğrencilerimize göstererek farkındalık oluşturmak ve onlara doğayı daha çok sevdirmek. Buraya geldiğinizde bakıp göreceksiniz; bir sürü böcek faunasına baktığınızda bal arısı başta olmak üzere bir sürü böcek popülasyonu var içinde. Böcek deyince zararlı anlamında değil, bir sürü faydalı böcek var. Teknik olarak yarın (bugün) açıklamalarda bulunacağız” dedi.“2017 YILINDA ELDE ETTİĞİMİZ YAĞIN LİTRESİNİN 500 TL’YE SATTIK”Tülek Lavantanın pek çok farklı sektörde kullanıldığına değinerek; “Lavanta ile ilgili çalışmaları 5 yıl önce başlattık. Bulgaristan bu konuda çok iyi. 100 yıllık bir kültürü ve geçmişi var. Bulgaristan’da bulunan Gül ve Tıbbi Bitkiler Araştırma Enstitüsü arasında bir protokolümüz var. Oradaki mevkidaşlarımız ve meslektaşlarımız da yarın (bugün) burada olacak. Lavanta’nın adaptasyon çalışmaları yapıldı. Lavanta’nın adaptasyon özelliği geniş bir Akdeniz bitkisi. Soğuk anlamında da bir sıkıntı yok eksi 26’ya kadar dayanıklı bir bitki. Ekonomik ömrü uzun, meyve ağacı gibi düşünün. En az 10 yıl ekonomi ömrü var. Temelde uçucu yağ bitkisi. Fiyat olarak da herkesin sorduğu fiyattır ama 2017 yılında elde ettiğimiz yağın litresinin 500 TL’ye sattık. Yaklaşık 100 €’ya tekabül ediyor. Göreceksiniz; Şanlıurfa’dan misafirlerimiz var. Urfa’dan arayıp geliyor adamlar. Kazakistan’dan misafirlerimiz arayıp ‘geleceğim’ diyor. O çoğrafya’ya en yakın İran çalışmıyor. Gürcistan’da bir miktar belki, çok önemli değil. Bulgaristan ve kısmen de biz. Burada önemli olan ürettiğiniz malı piyasaya arz ediyorsunuz. Talep kimden olacak? Uçucu yağ diyoruz. Başta kozmetik sektörü olmak üzere, toplantıda programı organize eden ekipten bir tanesi de PEREJA’nın talepleri var. Önemli olan özel sektörün talebi. Sizin ürettiğiniz şey özel sektöre hitap ediyorsa bir kalkınma bir şey oluşturursunuz. Yarın (bugün) onlar da bölgede büyük alanlarda sözleşmeli üretim yaptırmak istiyorlar. Bunun gibi daha farklı kurumsal yapılar var” dedi.BACIOĞLU’NDAN “LAVANTA KÖYLERİ” FİKRİEdirne Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Bülent Bacıoğlu, Kuzey ve Güney’de oluşturulacak Lavanta köyleriyle turizme katkı sağlanabileceğini belirtti. Bacıoğlu’nun konu hakkında konuşmasında; “Edirne Turizmi ile anılan bir şehir. Dünya ve ülke çapında ilklerde olan bir şehir. Farklı bir etkinlikle karşı karşıyasınız. 5 yıldan bu yana Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, lavanta ile ilgili çalışmalar yapıyorlar. Tarımsal olarak bir gelir elde etmesek bile turistik açıdan çok önemli bir ekim gerçekleşmiş. Çok hoşuma gitti. Geçtiğim yıl lavanta tarla günleri yapmışlardı. Biraz daha zenginleştirelim, tarımsal, gastronomik, turistik öğelerini de öne çıkaralım dedik. Farklı zamanlarda farklı turistik gruplara hitap edelim diye Enstitümüz ile birlikte bir etkinlik planladık. Etkinlikleri 4 günlük planladık çünkü her gün farklı tematik özellikleri kullanarak lavantanın ve Edirne’nin farklı öğelerini ön plana çıkartarak insanlara sunduk. Etkinliğin ilk gününde çocuklara hitap etmek istedik. Çünkü çocukların ailesi, öğretmenleri vs. çarpanları çok fazla. Lavanta, Türkiye’de internette arama motorlarında arandığı zaman Edirne ile ilgili fotoğraflar ve sizin yaptığınız haberler karşılarına çıkacak. Çocukların görsel ve fotoğrafik algısını kullanarak çok iyi bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Bütün Trakya’yı Ayçiçeğinden, Buğdaydan, Çeltikten vazgeçip Lavanta eksin mantığıyla hareket edildiğini düşünmüyorum. Özellikle kırsal bölgede, verimi düşük bir bölgede ‘neden bir Lavanta köyü olmasın?’ mantığıyla hareket ediyorum. Çünkü çok önemli bir turistik destinasyon noktasındayız. İstanbul gibi 15 milyon nüfusa 2 saatlik mesafedeyiz. Burgas ve Dedeağaç gibi 1,5 saatlik mesafede yabancı turistlerin ulaşabileceği bir yerdeyiz. Haziran ayında hasat döneminde de çok önemli bir turistik potansiyeli yakalayabileceğimizi düşünüyoruz. Lavanta köyümüz olursa o köy hem turizmden kazanacak hem de lavantadan elde ettiği ürünü satarak kazanabilecek. Isparta’da bunun örneği var ancak bütün Trakya’nın Lavanta olması söz konusu değil. Yeterli ve sürdürülebilir ölçüde olması gerekiyor. Bu anlamda bu etkinliklerin güzel biteceğini düşünüyorum. Seneye eğer enstitümüz devam ettirmek isterse çok daha güzel olur. Bizim derneğimizin parası olsa bir köyden gider 100 dönüm yer alır o köyün kaderini değiştiririm. Belki Edirne’deki bileşenler iş adamları böyle bir köy yaratma adına Kuzey’de ve Güney’de 2 köy oluşturabilirsek turistik pozisyonumuzun da bize sağladığı avantajla, farklı bir turist potansiyeli yakalayabiliriz. Çünkü artık fotoğraf çok önemli, sosyal medya çok önemli. İnsanlar fotoğraf çektirip paylaşıyor. Bu etkinliğin 500 bin kişi ile 1 milyon kişiye ulaşacağını düşünüyoruz. Öyle bir çarpan etkisi olduğunu düşünüyoruz. Biz maliyet fayda analizi yaparak bu işe giriştik. O anlamda 4 gün boyunca 3 bine yakın kişinin geleceğini düşünüyoruz. Edirne açısında güzel olduğunu düşünüyoruz. Edirne mor turistik destinasyon noktası olarak da ön plana çıkar diye umuyoruz. Çocukların dikkatini çeker diye resim ve fotoğraf atölyeleri oluşturduk. Bütün görselliklerin dünya çapında yayılacağını düşünüyorum. Birinci masamızda tohumlar ile Enstitümüzün yaptığı çalışmalar yer alıyor. Örneğin Osmancık ismini alan pirincin burada bilimsel araştırmalar sonucunda ortaya çıktığını öğrendim. Bu anlamda Enstitümüzün 100’ün üzerinde bilim insanının yaptığı çalışmaları ön plana çıkarmak adına tohumun nasıl yetişip soframıza geldiğini basitçe anlatmaya çalıştık. Aynı şekilde lavantanın da dönüşümünü anlatmaya çalıştık. Gelecek sene farklı etkinlikler koyulabilir. 1,5 aydır internette araştırma yapıyorum. Neyi nerede, hangi rengi nasıl kullanacağımıza dair. Elimizden geldiği takdirde bir şeyler yapmaya çalıştık. Sağ olsun Enstitümüzün bize çok iyi bir ev sahipliği ve işbirliği yapıyor. Adnan Beye ve çalışmaları yapan, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” sözlerine yer verdi.
EKONOMİ
08 Haziran 2018 - 03:01
Güncelleme: 08 Haziran 2018 - 03:11
LAVANTA KÖYLERİ
EKONOMİ
08 Haziran 2018 - 03:01
Güncelleme: 08 Haziran 2018 - 03:11