İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 16. kez düzenlenen “Filmekimi” adlı film festivali Edirneli sinemaseverlerle bir araya geliyor. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) 16. kez gerçekleştirdiği “Filmekimi” adlı film festivali sinemaseverlerle buluşuyor. Sanat dünyasında kült olmuş, Oscar ve Cannes Film Festivallerinde ödüller almış veya aday gösterilmiş filmler İKSV’nin gerçekleştirdiği “Filmekimi” kapsamında Edirneli sinemaseverlerle buluşacak. BİR KISMI EDİRNE’DE YAPILAN DJAM’DA FİLMEKİMİ’NDETony Gatlif’in çekimlerinin bir kısmı Edirne’de yapılan ve balkan müziklerinin eşlik ettiği yol filmi Djam’ı da Edirneli sinemaseverler seyretme fırsatı bulacak. 2011 yılından bu yana İstanbul dışındaki sinemaseverlere de sonbaharın en güzel renklerini, en iyi filmlerini ulaştıran Filmekimi’nin Edirne’deki gösterimleri Edirne Belediyesi’nin desteğiyle Cinemarine Sinemaları Margi Outlet’te gerçekleştirilecek. 16ncısı düzenlenen Filmekimi, 15 filmlik programıyla 6 Ekim Cuma, 7 Ekim Cumartesi ve 8 Ekim Pazar günlerinde Cinemarine Sinemaları Margi Outlet’te 11:00, 13:30, 16:00, 19:00 ve 21:30 seanslarında Edirneli sinemaseverlerle buluşacak. Filmekimi’nin Edirne programında, Tony Gatlif’in çekimlerinin bir kısmı Edirne’de yapılan ve balkan müziklerinin eşlik ettiği yol filmi Djam, Juliette Binoche’un “gerçek” aşk arayışındaki bir kadını canlandırdığı, Claire Denis’nin yönettiği İçimdeki Güneş, günümüz Rus sinemasının büyük ustası Andrey Zvyagintsev’in yönettiği, Rusya’nın Oscar adayı Sevgisiz gibi bol ödüllü filmler yer alıyor. Ayrıca Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos’un The Lobster’dan sonra İngilizce çektiği ikinci filmi Kutsal Geyiğin Ölümü ve Fatih Akın’ın güçlü sinema dilinden Almanya’nın Oscar adayı Paramparça gibi merakla beklenen filmler yer alıyor. 16. Filmekimi, Ekim ayı boyunca İstanbul, Eskişehir, Ankara, Diyarbakır, İzmir ve bu yıl ilk kez Bodrum’da olacak. “EDİRNE’DE OLMAK AYRI BİR ZEVK”Filmekimi’nin Edirne ayağında adlı 3 gün sürecek olan film festivali hakkında açıklama yapan yetkililer, Edirne’de olmanın ayrı bir duygu olduğunu ifade ettiler. Filmekimi yetkilileri; “Bu yıl İKSV’nın 16. kez gerçekleştireceği ‘Filmekimi’ adlı film festivalinde olmak ayrı bir duygu. Edirne’de 6-7-8 Ekim 2017 tarihlerinde gerçekleşecek olan Filmekimi’nde Oscar’a aday olmuş filmlerden, Ünlü film festivallerinden çeşitli ödüller kazanmış pek çok film Edirneli sinemaseverlerle buluşacak. Margi Outlet Cinemarine Sinema Salonlarında gösterimi gerçekleşecek olan 15 filmlik program saat 11:00, 13:30, 16:00, 19:00 ve 21:30 seanslarında Edirnelilerle buluşacak. Sponsorlarımıza ve Edirne Belediyesine destekleri için sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Tüm Edirnelileri Filmekimine bekliyoruz” FİLMEKİMİ’NİN EDİRNE PROGRAMIMarsilya yakınlarında, denize nazır bir villa. Villanın sahibi yaşlı adam, ölüm döşeğindedir. Üç yetişkin çocuğu, son günlerinde adama eşlik etmek için villadadır: Angela, Joseph ve Armand, hayatta aldıkları farklı kararlar ve seçtikleri yolları babalarıyla birlikte değerlendirirlerken kıyıya yanaşan bir tekneden bir grup insan çıkar ve huzurlarını bozar. Yönetmen, senarist, yapımcı Robert Guédiguian’ın son filminde yine değişmez oyuncuları eşi Ariane Ascaride, Jean-Pierre Darroussin, Gérard Meylan, Robinson Stévenin de rol alıyor. DJAM / TONY GATLİFÇingene dünyasını müzik yoluyla en iyi yansıtan yönetmen Tony Gatlif bu kez rembetikonun içli tınıları öncülüğünde İstanbul’dan Yunanistan’a uzanan müzikal bir yolculuğu anlatıyor. Filme adını veren Djam, yedek parça satın almak için Yunanistan’dan İstanbul’a gelen genç bir kadındır. Djam, insani yardım gönüllüsü olarak çalışan, parasız ve kimsesiz 18 yaşındaki Avril’i kanatlarının altına alır ve birlikte İstanbul’dan Midilli adasına doğru umut ve müzikle dolu bir yolculuğa çıkarlar. Djam’in müzikleri için Cümbüş Cemaat’ten Cem Köklükaya, Baba Zula’dan Melike Şahin, Dalganabak’tan Ozan Tura, Ozan Çoban, Onur Yusufoğlu, Burhan Hasdemir ile Yunan müzisyenler işbirliği yaptı. FORTUNATA / SERGİO CASTELLİTTOAdının anlamı “şanslı” belki ama yıkıcı evliliğinin enkazından sağ kurtulmaya çabalayan bir kadın Fortunata. Bir kuaför açmak için olanca gücüyle çalışıyor, bu esnada da sadece küçük kızı elinden tutuyor. Tek bir amacı var; yoluna taş koymaya bir hayli hevesli erkeklerle dolu bu büyük şehirde kendini özgür kılıp, hayata karşı dimdik durmak... Bugün değilse bile yarın, kendi varlığı dışında hiç kimseyi umursamadan mutlu olmak... Sergio Castellitto’nun Fortunata'sı Roma’nın arka sokaklarında güçlü bir kadının fırtınasından doğan, delişmenliğiyle Fellini tonlarına çalan bazen eğlenceli bazen de can yakıcı bir film. FOXTROT / SAMUEL MAOZİsrailli yönetmen Samuel Maoz’un 2009 yapımı savaş karşıtı Lebanon / Lübnan’dan bu yana çektiği ilk film olan Foxtrot, dünya prömiyerini henüz tamamlanan Venedik ve ardından Toronto film festivallerinde yaptı. Film, askerdeki oğlunun ölüm haberini alan bir babanın yas sürecinde akrabalar ve ordu yetkililerinden bunalarak bir öfke nöbetine tutulması ile başlıyor ve sürprizlerle ilerliyor. Yazgı kavramını farklı yönlerden sorgulayan filmin başrolündeki Lior Ashkenazi, 2016’da İstanbul Film Festivali Altın Lale jürisinde yer almıştı. Foxtrot, Venedik Film Festivali’nde Büyük Jüri Ödülü’nü kazandı ve İsrail’in Oscar adayı oldu. İÇİMDEKİ GÜNEŞ / LET THE SUNSHİNE IN / CLAİRE DENİSJuliette Binoche’a uzun zamandır oynadığı en güzel rolü veren Claire Denis’nin son filmi, boşanmış, tek çocuklu bir kadının “gerçek” aşk arayışını ironik bir dille anlatıyor. İçimdeki Güneş / Let The Sunshine In’de Binoche’un canlandırdığı Isabelle, 50’li yaşlarını süren, duygularının hayatını yönlendirmesine izin veren, mutsuz ve kararsız bir sanatçıdır. Tanıştığı birkaç erkekle ilişki kurmayı dener, ancak bu adamların uyumsuzlukları, iletişim kazaları, tuhaf ve hatta komik durumlar onu yıldırır. Günümüz dünyası ve ilişkilerinin zorluğuna mizahi bir yolla eğilen film, Cannes’da Yönetmenlerin 15 Günü bölümünden büyük ödülle döndü. KARDAKİ İZLER / WİND RİVER / TAYLOR SHERİDANİnsan ya da hayvan, her şeyin av, herkesin tedirgin olduğu sert, tavizsiz bir dünyada geçen çağdaş bir western başyapıtı Kardaki İzler / Wind River. Sicario ve Hell or High Water / İki Eli Kanda filmlerinin senaryo yazarı Taylor Sheridan’ın yönettiği film, Wyoming’de karlarla kaplı Rüzgârlı Irmak Kızılderili Koruma Bölgesi’nde geçiyor. Jeremy Renner’ın orman korucusu rolünde dikkat çektiği film, ücra bir alanda, karlar altında bir ceset bulunması ve cinayetin araştırılmasını anlatıyor. Nick Cave ve Warren Ellis’in huzursuzluk yayan müzikleriyle Kardaki İzler / Wind River, doğanın kanunlarının bazen insan kanunlarından üstün olduğunu bize hatırlatıyor. KARE / THE SQUARE / RUBEN ÖSTLUNDBir önceki filmi Force Majeure / Turist ile aile kurumunu eleştiren Ruben Östlund, Altın Palmiyeli yeni filmi The Square ile bu kez sanat dünyasını tiye alıyor. İsveç’in Oscar için aday adayı gösterdiği filmin yönetmeni Östlund’un “görselliği ve hikâyesiyle izleyiciyi kışkırtıp eğlendirecek zarif bir taşlama” olarak tanımladığı Kare, Cannes ana yarışma jüri başkanı Almodovar’a göre “siyaseten doğruluğun tahakkümünü” ele alıyor. Müzeler ve sergi alanlarının steril ortamını mekân alan Kare stilize görselliği, sivri yaklaşımı ve kavramsal sanatı ele alışıyla hem çok çarpıcı, hem de gerilimli. Ruben Östlund’un 2014’te yine Cannes’da Jüri Ödülü kazanan filmi Force Majeure de Türkiye prömiyerini Filmekimi’nde yapmıştı. KUTSAL GEYİĞİN ÖLÜMÜ / THE KİLLİNG OF A SACRED DEER / YORGOS LANTHİMOS Köpekdişi ve The Lobster ile aklımızı alan Yorgos Lanthimos, suçluluk, vicdan ve öç alma kavramlarını tavizsiz bir sertlikle ele aldığı son filmi The Killing of A Sacred Deer ile seyirciyi yine garip bir oyuna davet ediyor. Başrollerini Colin Farrell ile Nicole Kidman’ın olağanüstü bir performans göstererek paylaştığı film, Cannes’da En İyi Senaryo ödülünü aldı. Hem izleyenleri hem eleştirmenleri ikiye bölen bu cüretkâr film, Lanthimos’tan beklenenleri fazlasıyla karşılıyor. SEVGİSİZ / LOVELESS / NELYUBOV / ANDREY ZVYAGİNTSEVCannes’da Jüri Ödülü kazanan Loveless boşanma arifesinde çocuklarını gözden çıkaran çiftin hikâyesini anlatıyor. Günümüz Rus sinemasının büyük ustası Andrey Zvyagintsev, şiddetle, kavgayla ve sevgisizlikle yoğrulmuş, hayalleri kırılınca ağlamayı bile unutmuş Rus toplumunun portresini çiziyor. Zvyagintsev’in önceki filmleri Dönüş, Sürgün, Elena ve Leviathan Filmekimi ve İstanbul Film Festivali’nde gösterilmişti. Sevgisiz, Rusya’nın Oscar adayı oldu. PARAMPARÇA / AUS DEM NİCHTS / IN THE FADE / FATİH AKIN Cannes’da Diane Kruger’e En İyi Kadın Oyuncu ödülü kazandıran ve Almanya’nın bu yıl “Yabancı Dilde En İyi Film” kategorisinde Oscar aday adayı olarak gösterdiği In The Fade bir intikam ve vicdan hikâyesi. Filmin kahramanı, kocasını Hamburg’da terörist bir patlamada kaybeden, hakkını önce mahkemede, sonra da yollarda arayan Katja. 2011’de yabancı düşmanı neo Nazilerin işlediği cinayetlerden ve sonuçlanmayan soruşturma ve adli süreçlerden esinlenen Akın, filminin “evrensel yas tutma duygusu” hakkında olduğunu ve Katja karakterinin kendi alter-egosu olduğunu söylüyor. Paramparça, Almanya’nın Oscar adayı. MUTLU SON / HAPPY END / MİCHAEL HANEKEMichael Haneke’nin Cannes’da yarışan son filmi Mutlu Son, gitgide duyarsızlaşan toplumumuzu, burjuva bir aile ve sosyal medya üzerinden anlatıyor. Filmin başrollerini Haneke’nin fetiş oyuncularından Isabelle Huppert, Jean Louis Trintignant ve yönetmenliğiyle de tanıdığımız Mathieu Kassovitz paylaşıyor. The Guardian gazetesinin “saf psikopatlığın şeytani pembe dizisi” sözleriyle tanımladığı Mutlu Son, Haneke’nin işlevsiz aile, intikam, suçluluk ve bastırılmış duygular gibi alışageldiğimiz temalarını ele alıyor. Mutlu Son, Avusturya’nın Oscar adayı oldu. SON TATİL / THE LEİSURE SEEKER / PAOLO VİRZİFilmekimi’nde önceki yıllarda Human Capital / İnsan Sermayesi ve Like Crazy / Deli Dolu ile yüreklerimizi ısıtan İtalyan yönetmen Paolo Virzi, bu kez yaşlı bir çiftin peşinde yollara düşüyor, dünyadan ve hayattan zevk almak için aslında ne kadar azla yetinebileceğimizi anlatıyor. Virzi’nin tabiriyle “bir şarkı kadar sade, komik ve hüzünlü, biraz çatlak ama mutluluk veren bir özgürlük filmi” Kanadalı efsane oyuncu Donald Sutherland ile Oscar’lı Helen Mirren’a yeniden hayran kalmak için birebir. SOYGUN / GOOD TİME / JOSH VE BENNY SAFDİERobert Pattinson’ın müthiş performansıyla dikkat çeken Soygun, Cannes’da Altın Palmiye için yarıştı. Hastaneden lunaparka, bakımevinden tefeciye, New York’un en tuhaf mekânlarında geçen, birbirinden acayip karakterlerle dolu Soygun, kara mizahtan da beslenen, son derece hareketli, nefes nefese bir suç fırtınası. Josh ve Benny Safdie kardeşlerin yönettiği, Benny Safdie’nin Robert Pattinson’la birlikte rol aldığı Soygun, hapisteki kardeşini kurtarmak için her yolu deneyen bir adamın çabalarını bitmek bilmeyen bir gece boyunca izliyor. Cannes’da Altın Palmiye için yarışan Good Time'da son zamanların en sempatik anti-kahramanını canlandıran Robert Pattinson’ın şaşkınlık verici dönüşümünü mutlaka izlemek gerek. THE PARTY / SALLY POTTERMuazzam bir oyuncu kadrosuyla yola çıkan Sally Potter, izleyicilerini az sonra patlayacak bir bombanın geri sayımıyla diken üstünde tutan bir vodville karşımızda. Janet, İngiltere’nin gölge kabinesinde bir bakan olarak atanarak politik kariyerinin zirvesine ulaşmıştır. Kocası Bill’le birlikte yakın arkadaşlarını çağıracakları bir kutlama hazırlığı yapmışlardır. Konuklar yavaş yavaş davete icabet ederlerken, bu partinin az sonra Bill’in yapacağı şok açıklamalarla başka bir boyut kazanacağının farkında değildirler. The Party, İngiltere’deki politik tufanı bir kahkaha tufanına dönüştürürken sivri dilini kullanmaktan bir an olsun geri durmuyor. ÜÇ BİLLBOARD EBBİNG ÇIKIŞI, MİSSOURİ / THREE BİLLBOARDS OUTSİDE EBBİNG, MİSSOURİ / MARTİN MCDONAGHAmerikan bağımsız sinemasının en güçlü kalemlerinden, klasikleşen In Bruges’ün yönetmeni Martin McDonagh, Seven Psychopaths’ten sonra uzun zamandır beklenen yeni filmiyle geri dönüyor. McDonagh’ın ilk gösterimini Eylül’de Venedik, ardından Toronto film festivallerinde yapan filmi, kızı bir süre önce evlerine yakın bir yerde tecavüz edilerek katledilen bir anneyi gözlemliyor. Milfred rolündeki Frances McDormand’ın muazzam performansı, son derece güçlü oyuncu kadrosuyla, kalıpların dışına çıkıp kendi savaşını kendi yöntemleriyle veren güçlü kadınlara adanmış bir ağıt. Üç Billboard Ebbing Çıkışı, Missouri, Toronto Film Festivali’nde Halkın Seçimi ödülünü kazandı.
KÜLTÜR-SANAT
04 Ekim 2017 - 07:59
16. FİLMEKİMİ 6-7-8 Ekim'de Edirne'de
KÜLTÜR-SANAT
04 Ekim 2017 - 07:59