CHP Edirne Üye İnisiyatifi, Edirne yerelini ve Türkiye genelini kapsayan bir bildiri hazırladı. Hazırlanan bildiriyi, başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere partinin üst düzey yöneticilerine gönderecek olan inisiyatif üyeleri, ‘sağlıksız ve kötü’ olarak yorumladıkları örgüt yapısının bir an önce düzelmesi için üye katılımlı tartışma zeminlerinin oluşturulması gerektiğini belirtti.
CHP Edirne Üye İnisiyatifi adına konuşan Nurhan Işıkseren, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidara gelerek ülkeyi daha iyi yönetme, haklın çıkarlarını ön planda tutan politikaları uygulama sorumluluğunu artırdığını kaydetti. CHP’de özgür ve nitelikli üye temelinde gelişecek yeni bir örgüt modeline, kültürüne ve işleyişine ihtiyaç olduğunu kaydeden Işıkseren, Cumhuriyet Halk Partisi Edirne İl ve Merkez İlçe yönetimlerinin seçiliş şeklinin, yandaş siyaset tarzının, sorunlu parti içi işleyişin açık bir ifadesi olduğunu söyledi. Işıkseren, CHP Edirne Milletvekili Recep Gürkan ve CHP’li Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi’yi hedef alan açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
“GÜRKAN VE SEDEFÇİ’NİN UYGULAMALARI CHP’YE ZARAR VERİYOR”
“CHP’ye yakışmayan, siyasi etik değerlerden uzak bir uygulama sonucu oluşan İl ve Merkez İlçe yönetimi, Edirne örgüt dinamiklerinin gelişmesinin önünde önemli bir engeldir. Tüzüğün dördüncü maddesine dayanarak Recep Gürkan ve Hamdi Sedefçi’nin parti hukukunu ayaklar altına alan, siyasi etik değerler ile de örtüşmeyen uygulamalarını, tutum ve davranışlarını kınıyor ve CHP’ye verdiği çok yönlü zarara dikkat çekiyoruz. CHP’ye yakışmayan antidemokratik, siyasi etik değerlerle örtüşmeyen tutum ve davranışların, yandaş siyasetinin aşılması için yapılması gerekenler olduğu gün gibi ortadadır.”
Işıkseren son olarak CHP Edirne Üye İnisiyatifi olarak hazırladıkları bildirgeyi, başta Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere Örgütten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’e, Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil’e, Bölge Sorumlusu Parti Meclisi Üyesi Benan Baykal’a göndereceklerini sözlerine ekledi.Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulların Cumhuriyet Halk Partisi’ne ciddi sorumluluklar yüklediğini çok iyi biliyoruz. Halkımızın CHP’den beklentilerinin arttığı bir süreç içindeyiz. AKP’nin otoriter yönetim anlayışı, ülkemizde demokratik yaşam koşullarını tehdit etmekte, özgürlük alanlarını daraltmaktadır. İktidarın devlet ve toplum yönetiminde karşımıza çıkan otoriter uygulamaları, hukuk devletine olan güveni sarsmakta, yurttaşların adalet duygusunu zedelemektedir.Hak ve hukuk arayışlarında yaşanan olumsuzlukların yanı sıra,
Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini teşkil eden değerleri erozyona uğratan iktidar kaynaklı siyasi tasarruflar, yurttaşlarda rejim değişikliği kaygısı yaratmakta, toplumsal barışı tehdit edecek gelişmelerden endişe duyulmasına yol açmaktadır.
Türkiye’nin içinde bulunduğu bu olumsuz koşullar, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidara gelerek ülkeyi daha iyi yönetme, halkımızın çıkarlarını ön planda tutan politikaları uygulama sorumluluğunu artırmaktadır. Giderek kendini daha fazla hissettiren bu sorumluluğun altından kalkmak, CHP’nin yükümlülüğüdür. Ancak çok iyi biliyoruz ki, Partimizde örgüt işleyişinden kaynaklanan ciddi sorunlar var. Parti içi iktidar odaklı çekişmeler ve bunun örgüt birimlerine olumsuz yansımaları parti dinamiklerini örselemekte, kamuoyu nezdinde yanlış algılamalara yol açmaktadır. Kendini iyi yönetemeyen bir partinin ülke yönetiminde başarılı olamayacağı iddiaları sıkça önümüze gelmektedir. Halkımızın Partimize güven duyması, itibar etmesi, iktidara layık görmesi için örgütsel sorunlarımız bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır.
CHP’DE ÖZGÜR VE NİTELİKLİ ÜYE TEMELİNDE GELİŞECEK YENİ BİR ÖRGÜT MODELİNE, İŞLEYİŞİNE, KÜLTÜRÜNE GEREKSİNİM VAR!
CHP’nin iktidar alternatifi bir parti olabilmesi için, çağdaş bir sosyal demokrat partinin niteliklerinden olan “üye, kadro ve program partisi” temelinde yönetilmesi gerekmektedir. Ama maalesef Partimizde eski yönetim alışkanlıkları halen devam etmektedir. Üye iradesi yönetim kademelerine gerektiği şekilde yansımamaktadır.
Yönetim ve temsil görevleri, lider ve genel merkez odaklı bir parti işleyişi anlayışına göre “yukarıdan aşağıya” doğru belirlenmektedir. Üyenin söz ve karar hakkını dikkate almayan bu yönetim anlayışı, CHP’nin iktidara yürüyen bir parti olması için gösterilen çabaları engellemektedir.
Dinamik bir örgüt işleyişi için öncelikle demokratik, saydam, eşitlikçi, adil, hesap veren bir yönetim tarzını gerekli görüyoruz. Kararlar katılımcı demokrasi temelinde “aşağıdan yukarıya” doğru tartışılarak alınmalı, karar mekanizmalarına üye iradesi sözde değil özde yansımalıdır. Parti içi demokrasiden anlaşılan; genel başkanın yönetim kademelerine, temsil görevlerine seçtiği yandaşlar, uzmanlar, akademisyenler, bürokratlar, seçkinler düzeni olmamalıdır. Çünkü CHP’de yüz binlerce üye, çeşitli organlar vardır. Bunların hepsinin partide oluşacak düzene dair karar alma süreçlerine katılması ancak parti içi demokrasidir. Sadece böyle bir yönetim anlayışı ve pratiği, CHP’de yıllardır süregelen ve bir türlü aşılamayan parti içi iktidar odaklı kısır çekişmelere, örgüt birimlerinde enerji kaybına ve dağınıklığa son verebilir.
Parti politikaları halen örgüt birimlerinde tartışılarak belirlenmemektedir. Parti üyeleri, genel merkez yöneticilerinin bireysel açıklamaları üzerinden ancak Partinin çeşitli konulara ilişkin görüşlerini öğrenebilmekte; ama beyanatlardaki çelişkiler nedeniyle bilgi akışı çoğu kez sağlıklı olmamaktadır. Bu da, Partimizin halka irtibatını sağlayacak, kılcal damar işlevi gören örgüt birimlerinde kafa karışıklığına yol açmakta, halkın CHP’ye olan güvenini bilhassa “inandırıcılık” temelinde sarsmaktadır. Bu nedenle, başta parti programı olmak üzere, tüm parti politikalarının örgüt birimlerinde tartışılması, üye düşünce ve önerilerinin Parti Meclisi’nde değerlendirilmesi, hem parti dinamiklerine olumlu yansıyacağı için, hem de söylem birliği açısından etkin bir yöntem olarak kabul görmelidir.
YERELE DAİR
Cumhuriyet Halk Partisi Edirne İl ve Merkez İlçe yönetimlerinin seçiliş şekli, “yandaş siyaset tarzı”nın, sorunlu parti içi işleyişin açık bir ifadesidir. CHP’ye yakışmayan, siyasi etik değerlerden uzak bir uygulama sonucu oluşan İl ve Merkez İlçe yönetimi, Edirne örgüt dinamiklerinin gelişmesinin önünde önemli bir engeldir.
Edirne Milletvekili Sayın Recep Gürkan ve Belediye Başkanı Sayın Hamdi Sedefçi işbirliğinde oluşmuş bu yönetimlerin seçiliş şeklinin Edirne basınına nasıl yansıdığı hatırlanacaktır: “Benim Teoman Özdöl’e 25 yıllık vefa borcum var. 2011 yılında Vekillik teklif ettim kabul etmedi. O’nu İl Başkanlığına getirdiğimde bu borcumu ödemiş olacağım. Yönetimlerde kırgınlıklar olduğu zaman iyi değildir. İlk defa bir kadını İlçe Başkanı yaptığımızda bir devrim gerçekleştirdik. Şimdi Teoman Özdöl’ü İl Başkanı yaparak ikinci devrimi de gerçekleştirmiş olacağız.” Bu açıklamanın sahibi Hamdi Sedefçi, Merkez İlçe Başkanlığına Sayın Harika Türkay’ı, İl Başkanlığına Sayın Teoman Özdöl’ü getirerek sadece arka arkaya iki devrim yapmamış, CHP’nin devrimci geleneğinden hem ne anladığını hem de bu geleneği nasıl bir içtenlikle (!) sahiplendiğini kanıtlamıştır. CHP’nin siyasi kimliğini ve Edirne Örgütü’nü küçümseyen bu açıklamanın magazin değeri bir yana, Sedefçi’nin sarf ettiği sözlerin parti hukuku açısından ne denli sorunlu olduğunun üzerinde de durulmalıdır.
Vefa borcu ödemekten tutun da, üyeyi kendine “piyon” yapan bu siyaset tarzının taşkın bir özgüvenle ifade ediliş şekli, hakikaten utanç vericidir. “Sayın Teoman Özdöl’ü istersem milletvekili, istersem il başkanı yapacak güce sahibim” diyen bir muktedir CHP’li ve parmağında oynattığı çok sayıda parti üyesi…
Tüm bunları sadece “yandaş siyaseti”nin bir sonucu olarak değerlendirmek gerçekten hafif kalır. Bu, çok açıktır ki, ‘yozlaşmış parti içi ilişkilere’ dayalı siyaset tarzının CHP’de halen en büyük sorun olduğunu gözler önüne seren, ders çıkarılması gereken bir fotoğraftır. Bu fotoğrafa bakarak; böyle bir siyaset anlayışı ve siyaset biçiminin CHP’de oluşturduğu gerilim alanlarını, birlik ve beraberlik içinde hareket eden bir örgüt yapısının yıllardır mumla aranmasının nedenlerini de anlamak mümkündür. Ortada parti hukuku açısından da ciddi bir sorun vardır.
CHP Tüzük Madde 4: “Siyasal görevler, özel çıkarlar için kullanılamaz. Siyasal yaşamda etkinlik kazanmak için kimseye kişisel yarar sağlanamaz. Toplumsal ve siyasal yaşamda erdemli olmak, erdemliliği savunmak, korumak ve gerçekleştirmek Cumhuriyet Halk Partili olmanın ön koşuludur.”Tüzüğün 4. maddesine dayanarak Recep Gürkan ve Hamdi Sedefçi’nin parti hukukunu ayaklar altına alan, siyasi etik değerler ile de örtüşmeyen uygulamalarını, tutum ve davranışlarını kınıyor ve CHP’ye verdiği çok yönlü zarara dikkat çekiyoruz.Sayın Kılıçdaroğlu’nun örgüt işleyişindeki sorunlara dikkat çeken “Parti üye yapısı sağlıksız ve kötüdür” açıklamasının (Aralık 2012) CHP Edirne Üye İnisiyatifi Eylül 2011 tarihli Bildirisi ile örtüştüğünü, yeri gelmişken ayrıca belirtmek isteriz (Ek)CHP’ye yakışmayan antidemokratik, siyasi etik değerlerle örtüşmeyen tutum ve davranışların, “yandaş siyaseti”nin aşılması için yapılması gerekenler olduğu gün gibi ortadadır.Ve, gerek CHP Edirne Örgütü’nde gerekse diğer örgüt birimlerinde yaşanmakta olan yapısal sorunların aşılması, örgüt yapısının sağlığa kavuşması, öncelikle genel merkez yöneticilerinin irade ortaya koyması ve gerekli adımları atması ile mümkündür.
Yıllardır süregelen ve aşılamayan yapısal sorunların CHP’nin örgüt dinamiklerini örselediği, halkla irtibatı artıracak çalışmaları sekteye uğrattığı görmezden gelinemez.
Ülke geleceğinin aydınlık olmasını isteyen bir CHP üyesi, demokratik, saydam, siyasi etik değerler temelinde işleyen bir örgüt yapısına önem vermelidir. Bu bilinç ve sorumluluk içinde hareket etmek, inisiyatif kullanmak, her CHP üyesinin görevi olmalıdır.Çünkü halkımız.CHP’nin inandırıcı, söyledikleri ile çelişmeyen, güven veren bir parti olmasını istiyor!
CHP’de örgüt işleyişinden kaynaklanan sorunların bir an önce çözüm yoluna girdiğini görmek istiyor!CHP’nin ülkeyi daha iyi yönetebileceğini, önce kendini iyi yöneterek kanıtlamasını bekliyor! Dolayısıyla Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu başkanlığında tüm MYK üyelerine, ama özellikle örgütten sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sayın Adnan Keskin’e, Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil’e, Edirne Örgütü özelinde ise bölge sorumlusu Parti Meclisi Üyesi Sayın Benan Baykal’a: Cumhuriyet Halk Partisi’nin “sağlıksız ve kötü” örgüt yapısının düzelmesi için bir çalışma başlatılmasını, örgüt birimlerinde üye katılımlı tartışma zeminleri oluşturularak çözüm önerileri geliştirilmesini ve uygulamaya sokulmasını gerekli gördüğümüzü saygıyla bildiririz.
CHP Edirne Üye İnisiyatifi adına konuşan Nurhan Işıkseren, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidara gelerek ülkeyi daha iyi yönetme, haklın çıkarlarını ön planda tutan politikaları uygulama sorumluluğunu artırdığını kaydetti. CHP’de özgür ve nitelikli üye temelinde gelişecek yeni bir örgüt modeline, kültürüne ve işleyişine ihtiyaç olduğunu kaydeden Işıkseren, Cumhuriyet Halk Partisi Edirne İl ve Merkez İlçe yönetimlerinin seçiliş şeklinin, yandaş siyaset tarzının, sorunlu parti içi işleyişin açık bir ifadesi olduğunu söyledi. Işıkseren, CHP Edirne Milletvekili Recep Gürkan ve CHP’li Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi’yi hedef alan açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
“GÜRKAN VE SEDEFÇİ’NİN UYGULAMALARI CHP’YE ZARAR VERİYOR”
“CHP’ye yakışmayan, siyasi etik değerlerden uzak bir uygulama sonucu oluşan İl ve Merkez İlçe yönetimi, Edirne örgüt dinamiklerinin gelişmesinin önünde önemli bir engeldir. Tüzüğün dördüncü maddesine dayanarak Recep Gürkan ve Hamdi Sedefçi’nin parti hukukunu ayaklar altına alan, siyasi etik değerler ile de örtüşmeyen uygulamalarını, tutum ve davranışlarını kınıyor ve CHP’ye verdiği çok yönlü zarara dikkat çekiyoruz. CHP’ye yakışmayan antidemokratik, siyasi etik değerlerle örtüşmeyen tutum ve davranışların, yandaş siyasetinin aşılması için yapılması gerekenler olduğu gün gibi ortadadır.”
Işıkseren son olarak CHP Edirne Üye İnisiyatifi olarak hazırladıkları bildirgeyi, başta Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere Örgütten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’e, Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil’e, Bölge Sorumlusu Parti Meclisi Üyesi Benan Baykal’a göndereceklerini sözlerine ekledi.Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulların Cumhuriyet Halk Partisi’ne ciddi sorumluluklar yüklediğini çok iyi biliyoruz. Halkımızın CHP’den beklentilerinin arttığı bir süreç içindeyiz. AKP’nin otoriter yönetim anlayışı, ülkemizde demokratik yaşam koşullarını tehdit etmekte, özgürlük alanlarını daraltmaktadır. İktidarın devlet ve toplum yönetiminde karşımıza çıkan otoriter uygulamaları, hukuk devletine olan güveni sarsmakta, yurttaşların adalet duygusunu zedelemektedir.Hak ve hukuk arayışlarında yaşanan olumsuzlukların yanı sıra,
Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini teşkil eden değerleri erozyona uğratan iktidar kaynaklı siyasi tasarruflar, yurttaşlarda rejim değişikliği kaygısı yaratmakta, toplumsal barışı tehdit edecek gelişmelerden endişe duyulmasına yol açmaktadır.
Türkiye’nin içinde bulunduğu bu olumsuz koşullar, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidara gelerek ülkeyi daha iyi yönetme, halkımızın çıkarlarını ön planda tutan politikaları uygulama sorumluluğunu artırmaktadır. Giderek kendini daha fazla hissettiren bu sorumluluğun altından kalkmak, CHP’nin yükümlülüğüdür. Ancak çok iyi biliyoruz ki, Partimizde örgüt işleyişinden kaynaklanan ciddi sorunlar var. Parti içi iktidar odaklı çekişmeler ve bunun örgüt birimlerine olumsuz yansımaları parti dinamiklerini örselemekte, kamuoyu nezdinde yanlış algılamalara yol açmaktadır. Kendini iyi yönetemeyen bir partinin ülke yönetiminde başarılı olamayacağı iddiaları sıkça önümüze gelmektedir. Halkımızın Partimize güven duyması, itibar etmesi, iktidara layık görmesi için örgütsel sorunlarımız bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır.
CHP’DE ÖZGÜR VE NİTELİKLİ ÜYE TEMELİNDE GELİŞECEK YENİ BİR ÖRGÜT MODELİNE, İŞLEYİŞİNE, KÜLTÜRÜNE GEREKSİNİM VAR!
CHP’nin iktidar alternatifi bir parti olabilmesi için, çağdaş bir sosyal demokrat partinin niteliklerinden olan “üye, kadro ve program partisi” temelinde yönetilmesi gerekmektedir. Ama maalesef Partimizde eski yönetim alışkanlıkları halen devam etmektedir. Üye iradesi yönetim kademelerine gerektiği şekilde yansımamaktadır.
Yönetim ve temsil görevleri, lider ve genel merkez odaklı bir parti işleyişi anlayışına göre “yukarıdan aşağıya” doğru belirlenmektedir. Üyenin söz ve karar hakkını dikkate almayan bu yönetim anlayışı, CHP’nin iktidara yürüyen bir parti olması için gösterilen çabaları engellemektedir.
Dinamik bir örgüt işleyişi için öncelikle demokratik, saydam, eşitlikçi, adil, hesap veren bir yönetim tarzını gerekli görüyoruz. Kararlar katılımcı demokrasi temelinde “aşağıdan yukarıya” doğru tartışılarak alınmalı, karar mekanizmalarına üye iradesi sözde değil özde yansımalıdır. Parti içi demokrasiden anlaşılan; genel başkanın yönetim kademelerine, temsil görevlerine seçtiği yandaşlar, uzmanlar, akademisyenler, bürokratlar, seçkinler düzeni olmamalıdır. Çünkü CHP’de yüz binlerce üye, çeşitli organlar vardır. Bunların hepsinin partide oluşacak düzene dair karar alma süreçlerine katılması ancak parti içi demokrasidir. Sadece böyle bir yönetim anlayışı ve pratiği, CHP’de yıllardır süregelen ve bir türlü aşılamayan parti içi iktidar odaklı kısır çekişmelere, örgüt birimlerinde enerji kaybına ve dağınıklığa son verebilir.
Parti politikaları halen örgüt birimlerinde tartışılarak belirlenmemektedir. Parti üyeleri, genel merkez yöneticilerinin bireysel açıklamaları üzerinden ancak Partinin çeşitli konulara ilişkin görüşlerini öğrenebilmekte; ama beyanatlardaki çelişkiler nedeniyle bilgi akışı çoğu kez sağlıklı olmamaktadır. Bu da, Partimizin halka irtibatını sağlayacak, kılcal damar işlevi gören örgüt birimlerinde kafa karışıklığına yol açmakta, halkın CHP’ye olan güvenini bilhassa “inandırıcılık” temelinde sarsmaktadır. Bu nedenle, başta parti programı olmak üzere, tüm parti politikalarının örgüt birimlerinde tartışılması, üye düşünce ve önerilerinin Parti Meclisi’nde değerlendirilmesi, hem parti dinamiklerine olumlu yansıyacağı için, hem de söylem birliği açısından etkin bir yöntem olarak kabul görmelidir.
YERELE DAİR
Cumhuriyet Halk Partisi Edirne İl ve Merkez İlçe yönetimlerinin seçiliş şekli, “yandaş siyaset tarzı”nın, sorunlu parti içi işleyişin açık bir ifadesidir. CHP’ye yakışmayan, siyasi etik değerlerden uzak bir uygulama sonucu oluşan İl ve Merkez İlçe yönetimi, Edirne örgüt dinamiklerinin gelişmesinin önünde önemli bir engeldir.
Edirne Milletvekili Sayın Recep Gürkan ve Belediye Başkanı Sayın Hamdi Sedefçi işbirliğinde oluşmuş bu yönetimlerin seçiliş şeklinin Edirne basınına nasıl yansıdığı hatırlanacaktır: “Benim Teoman Özdöl’e 25 yıllık vefa borcum var. 2011 yılında Vekillik teklif ettim kabul etmedi. O’nu İl Başkanlığına getirdiğimde bu borcumu ödemiş olacağım. Yönetimlerde kırgınlıklar olduğu zaman iyi değildir. İlk defa bir kadını İlçe Başkanı yaptığımızda bir devrim gerçekleştirdik. Şimdi Teoman Özdöl’ü İl Başkanı yaparak ikinci devrimi de gerçekleştirmiş olacağız.” Bu açıklamanın sahibi Hamdi Sedefçi, Merkez İlçe Başkanlığına Sayın Harika Türkay’ı, İl Başkanlığına Sayın Teoman Özdöl’ü getirerek sadece arka arkaya iki devrim yapmamış, CHP’nin devrimci geleneğinden hem ne anladığını hem de bu geleneği nasıl bir içtenlikle (!) sahiplendiğini kanıtlamıştır. CHP’nin siyasi kimliğini ve Edirne Örgütü’nü küçümseyen bu açıklamanın magazin değeri bir yana, Sedefçi’nin sarf ettiği sözlerin parti hukuku açısından ne denli sorunlu olduğunun üzerinde de durulmalıdır.
Vefa borcu ödemekten tutun da, üyeyi kendine “piyon” yapan bu siyaset tarzının taşkın bir özgüvenle ifade ediliş şekli, hakikaten utanç vericidir. “Sayın Teoman Özdöl’ü istersem milletvekili, istersem il başkanı yapacak güce sahibim” diyen bir muktedir CHP’li ve parmağında oynattığı çok sayıda parti üyesi…
Tüm bunları sadece “yandaş siyaseti”nin bir sonucu olarak değerlendirmek gerçekten hafif kalır. Bu, çok açıktır ki, ‘yozlaşmış parti içi ilişkilere’ dayalı siyaset tarzının CHP’de halen en büyük sorun olduğunu gözler önüne seren, ders çıkarılması gereken bir fotoğraftır. Bu fotoğrafa bakarak; böyle bir siyaset anlayışı ve siyaset biçiminin CHP’de oluşturduğu gerilim alanlarını, birlik ve beraberlik içinde hareket eden bir örgüt yapısının yıllardır mumla aranmasının nedenlerini de anlamak mümkündür. Ortada parti hukuku açısından da ciddi bir sorun vardır.
CHP Tüzük Madde 4: “Siyasal görevler, özel çıkarlar için kullanılamaz. Siyasal yaşamda etkinlik kazanmak için kimseye kişisel yarar sağlanamaz. Toplumsal ve siyasal yaşamda erdemli olmak, erdemliliği savunmak, korumak ve gerçekleştirmek Cumhuriyet Halk Partili olmanın ön koşuludur.”Tüzüğün 4. maddesine dayanarak Recep Gürkan ve Hamdi Sedefçi’nin parti hukukunu ayaklar altına alan, siyasi etik değerler ile de örtüşmeyen uygulamalarını, tutum ve davranışlarını kınıyor ve CHP’ye verdiği çok yönlü zarara dikkat çekiyoruz.Sayın Kılıçdaroğlu’nun örgüt işleyişindeki sorunlara dikkat çeken “Parti üye yapısı sağlıksız ve kötüdür” açıklamasının (Aralık 2012) CHP Edirne Üye İnisiyatifi Eylül 2011 tarihli Bildirisi ile örtüştüğünü, yeri gelmişken ayrıca belirtmek isteriz (Ek)CHP’ye yakışmayan antidemokratik, siyasi etik değerlerle örtüşmeyen tutum ve davranışların, “yandaş siyaseti”nin aşılması için yapılması gerekenler olduğu gün gibi ortadadır.Ve, gerek CHP Edirne Örgütü’nde gerekse diğer örgüt birimlerinde yaşanmakta olan yapısal sorunların aşılması, örgüt yapısının sağlığa kavuşması, öncelikle genel merkez yöneticilerinin irade ortaya koyması ve gerekli adımları atması ile mümkündür.
Yıllardır süregelen ve aşılamayan yapısal sorunların CHP’nin örgüt dinamiklerini örselediği, halkla irtibatı artıracak çalışmaları sekteye uğrattığı görmezden gelinemez.
Ülke geleceğinin aydınlık olmasını isteyen bir CHP üyesi, demokratik, saydam, siyasi etik değerler temelinde işleyen bir örgüt yapısına önem vermelidir. Bu bilinç ve sorumluluk içinde hareket etmek, inisiyatif kullanmak, her CHP üyesinin görevi olmalıdır.Çünkü halkımız.CHP’nin inandırıcı, söyledikleri ile çelişmeyen, güven veren bir parti olmasını istiyor!
CHP’de örgüt işleyişinden kaynaklanan sorunların bir an önce çözüm yoluna girdiğini görmek istiyor!CHP’nin ülkeyi daha iyi yönetebileceğini, önce kendini iyi yöneterek kanıtlamasını bekliyor! Dolayısıyla Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu başkanlığında tüm MYK üyelerine, ama özellikle örgütten sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sayın Adnan Keskin’e, Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil’e, Edirne Örgütü özelinde ise bölge sorumlusu Parti Meclisi Üyesi Sayın Benan Baykal’a: Cumhuriyet Halk Partisi’nin “sağlıksız ve kötü” örgüt yapısının düzelmesi için bir çalışma başlatılmasını, örgüt birimlerinde üye katılımlı tartışma zeminleri oluşturularak çözüm önerileri geliştirilmesini ve uygulamaya sokulmasını gerekli gördüğümüzü saygıyla bildiririz.