Edirne Laik Bilimsel Eğitim Çalışma Grubu 2022 – 2023 yılı Eğitim Öğretim yılını değerlendirmesini yaptı. Yapılan açıklamada Edirne’de eğitimin neredeyse yerlerde süründüğünün en acı itirafı yapıldı.
Edirne Laik Bilimsel Eğitim Çalışma Grubu adına açıklama yapan Ayhan Fırtına, “Okulların fiziksel yeterlilik ve nitelikleri ile özellikle dezavantajlı bölgelerdeki okul terk ve devamsızlıkları gördük. laboratuvar, müzik sınıfı gibi sosyal ve bilimsel becerilerin gelişimini sağlayacak alanlar kapatılmış ve dersliğe dönüştürülmüştür “ dedi.
KENTİMİZDE 2 TEMEL SORUNLA KARŞILAŞTIK
Genel olarak bakıldığında Kentimizde 2 temel sorunla karşı karşıyayız diyen Fırtına, “Okulların fiziksel yeterlilik ve nitelikleri ile özellikle dezavantajlı bölgelerdeki okul terk ve devamsızlıkları. Çalışma grubu olarak bu sene içerisinde gerek tek tek kurumlar olarak gerekse çalışma grubu olarak bu konuların sürekli takipçisi olduk.
Yeni yerleşim bölgesindeki okul mevcutlarımızda hissedilen yoğunluğun önümüzdeki yıllarda daha da artacağı düşünülmektedir. Bu okullarımızdaki laboratuvar, müzik sınıfı gibi sosyal ve bilimsel becerilerin gelişimini sağlayacak alanlar kapatılmış ve dersliğe dönüştürülmüştür” dedi.
OKUL BAHÇELERİNDE KONTEYNER SINIFLAR KURULDU
Okul öncesi eğitime önem vereceğini söyleyen Milli Eğitim Bakanlığı okul açmak yerine Edirne’de okulların bahçelerine konteyner sınıflar kurmuş deprem bölgesini anımsatan bir görüntü oluşturduğunu ifade eden Fırtına, “İşlevsellikle çocuklarımıza eğitim verilmeye çalışılmıştır. Ayrıca talep edilen ücretler özel okulları aratmayacak bir boyuttadır.
Haziran 2022 yılında AKP Edirne İl Başkanı Sayın Belgin İba kentimize yeni bir fen lisesi yapılacağının, Şubat 2023’te de İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Önder Arpacı yeni yerleşim bölgesine ilkokul, ortaokul ve lise olmak üzere üç yeni okulun açılacağının müjdesini vermişlerdir. Ancak bu konuda henüz hiçbir adım atılmamıştır” diye ifade etti.
CEVAPLAR BİZİ TATMİN ETMEDİ
11 ilimizi vuran deprem sonrasında kentte yaşayanlar olarak, özellikle kamu binalarının, ama öncelikle de okullarımızın güvenliğini sorgulamaya başladıklarını ifade eden Fırtına, “Veliler olarak okullarımıza ve İl MEM’e dilekçeler vererek okulların deprem dayanıklılık raporlarını talep ettik. Depreme dayanıksız olduğu için yıkılan iki okulumuzun yeniden eğitim öğretime kazandırılmasını talep ediyoruz. Okulların bir kısmıyla ilgili açık yanıtlarla dayanıklı ve güvenli oluşundan emin olduk, ancak bazı okullarla ilgili üstü örtülü ve bizleri tatmin etmeyen cevaplarla karşılaştık. Oysa çocuklarımızın doğrudan yaşamı ile ilgili bu konuda tüm yöneticilerin açık ve şeffaf olmaları gerekiyor. O nedenle, bir daha soruyoruz.
Okul, pansiyon ve yurt binalarımız depreme dayanıklı mı?
Okul ve yatılı pansiyonlardaki en önemli sorunlardan biri de güvenliktir. Bu sorunu öğretmenlerin omuzlarına yüklemek onlara büyük bir haksızlık olduğu kadar güvenliklerini de önemsememek anlamına gelir. Bazı okullar güvenlik elemanı ücretlerini okul aile birliklerinden karşılayabiliyorken, ekonomik durumu iyi olmayan bölgelerdeki velilerin bu hizmeti karşılayamıyor olması devlet okullarında bile sınıfsal farklılığın göstergesidir. Karaağaç ortaokulundaki bıçakla yaralama, başka bir okulda öğretmenimizin darp edilmesi, çocuklarımızın markette tacize uğraması, okul bahçesinde hafta sonu top oynayan çocuklara şiddet, kimi okullarda meydana gelen hırsızlık, vandallıklar ve bunların bir de sosyal medya aracılığıyla yayımlanabilme cüretti.” diye konuştu.
TAŞIMALI EĞİTİMDE SIKINTILAR YAŞANDI
Fırtına, “Taşımalı eğitimde bu sene de servisler ve öğle yemekleriyle ilgili bazı sıkıntılar yaşanmıştır. Araçların geç gelmesi, farklı plaka ve şoförlerin öğrenciyi alması, ihalede 3 araca ödeme yapılırken 2 aracın taşıma yapması gibi.
Milli Eğitim Bakanlığınca açıklanan taşımalı eğitim kapsamındaki okullara ücretsiz öğle yemeği hakkı belirli bir sayı ile sınırlandırılmıştır. Verilen öğle yemekleri ise çocukların dengeli ve yeterli beslenmesi bir yana yenebilecek niteliklere bile sahip değildir. Yemeklerin çoğunluğu atılmakta hem öğrencilerimiz aç kalmakta hem de kaynaklarımız boşa gitmektedir. Yetkililere örnek yemekleri ulaştırdık, yemek listesi ile verilen yemekler arasındaki farklılıkları kanıtlarıyla sunduk. Bunu yaparken gıda mühendisi gibi uzmanlardan görüşler aldık. Önümüzdeki eğitim yılında özellikle bu konunun da takipçisi olacağımızı bir kez daha belirtmek isteriz” dedi.
MEM’E TEŞEKKÜR EDERİZ
Okul pansiyonlarında çıkan yemeklerin kalitesi ve doyuruculuğu ile birlikte dezavantajlı bölge okullarında verilen sabah kahvaltıları için Edirne Valiliğine ve İl MEM’e Edirne halkı olarak teşekkür ettiklerini dile getiren Fırtına, “Önümüzdeki yıl, bu uygulamanın bütün okullarımıza yaygınlaştırılmasını talep ediyoruz. Edirne Valiliği ülkemizde ilk ve tek örneğini başarmış arıtmalı su sebillerini koyarak okullardaki içilebilir su sorununu çözmüştür. Yetkililerden isteğimiz düzenli olarak filtre kontrollerinin ve bakımlarının yapılması ve devamlılığının sağlanabilmesidir” diye ifade etti.
EN FAZLA DEVAMSIZLIK DEZAVANTAJLI BÖLGELERDE
En fazla devamsızlık ve terk yaşanan okullarımız dezavantajlı bölgeler olduğunu ifade eden Fırtına, “
Bununla ilintili olarak gerek valiliğe gerekse belediye üst düzey yetkililerine sahada yaptığımız çalışma ve raporlarını daha önceki yıllarda sunduk. Valilikten kahvaltı, yemek ve su ihtiyacının karşılanmasını talep ettik. Belediyeden ise okul bahçe ve oyun alanlarının düzenlenmesiyle sosyal aktiviteler konusunda çocukları motive edici top, takım forması, akıl oyunları, hafta sonu olan gençlik spor müdürlüğündeki kurslardan yararlanabilmeleri için ücretsiz ulaşım hakkı gibi taleplerimiz oldu” dedi.
SESSİZ KALMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL
ÇEDES projesi kapsamında Eskişehir ve İzmir'de 842 okula “manevi danışman” adı altında imam, müezzin ve vaiz gibi din hizmetlerinde çalışan kişilerin atanmasına, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılmasına sessiz kalmamız mümkün değil diyen Fırtına, “Edirne Laik Bilimsel Eğitim Çalışma Grubu olarak bu uygulamadan derhal vaz geçilmesini, ne ülkemizde ne de ilimizde bu gerici ve çağdışı eğitim anlayışına izin vermeyeceğimizi bildiririz” dedi.
EDİRNE MEB SINIFTA KALMIŞTIR
Fırtına, “12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği Mücadele Günü olarak kutlandı. Ayrıca çocuklarımız devlet eliyle bir işçi gibi kullanılmaktadır. Emekleri sömürülmektedir. Eğitimden ve sosyal yaşamdan uzaklaştırılmaktadır. Tüm bunları düşündüğümüzde bakanlıkla birlikte İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün karnesi de zayıftır. Biz onlara geçersiz not veriyoruz. Hatta gelecek yıl ekonomik krizin eğitime etkilerin daha fazla olacağını düşündüğümüz için özel okullardaki öğrencilerin devlet okullarına yönelim içerisinde olması söz konusu. Edirne’de okulların artması beklerken, azalıyor olması başlı başına bir sorundur” diye konuştu.
HABER: MERT SOYLU