Edirne Laik Bilimsel Çalışma Grubu, okul öncesi 4- 6 yaş çocuklara dini eğitim verilmesi kararıyla ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi.
Edirne Laik Bilimsel Çalışma Grubu adına açıklama yapan Firdevs Selvili; “İl Milli Eğitim ile İl Müftülükleri arasında imzalanan protokollerle 3-6 yaş dini eğitim okul öncesi kurumlara sokulmak istenmiştir. Edirne ve bazı ilçeleri de bu protokole imza atmışlardır. Ancak ülkede olduğu gibi ilimizde de, söylendiği gibi veli isteği ile değil biz protokolü yaptık siz de çocuklarınızı gönderin şeklinde tepeden inme bir yönlendirme yapılmıştır. Protokollerle istedikleri öğrenci sayısına ulaşamayan AK Parti, çareyi zorunlu din derslerini müfredata koymakta bulmuş, bunun ilk adımı olarak Şura’yı kendine basamak yapmıştır.
124 tavsiye kararı incelendiğinde çok basit yenilenme önerileri olduğunu göreceksiniz ki; bugüne kadar, 20 yıldır iktidarın her bakanının birkaç kez “devrim” diyerek açıkladığı anlamsız karmaşalar yerine bunların neden yapılmadığının tartışılması gerekir. Sayın Bakan Şura sonunda yaptığı açıklamada alınan her kararın benimsendiği, ret edildiği veya kabul edildiği anlamına gelmediğini belirtiyor. Özellikle okul öncesi eğitimdeki din dersi kararı sorulduğunda bunu söylemesi örgütsel ve bilimsel tepkileri azaltma amacını taşımaktadır. Ancak zamana yayarak Bakanın dediği gibi üçer aylık zaman dilimleri içinde istenen önerileri hayata geçirecekler ve şuranın en önemli bu kararı toplumsal dengelere, tepkilere göre uygulamaya konacaktır.
127 tavsiye kararını unutturup öne çıkan bu kararı irdelediğimizde; Pedagoji bilimine temelden aykırı olan okul öncesi çocuklara din eğitimi verilmesi ile ilgili alınan tavsiye kararının alınış şeklinin usulsüz, uygulamaya konmasının da çağdışı bir uygulama olduğunu birkaç tarikat üyesi hariç herkes biliyor. Bu konuda bilimsel çalışmaları baz alan eğitim bileşenleri ve bilim insanları tepkilerini dile getirdiler, nedenlerini kamuoyuyla paylaştılar.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE DİNİ EĞİTİM NEDEN OLMAMALI?
Sadece 4-6 yaş değil, 12 yaş altındaki bütün çocukların soyut bilgi döneminde olmadığı, psikolojik, bilişsel gelişimlerine aykırı bir şekilde verilecek bilgilerin pedagojik ve bilimsel olmayacağı, yaşamlarında telafisi olmayacak sonuçlara yol açabileceği bilimsel bir gerçekliktir.
Dini bilgi dogmatiktir yani sorgulanamaz, kabullere dayanır. Oysa bu dönemdeki çocukların özelliği çevresine anlam kazandırabilmek ve öğrenmek için sorgulaması, sürekli soru sormasıdır. Soru soramayan çocuk; çevresinden kopuk, pasif, neden sonuç ilişkisi kuramayan yani itaatkar, mutsuz ve yaşamla uyumsuz bir birey olacaktır. Erken yaşta din eğitiminin çocuklarda korku, kaygı, güvensizlik oluşturacağı da açıktır. Unutulmamalıdır ki; pedagojik ve bilimsel olmayan eğitim çocuğun üstün yararını gözetemez ve geleceğine zarar verir.
12 yaş üstündeki çocuklara dini eğitimin verilmesi ise veli ve çocukların onayı ve isteği göz önüne alınarak gerçekleştirilmeli, okullarda zorunlu olmamalıdır. Değerler eğitimi ve ahlak eğitiminin evrensel tanımına ve bilimsel eğitim yaklaşımlarına uyacak şekilde kurgulanması, din eğitiminin ise bu dönemde hiçbir şekilde çocuklara verilecek eğitim kapsamının içinde yer almaması gerekir.
İktidarın bu tavsiyeyi uygulamaya koyması her çocuk için kamusal, bilimsel eğitim hakkının ve anayasa üstü olup uyulması zorunlu Çocuk Hakları Evrensel Bildirisi’nin de ihlalidir. Siyasi erkten talebimiz; okul öncesi okullaşma oranının yükseltilmesi, okul öncesi eğitimin parasız ve erişilebilir olmasıdır. Diyanete 4-6 yaş dini eğitim için verilecek kaynaklar bu yaş grubunda olan çocuklarımızın okullarda ücretsiz beslenme, ulaşım, giyim, oyun materyalleri gibi en temel haklarına aktarılmalı, sosyal ve laik devletin gerekleri yerine getirilmelidir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Edirne Laik Bilimsel Çalışma Grubu adına açıklama yapan Firdevs Selvili; “İl Milli Eğitim ile İl Müftülükleri arasında imzalanan protokollerle 3-6 yaş dini eğitim okul öncesi kurumlara sokulmak istenmiştir. Edirne ve bazı ilçeleri de bu protokole imza atmışlardır. Ancak ülkede olduğu gibi ilimizde de, söylendiği gibi veli isteği ile değil biz protokolü yaptık siz de çocuklarınızı gönderin şeklinde tepeden inme bir yönlendirme yapılmıştır. Protokollerle istedikleri öğrenci sayısına ulaşamayan AK Parti, çareyi zorunlu din derslerini müfredata koymakta bulmuş, bunun ilk adımı olarak Şura’yı kendine basamak yapmıştır.
124 tavsiye kararı incelendiğinde çok basit yenilenme önerileri olduğunu göreceksiniz ki; bugüne kadar, 20 yıldır iktidarın her bakanının birkaç kez “devrim” diyerek açıkladığı anlamsız karmaşalar yerine bunların neden yapılmadığının tartışılması gerekir. Sayın Bakan Şura sonunda yaptığı açıklamada alınan her kararın benimsendiği, ret edildiği veya kabul edildiği anlamına gelmediğini belirtiyor. Özellikle okul öncesi eğitimdeki din dersi kararı sorulduğunda bunu söylemesi örgütsel ve bilimsel tepkileri azaltma amacını taşımaktadır. Ancak zamana yayarak Bakanın dediği gibi üçer aylık zaman dilimleri içinde istenen önerileri hayata geçirecekler ve şuranın en önemli bu kararı toplumsal dengelere, tepkilere göre uygulamaya konacaktır.
127 tavsiye kararını unutturup öne çıkan bu kararı irdelediğimizde; Pedagoji bilimine temelden aykırı olan okul öncesi çocuklara din eğitimi verilmesi ile ilgili alınan tavsiye kararının alınış şeklinin usulsüz, uygulamaya konmasının da çağdışı bir uygulama olduğunu birkaç tarikat üyesi hariç herkes biliyor. Bu konuda bilimsel çalışmaları baz alan eğitim bileşenleri ve bilim insanları tepkilerini dile getirdiler, nedenlerini kamuoyuyla paylaştılar.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE DİNİ EĞİTİM NEDEN OLMAMALI?
Sadece 4-6 yaş değil, 12 yaş altındaki bütün çocukların soyut bilgi döneminde olmadığı, psikolojik, bilişsel gelişimlerine aykırı bir şekilde verilecek bilgilerin pedagojik ve bilimsel olmayacağı, yaşamlarında telafisi olmayacak sonuçlara yol açabileceği bilimsel bir gerçekliktir.
Dini bilgi dogmatiktir yani sorgulanamaz, kabullere dayanır. Oysa bu dönemdeki çocukların özelliği çevresine anlam kazandırabilmek ve öğrenmek için sorgulaması, sürekli soru sormasıdır. Soru soramayan çocuk; çevresinden kopuk, pasif, neden sonuç ilişkisi kuramayan yani itaatkar, mutsuz ve yaşamla uyumsuz bir birey olacaktır. Erken yaşta din eğitiminin çocuklarda korku, kaygı, güvensizlik oluşturacağı da açıktır. Unutulmamalıdır ki; pedagojik ve bilimsel olmayan eğitim çocuğun üstün yararını gözetemez ve geleceğine zarar verir.
12 yaş üstündeki çocuklara dini eğitimin verilmesi ise veli ve çocukların onayı ve isteği göz önüne alınarak gerçekleştirilmeli, okullarda zorunlu olmamalıdır. Değerler eğitimi ve ahlak eğitiminin evrensel tanımına ve bilimsel eğitim yaklaşımlarına uyacak şekilde kurgulanması, din eğitiminin ise bu dönemde hiçbir şekilde çocuklara verilecek eğitim kapsamının içinde yer almaması gerekir.
İktidarın bu tavsiyeyi uygulamaya koyması her çocuk için kamusal, bilimsel eğitim hakkının ve anayasa üstü olup uyulması zorunlu Çocuk Hakları Evrensel Bildirisi’nin de ihlalidir. Siyasi erkten talebimiz; okul öncesi okullaşma oranının yükseltilmesi, okul öncesi eğitimin parasız ve erişilebilir olmasıdır. Diyanete 4-6 yaş dini eğitim için verilecek kaynaklar bu yaş grubunda olan çocuklarımızın okullarda ücretsiz beslenme, ulaşım, giyim, oyun materyalleri gibi en temel haklarına aktarılmalı, sosyal ve laik devletin gerekleri yerine getirilmelidir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Buna siz karar veremezsiniz.Yılarca bize dayatığınız medeniyet dediğiniz Avrupa'yı hayatı ve eğitimi bizi dinimiz den ve örf adetlerimizden uzaklaştırma çabanıza varamadınız. üç,beş kendini aydın ve çağdaş zan eden zavallı dan ders alacaktavdegiliz.Çok şükür çocuklarımı 4-6 yaş kursuna istiyerek yolladim ve yoliyacağımda.