NE GÜZEL BİR MESLEK DEDİM VE KAYMAKAM OLDUM
15 Temmuza kadar hiçbir devlet kademesinde görev almayı düşünmemiştim. Annem ev hanımı babam devlet memuru Ankaralıyız. Ben Üniversitede hukuk okurken kendi şirketimi kurdum. Hukuk yayıncılığı yapmaya başladım. Bu işe sıfırdan 12 metre kare bir alanda kısıtlı imkanlarla başladım. Bir süre sonra çok ilgi çekti. Hukuk yayıncılığı yapıyordum ve Üniversite 3’üncü sınıf öğrencisiyim. Ve o kadar çok dikkat çekti ki 81 ile online hizmet veren toptan ve perakende satışı olan bir yayın evine dönüştük. Bunu ben çok çalışarak yaptım. Benim ticaretle uğraşan bir yakınım yoktu, kimseden maddi destek almadım, tek kişilik limitet şirket kurdum. Bu işin tek sırrı çok çalıştım. Yoğun dönemlerimde 30-35 saat hiç uyumadan aralıksız çalışırdım. Elemanlarım vardı onların başında dururdum işi bırakıp çıkmazdım, çalışmaktan yorgunluktan hastanelik oldum. Bu işin tek sırı çalışmak. Devlet memuru olduğunuz zaman, devlet size maaş verdiği zaman bu maaşta, tüy bitmemiş yetimin hakkı vardır. 82 milyon vatandaşın hakkı vardır. Memur olmak bana göre değil dedim. Ve hiç devlet memuru olmayı düşünmedim. Avukatlık diplomam ve ruhsatlığım olmasına rağmen çok aktif yapmadım. Biraz ceza avukatlığı ile ilgilendim. Ticaretle uğraşıyordum. 15 Temmuz darbe girişimi olduğu sırada, boğaz köprüsünün kapatılma anına şahit oldum, o an köprüden geçiyordum. Ve o gece Boğaziçi köprüsünde olaylara tanık oldum. Yanımda şehit olan oldu, yaralanan oldu. AA Ajansı tanıklar diye bir belgesel yaptı o belgeselde benim adımın geçtiği benim şahitliğimde anlatı. Ben birçok olaya o anda şahit oldum. Bunları yaşadıktan sonra aklıma şu geldi, bizler devlet kademesine talip olmazsak, ticaret tecrübemiz var, bunu devlet hizmetinde bu birikimlerimi kullanırsam iyi bir hizmette bulunur dedim. Bir anda dukanı devretme kararı aldım, eşim bile çok şaşırdı ama destekledi beni. Ve kaymakamlığı böyle girdim. Ben bu mesleğe bu duygularla girdim. Ben özel sektörde çalışırken,o kadar erken kalkardım ki, ilk kitap çıktığında önce benim yayın evime gelirdi. Benim yayın evimde de bir kitap çıkacaksa ilk ben dağıtırdım. Burada da ben bunu uygulamaya çalıyorum. Benim mesai mefhumum yok. Beni bu mesleği seçmemde Cumhurbaşkanımız 10 Ocak idareciler günü,orada konuşma yapıyor şunu dedi ‘ o ilde ilçede gören gözüm,duyan kulağımsınız. Eğer ilçenizde bir muhtaç var,sıkıntıda darda olan biri varsa ve gece yatağa aç giren biri varsa, benim nazarımdaki kaymakam vazifesini laiki ile yapamıyordur dedi. Bende bunu duyunca ne güzel bir meslek dedim.
KÜKÜLER KÖYÜ BUNGALOV EVLERİ
Küküler Köyünde bulunan bungalov evleri ve mesire alanıyla ilgili çalışmalarımıza başladık. Orada ki gölettin şu özelliği var; göletten sürekli temiz su çıkıyor. Göletten suyu ne kadar kullanırsanız kullanın, hiç su bitmiyor. Bu gölet 22 metre derinliğinde. Ciddi bir derinlik var ve tertemiz bir su var. Bu gölette su kaplumbağaları var, balıklar var. O kadar güzel bir gölekti insanlar balık tutmaya geliyor. Biz buraya sayın Valimizin de desteği ile beraber Temmuz ayının sonuna kadar, çok ciddi sayıda piknik üniteleri, barbekü setleri koyulacak. Bu malzemeler de kolay kaldırılabilir olmayacak beyaz betondan 800 kilo ağırlığında piknik oturma üniteleri olacak. Mesire alanında bulunan birçok sorunu 1 hafta içerisinde çözdük. Burada 18 metrelik bir kuş gözetleme kulesi var. Burası ile ilgili bilimsel çalışmalar yapılmış. Buradan 180 kuş çeşidinin bu bölgeden geçtiği keşfedilmiş. Ciddi bir turizm potansiyeli olan bir bölge. Burasının bir tanıtım eksikliği var. Burası ile ilgili Edirne’mizdeki düğün fotoğrafçıları ve bütün fotoğrafçılara tanıtım broşürü hazırlayıp böyle bir yerimiz var diye haber vereceğiz. Ve şunu diyeceğiz onlara “siz buraya geldiğiniz zaman çay kahve ikram edelim, gelinimize damadımıza hoş bir zaman geçirmelerini sağlayacağız. Ve böylelikle burasını cazip hale getireceğiz. Şuanda hiçbir tanıtım yapılmamasına rağmen buraya 20-25 araba geliyor bu ciddi bir rakam. Orada bir görevlimiz var cüzi bir rakama çay satışı yapıyor. Bizim için şuan yeter ki orası canlı olsun. Orasını canlandırmak için bu tür şeyler yapacağız. Bu kır gazinosunu daha sonra belki profesyonel birine devredebiliriz. Önce şuranın potansiyelini Edirne’ye ve Trakya’ya ispatlamak ondan sonra burayı bir işletmeciye kiralamak. Oradaki kır gazinomuz aynı anda 100 kişiye kahvaltı verecek potansiyelimiz var. Orada yemekte veriyoruz. Kır gazinomuz ve evlerimizin içindeki klimaları malzemeleri son model. Şuana faaliyete geçirecek olsak geçirebilmek konumda. Süloğlu çevresinde bir kahvaltı edebileceğimiz bir yerimiz yok ama burası Küküler’de ki evlerin olduğu yer olacak. Buradaki gölettin etrafından bir yürüyüş parkuru olacak. Gölettin etrafında banklar olacak. Balık tutmak isteyenler için alanlar olacak, oltasını sallamak isteyen üzerine çıkıp oltasını gölette sallayacak. Şuan sabah 9’dan akşam 7’ye kadar orada bir görevli var. Şuanda orada bir kahvaltı servisimiz yok, ama 15 gün sonrasında olacak. Burada ki kuş türleri ile ilgili bir profesör makale yazmış, gözlemeler yapmış. Kuşların göçü yılda iki defa oluyor. Ekimde kuşlarını yeni göçü başlayacak. Yeni göçe kadar gözlemcileri tekrar buraya çekmiş oluruz.
SÜLOĞLU’NA ASKERİ PERSONELİN EKONOMİK KATKISI
Süloğlu’nda askerimiz çok gelen ailelerin genel ihtiyaçlarının karşılanması ve bir çadır kurulup onlara Küküler’i ve Süloğlu’nun tanıtımını yapmak ve onları oraya yönlendirmek. Askeri lojmanlarımızın bir kısmı da kullanılıyor. Bir kısmı da yeterli talep olmadığı için kullanılmıyor. Askeri misafirhanemizin 200 kişilik konaklama kapasitesi var, tamamen kullanıma hazır vaziyette. Asker aileler yer sıkıntısından konaklamazlık yapmıyor; çoğu olanların hepsi çocuğunu şehir merkezinde okutmayı tercih ediyor. Burasının ekonomik açıdan, madencilik açısından büyük bir potansiyeli var. Hayvancılık açısında da bir potansiyeli var.
BESİ ÇİFTLİĞİYLE İSTİHDAM SAĞLAMAYI PLANLIYORUZ
Burada bir çiftlik var, Akardere köyü sınırları içerisinde, bu çiftlikte günde 22 bin litre süt üretiliyor. 2 bin 500 yüz sağmalı hayvan var. Bu çiftliğin şuan ki kurulumu bedeli 12 milyon avro. Bu çiftlikte Avrupa birliği standartları üstünde. Bu çiftliğin yanına bir besi çiftliği yapmak için bunun çalışmalarını yapıyoruz. Ekonomiye katkı sağlamak için. Şuan Türkiye’nin süt konusunda eksiği yok. Fakat besi konusunda yani et konusunda eksiklik var. Konya’da bir Torku varsa burada neden olmasın. Bu tesis 200 dekar üzerinde 30 dekarı da kapalı alan. Ve bu çiftlik sahibi hasat başlamadan daha arpa, buğday, ayçiçeğinin alım sözleşmesini gerçekleştirmiş. Bu anlamada çiftçimizde rahatlamış oluyor. Ben ürünümü nereye satacağım diye düşünmüyor.
KÖYLÜYE SU FATURASI ÇAĞRISI
Bizim amacımız bu hususta bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Bunu da şuradan anlamalarını istiyoruz. Biz 12 Temmuza kadar süre verdik. Bir köyümüzün 150 bin lira su borcu var.100 bin,50-60 bin lira su borcu olan köylerimiz var. Bunlarda %80 ile ön ödemeli sayaca geçildi. Bu ilçede çok önemli oranda ön ödemeli sayaca geçiş var. Bu borçlar ya ön ödemeli sayaca geçmeden önce kalmış, ya da 2014 yılından bu yana kalmış. Aslında köylümüz bu borçları unutmuş. Çünkü ön ödemeli sayaç kullanıyor. Bizim şuan 2 bin tane ciddi abonemiz var. 50 lirada borcu olsa devasal bir rakam ortaya çıkıyor. Bu borçlar duyurulmamış. Bazı köylülerimiz borcum olduğunu bilmiyordum diyor, bilse bizim köylümüz o parayı öder. 10 köyümüz var, Hacıumur köyüde su konusunda bize bağlı. Su ihtiyaçlarını karşılama konusunda basınç seviyelerini ve kuyularının bakımları yapılıyor. Köylere su pompalama motorlarının elektrik giderleri 30 bin lira bunu her ay ödüyoruz. Bizim yaptığımız hizmet başa baş bir hizmet.
Aslında devletten gelen parayla bu hizmeti veriyoruz. Şöyle bir kolaylıkta yaptık,ön ödemeli sayaca geçenlerden 2 lira 50 kuruş alalım dedik. Bizim birliğimizde 2 bin aboneye iki personel ve bir müdürle hizmet veriyoruz. Gider olamasın devletimizden gelen para,çalışan parası olarak gitmesin. Bu iki kişi çöp hizmeti de veriyor. Bu su paralarının içinde çöp paraları da var. Ön ödemeliye geçmeyen sayaçları okumaya gittiklerin de yarım günde 35 sayaç zor okudular, 42 kilometrekare dağınık bir alanımız var. Bizde okuma maliyeti olmadığı için ön ödemeliyi daha uyguna verelim. Ama ön ödemeli konusunda kimseyi zorlamıyoruz. Ön ödemeliye geçmese de borcunu ödesin. Bu parayı toplayalım bir ihtiyaç varsa,ihtiyaca kullanalım. 400 bin liranın üzerinde alacağımız var,bunun içinde faizi yok.vatandaşlarımız ödemesini yapsın,bu para onlara hizmet olarak geri dönecek. Bu konu bu güne kadar aksatılmış unutulmuş,köylümüzün üzerine bu konuda çok fazla gidilmemiş. Bu benim vazifem ben bunu yapacağım. Benden sonra borç bırakmayacağım. 12 Temmuza kadar ödemeye gelmezse,samimi söylüyorum 200 lirada olsa icra işlemi başlatacağım. 100 liralık borç 600 lira olacak değer mi,değmez 100 lira dahi olsa tahsil edeceğim.
YEŞİM DRAMALI