Uzunköprü Belediyesi tarafından bu yıl 4’üncüsü gerçekleştirilen Kültür, Sanat ve Tarım Festivali kapsamında Uzunköprü’ye gelen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve birçok partili, Trakya’nın kanayan yarası zehir saçan Ergene Nehrinde açıklamalarda bulundular. Hamzaçebi, Ergene Nehrindeki suyun bir şeye yaramadığını söyleyerek, yapılan araştırmalarda bölge çiftçisinin tarım arazilerinde yer altı sularını kullandığını ve bölgede yer altı sularının giderek azaldığına dikkat çekti.
İnşallah bizim can damarımız Ergene hayata döner diyen Uzunköprü Belediye Başkanı Özlem Becan, Ergene Nehri zehir akmaya devam ediyor, herkese hayat vermesi gereken su sıfır canlı ile simsiyah zehir akıyor. Biz Ergene’nin temizlenmesi adına elimizden gelen her şeyi yapacağız, kamu vicdanını rahatsız etmeye devam edeceğiz, kamuoyu oluşturup destek istemeye devam edeceğiz” dedi.
Ergene Nehri'nin kirliliğini eleştiren CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, “ bu Ergene nehrinin kirliliğini burada görüyoruz. Köpükler saçarak zehirli bir su, dünyanın en verimli tarım arazilerinin ortasından akıp gidiyor. Çiftçiler Ergene nehrinin suları ile değil, yeraltından çıkardıkları sularla tarlalarını suluyorlar. Bu yer altı suları da giderek azalıyor. Sürdürülebilir kalkınma dediğimiz bir kavram var; bu kalkınmanın büyümenin sadece ekonomiye odaklı olmasından çıkarılmasını ve bu kalkınma sürecine çevreninde katılmasını ön görüyor. Bunun için çevreye sahip çıkmak denizlerimize, nehirlerimize, topraklarımıza, ormanlarımıza sahip çıkmak gerekiyor. Trakya insanı yıllardır, Ergenenin temizlenmesi için mücadele veriyor. Maalesef bu mücadele Ankara’da ses bulmuş değil. Ancak kimse umutsuz olmasın, Ergenenin temizleneceği günler yakındır. Az kaldı o günlere. Ne sanayiden, ne büyümeden fedakarlık edeceğiz, ne tarımsal üretimden, ne temiz havamızdan ikisini de baş başa götüreceğiz” şeklinde konuştu.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’da açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “ nehrin temizlenmesi hususunda umutsuz olmaya gerek yok parayı dibinde göreceğimiz günler çok yakındır. Ne yazıktır ki, doğaya insana, canlıya sorumluluk bilinci ile değil, bütün yok etme anlayışı ile var olan siyasi iktidarın getirdiği sonuçlarla karşı karşıyayız. Hiç umutsuz olmaya gerek yok, geleceğe aktaracağımız doğa bilinci ve gelecek bilinci ile bu sorunların çözülebileceğini ve çözüldüğünü görüyoruz. Ben bugün burada buna inanıyorum ki, Ergene’deki bu kirlilik, insanın ürettiği, insanın sebep olduğu kirlilik, yine insanın vesile olacağı insanları bir araya getiren ve geleceği kurmaya çalışan anlayışın vesile olacağı anlayışla temizlenecektir. İstanbul nefes aldı, Ergene’de bu hali ile nefes alacak" dedi.
HDP Eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın 2014'teki Kobani gösterilerine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanmaları Kararı hakkında da açıklamalarda bulunan Kaftancıoğlu, “Şimdi Türkiye'de hukukun olmadığı bir yerde, hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunun olduğu bir yerde, hukuksal yorum yapmayı gereksiz ve anlamsız buluyorum. Sadece şunu söyleyebilirim, gerek Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ davasında, gerekse şahsi davamda ,gerekse başka davalarda insanlar hukuka göre değil,ne yazık ki saray vesayetinin oluşturduğu siyasi bir şekilde,siyasi konjonktüre göre kararlar veriyorlar. Bilinsin ki ve unutulmasın ki çok yakın bir sürede, umut oldukça üstünlerin hukuku yerine, hukukun üstünlüğü yeniden tesir edecek. Ve hukuk hakikatten suçluları cezalandıran bir mekanizma haline gelecektir”dedi.
İnşallah bizim can damarımız Ergene hayata döner diyen Uzunköprü Belediye Başkanı Özlem Becan, Ergene Nehri zehir akmaya devam ediyor, herkese hayat vermesi gereken su sıfır canlı ile simsiyah zehir akıyor. Biz Ergene’nin temizlenmesi adına elimizden gelen her şeyi yapacağız, kamu vicdanını rahatsız etmeye devam edeceğiz, kamuoyu oluşturup destek istemeye devam edeceğiz” dedi.
Ergene Nehri'nin kirliliğini eleştiren CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, “ bu Ergene nehrinin kirliliğini burada görüyoruz. Köpükler saçarak zehirli bir su, dünyanın en verimli tarım arazilerinin ortasından akıp gidiyor. Çiftçiler Ergene nehrinin suları ile değil, yeraltından çıkardıkları sularla tarlalarını suluyorlar. Bu yer altı suları da giderek azalıyor. Sürdürülebilir kalkınma dediğimiz bir kavram var; bu kalkınmanın büyümenin sadece ekonomiye odaklı olmasından çıkarılmasını ve bu kalkınma sürecine çevreninde katılmasını ön görüyor. Bunun için çevreye sahip çıkmak denizlerimize, nehirlerimize, topraklarımıza, ormanlarımıza sahip çıkmak gerekiyor. Trakya insanı yıllardır, Ergenenin temizlenmesi için mücadele veriyor. Maalesef bu mücadele Ankara’da ses bulmuş değil. Ancak kimse umutsuz olmasın, Ergenenin temizleneceği günler yakındır. Az kaldı o günlere. Ne sanayiden, ne büyümeden fedakarlık edeceğiz, ne tarımsal üretimden, ne temiz havamızdan ikisini de baş başa götüreceğiz” şeklinde konuştu.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’da açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “ nehrin temizlenmesi hususunda umutsuz olmaya gerek yok parayı dibinde göreceğimiz günler çok yakındır. Ne yazıktır ki, doğaya insana, canlıya sorumluluk bilinci ile değil, bütün yok etme anlayışı ile var olan siyasi iktidarın getirdiği sonuçlarla karşı karşıyayız. Hiç umutsuz olmaya gerek yok, geleceğe aktaracağımız doğa bilinci ve gelecek bilinci ile bu sorunların çözülebileceğini ve çözüldüğünü görüyoruz. Ben bugün burada buna inanıyorum ki, Ergene’deki bu kirlilik, insanın ürettiği, insanın sebep olduğu kirlilik, yine insanın vesile olacağı insanları bir araya getiren ve geleceği kurmaya çalışan anlayışın vesile olacağı anlayışla temizlenecektir. İstanbul nefes aldı, Ergene’de bu hali ile nefes alacak" dedi.
HDP Eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın 2014'teki Kobani gösterilerine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanmaları Kararı hakkında da açıklamalarda bulunan Kaftancıoğlu, “Şimdi Türkiye'de hukukun olmadığı bir yerde, hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunun olduğu bir yerde, hukuksal yorum yapmayı gereksiz ve anlamsız buluyorum. Sadece şunu söyleyebilirim, gerek Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ davasında, gerekse şahsi davamda ,gerekse başka davalarda insanlar hukuka göre değil,ne yazık ki saray vesayetinin oluşturduğu siyasi bir şekilde,siyasi konjonktüre göre kararlar veriyorlar. Bilinsin ki ve unutulmasın ki çok yakın bir sürede, umut oldukça üstünlerin hukuku yerine, hukukun üstünlüğü yeniden tesir edecek. Ve hukuk hakikatten suçluları cezalandıran bir mekanizma haline gelecektir”dedi.