YEŞİM DRAMALI
Edirne Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) tarafından gazetecilere ilk yardım sunumu yapıldı.
İl Yardım Uzmanı İbrahim Bayır, İlk yardımın genelde ‘kolay’ olmadığını ve sakinliğin ilk yardımdaki en önemli unsur olduğuna da dikkat çekti. Başta kalp masajı, solunum yolları tıkanması ve hayvan ısırmalarında neler yapılması gerektiği gibi konular olmak üzere ilk yardımın önemine ilişkin geniş çapta bilgiler veren Bayır, zehirlenme durumlarında ilk olarak 114 Ulusal Zehir Danışma Merkezi’nin aranmasının da çok önemli olduğunu açıkladı.
İlk yardımın afetlerden sonra en hızlı şekilde müdahale edilmesi gereken bir olay olduğunu belirten AFAD Müdürü Ali Altındal; “ Bu günde ilk yardımın önemini anlatmak amacıyla sürekli sahada olan meslek grupları arasında yer alan basın mensuplarına eğitim vermek istedik. İlk yardım afetlerden sonra da en hızlı şekilde müdahale etmek için gerekli olan bir hadisedir. Afetlerden sonra afetzedelerin ilk yardım ihtiyacını komşular, gönüllüler ve profesyonel ekip dışındaki insanlar yapıyor. Büyük bir alana yayıldığı zaman sağlık personelleri acil müdahale durumunda yetersiz kalabiliyor. Bu tür durumlarda ilkyardım durumu ihtiyacı ortaya çıkıyor” dedi.
Gönüllü yardım severlerinde ilk yardım öğrenerek AFAD’a destek olmalarını beklediklerini söyleyen Altındal; “ Özellikle gönüllülerin ve diğer yardımseverlerin ilkyardımı öğrenip afetlerde bize destek olmalarını bekliyoruz. Buradan ilkyardımı öğrenmeleri için halkımıza çağrıda bulunuyoruz. Temel basit 2 gün eğitimin ardından 3’üncü gün de sınav yapıyoruz. Bu vesileyle ilk yardımı tüm halkımıza ve Edirne’mize yaymayı hedefliyoruz. İlkyardım eğitimlerimizi Edirne Valiliği tarafından açılan ilk yardım eğitim merkezinde veriyoruz. Burada belirli gruplar halinde ilk yardım eğitimlerimizi vermeye başladık. Eğitimlerimiz devam edecek” dedi.
EDİRNE EN ACİL DURUM RİSKİ GÖÇ OLAYIDIR
Edirne’nin birçok konuda riskli olduğuna dikkat çeken Altındal; “Edirne’miz bir sınır ili olması sebebiyle en önemli afet ve acil durum riskimiz göç olaylarıdır. Bunun dışında sel olayları risk grubunda yer alıyor. Karaağaç Bosnaköy bölgesi üzerinde bu durumu yaşıyoruz. Edirne dikdörtgen bir yapıya sahip. En güneyinde kuzey Anadolu fay hattı dediğimiz hat başlıyor. Bu kapsamda Enez bölgesi deprem anlamında daha riskli bölge diyebiliriz. Eski tabirle Enez bölgesi birinci derece deprem bölgesi dediğimiz bir bölge idi. Bu tanımlar değişti ve yeni deprem haritası yürürlüğe girdi. İvme değerler alıyoruz ve noktasal çalışıyoruz. Gökçetepe bölgesinde çalışma yaptık. Orası dört ivme değerinde. Bu da çok yüksek bir ivme değeridir. Edirne Merkez’e geldiğimiz zaman bu ivme değeri 1’e kadar düşüyor. Enez’in Mayıs ve Eylül ayı nüfusunu göz önüne alırsak Edirne’de deprem riski yok diyemeyiz. Heyelan risklerimiz var. Bununla ilgili analiz ve eğim haritasını çıkardık. Kimyasal Biyolojik Radyoaktif Nükleer riski de var. Bununla ilgili de çalışma yaptık. Kuş uçuşu 300 kilometre mesafede birisi Bulgaristan’da birisi Romanya’da olmak üzere 2 adet nükleer santral var. Bu nükleer santraller Çernobil ile aynı yılda yapılmıştır. Eski teknoloji olduğu için riskleri de var. Bulgaristan’daki nükleer santral 2 bin megavat gücündedir. Bulgaristan’ın elektrik ihtiyacının üçte birini karşılıyor. Bununla ilgili önlem ve çalışmalar da yapıyoruz. Tatbikat yapmayı düşünüyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Edirne Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) tarafından gazetecilere ilk yardım sunumu yapıldı.
İl Yardım Uzmanı İbrahim Bayır, İlk yardımın genelde ‘kolay’ olmadığını ve sakinliğin ilk yardımdaki en önemli unsur olduğuna da dikkat çekti. Başta kalp masajı, solunum yolları tıkanması ve hayvan ısırmalarında neler yapılması gerektiği gibi konular olmak üzere ilk yardımın önemine ilişkin geniş çapta bilgiler veren Bayır, zehirlenme durumlarında ilk olarak 114 Ulusal Zehir Danışma Merkezi’nin aranmasının da çok önemli olduğunu açıkladı.
İlk yardımın afetlerden sonra en hızlı şekilde müdahale edilmesi gereken bir olay olduğunu belirten AFAD Müdürü Ali Altındal; “ Bu günde ilk yardımın önemini anlatmak amacıyla sürekli sahada olan meslek grupları arasında yer alan basın mensuplarına eğitim vermek istedik. İlk yardım afetlerden sonra da en hızlı şekilde müdahale etmek için gerekli olan bir hadisedir. Afetlerden sonra afetzedelerin ilk yardım ihtiyacını komşular, gönüllüler ve profesyonel ekip dışındaki insanlar yapıyor. Büyük bir alana yayıldığı zaman sağlık personelleri acil müdahale durumunda yetersiz kalabiliyor. Bu tür durumlarda ilkyardım durumu ihtiyacı ortaya çıkıyor” dedi.
Gönüllü yardım severlerinde ilk yardım öğrenerek AFAD’a destek olmalarını beklediklerini söyleyen Altındal; “ Özellikle gönüllülerin ve diğer yardımseverlerin ilkyardımı öğrenip afetlerde bize destek olmalarını bekliyoruz. Buradan ilkyardımı öğrenmeleri için halkımıza çağrıda bulunuyoruz. Temel basit 2 gün eğitimin ardından 3’üncü gün de sınav yapıyoruz. Bu vesileyle ilk yardımı tüm halkımıza ve Edirne’mize yaymayı hedefliyoruz. İlkyardım eğitimlerimizi Edirne Valiliği tarafından açılan ilk yardım eğitim merkezinde veriyoruz. Burada belirli gruplar halinde ilk yardım eğitimlerimizi vermeye başladık. Eğitimlerimiz devam edecek” dedi.
EDİRNE EN ACİL DURUM RİSKİ GÖÇ OLAYIDIR
Edirne’nin birçok konuda riskli olduğuna dikkat çeken Altındal; “Edirne’miz bir sınır ili olması sebebiyle en önemli afet ve acil durum riskimiz göç olaylarıdır. Bunun dışında sel olayları risk grubunda yer alıyor. Karaağaç Bosnaköy bölgesi üzerinde bu durumu yaşıyoruz. Edirne dikdörtgen bir yapıya sahip. En güneyinde kuzey Anadolu fay hattı dediğimiz hat başlıyor. Bu kapsamda Enez bölgesi deprem anlamında daha riskli bölge diyebiliriz. Eski tabirle Enez bölgesi birinci derece deprem bölgesi dediğimiz bir bölge idi. Bu tanımlar değişti ve yeni deprem haritası yürürlüğe girdi. İvme değerler alıyoruz ve noktasal çalışıyoruz. Gökçetepe bölgesinde çalışma yaptık. Orası dört ivme değerinde. Bu da çok yüksek bir ivme değeridir. Edirne Merkez’e geldiğimiz zaman bu ivme değeri 1’e kadar düşüyor. Enez’in Mayıs ve Eylül ayı nüfusunu göz önüne alırsak Edirne’de deprem riski yok diyemeyiz. Heyelan risklerimiz var. Bununla ilgili analiz ve eğim haritasını çıkardık. Kimyasal Biyolojik Radyoaktif Nükleer riski de var. Bununla ilgili de çalışma yaptık. Kuş uçuşu 300 kilometre mesafede birisi Bulgaristan’da birisi Romanya’da olmak üzere 2 adet nükleer santral var. Bu nükleer santraller Çernobil ile aynı yılda yapılmıştır. Eski teknoloji olduğu için riskleri de var. Bulgaristan’daki nükleer santral 2 bin megavat gücündedir. Bulgaristan’ın elektrik ihtiyacının üçte birini karşılıyor. Bununla ilgili önlem ve çalışmalar da yapıyoruz. Tatbikat yapmayı düşünüyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.