8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Edirne Kadın Dayanışması adına açıklamalarda bulunan Trakya Roman ve Engeliler Derneği Edirne Şubesi Üyesi Gizem Arı, “8 Mart, kimliğimiz, onurumuz, yaşama hakkımız için direndiğimiz gündür. ‘Artık yeter’ demek için meydanlardayız” dedi.
Arı, “Bugün; tüm dünya kadınlarının insanca yaşam için sesleri daha gür çıkacak.Bugün; kadınların cinsiyet ayrımcılığını ortadan kalkması, özgür eşit bir birey ve toplum oluşumu için sesleri daha gür çıkacak.Bugün; kadınların şiddet, cinayet, taciz ve tecavüz son bulsun diye sesleri daha gür çıkacak.Bugün; kadınların istismar, şiddet gibi yaşanan olaylarda adaletin sağlanması için sesleri daha gür çıkacak;Bugün; kadınların meydanlarda bayram yapabilmeleri için sesleri daha gür çıkacak. Bizler her gün artan üçüncü sayfa haberlerinin nedenini biliyoruz. Bunun tek sebebi uygulanan yanlış politikalardır. Dini referanslar dikkate alınarak kanuni düzenlemeler yapılmakta, kadının asıl görevinin annelik ve esas yerinin ev olduğu algısı yaratılmaya devam edilmektedir. Kadının evlenme yaşı, kaç çocuk doğurması gerektiği dikte edilmektedir. Kadınları toplumsal hayat dışında itmeye çalışan, cinsiyetçi ve ayrımcı politikalardan ve uygulamalardan bir an önce vazgeçilmelidir.8 Mart, kimliğimiz, onurumuz, yaşama hakkımız için direndiğimiz gündür.8 Mart, bizim için eşit ücret, eşit iş isteyen ve fabrikada çıkan yangından yitip giden kadınlarımızdır” dedi.
8 MART ŞİDDETE YETER DEDİĞİMİZ GÜNÜN ADI OLMAMALIDIR
8 Mart; ayrımcılığa dur dediğimiz, şiddete yeter dediğimiz günün adı olmamalıdır diye belirten Arı; “8 Mart, bizim için çıktığı o yolculuktan hiçbir zaman dönemeyen; tecavüze uğrayan sonra da öldürülen Özgecan’dır.8 Mart, 12 yaşında zorla evlendirilen yüzlerce kız çocuğu, mini etek giydiği için tacize uğrayan, yemeğin altını yaktı diye şiddet gören binlerce kadındır. 8 Mart; ayrımcılığa dur dediğimiz, şiddete yeter dediğimiz günün adı olmamalı. 8 Mart kadınların birlikte neler başarabildiklerini anlattığı, rol modellerin çocuklara ya da gençlere örnek olduğu bir gün olana dek bizler haykırmaya, yaşadığımız olumsuzlukları anlatmaya devam edeceğiz. Biz kadınlar olarak özgürce yaşamak, hayatın her alanında var olmak istiyoruz. İşte de evde de özgürlük ve eşitlik istiyoruz. Geceleri sokaklarda korkmadan dolaşmak istiyoruz. Kamuda çalışan kadın için de, özelde çalışan kadın için de 7/24 açık, erişebilir, ücretsiz kreş istiyoruz. Öldüren sevgi değil, gerçek sevgi istiyoruz” şeklinde kaydetti.
ÇÜNKÜ BİZ BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ
İstanbul sözleşmesini derhal yürürlüğe girmesini istiyoruz şeklinde çağrıda bulunan Arı; “Şeffaf, demokratik ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe istiyoruz. Eşitlik anlayışını toplumun tamamına yayıp, erkek egemen kültürün etkisinin bertaraf edilmesini istiyoruz. 6284 sayılı Kanun ile İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere, kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair imzalanan uluslararası sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesini istiyoruz. Ve tüm kadınlara alanlardan sesleniyoruz;‘‘ Bizi yok sayan, varlığımızı görmezden gelen anlayışa karşı sessiz kalmayalım. Sesimizi duymayanlara karşı kadınlar olarak susmayalım. İş güvencemize sahip çıkalım. Sözümüzü, sesimizi ve gücümüzü birleştirelim” dedi.
Arı, “Bugün; tüm dünya kadınlarının insanca yaşam için sesleri daha gür çıkacak.Bugün; kadınların cinsiyet ayrımcılığını ortadan kalkması, özgür eşit bir birey ve toplum oluşumu için sesleri daha gür çıkacak.Bugün; kadınların şiddet, cinayet, taciz ve tecavüz son bulsun diye sesleri daha gür çıkacak.Bugün; kadınların istismar, şiddet gibi yaşanan olaylarda adaletin sağlanması için sesleri daha gür çıkacak;Bugün; kadınların meydanlarda bayram yapabilmeleri için sesleri daha gür çıkacak. Bizler her gün artan üçüncü sayfa haberlerinin nedenini biliyoruz. Bunun tek sebebi uygulanan yanlış politikalardır. Dini referanslar dikkate alınarak kanuni düzenlemeler yapılmakta, kadının asıl görevinin annelik ve esas yerinin ev olduğu algısı yaratılmaya devam edilmektedir. Kadının evlenme yaşı, kaç çocuk doğurması gerektiği dikte edilmektedir. Kadınları toplumsal hayat dışında itmeye çalışan, cinsiyetçi ve ayrımcı politikalardan ve uygulamalardan bir an önce vazgeçilmelidir.8 Mart, kimliğimiz, onurumuz, yaşama hakkımız için direndiğimiz gündür.8 Mart, bizim için eşit ücret, eşit iş isteyen ve fabrikada çıkan yangından yitip giden kadınlarımızdır” dedi.
8 MART ŞİDDETE YETER DEDİĞİMİZ GÜNÜN ADI OLMAMALIDIR
8 Mart; ayrımcılığa dur dediğimiz, şiddete yeter dediğimiz günün adı olmamalıdır diye belirten Arı; “8 Mart, bizim için çıktığı o yolculuktan hiçbir zaman dönemeyen; tecavüze uğrayan sonra da öldürülen Özgecan’dır.8 Mart, 12 yaşında zorla evlendirilen yüzlerce kız çocuğu, mini etek giydiği için tacize uğrayan, yemeğin altını yaktı diye şiddet gören binlerce kadındır. 8 Mart; ayrımcılığa dur dediğimiz, şiddete yeter dediğimiz günün adı olmamalı. 8 Mart kadınların birlikte neler başarabildiklerini anlattığı, rol modellerin çocuklara ya da gençlere örnek olduğu bir gün olana dek bizler haykırmaya, yaşadığımız olumsuzlukları anlatmaya devam edeceğiz. Biz kadınlar olarak özgürce yaşamak, hayatın her alanında var olmak istiyoruz. İşte de evde de özgürlük ve eşitlik istiyoruz. Geceleri sokaklarda korkmadan dolaşmak istiyoruz. Kamuda çalışan kadın için de, özelde çalışan kadın için de 7/24 açık, erişebilir, ücretsiz kreş istiyoruz. Öldüren sevgi değil, gerçek sevgi istiyoruz” şeklinde kaydetti.
ÇÜNKÜ BİZ BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ
İstanbul sözleşmesini derhal yürürlüğe girmesini istiyoruz şeklinde çağrıda bulunan Arı; “Şeffaf, demokratik ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe istiyoruz. Eşitlik anlayışını toplumun tamamına yayıp, erkek egemen kültürün etkisinin bertaraf edilmesini istiyoruz. 6284 sayılı Kanun ile İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere, kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair imzalanan uluslararası sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesini istiyoruz. Ve tüm kadınlara alanlardan sesleniyoruz;‘‘ Bizi yok sayan, varlığımızı görmezden gelen anlayışa karşı sessiz kalmayalım. Sesimizi duymayanlara karşı kadınlar olarak susmayalım. İş güvencemize sahip çıkalım. Sözümüzü, sesimizi ve gücümüzü birleştirelim” dedi.