Edirne'de "Dünya Engelliler Günü" dolayısıyla düzenlenen programda down sendromlu öğrenciler, "sıra gecesi" geleneğini canlandırdıkları tiyatro gösterisinde çiğ köfte yapıp, halay çekti.
Edirne Halk Eğitim Merkezi'nde düzenlenen programda down sendromlu öğrenciler, tiyatro gösterisine yöresel kıyafetler giyerek çıktı. Türküler eşliğinde halay çekip, çiğ köfte yapan öğrencilerin gösterisine, izleyiciler de alkışlarıyla eşlik etti. Öğrencilerin gösterileri büyük beğeni topladı.
Her yüz evden 5’inde özel gereksinimli bir bireyin yaşadığına dikkat çeken Faika Erkut Özel Eğitim Okul Müdürü Emine Esra Palalı; “Ülkemizde yaklaşık her yüz evden 5’inde özel gereksinimli bir birey yaşamaktadır. Özel gereksinimli bireylerin,insan onuruna yakışır bir şekilde hizmet almasını sağlamak yapamadıklarını değil yapabildikleri becerileri geliştirmek ve sosyal hayata uyum sağlamaları noktasında bütün kurumlar üzerine düşeni yapmalıdır. Toplum olarak özel gereksinimli bireylere, hak ettikleri yaşam şartlarını vermek hepimizin görevi olmalıdır.
21. yüz yıl dünyasında başarısızlığın ve yetersizliğin nedeni,özel gereksinimli olma nedeni değildir,engellenme durumudur. Baş öğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘eğitimde feda edilecek bir fer yoktur’ sözünden hareketle okullarımızda özel gereksinimli öğrencilerimize yaşantılarında temel beceri ve alışkanlıkları kazandırılıp,bağımsız yaşama güçlerini artırarak bireysel girişimlerini sanatsal,kültürel ve sportif faaliyetlerle destekleyerek toplumla uyum içerisinde yaşayan bireyler olmaları için, eğitim öğretim hizmetleri verilmektedir. Eğitim olanaklarının artması ile birlikte, kendi ayakları üzerinde durabilen ve kendine yeten özel gereksinimli bireylerin sayısı da artmıştır.
Özel gereksinimli sporcularımızın ve sanatçılarımızın,uluslar arası başarıları bu öğrencilerimize yada bireylere fırsatlar verildiğinde, onların neler başardığını çok güzel bir şekilde ortaya koymaktadır” dedi.
Şehit Öğretmen Adnan Tunca Özel Eğitim Uygulama Okulu Öğretmeni ve Edirne Özel Eğitim Sosoyal Yaşam Merkezi velilerinden Pervin Çelebi ise duygu ve düşüncelerini şu şekilde paylaştı;"Hepimiz aslında bir çok farklı hikayelerden oluşuyoruz. Anne baba olarak sizlerin de farklı hikayeleri vardır. Kim bilir dünyanın nerelerinde saklı kalmış ne kadar muhteşem hikayeler vardır. Engelli çocuklar ve onların engel tanımayan anneleri ve babaları ile ilgili. Gün ışığına çıkmamış yürekli mi yürekli, hayatın en masum hikayeleri. Bu da benim oğlumla olan hikayem. Ben Şehit Öğretmen Adnan Tunca Özel Eğitim Uygulama Okulu'nda öğretmenim. Aynı zamanda da bir anneyim. Benim anneliğim diğer annelerden farklı. Ben ve benim gibi anneler özel anneleriz. Engelli bir çocuğa sahip annelerin hepsi süper bir kadı. Filmlerdeki süper kahramanlardan daha yürekli, daha güçlü anneler hepsi. Evlatlarının her türlü ihtiyaçlarını anneler karşılıyor. Okulumuz dahil çevreme baktığımda çocuklarıyla ilgilenen, onların yükünü çekenler anneler. Oğlum bana hayatı öğretti. Bana hayat madalyonunun diğer yüzünü gösterdi. Hani hayatı yaşadığımızı sanıyoruz ya işte; oğlum bana unuttuğum tüm güzellikleri, sağlığı, doğayı, empatiyi ve gerçeği gösterdi. Herkes hayatta en iyisini hak ettiğini düşünüyor ancak her zaman her şey insanın istediği ya da hak ettiği gibi olmayabilir. Önemli olan eşlerin tüm ailenin bu zor zamanlarda bile birlikte olabilmesidir. Eğer olmuyorsa da düşman olmaması gerekir. Bir arada eşime de tekrar teşekkür etmem gerekiyor. Benim her durumumda her zorluğumda yanımda olduğu için.
Yaşam bize her yerden her şekilde mesajlar veriyor. Yeter ki biz bu mesajları okumayı bilelim, halimize şükredelim. Mevlana'nın bir sözü vardır; "Küle döndüysen yeniden güle dönmeyi bekleye geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla" der. Bu sözü içselleştiriyorum ve her yeni güne yeni umutlarla başlıyorum. Buradan yer yüzündeki tüm özel insanların annelerini babalarını ve onların engel tanımayan hikayelerini sevgi ve saygıyla selamlıyorum” dedi.
Edirne Halk Eğitim Merkezi'nde düzenlenen programda down sendromlu öğrenciler, tiyatro gösterisine yöresel kıyafetler giyerek çıktı. Türküler eşliğinde halay çekip, çiğ köfte yapan öğrencilerin gösterisine, izleyiciler de alkışlarıyla eşlik etti. Öğrencilerin gösterileri büyük beğeni topladı.
Her yüz evden 5’inde özel gereksinimli bir bireyin yaşadığına dikkat çeken Faika Erkut Özel Eğitim Okul Müdürü Emine Esra Palalı; “Ülkemizde yaklaşık her yüz evden 5’inde özel gereksinimli bir birey yaşamaktadır. Özel gereksinimli bireylerin,insan onuruna yakışır bir şekilde hizmet almasını sağlamak yapamadıklarını değil yapabildikleri becerileri geliştirmek ve sosyal hayata uyum sağlamaları noktasında bütün kurumlar üzerine düşeni yapmalıdır. Toplum olarak özel gereksinimli bireylere, hak ettikleri yaşam şartlarını vermek hepimizin görevi olmalıdır.
21. yüz yıl dünyasında başarısızlığın ve yetersizliğin nedeni,özel gereksinimli olma nedeni değildir,engellenme durumudur. Baş öğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘eğitimde feda edilecek bir fer yoktur’ sözünden hareketle okullarımızda özel gereksinimli öğrencilerimize yaşantılarında temel beceri ve alışkanlıkları kazandırılıp,bağımsız yaşama güçlerini artırarak bireysel girişimlerini sanatsal,kültürel ve sportif faaliyetlerle destekleyerek toplumla uyum içerisinde yaşayan bireyler olmaları için, eğitim öğretim hizmetleri verilmektedir. Eğitim olanaklarının artması ile birlikte, kendi ayakları üzerinde durabilen ve kendine yeten özel gereksinimli bireylerin sayısı da artmıştır.
Özel gereksinimli sporcularımızın ve sanatçılarımızın,uluslar arası başarıları bu öğrencilerimize yada bireylere fırsatlar verildiğinde, onların neler başardığını çok güzel bir şekilde ortaya koymaktadır” dedi.
Şehit Öğretmen Adnan Tunca Özel Eğitim Uygulama Okulu Öğretmeni ve Edirne Özel Eğitim Sosoyal Yaşam Merkezi velilerinden Pervin Çelebi ise duygu ve düşüncelerini şu şekilde paylaştı;"Hepimiz aslında bir çok farklı hikayelerden oluşuyoruz. Anne baba olarak sizlerin de farklı hikayeleri vardır. Kim bilir dünyanın nerelerinde saklı kalmış ne kadar muhteşem hikayeler vardır. Engelli çocuklar ve onların engel tanımayan anneleri ve babaları ile ilgili. Gün ışığına çıkmamış yürekli mi yürekli, hayatın en masum hikayeleri. Bu da benim oğlumla olan hikayem. Ben Şehit Öğretmen Adnan Tunca Özel Eğitim Uygulama Okulu'nda öğretmenim. Aynı zamanda da bir anneyim. Benim anneliğim diğer annelerden farklı. Ben ve benim gibi anneler özel anneleriz. Engelli bir çocuğa sahip annelerin hepsi süper bir kadı. Filmlerdeki süper kahramanlardan daha yürekli, daha güçlü anneler hepsi. Evlatlarının her türlü ihtiyaçlarını anneler karşılıyor. Okulumuz dahil çevreme baktığımda çocuklarıyla ilgilenen, onların yükünü çekenler anneler. Oğlum bana hayatı öğretti. Bana hayat madalyonunun diğer yüzünü gösterdi. Hani hayatı yaşadığımızı sanıyoruz ya işte; oğlum bana unuttuğum tüm güzellikleri, sağlığı, doğayı, empatiyi ve gerçeği gösterdi. Herkes hayatta en iyisini hak ettiğini düşünüyor ancak her zaman her şey insanın istediği ya da hak ettiği gibi olmayabilir. Önemli olan eşlerin tüm ailenin bu zor zamanlarda bile birlikte olabilmesidir. Eğer olmuyorsa da düşman olmaması gerekir. Bir arada eşime de tekrar teşekkür etmem gerekiyor. Benim her durumumda her zorluğumda yanımda olduğu için.
Yaşam bize her yerden her şekilde mesajlar veriyor. Yeter ki biz bu mesajları okumayı bilelim, halimize şükredelim. Mevlana'nın bir sözü vardır; "Küle döndüysen yeniden güle dönmeyi bekleye geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla" der. Bu sözü içselleştiriyorum ve her yeni güne yeni umutlarla başlıyorum. Buradan yer yüzündeki tüm özel insanların annelerini babalarını ve onların engel tanımayan hikayelerini sevgi ve saygıyla selamlıyorum” dedi.