Edirne Çocuk Hakları Derneği ile Edirne Kent Konseyi Çocuk Çalışma Grubu işbirliği ile ‘Çocuk Hakları ve Medya’ adlı panel gerçekleştirildi. Panelde konu uzmanları, çocuk ve medya arasında oluşan olumlu ve olumsuz durumlar hakkında yapılması ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında katılımcılara bilgi verdi. Edirne Çocuk Hakları Derneği ile Edirne Kent Konseyi Çocuk Çalışma Grubu işbirliği ile ‘Çocuk Hakları ve Medya’ adlı panel Edirne Baro Başkanlığı konferans salonunda gerçekleştirildi. Panele, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Timisi, Cumhuriyet Gazetesinden Gazeteci Figen Atalay, İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nden Avukat Ayşenur Demirkale katıldı. Panelde başta çocuk hakları olmak üzere insan hakları hakkında yasalar, uygulanan yasal prosedürler, medyaya yansıyan çocuk haberlerine, yanlış bilinenlerden uygulanması gerekenlere kadar detaylı bilgiler verildi. Panele çok sayıda katılım olurken, çeşitli dernek, topluluk ve Kurum-Kuruluşlardan yetkiliyle temsilciler katılım gösterdi. TİMİSİ: “ÇOCUKLAR TEMSİL EDİLEMİYOR”Panelin açılış konuşmasını Edirne Çocuk Hakları Derneği Başkanı Av. Nebahat Çavuş yaptıktan sonra konuşmacılardan İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Timisi konu hakkında Akamedik bilgiler verdi. Timisi, Hak Odaklı Gazetecilik ve Çocuk Hakları hakkında; “Çocukların yüzde 60’ının sağlıklı bilgiye ulaşamıyor. Çocuklar temsil edilemiyor. Çocuklar temsil edildiği zaman da mağdur olarak temsil ediliyor” dedi. ATALAY: “ÇOCUK DOSTU MEDYA İÇİN”Uzun yıllar gazetecilik hayatında kazandığı tecrübeleri Edirneli meslektaşlarıyla ve panele katılanlara aktaran Cumhuriyet Gazetesi Yazar ve Muhabir Figen Atalay, çocuk ve medya arasındaki hassas bir bağ olduğunu yaşanan olumlu ve olumsuz durumlarda yazılı ve görsel medyada yapılması ve yapılmaması gerekenlerin altını çizdi. Atalay; “Uluslararası Gazeteciler Federasyonu'na göre çocuklar dünya nüfusunun üçte ikisini oluşturdukları halde medya onları yok sayıyor. Haber konusu olduklarında da ‘Çocuk fuhuşu’, ‘organ kaçakçılığı’, ‘cinsel istismar’, ‘eğitim ve sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılma’, ‘Şiddet’, ‘sokak çocukları’, ‘çocuk işçiler’, ‘ensest’, ‘cinsel taciz’ vb karşımıza çıkıyor. Yani ya yok sayılıyorlar ya olumsuz haber oluyorlar. Ancak haberin doğası gereği bir olumsuzluk da söz konusu. Yani ensestin rakamlarla, uzman görüşleriyle vb haber olmasında sakınca yok aslında. Haberin nasıl yazıldığı, kullanılan dil, gazetede sunumu, kullanılan görsel vb önemli. Gazete ve internette yer alan haberlere baktığımızda, etik kurallara, çocuk haklarına, çocuğun yüksek yararı ilkesine pek uyulmadığını söylemek mümkün. Örneğin, ‘çocuk gelin’ ifadesinin hiçbir şekilde kullanılmaması, takılar, giysilerle süslenerek gelin yapılmış kız çocuğu görsellerine asla yer vermemek gerekir. Ama internet siteleri böyle fotoğraflarla dolu. Haberlerimizde çocuğu bağımsız bir kişi olarak ele almamız gerek. Birinin kızı, birinin oğlu değil bağımsız bir kız ya da erkek çocuğu olarak. Çocuk Hakları Bilgi Ağı'nın belirlediği çocuklarla ilgili haber yapılırken başvurulacak etik ilkeler şöyle: -isimler değiştirilmiş, gizlenmiş ve hatta kullanılmamış olsa bile çocuğu, kardeşlerini veya akranlarını riske atacak görüntüleri veya haberleri yayınlamayın. Hiçbir çocuğa zarar vermeyin, yargılayıcı, kültürel değerlere duyarsız, çocuğu tehlikeye atan veya küçük düşüren ya da çocuğun travmatik olaylara ilişkin acı ve üzüntüsünü tekrar canlandıracak soru, tavır ve yorumlardan kaçının. Görüşme yapılacak çocukları seçerken cinsiyet, ırk, yaş, din, statü, eğitim geçmişi veya fiziksel yetenekleri nedeniyle ayrımcılık yapmayın. Çocuklarla ilgili haber malzemelerinin reklamını yapmak için stereotipleri kullanmaktan ve sansasyonel sunum yapmaktan kaçının. Sahneye koymayın. Çocuklardan kendi geçmişlerinin bir parçası olmayan bir öyküyü anlatmalarını veya bir harekette bulunmalarını istemeyin. Çocuk ya da velinin bir gazeteciyle konuştuğunu bildiğinden emin olun. Mülakatın amacını ve nerede kullanılacağını açıklayın. Çocuk ve veliden izin alın. Görüşme yapan ve fotoğraf çekenlerin sayısını sınırlı tutun. Çocuğun rahat ve baskı altında olmadığından emin olun. Adını verdiğim durumlarda çocuğun adını değiştirin ve görüntüsünü gizleyin; cinsel istismar mağduruysa, fiziksel veya cinsel istismarın failiyse, HIV pozitif ya da AIDS olduğu durumlarda, Çocuğun söylediklerinin doğruluğunu teyit edin” şeklinde konuştu. ATALAY, DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLERİ VURGULADIBasın emekçilerine çocuklar ile röportaj veya haber yapımı esnasında dikkat edilmesi gerekenleri belirten Atalay: “Soruların önceden hazırlanması gerekir. Ön hazırlık olmadan olmaz. Çocuk beklemediğimiz yeni bir bilgi verirse onu da ek sorularla açmamız gerekebilir. Soruları genelden özele doğru sıralamalıyız: genel, yumuşak sorularla başlamak gerek. Tuttuğu takımdan bile başlayabiliriz. Önce güven ilişkisi kurmalıyız. Sorular kısa ve net olmalı: amacımız, ona bir şeyler öğretmek, açıklama yapmak değil, tanıklığına, bilgisine başvurmak. Sorular duygularla değil somut olaylarla ilgili olmalı: Ne hissediyorsun? Ne düşünüyorsun? değil, ne oldu, nasıl oldu, ne duydun? vb somut sorular olmalı. Soruları başka türlü formüle etmeye hazır olmalıyız: Anlamadığını düşünürsek soruyu tekrarlamak yerine farklı şekilde sormalıyız. Çocuğun doğal ortamında yapılmalı. Çocuğun rahat olması sağlanmalı, evi, odası, okulu olabilir. İzin alınması gerekir. Hem çocuktan, hem velisinden Yanında refakatçi bulunmalı: ama söze karışmaması gerektiği anlatılarak. Birey olarak yaklaşan bir üslup kullanılmalı: içten olun ama samimi olmayın. Dile, sözcüklere dikkat etmemiz gerek: oğlum, kızım, yavrum diye hitap olamaz. Sadece evet ya da hayır ile yanıtlanacak sorular sorulmamalı Yönlendirici sorular sorulmamalı. 'Baban anneni evi terk ettiği için dövdü değil mi?' türü soru olamaz. Çocuğun yanıtlayamayacağını tahmin ettiğiniz sorular sorulamaz. Çocuğun üzerinde olumsuz etki yaratabilecek sorular sorulamaz. Sorular çocuğun mahremiyetini ihlal etmemeli. Çocuğun sözü kesilmemeli. Müdahale edilmemeli. Suçlu değil suça itilmiş çocuk, Çocuk gelin değil, küçük yaşta zorla evlendirilmiş çocuk. Çocuk fahişe değil, fuhuş yapmaya zorlanmış çocuk. Sokak çocuğu değil, sokakta yaşayan ya da çalışan çocuk” dedi. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nden Avukat Ayşenur Demirkale, çocuk hakları ve çocuklar ile ilgili görülen davalarda basın emekçilerinden bireylerin uyması ve uygulaması gereken yasa ve hususlar hakkında bilgiler verdi. Panel sonunda Edirne Çocuk Hakları Derneği Başkanı AV. Nebahat Çavuş, Edirne Kent Konseyi Şube Başkanı Ziya Gökerküçük, Edirne Belediye Başkan Yardımcılarından Ertuğrul Tanrıkulu konuşmacılara hediye takdiminde bulundu.
YAŞAM
20 Kasım 2017 - 03:48
ÇOCUK VE MEDYA KONUŞULDU
YAŞAM
20 Kasım 2017 - 03:48