Disleksi Öğrenme Güçlüğü Derneği Edirne Temsilcisi Açelya Sivrikaya Giray, disleksi hakkında bilgiler verdi.
Disleksi Öğrenme Güçlüğü Derneğinin 2013 yılında kurulduğunu belirten Açelya Sivrikaya Giray, Şu an itibarı ile 29 il, 6 ilçe, 4 ülkede temsilciliklerinin bulunduğunu ifade ederek, ‘Avrupa Disleksi Birliği’nin ‘Türkiye Ülke Temsilcisi’ olduklarını vurguladı.
Aile odaklı kurulmuş olan derneğin, farkındalık ve hak savunuculuğu anlamında iki kulvarda tamamen ücretsiz hizmet verdiğini ifade eden Açelya Sivrikaya Giray, sadece Üniversiteler ve Kamu Kurumları ile çalışmalar yaptıklarını söyledi.
“Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, RTÜK ve Ankara Ticaret Odası’nın Resmi Partneriyiz.” Açıklamasında bulunan Açelya Sivrikaya Giray, Disleksi “Özgül Öğrenme Güçlüğü başlığı altında akıcı okuma ve okuduğunu anlama sorunuyla kendisini gösteren nörolojik temelli bir öğrenme güçlüğüdür. Disleksi’nin temelinde sesleri fark etme, çözümleme, harfe dönüştürme, işitsel kısa süreli bellek ve hızlı isimlendirme sorunları vardır. Disleksi; görme, işitme problemlerinden kaynaklanan ve nörolojik olmayan okuma güçlüğünden ya da yetersiz öğretim ortamından kaynaklanan okuma güçlüğünden farklıdır. Aynı zamanda zihinsel bir yetersizlik değildir ve zeka ile ilişkisi yoktur. Disleksili bireyler normal ya da normalüstü zekaya sahip olan bireylerdir. Ülkemizde de dünyada görülme sıklığına paralel olarak % 9-11 bandında seyretmektedir. Bu bağlamda dernek ilkelerimiz; toplumsal faydayı gözetme ve önceleme, disleksili bireylerin hak ve menfaatlerini gözetme, bilimsel araştırmaları dikkate alarak faaliyet yürütme, yenilikçilik ve inovasyon, evrensellik ve sonuç odaklı faaliyet yürütmektir.” dedi.
2019 Aralık ayından itibaren Disleksi Öğrenme Güçlüğü Edirne Temsilcisi görevini yürütmekte olduğunun altını çizen Açelya Sivrikaya Giray, Mart ayında da temsilciliğimizin hukuki alanda temsili için Av. Satuk Buğrahan Mirzabey ekip arkadaşım olarak temsilcilik görevine başlamıştır.”açıklamasında bulundu.
Özgül öğrenme güçlüğü; -Normal ya da normal üzerinde bir zekaya sahip, standart bir eğitim-öğretime rağmen kronolojik yaşına ve zekasına uygun paralellikte başarı gösteremeyen, özel bir akademik alanda belirgin bir bozukluğun varlığı (okuma, yazılı anlatım, matematik) ile tanımlanan, çeşitli genetik ve çevresel etmenlerin rol oynadığı, biyolojik temele dayanan ve nöro-gelişimsel tanı alan bir bozukluktur ve üç alt tipe ayrılır.
1: Okumada, okuduğunu anlamada (Disleksi)
2: Matematikte (Diskalkuli)
3: Yazmada zorluk, bozukluk (Disgrafi/Disgrafya)
Bu güçlüklerin bir ya da birkaçı aynı anda görülebilir diyen Açelya Sivrikaya Giray, şu açıklamalarda bulundu, “ Erken tanı sadece sağlıkta değil, eğitimde de çok çok önemlidir. Erken tanı ile çocuğa özel olarak hazırlanan bireyselleştirilmiş eğitim programı ile çocukların akademik (okul) başarısı artarken, sosyal, duyuşsal anlamda da pozitif yönlü ilerlemesi gerçekleşir. İşte tam da bu noktada risk grubunda olduğu düşünülen çocuklarımızın aileleri, umut tacirlerine tenezzül etmeden hangi kurumlarla görüşülmesi gerektiğini, tıbbi ve eğitsel tanılamanın aşamalarını, çocukların ve ailelerin yasal haklarını öğrenmek adına lütfen bizimle iletişime geçsinler.
Tıbbi ve eğitsel tanısı konulmuş olan çocuklarımızın aileleri de eğitimsel olarak destek ve bilgi almak istedikleri konularda, yasal haklarını, disleksi öğrenme güçlüğü hakkında sormak istedikleri soruları yine bizimle irtibat kurarak sorabilirler.
Coronavirus salgını sebebi ile ailece evde olduğumuz şu günlerde, çocuklarımızı gözlemleme, onlarla aktivite, etkinlikler yapma şansına da fazlasıyla sahibiz. Bu bağlamda, disleksinin bilmeyen ailelerimiz için daha iyi anlaşılması adına bir film tavsiyem de var; 'Her Çocuk Özeldir'. İnanıyorum ki filmi izledikten sonra ‘aynısını yaşıyoruz!’ diyecekler..
Disleksiyi bilmek, öğrenmek durumundayız, çünkü günümüzde çocuklarımızın onda biri disleksi tanısı alıyor..
'Aslında herkes dahidir, ama siz kalkıp bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını yetersiz olduğuna inanarak geçirecektir.' Albert Einstein”
Disleksi Öğrenme Güçlüğü Derneğinin 2013 yılında kurulduğunu belirten Açelya Sivrikaya Giray, Şu an itibarı ile 29 il, 6 ilçe, 4 ülkede temsilciliklerinin bulunduğunu ifade ederek, ‘Avrupa Disleksi Birliği’nin ‘Türkiye Ülke Temsilcisi’ olduklarını vurguladı.
Aile odaklı kurulmuş olan derneğin, farkındalık ve hak savunuculuğu anlamında iki kulvarda tamamen ücretsiz hizmet verdiğini ifade eden Açelya Sivrikaya Giray, sadece Üniversiteler ve Kamu Kurumları ile çalışmalar yaptıklarını söyledi.
“Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, RTÜK ve Ankara Ticaret Odası’nın Resmi Partneriyiz.” Açıklamasında bulunan Açelya Sivrikaya Giray, Disleksi “Özgül Öğrenme Güçlüğü başlığı altında akıcı okuma ve okuduğunu anlama sorunuyla kendisini gösteren nörolojik temelli bir öğrenme güçlüğüdür. Disleksi’nin temelinde sesleri fark etme, çözümleme, harfe dönüştürme, işitsel kısa süreli bellek ve hızlı isimlendirme sorunları vardır. Disleksi; görme, işitme problemlerinden kaynaklanan ve nörolojik olmayan okuma güçlüğünden ya da yetersiz öğretim ortamından kaynaklanan okuma güçlüğünden farklıdır. Aynı zamanda zihinsel bir yetersizlik değildir ve zeka ile ilişkisi yoktur. Disleksili bireyler normal ya da normalüstü zekaya sahip olan bireylerdir. Ülkemizde de dünyada görülme sıklığına paralel olarak % 9-11 bandında seyretmektedir. Bu bağlamda dernek ilkelerimiz; toplumsal faydayı gözetme ve önceleme, disleksili bireylerin hak ve menfaatlerini gözetme, bilimsel araştırmaları dikkate alarak faaliyet yürütme, yenilikçilik ve inovasyon, evrensellik ve sonuç odaklı faaliyet yürütmektir.” dedi.
2019 Aralık ayından itibaren Disleksi Öğrenme Güçlüğü Edirne Temsilcisi görevini yürütmekte olduğunun altını çizen Açelya Sivrikaya Giray, Mart ayında da temsilciliğimizin hukuki alanda temsili için Av. Satuk Buğrahan Mirzabey ekip arkadaşım olarak temsilcilik görevine başlamıştır.”açıklamasında bulundu.
Özgül öğrenme güçlüğü; -Normal ya da normal üzerinde bir zekaya sahip, standart bir eğitim-öğretime rağmen kronolojik yaşına ve zekasına uygun paralellikte başarı gösteremeyen, özel bir akademik alanda belirgin bir bozukluğun varlığı (okuma, yazılı anlatım, matematik) ile tanımlanan, çeşitli genetik ve çevresel etmenlerin rol oynadığı, biyolojik temele dayanan ve nöro-gelişimsel tanı alan bir bozukluktur ve üç alt tipe ayrılır.
1: Okumada, okuduğunu anlamada (Disleksi)
2: Matematikte (Diskalkuli)
3: Yazmada zorluk, bozukluk (Disgrafi/Disgrafya)
Bu güçlüklerin bir ya da birkaçı aynı anda görülebilir diyen Açelya Sivrikaya Giray, şu açıklamalarda bulundu, “ Erken tanı sadece sağlıkta değil, eğitimde de çok çok önemlidir. Erken tanı ile çocuğa özel olarak hazırlanan bireyselleştirilmiş eğitim programı ile çocukların akademik (okul) başarısı artarken, sosyal, duyuşsal anlamda da pozitif yönlü ilerlemesi gerçekleşir. İşte tam da bu noktada risk grubunda olduğu düşünülen çocuklarımızın aileleri, umut tacirlerine tenezzül etmeden hangi kurumlarla görüşülmesi gerektiğini, tıbbi ve eğitsel tanılamanın aşamalarını, çocukların ve ailelerin yasal haklarını öğrenmek adına lütfen bizimle iletişime geçsinler.
Tıbbi ve eğitsel tanısı konulmuş olan çocuklarımızın aileleri de eğitimsel olarak destek ve bilgi almak istedikleri konularda, yasal haklarını, disleksi öğrenme güçlüğü hakkında sormak istedikleri soruları yine bizimle irtibat kurarak sorabilirler.
Coronavirus salgını sebebi ile ailece evde olduğumuz şu günlerde, çocuklarımızı gözlemleme, onlarla aktivite, etkinlikler yapma şansına da fazlasıyla sahibiz. Bu bağlamda, disleksinin bilmeyen ailelerimiz için daha iyi anlaşılması adına bir film tavsiyem de var; 'Her Çocuk Özeldir'. İnanıyorum ki filmi izledikten sonra ‘aynısını yaşıyoruz!’ diyecekler..
Disleksiyi bilmek, öğrenmek durumundayız, çünkü günümüzde çocuklarımızın onda biri disleksi tanısı alıyor..
'Aslında herkes dahidir, ama siz kalkıp bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını yetersiz olduğuna inanarak geçirecektir.' Albert Einstein”