Son günlerde artan 18 yaş altı gebelik rakamlarının artmasına ilişkin Edirne Çocuk Hakları Derneği, gazetemize çeşitli açıklamalarda bulundu. Edirne Çocuk Hakları Derneği; “Yıllar içerisinde azalması gereken sayının katlanarak artığına dair gözlemlerimizin İl Genel Meclisi’nin ilgili komisyonunca teyit edilmesi durumun vahametini açıkça ortaya koymaktadır” şeklinde açıkladı. Geçtiğimiz günlerde Edirne İl Genel Meclisinin Kasım ayı oturumlarında Kadın Hakları ve Kız Çocuklarlını Koruma Komisyonu Başkanı Mehmet Uzun, Edirne’de son 5 yılda 18 yaş altı gebe kalma rakamının 806 olduğunu açıklamıştı. Konu ile ilgili dehşete düşüren rakamlar gün geçtikçe artmasına yönelik Edirne Çocuk Hakları Derneğinden açıklamalar geldi. “YILLAR İÇERİSİNDE AZALMASI GEREKEN SAYININ KATLANARAK ARTIYOR”Erken yaşta gebeliğin ve erken yaşta evlilikler hakkında detaylı bilgiler veren Edirne Çocuk Hakları Derneği Başkanı Av. Nebahat Çavuş; “Azalması gereken sayı katlanarak artıyor” şeklinde konu hakkında görüşlerini özetlerken; “Edirne Gazetesinde Bekir Tüccar’ın haberinden, ‘Edirne İl Genel Meclisinin 2017 yılı 11. toplantısında Kadın Hakları ve Kız Çocuklarını Koruma Komisyonu Başkanı Mehmet Uzun’un sunduğu raporda; 2013 yılında Edirne’de görülen 18 yaş altı gebe olan kız çocuğunun 17 olduğu, 2017 yılı içerisinde bu rakamın 159’a ulaştığı bu süreçte toplam 809 kız çocuğunun 18 yaş altı gebe olduğunu okuduk. Yıllar içerisinde azalması gereken sayının katlanarak artığına dair gözlemlerimizin İl Genel Meclisi’nin ilgili komisyonunca teyit edilmesi durumun vahametini açıkça ortaya koymaktadır. Çocuk Yaşta Evlilikler ve devamındaki çocuk yaştaki gebeliklerin önlenmesi için 18 yaşın altındaki çocukların evlenmesine izin verilmemesi gerekmektedir. Çocuk yaşta evlilikler ailenin izni ve mahkeme kararı ile 18 yaşın altına kadar inmektedir. Aile izni ve/veya Mahkemeden izin alınarak yapılan evlilikler haricinde resmi istatistiklerde yer almayan kayıt dışı evliliklerin varlığı hepimizin malumudur” dedi. ERKEN YAŞTA EVLİLİK, KÜÇÜK YAŞTA GEBELİĞİN EN BÜYÜK NEDENİKüçük yaşta gebeliğin en büyük etkenlerinden birinin de “Erken yaşta evlilik” olduğunu vurgulayan Çavuş; “Çocuk Yaşta Evlilikleri etkileyen faktörlerin başında yoksulluk, eğitim düzeyinin düşük olması ve kız çocuklara toplumda biçilen roller gelmektedir. Kız çocuklarınaAile konutunun ev işleri, güzel yemek yapma, kardeşe bakma, dantel-örgü örme becerisi gibi toplumsal cinsiyet ayırımına ilişkin roller öğretilerek adeta evliliğe hazırlanmaktadır. Kız çocukların gezme v.b. isteklerini “evlenince yaparsın” sözleriyle evlilik sosyal özgürlük sağlıyormuş gibi bir yanılsama yaratılarak cazip hale getirilmektedir. Aile tarafından erken yaşta yaptırılan evlilikler, yoksul ailelerde daha sık görülmektedir. Geçim sıkıntısı, kız çocuklarına evlenirse daha iyi koşullarda yaşayabileceği düşüncesi, kızlarının namusunu korumak için erken yaşta baş göz ederek sorumluluğu kocaya aktarma isteği de önemli birer sosyolojik faktördür.Ülkemizde genel olarak kız çocukları erken yaşta kendisinden yaşça büyük kişilerle evlendirilmektedir. Edirne’de erken evliliklerin büyük bir kısmı yurdun diğer bölgelerinden farklıdır. Erken yaşta evlilik akran sayılabilecek yaşlardaki çocukların ailelerinin baskısı olmadan, kendi istekleriyle beraber olmaları ve ailelerin çocuklarını evlendirmek yada bir arada barındırmak zorunda kalmaları söz konusudur. Erken yaşta evlenen kız çocukları okula gitmemekte, okula gidenler okulunu yarıda bırakmakta, akranlarıyla olmak ve oyun oynamak yerine aile ve çocuk sahibi olmak gibi büyük sorumluluklar altına girmektedir. Erken evlenen erken çocukların eğitimi ve mesleği olmadığından ailelerinin desteğiyle yaşamaya çalışmaktadırlar. Erken evliliklerde kız çocuğu genellikle kocasının ailesi ile aynı çatı altında yaşamak zorunda kaldığı için çocuk bakımının yanında ev işleri, evdeki aile büyüklerine hizmet gibi sorumluluklar da üstlenmek zorunda kalmaktadır. Tüm bu etkenler, kadının daha sonraki yaşam dönemlerinde çeşitli ruhsal sorunlar yaşamasına neden olmaktadır” şeklinde konuştu. BİREYSEL VE SOSYAL SORUNLARIN YANINDA FARKLI SORUNLARA DA NEDEN OLUYORErken yaşta yapılan evliliklerin, özellikle kız çocuklarında bireysel ve sosyal sorunların yanında pek çok farklı sorunlarına da neden olduğunu belirten Çavuş; “Erken yaşta yapılan evlilikler, kız çocuklar için yarattığı bireysel ve sosyal sorunların yanında, çocukluktan ergenlikten aniden kadınlığa geçişini de getirmektedir. Çocuk yaşta evlenen kadın, erken yaşta gebelik ve doğumun yol açtığı komplikasyonlar, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlarla karşı karşıya kalmaktadır. Öncelikle çocuk yaşta evliliklerin önlenmesi; çocuk yaşta evlenme olmuşsa gebeliklerin önlenmesinde aile planlaması danışmanlığı ve hizmetlerinin verilmesi, sağlıklı üreme konusunda bilgilendirme ve sağlık desteği verilmesi kadın sağlığı için çok önemlidir” “CİNSEL YAŞANTISINDA DERİN İZLER BIRAKABİLMEKTEDİR”“Adölesan anneler denilen erken yaşta gebe kalıp çocuk doğuran anneler, gebelik konularında bilgisiz ve eğitim düzeyleri düşük, yaşadıkları deneyimler sınırlı ve ekonomik açıdan da daha yetersizdir. Erken yaş evliliklerinde henüz fiziksel ve psikolojik gelişimini tamamlayamamış, sokakta oyun oynama çağında olan kız çocuğunun henüz kendi vücudunu tanıyamamışken bir erkeğin vücudunu tanımak zorunda bırakılması, adeta evlilik içi tecavüz yaşaması, onun sonraki cinsel yaşantısında derin izler bırakabilmektedir. Erken yaşta evlenen kızların, güvenli olmayan cinsel davranışları, gebelikten nasıl korunacakları konusunda bilgi yetersizliği ve önlerinde uzun bir üreme dönemi bulunması, kontrolsüz gebelik ve doğum yaşamalarına neden olmakta ve bunun olumsuz sonuçları görülmektedir.Küçük yaşta evlendirilmiş kızlar, resmi nikâhları olmadığı için eşlerinin sağlık güvencesinden yararlanamamaktadır. Erken yaşta gebe kalan kadın doğumunu evde güvensiz koşullarda yapmak zorunda kalmaktadır. Günümüzde erken yaş gebeliklerinde en sık görülen ölüm nedeni doğum komplikasyonlarıdır. Bu annelerin gebelikleri düşükle ya da olarak erken doğum sonlanmaktadır. Bebekler düşük kiloda doğduğu için sağlık sorunları ile karşılaşmaktadır. Bazı durumlarda bebeklerin Vücut ve zekâ gelişimini tamamlamakta zorlandıkları görülmektedir” “TOPLUMUMUZDA KIZ ÇOCUKLARIN ERKEN YAŞTA EVLENDİRİLMESİNİN NORMALLEŞTİRİLMESİ VE BAZI YASALARLA KOLAYLAŞTIRILMASI KABUL EDİLEMEZ”“Çocuk Yaşta Evliliklerin Önlenmes,i hem erken yaşta evlenen kız çocukları hem de bu çocukların doğurduğu çocukların beden ve ruh sağlığı için önemlidir. Türkiye’nin taraf olduğu “Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi”, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi dahil Uluslararası sözleşmelerde en erken evlenme yaşı 18 olarak belirlenmiştir. Türkiye’nin onaylayarak uymayı kabul ettiği bu sözleşmelere rağmen kız çocuklarının erken evlenmesi adeta normalleştirilmektedir. Toplumumuzda kız çocukların erken yaşta evlendirilmesinin normalleştirilmesi ve bazı yasalarla kolaylaştırılması kabul edilemez. Bunun için; Kız ve erkek çocukları ilk ve orta öğretime erişiminde eşitliğin sağlanması, 12 yıl kesintisiz zorunlu eğitimle kız çocuklarının eğitiminin güçlendirilmesi, 18 yaştan küçüklerin evlenmesinin mümkün olmaması, kız çocuklarına karşı ayrımcılığın kaldırılması, eşit ekonomik ve sosyal fırsatlar yaratılması, kız çocuklarına meslek sahibi yapacak kurs, eğitimler verilmesi ve bu alanlarda istihdam oluşturulması, kız çocuklarının erken evliliklerin yarattığı sosyal, bireysel sorunlarla birlikte erken gebeliğin beden ve ruh sağlığına etkileri hakkında bilinçlendirilmeleri zorunludur.Cinsel sağlık ve üreme sağlığı, gebelikten korunma bilgi ve hizmetlerinin her yaş grubu için yaygınlaştırılması, Erken evliliklerin dezavantajları konusunda halkı bilinçlendirmeye devam edilmesi gerekmektedir.Toplumsal değerler, gelenekler, alışkanlıklar evlenme yaşını doğrudan etkilemektedir. Kız çocuklarının karşılaştığı en büyük sorun, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve çocuk yaşta evliliklerin önlenmesi Devletin görevlerindendir. Ancak; erken yaşta evlilik, erken yaşta gebeliğin önlenmesi için kız çocukların haklarının korunması, 12 yıl zorunlu eğitime devamlarının sağlanması, eğitim sonrası çalışma yaşamlarının desteklenmesi, kadınların yoksulluğu evlenerek çözmek yerine meslek sahibi olup hem kendileri hem de erişkin yaşta kendi iradeleri ile kuracakları evliliklerde yoksulluğu ve mutsuzluğu eşleriyle aşmalarının öneminin toplum tarafından anlaşılarak uygulanması halinde mümkün olacaktır” ifadelerini kullandı.
YAŞAM
11 Kasım 2017 - 04:24
DURUM İÇLER ACISI
YAŞAM
11 Kasım 2017 - 04:24