Uluslararası fotoğraf yarışmalarında kazandığı ödüller ve yaptığı çalışmalarla adından başarıyla bahsedilen Fotoğraf Sanatçısı İzzet Keribar ile özel bir röportaj gerçekleştirdik. Keribar ile yaptığımız röportajda Yurtiçi ve yurtdışında gerçekleştireceği çalışmaları konuştuk. Edirne ile ilgili bir çalışması olup, olmadığını sorduğumuzdaysa; “Edirne benim 2. vatanım. Edirne ile ilgili çalışma yapmak isterim” dedi. Dünya çapında açtığı sergiler ve kazandığı ödüllerle, Türkiye’nin neredeyse tüm illerinin eski hallerinin bulunduğu kendi gözüyle fotoğrafladığı 60 yıllık dev arşiviyle, “Ekselans” ve “Şövalyelik” ünvanlarına kadar ömründe pek çok başarılı çalışmalarda da bulunan Fotoğraf Sanatçısı İzzet Keribar ile özel bir röportaj gerçekleştirdik. Edirne’ye hayranlığını ve “Yarı Edirneli” olduğunu her defasında vurgulayan Keribar ile son günlerde yapacağı çalışmalardan konuştuk. Gazetemiz Muhabiri ve Yazarı Bekir Tüccar’ın sorularını yanıtlayan Keribar, Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezinde “Küba’dan Siyah-Beyaz Portreler” adlı sergisi esnasında fotoğraf çalışmaları hakkında bir takım sorular yönelttik. “KÜBA’YA GİTMEK İSTERİM”Küba’ya ayrı bir hayranlığı olduğunu belirten Keribar, sergisi hakkında “Edirne’de sergilenen ‘Küba’dan Siyah-Beyaz Portreler’ adlı serginiz Türkiye’de 3. Kez sergileniyor. Serginizin hikâyesi nasıl başladı?” sorusuna Keribar; “Küba’ya karşı ayrı bir duygu besliyorum. Çok farklı ülkelerden biri ve görmek istediğim fotoğraflamak istediğim ülkeler arasındaydı. Küba’ya 2008 yılında gitmiştim. Sergim ilk olarak İstanbul Fotoğraf Müzesinde açıldı. Ardından İstanbul Kültür Merkezinde ve Edirne’de olmak üzere 3 defa açıldı. Küba çok fotografik bir yer. Bütün fotoğrafçılar Küba’da bulunmak ister ve bayılırlar. Portre ağırlıklı olan sergimde 36 adet Küba’da çektiğim fotoğraf mevcut. Küba’da bulunduğum sürece çektiğim fotoğrafların çoğu renkliydi ancak bazı programlarla fotoğraflarını siyah-beyaza çevirdim. Çünkü Küba’nın her şeyden çok nostaljik bir havası var. Çalgılarından çiçekçi kadınlarına, sokakta futbol oynayan çocuklardan taksi şoförlerine kadar pek çok yüz var. Çok cana yakın insanlar. Allah nasip kısmet ederse tekrar Küba’ya gitmek isterim. Küba’ya bir kere gitmek ile kendimi Küba’yı görmüş saymıyorum” “YARI EDİRNELİYİM”EFOD’un size daveti üzerine Edirne’ye geldiniz. Edirne’nin yeri, sizin gözünüzde nedir?“Yıllardan beri EFOD ile olan yakınlığımın çok ayrı bir yanı var benim için, yarı Edirneli olmamdan da kaynaklı diyebiliriz belki de. Benim annem Edirneli. Niye Edirne’yi bu kadar seviyorsun dediklerinde ‘Sevmemem için hiçbir neden yok’ diyorum. Türkiye’de sergi açmam ve sergilemem için en çok beni davet eden dernek EFOD’dur. Hal böyle olunca da Edirne’yi de bir kez daha görmek istedim. EFOD’un Fotoğraf sanatı için çok güzel işler yapıyorlar. EFOD ile bağlantım 25-30 yıldan beri yani fotoğraf sanatında yükselmeye başladığım günlerden bu yana devam ediyor ve EFOD tarafından sürekli olarak davet ediliyorum. Edirne’yi 2. Vatanım gibi görüyorum. Davet edildiğim için ve burada olduğum için çok minnettarım” dedi. “BENİM 2. EŞİM FOTOĞRAF”- Fotoğraf hayatınız nasıl başladı?“Fotoğrafçılık öyle bir sanat ki en iyi dostunuzdur diyebilirim. Benim fotoğraf hayatım Kore’de askerliğimi yaparken başladı ve sonrasında Türkiye’de ve Dünya’da yaptığım çekimler sonrası benim için bitmeyen bir serüven başladı. Ben evliyim ancak (gülümseyerek) 2. eşim de fotoğraf benim için. Uzun yıllardan bu yana fotoğraf sanatı beni hiç yalnız bırakmadı tabi ben de fotoğrafı bırakmadım. Fotoğraf sayesinde çok güzel insanlarla bağlantılar kurdum, çok güzel insanlarla arkadaş oldum ve ömrümün sonuna kadar fotoğraf sanatı yapmak için uğraşacağım” “EDİRNE İLE İLGİLİ ÇALIŞMA YAPMAK İSTERİM”Keribar’a “Yarı Edirneli olduğunuzu söylediniz. Edirne ile ilgili bir proje veya çalışmanız var mı?” sorusuna; “ilk olarak Türkiye’de Bursa Büyükşehir Belediyesi için bir çalışma yapıp, sergisini açmıştık. Orada yapmış olduğum çalışma 1 yıl sürdü. 500 adet fotoğraftan oluşan bir çalışmaydı. Edirne ile ilgili fotoğraflara baktığımda çok güzel ve başarılı fotoğraflar görüyorum. Edirne’yi baştan yaratacak değiliz (gülümseyerek). Her fotoğrafçının bildiği gibi; ‘Her fotoğrafçının gözü ayrıdır’. Edirne’nin tarihi yapılarından sokaklarına kadar bütün kültürel ve tarihsel fotoğraflarını çekmek isterdim. Örneğin; Selimiye Camisini ele alalım. Gündüzü başka, öğleni başka, akşamı başka bir tat ve his. Siz ne hissediyor ve yaşıyorsanız onu çekmek, onu yakalamak ve de onu anı yakalamak istersiniz. 1 kaç kareden on binlerce fotoğraf çıkarabilirsiniz” şeklinde yanıt verdi. EDİRNE’DEN KARS’AMuhabirimizin “Edirne’den sonra programınız ne olacak?” şeklindeki sorumuza Kars ve Van’da yapacağı çalışmaları aktaran Keribar; “Edirne’den sonraki programımda Kars’da yapacağım bir çalışma var. 15 gün sonra Kars’da yapacağımız çalışmalarım tamamlandıktan sonra da Van’da bir çalışma daha yapacağım. Genel olarak yapacağım çalışmalarda her hangi belirlediğim bir konu yok. Gezip görmediğim yerlerde bilinmeyeni arayacağım” dedi. 1950’LİLİ YILLARIN İSTANBUL’U SANATSEVERLER KARŞISINA ÇIKACAK- Bilindiği üzere sanat camiası sizi yakından takip ediyor. Fotoğraf sanatçıları ve fotoğrafa ilgi duyanlar sizin çalışmalarınızı adeta bir ders niteliğinde görüyor. Türkiye genelinde gerçekleştireceğiniz büyük bir sanat projesi var mı? “Bilindiği üzere 60 yıllık büyük bir arşivim var. Merakım ve çalışmalarım ardından böylesine büyük ve önemli bir arşivin sahibi olmak hem bir gurur ve hem de bir mutluluk. Şimdi bitmek üzere olan beni halen daha çok heyecanlandıran bir proje var. 60 yıl önce fotoğrafladığım İstanbul’un 1950’lili yıllarda olan 150 adet fotoğrafımdan oluşacak bir sergi açacağım. Keşke daha fazla olsa diyorum. 16-17 yaşımdayken çektiğim fotoğraflar. Benim için anlamı çok büyük bir sergi olacak” şeklinde yanıt verdi. GENÇ FOTOĞRAFÇILARA NASİHAT: “ASLA VAZGEÇMEYİN”Fotoğraf sanatına ilgi duyan gençlere ise nasihatler veren Keribar; “Fotoğrafa ilgi duyan genç arkadaşlarımız hiçbir zaman ‘tamam oldu’ demesinler. Sürekli fotoğraflayıp kendi ışıklarını belirleyip daha çok fotoğraf çeksinler. Fotoğraf sanatı çok vefalı bir dosttur. İlginiz ne kadar iyi ve kuvvetliyse size geri dönüşü de bir o kadar iyi ve kuvvetli olacaktır. Hayatınızdaki en iyi dostunuz olacaktır ve en iyi kapıları açacaktır. Çektiğiniz bir fotoğrafı paylaştığınızda sizin gibi düşünen herkes en az sizin kadar mutlu olacaktır. Asla vazgeçmeyin” ifadelerini kullandı. İZZET KERİBAR KİMDİR?1936 yılında İstanbul’da doğan İzzet Keribar, genç yaşından itibaren fotoğrafa karşı ilgi duydu ve 1957 de askerliğini yapmak üzere gittiği Kore'de, devamlı fotoğraf çekerek, tekniğini ve deneyimini geliştirdi. Büyük bir aradan sonra, 1980 yılında, fotoğrafa tekrar yöneldi. O yıldan beri yurtiçinde ve yurtdışında fotoğraf amaçlı geziler düzenlemekte ve yoğun olarak fotoğraf üretmeye devam etmektedir. Sahibi olduğu Türkiye ve Dünya fotoğrafları arşivi, ülkemizin en önemlilerinden biridir. İzzet Keribar, İFSAK'ın onur üyesidir. Uluslararası Fotoğraf Federasyonu tarafından 1985 yılında A.Fiap (Sanatçı), 1988 yılında da E.Fiap (Ekselans) ünvanları ile onurlandırılmıştır. 1982 yılından beri, yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda kişisel fotoğraf sergisi ve dia gösterisi gerçekleştiren Keribar, İFSAK'ta fotoğraf kurslarında hocalık yapmakta, Türkiye'de yapılan fotoğraf yarışmalarının jürilerinde sık sık yer almaktadır. 1991 yılında Fransa Kültür Bakanlığı tarafından, Fransız Kültür Merkezi'ndeki etkinlikleri nedeniyle “Akademik Başarılar Şövalyelik” ünvanı ile onurlandırılmıştır. Aynı yıl National Geographic Traveler (USA) dergisinin Uluslararası Fotoğraf Yarışması'nda 16 bin fotoğraf arasından 2.liğe layık görülmüş, 1992 yılında İsrail'de yayınlanan “Jerusalem Post” gazetesinin “Kudüs” konulu fotoğraf yarışmasında ise 6 bin 300 katılım arasından birinciliği kazanmıştır. 1993 yılında, bir içki firmasının organize ettiği Uluslararası Fotoğraf Yarışması'nda 2.lik, 3.lük ve bir mansiyon olmak üzere 13 bin katılım arasından 3 ödüle birden layık görülmüştür. 1997 yılında ise, FUJI FILM'in düzenlediği “Avrupa Basın Fotoğrafları” yarışmasında, Avrupa Birinciliğini kazanmıştır. 2000 yılında bir kez daha, “National Geographic Traveler” Dergisinin yarışmasında “Üstün Başarı” ödülü kazandı, 8 yıldan beri Türkiye'nin en önemli seyahat dergisi olan ATLAS'ta, SKYLIFE ve daha birçok dergide yazı ve fotoğrafları yayınlanmaktadır. Son 10 yılda çektiği fotoğraflardan oluşan “TERRA MAGICA” adında bir albümü 1999 yılında yayınlanmıştır. 2001 - FUJI Avrupa Basın Ödülleri Yarışmasının “Millenium” temalı kategoride 1.lik ödülü kazanmıştır.
KÜLTÜR-SANAT
16 Ocak 2018 - 05:32
"EDİRNE İLE İLGİLİ ÇALIŞMA YAPMAK İSTERİM"
Duayen Fotoğraf Sanatçısı İzzet Keribar’ın Edirne aşkı
KÜLTÜR-SANAT
16 Ocak 2018 - 05:32