TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Edirne İl Temsilcisi Erdoğan Yanılmaz, “köylümüzü çiftçi yapamadık, özellikle genç nüfusu köylerde tutamadık. Tarımsal ürünlerde dışa bağımlı hale geldik” açıklamasında bulundu.
Yanılmaz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Ne var ki halen ülkemizin bazı yörelerinde uygulanan sulama yöntemleri ve su kaynaklarının kullanışı hiçte ilmi ve bilimsel değil. Yapılan hatalı planlamalar sonucu ekilen ürünler gereksiz ve aşırı su tüketen ürünlerin kazancının yüksekliğinden ötürü tercih edilmesinden dolayı tarım arazilerinin çoraklaştığı, verimlerin azaldığı ve o bölgelerde yer altı suyu seviyesinin düşmeye başladığı gibi olumsuzluklarla da karşılaşılmaktadır. Konya, Aksaray illerinde ve civar bölgelerde bunu görebilmek mümkün. Ayrıca Türkiye’nin diğer sulu tarım alanlarında da bu gibi olumsuzlukları görebiliyoruz.
Niçin tarımsal ürünlerde dışa bağımlı hale geldik,? Tamamen yıllardır uygulanan hatalı tarım politikaları yüzünden. Ayrıca bizim paramız var, her ürünü ithalat ile ülkemize getiririz mantığıyla. Ancak Rusya’ nın Ukrayna’ yı işgal ettiği bu dönemde bu düşüncenin kabul görmediği bir kez daha ortaya çıktı. Buğday ve ayçiçeğinin eksikliğini yaşadık ve gördük. Fiyatların hızlı bir şekilde yükseldiğini yaşadık. Rusya ile Ukrayna savaşırken sanki bombalar ülkemize düşüyordu. Ekmek ve yağ fiyatları beklenenin çok üzerinde ve hızlı bir şekilde yükselişe geçti. Buğday ve ayçiçeğinde dışa bağımlılığımız ortaya çıktı. Ekmek fiyatları halen artmaya devam etmekte ve güvenilir ve ucuz gıdaya ulaşmada sorunlar yaşanmaktadır.
ÇİFTÇİ GELECEKTEN UMUTSUZ, ÇİFTÇİ MUTSUZ
14 Mayıs Dünya çiftçiler gününde, çiftçi gelecekten umutsuz, çiftçi mutsuz.Bir kez daha ifade etmek istiyorum ki köylümüzü çiftçi yapamadık ve yeteri kadar tarımsal eğitim veremedik. Bitkisel üretimin gerilediği kadar hayvancılığında bu şartlarda gerilediğini, piyasadaki et ve süt fiyatlarının yüksekliğinden görebiliyoruz. Ülkemizde çoğu bölgede hayvan bakıcıları ya Afganlı ya da Suriyeli göçmenlerden oluşmaktadır. Hayvancılık ta köylerde genç nüfusun bulunmayışından dolayı tamamen göçmen nüfusa kalmış durumda. Bu olumsuz örnekleri çoğaltabiliriz.
Şu anda Ulusal Süt Konseyinin süte verdiği fiyat 7,7 TL olup, 15 Mayıs tan geçerli olacak, artı devletin ödediği destekleme primi var. Ancak yapılan çalışmalar sonrası hesaplamalarımızda maliyet halen 8,5 _9,0 TL civarındadır. Bu yüksek maliyetlerle üretimde gittikçe zorlaşıyor. Dişi düvelerde kesime gidiyor. Et fiyatları da hızla artmaya devam ediyor.
GENÇ NÜFUSU KÖYLERDE TUTAMADIK
Bir kez daha ifade etmek istiyorum ki köylümüzü çiftçi yapamadık, özellikle genç nüfusu köylerde tutamadık. Herkes çok kolay miras yoluyla çiftçi olabiliyor ve elinde ÇKS belgesi olan kayıtlara çiftçi geçiyor. Bunun için gerçek anlamda Ülkemizde tarımsal faaliyetin içinde olup, üretim ağının içinde bulunan çiftçileri de tespit etmek zorlaşıyor.
GENÇ ÇİFTÇİYİ KÖYDE TUTABİLMEK VE BU GENÇLERİ ÇİFTÇİLİĞE TEŞVİK ETMEK GEREK
Gerçek anlamda üretim zincirinin içinde bulunan çiftçilerimizi sık aralıklarla eğitmekte fayda olduğu düşüncesindeyim. Köylerde yaşayan ve çiftçilik ile uğraşan nüfusun yaş ortalaması 50-55 civarında. Çiftçiliğin devamı için genç nüfusu, genç çiftçiyi köyde tutabilmek ve bu gençleri çiftçiliğe teşvik etmek, kurslar düzenlemek bu kurslar sonrası verilecek sertifika ve belgeler karşılığı yatırıma yönlendirmek, yatırım kredilerini düşük faizli vermek gerektiği düşüncesindeyiz.
ENERJİ VE MAZATO FİYATLARI ARTIKÇA EKİLMEYEN ALANLARDA ARTACAK
Ayrıca üretimi teşvik etmek için destekleme miktarlarını ve taban fiyatları ekim tarihinde açıklamak gerektiğini düşünüyorum. İthalat ile diğer dünya çiftçilerini destekleyeceğimize, kendi ülkemizde üretim yapan çiftçilerimizi desteklememiz gerekmektedir. Enerji, Mazot ve diğer girdilerin bu kadar yüksek olduğu bu dönemde tarım alanlarında bence ekilmeyen alanlar daha da artacaktır”
Yanılmaz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Ne var ki halen ülkemizin bazı yörelerinde uygulanan sulama yöntemleri ve su kaynaklarının kullanışı hiçte ilmi ve bilimsel değil. Yapılan hatalı planlamalar sonucu ekilen ürünler gereksiz ve aşırı su tüketen ürünlerin kazancının yüksekliğinden ötürü tercih edilmesinden dolayı tarım arazilerinin çoraklaştığı, verimlerin azaldığı ve o bölgelerde yer altı suyu seviyesinin düşmeye başladığı gibi olumsuzluklarla da karşılaşılmaktadır. Konya, Aksaray illerinde ve civar bölgelerde bunu görebilmek mümkün. Ayrıca Türkiye’nin diğer sulu tarım alanlarında da bu gibi olumsuzlukları görebiliyoruz.
Niçin tarımsal ürünlerde dışa bağımlı hale geldik,? Tamamen yıllardır uygulanan hatalı tarım politikaları yüzünden. Ayrıca bizim paramız var, her ürünü ithalat ile ülkemize getiririz mantığıyla. Ancak Rusya’ nın Ukrayna’ yı işgal ettiği bu dönemde bu düşüncenin kabul görmediği bir kez daha ortaya çıktı. Buğday ve ayçiçeğinin eksikliğini yaşadık ve gördük. Fiyatların hızlı bir şekilde yükseldiğini yaşadık. Rusya ile Ukrayna savaşırken sanki bombalar ülkemize düşüyordu. Ekmek ve yağ fiyatları beklenenin çok üzerinde ve hızlı bir şekilde yükselişe geçti. Buğday ve ayçiçeğinde dışa bağımlılığımız ortaya çıktı. Ekmek fiyatları halen artmaya devam etmekte ve güvenilir ve ucuz gıdaya ulaşmada sorunlar yaşanmaktadır.
ÇİFTÇİ GELECEKTEN UMUTSUZ, ÇİFTÇİ MUTSUZ
14 Mayıs Dünya çiftçiler gününde, çiftçi gelecekten umutsuz, çiftçi mutsuz.Bir kez daha ifade etmek istiyorum ki köylümüzü çiftçi yapamadık ve yeteri kadar tarımsal eğitim veremedik. Bitkisel üretimin gerilediği kadar hayvancılığında bu şartlarda gerilediğini, piyasadaki et ve süt fiyatlarının yüksekliğinden görebiliyoruz. Ülkemizde çoğu bölgede hayvan bakıcıları ya Afganlı ya da Suriyeli göçmenlerden oluşmaktadır. Hayvancılık ta köylerde genç nüfusun bulunmayışından dolayı tamamen göçmen nüfusa kalmış durumda. Bu olumsuz örnekleri çoğaltabiliriz.
Şu anda Ulusal Süt Konseyinin süte verdiği fiyat 7,7 TL olup, 15 Mayıs tan geçerli olacak, artı devletin ödediği destekleme primi var. Ancak yapılan çalışmalar sonrası hesaplamalarımızda maliyet halen 8,5 _9,0 TL civarındadır. Bu yüksek maliyetlerle üretimde gittikçe zorlaşıyor. Dişi düvelerde kesime gidiyor. Et fiyatları da hızla artmaya devam ediyor.
GENÇ NÜFUSU KÖYLERDE TUTAMADIK
Bir kez daha ifade etmek istiyorum ki köylümüzü çiftçi yapamadık, özellikle genç nüfusu köylerde tutamadık. Herkes çok kolay miras yoluyla çiftçi olabiliyor ve elinde ÇKS belgesi olan kayıtlara çiftçi geçiyor. Bunun için gerçek anlamda Ülkemizde tarımsal faaliyetin içinde olup, üretim ağının içinde bulunan çiftçileri de tespit etmek zorlaşıyor.
GENÇ ÇİFTÇİYİ KÖYDE TUTABİLMEK VE BU GENÇLERİ ÇİFTÇİLİĞE TEŞVİK ETMEK GEREK
Gerçek anlamda üretim zincirinin içinde bulunan çiftçilerimizi sık aralıklarla eğitmekte fayda olduğu düşüncesindeyim. Köylerde yaşayan ve çiftçilik ile uğraşan nüfusun yaş ortalaması 50-55 civarında. Çiftçiliğin devamı için genç nüfusu, genç çiftçiyi köyde tutabilmek ve bu gençleri çiftçiliğe teşvik etmek, kurslar düzenlemek bu kurslar sonrası verilecek sertifika ve belgeler karşılığı yatırıma yönlendirmek, yatırım kredilerini düşük faizli vermek gerektiği düşüncesindeyiz.
ENERJİ VE MAZATO FİYATLARI ARTIKÇA EKİLMEYEN ALANLARDA ARTACAK
Ayrıca üretimi teşvik etmek için destekleme miktarlarını ve taban fiyatları ekim tarihinde açıklamak gerektiğini düşünüyorum. İthalat ile diğer dünya çiftçilerini destekleyeceğimize, kendi ülkemizde üretim yapan çiftçilerimizi desteklememiz gerekmektedir. Enerji, Mazot ve diğer girdilerin bu kadar yüksek olduğu bu dönemde tarım alanlarında bence ekilmeyen alanlar daha da artacaktır”