ŞENER URFA
Edirne Vakıflar Bölge Müdürü Osman Güneren, vakıf kiracılarına yapılan zamlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Zamlara itirazı olan vakıf kiracılarının izlemesi gereken 5 yol olduğunu açıklayan Güneren, hakkındaki iftira ve karalamalarla ilgili suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Güneren, ayrıca yapılan zamların yüzde 268 değil yüzde 189 olduğunu ifade etti.
Güneren açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Değerlendirmelerin neticesinde Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü olarak şöyle bir karar aldık. Dedik ki; minimum dükkan kiralarının bu çarşılarımızda 2 bin lira olması yönünde karar aldık. Bizim yıllarca yaptığımız kira artışları sonrasında, 800 lira, 900 lira, bin 100 lira, bin 200 lira düzeylerinde kalan, kiraları bu düzeyde olan kiracılarımız vardı. Biz kiracıların hiçbir şekilde, ismine, ünvanına takılmadan, bu kiracılarımızın tamamını minimum 2 bin lira olacak şekilde bir düzenleme yaptık. Tabii ki bu kapsamında bin 200 lira olanın kirası yüzde 60 arttı, 800 lira olanın kirası da yüzde 150 arttı. Bu arada şunu da söyleyeyim, bu haberler ilk çıktığında yüzde 268 artış yapıldığı yönünde vurgulandı. Bu da doğru değil. Bu yaptığımız değerlendirme sonrasında, yani 2 bin lirayı baz aldığımızda en yüksek kira artışı yüzde 189 seviyesinde gerçekleşti.
Biz kiracılarımızla konuştuğumuz zaman aynen bu söylediklerimi onlara da anlattım. Ancak dünkü basın açıklamasında, ‘kiraları yüksek bulan anahtarı teslim etsin, gitsin’ şeklinde bir söylemde bulunduğum iddia edilmiştir. Kesinlikle ve kesinlikle söylüyorum ki böyle bir söylem doğru değildir. Bizim bu şekilde beyanımız kesinlikle olmamıştır.
Gelinen noktada iş artık iftira atmaya, karalamaya dönüşmüştür. Kişiler elbet haklarını arayacaklar ama hakları ararken, olmamış olayları olmuş gibi, söylenmemiş lafları söylenmiş gibi, yaşanmamış şeyleri yaşanmış gibi anlatmak, kamuoyunu böylece bilgilendirmek fevkalade yanlıştır.
Ayrıca tabi burada hukuki olarak da yapılması gereken şeyler var. Elbette ki biz de hem şahsım, hem de kurumumu temsilen bir bölge müdürü olarak bu konuyla ilgili hukuki girişimlerde de bulundum. Peki taraflar haklarını nasıl aramalı? Bakınız devletin dili resmidir, yazıdır. Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü bir takım değerlendirmeler yapmış, bu kira tebligatlarını göndermiştir ve bir yazılı ihbarname iletmiştir. Dolayısıyla bundan sonra kiracılarımızın yapması gereken şey, eğer buna bir itirazları varsa idareye yazılı olarak başvurabilirler. Nitekim bize birkaç tane kiracımızdan yazılı olarak başvuru gelmiştir, bunlarla ilgili değerlendirmeleri kendi prensiplerimiz çerçevesinde, ekspertiz raporlarına dayalı şekilde yapıp, cevap veriyoruz.
Bugün yargı aşamasına geçmeden önce Türkiye’de bir çok müessese tesis edildi. Bugün arabuluculuk kurumu var. Biz bu konuyu detayıyla araştırdık, bu olayı arabuluculuk mekanizması tarafından değerlendirilebilecek, işlenebilecek, sonuca varılabilecek bir konudur. Biz görüşmelerimiz esnasında dedik ki, arabuluculuk mekanizmasına başvurulabilir. İdaremiz, Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü, bu konuda ihtiyari arabuluculuk noktasında hazırdır. Bir ombudsman başkanlığında kamu denetçiliği kurumu oluşturuldu Ankara merkezli. O birimle de konuştuğumuzda, bahsedilen anlaşmazlığın kamu denetçiliği kurumunun faaliyet alanına da girdiğini gördük. Oraya da başvurulabilir.
Başka bir şey daha söyleyeyim. Biz ne diyoruz? Ekspertiz raporları yaptık. Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden başka ekspertiz raporu hazırlayan birim yok mu, var. SPK tarafından onaylanmış ekspertiz raporu düzenlemeye yetkili kurum ya da kişiler var. Bunlara da başvurulabilir. Gidilir ekspertiz çalışması yapılır ve çıkan netice kamuoyuyla paylaşılır, değerlendirilir ve ona göre netice alınır.
Son olarak biliyorsunuz idarenin yaptığı bütün işlemler yargı denetimine tabiidir. Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü bir karar vermiştir. Bu kararı yanlış olabilir, pek tabii ki yargıya götürülebilir. Burada mahkemeler nezdinde açılacak bir kira tespit davasıyla bu konu net bir şekilde ortaya konulabilir. Dolayısıyla bunların hiçbirisi yapılmadan iftira atarak, karalayarak bir takım değerlendirmeler yapılmasının fevkalade yanlış olduğunu düşünüyorum.”
Edirne Vakıflar Bölge Müdürü Osman Güneren, vakıf kiracılarına yapılan zamlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Zamlara itirazı olan vakıf kiracılarının izlemesi gereken 5 yol olduğunu açıklayan Güneren, hakkındaki iftira ve karalamalarla ilgili suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Güneren, ayrıca yapılan zamların yüzde 268 değil yüzde 189 olduğunu ifade etti.
Güneren açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Değerlendirmelerin neticesinde Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü olarak şöyle bir karar aldık. Dedik ki; minimum dükkan kiralarının bu çarşılarımızda 2 bin lira olması yönünde karar aldık. Bizim yıllarca yaptığımız kira artışları sonrasında, 800 lira, 900 lira, bin 100 lira, bin 200 lira düzeylerinde kalan, kiraları bu düzeyde olan kiracılarımız vardı. Biz kiracıların hiçbir şekilde, ismine, ünvanına takılmadan, bu kiracılarımızın tamamını minimum 2 bin lira olacak şekilde bir düzenleme yaptık. Tabii ki bu kapsamında bin 200 lira olanın kirası yüzde 60 arttı, 800 lira olanın kirası da yüzde 150 arttı. Bu arada şunu da söyleyeyim, bu haberler ilk çıktığında yüzde 268 artış yapıldığı yönünde vurgulandı. Bu da doğru değil. Bu yaptığımız değerlendirme sonrasında, yani 2 bin lirayı baz aldığımızda en yüksek kira artışı yüzde 189 seviyesinde gerçekleşti.
Biz kiracılarımızla konuştuğumuz zaman aynen bu söylediklerimi onlara da anlattım. Ancak dünkü basın açıklamasında, ‘kiraları yüksek bulan anahtarı teslim etsin, gitsin’ şeklinde bir söylemde bulunduğum iddia edilmiştir. Kesinlikle ve kesinlikle söylüyorum ki böyle bir söylem doğru değildir. Bizim bu şekilde beyanımız kesinlikle olmamıştır.
Gelinen noktada iş artık iftira atmaya, karalamaya dönüşmüştür. Kişiler elbet haklarını arayacaklar ama hakları ararken, olmamış olayları olmuş gibi, söylenmemiş lafları söylenmiş gibi, yaşanmamış şeyleri yaşanmış gibi anlatmak, kamuoyunu böylece bilgilendirmek fevkalade yanlıştır.
Ayrıca tabi burada hukuki olarak da yapılması gereken şeyler var. Elbette ki biz de hem şahsım, hem de kurumumu temsilen bir bölge müdürü olarak bu konuyla ilgili hukuki girişimlerde de bulundum. Peki taraflar haklarını nasıl aramalı? Bakınız devletin dili resmidir, yazıdır. Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü bir takım değerlendirmeler yapmış, bu kira tebligatlarını göndermiştir ve bir yazılı ihbarname iletmiştir. Dolayısıyla bundan sonra kiracılarımızın yapması gereken şey, eğer buna bir itirazları varsa idareye yazılı olarak başvurabilirler. Nitekim bize birkaç tane kiracımızdan yazılı olarak başvuru gelmiştir, bunlarla ilgili değerlendirmeleri kendi prensiplerimiz çerçevesinde, ekspertiz raporlarına dayalı şekilde yapıp, cevap veriyoruz.
Bugün yargı aşamasına geçmeden önce Türkiye’de bir çok müessese tesis edildi. Bugün arabuluculuk kurumu var. Biz bu konuyu detayıyla araştırdık, bu olayı arabuluculuk mekanizması tarafından değerlendirilebilecek, işlenebilecek, sonuca varılabilecek bir konudur. Biz görüşmelerimiz esnasında dedik ki, arabuluculuk mekanizmasına başvurulabilir. İdaremiz, Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü, bu konuda ihtiyari arabuluculuk noktasında hazırdır. Bir ombudsman başkanlığında kamu denetçiliği kurumu oluşturuldu Ankara merkezli. O birimle de konuştuğumuzda, bahsedilen anlaşmazlığın kamu denetçiliği kurumunun faaliyet alanına da girdiğini gördük. Oraya da başvurulabilir.
Başka bir şey daha söyleyeyim. Biz ne diyoruz? Ekspertiz raporları yaptık. Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden başka ekspertiz raporu hazırlayan birim yok mu, var. SPK tarafından onaylanmış ekspertiz raporu düzenlemeye yetkili kurum ya da kişiler var. Bunlara da başvurulabilir. Gidilir ekspertiz çalışması yapılır ve çıkan netice kamuoyuyla paylaşılır, değerlendirilir ve ona göre netice alınır.
Son olarak biliyorsunuz idarenin yaptığı bütün işlemler yargı denetimine tabiidir. Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü bir karar vermiştir. Bu kararı yanlış olabilir, pek tabii ki yargıya götürülebilir. Burada mahkemeler nezdinde açılacak bir kira tespit davasıyla bu konu net bir şekilde ortaya konulabilir. Dolayısıyla bunların hiçbirisi yapılmadan iftira atarak, karalayarak bir takım değerlendirmeler yapılmasının fevkalade yanlış olduğunu düşünüyorum.”