Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş İl binasında basın toplantısı düzenleyerek,2022 yılının 6 aylık ekonomisini değerlendirdi. İriş, Devletimiz 20 - 30 yıl sonrasına borçlanıyor, Bu durum sürdürülebilir değildir. Bu durum kabul edilebilir değildir, Türkiye’mizin yeni bir başlangıca, yeni bir söze, yeni bir sayfaya ihtiyacı vardır”dedi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş’in Saadet Partisi il başkanlığında gerçekleşen basın toplantısına İl Başkanı Av. Sinan Tekin ve il ilçe yönetimi de katıl.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş; “ Sözlerime başlamazdan evvel iki gün önce Lüleburgaz yakınlarındaki trafik kazasında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar ve başsağlığı dilerim. Yaralı olan kardeşlerimize de acil şifalar niyaz ederim. Bayram arifesinde bulunduğumuz şu günlerde, sevdiklerimize kavuşma heyecanı yaşarken, acılara sebep olmayalım. Bayramda yoğunlaşan trafik sebebiyle, sürücülerimizden, kurallara riayet hususunda duyarlı olmalarını, içtenlikle temenni ederim.
Geçtiğimiz hafta Edirne’mizle simgeleşen tarihi Kırkpınar Güreşlerinin 661.’sini idrak ettik. Ufak tefek eksikleriyle Kırkpınar Yağlı Güreş müsabakaları gayet güzel ve sürprizlerle dolu geçti. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz.
KIRKPINAR GÜREŞ MEYDANI DEĞİŞMELİ
Yeri gelmişken bir iki hususu ifade etmek isterim. Kanaatimizce artık Kırkpınar’ımızın yeri değişmelidir. Esasen güreş sporu için yüksek yaylalar tercih edilir. Oldukça efor gerektiren bu spor için yayla havası en uygun olanıdır. Bundan dolayı, Edirne Merkeze 15-20 km mesafede bile olsa, havadar, günün şartlarına uygun ve ihtiyaca cevap verebilecek yeni bir Kırkpınar Güreş Meydanı yapılması, hem güreş sporumuza hem de Edirne’mize çok şey katar. Diğer taraftan yağlı güreş geleneklerini uygulamada duyarlı olunmalıdır. Edirneliler olarak da Kırkpınar’a pehlivan hazırlamak için bir heyecan, bir istek oluşturmanın yollarını bulmalıyız.
İki gün sonra, ülkemizde ve tüm İslam dünyasında bir Kurban Bayramı’nı daha idrak edeceğiz. Hakka yaklaşmanın, nimetleri paylaşmanın güzel bir sembolü olan Kurban Bayramımızın, hayırlara vesile olmasını diliyorum. Cenab-ı Hak, devletçe, milletçe huzur içinde bayramımızı kutlamayı nasip etsin.
BÜTÇE ENFLASYONA 6 AY DAYANABİLDİ
2022’nin yarısı tamamlandı. Şimdi yılın ikinci yarısına giriyoruz. Niçin böyle bir giriş yaptık? Çünkü dengeler öylesine şaştı ki sanki yeni bir yıla başlıyormuşuz gibi, her şeyi yeniden ele alıp, yeni bir başlangıç yapma ihtiyacı doğdu. Aile bütçesinden kurum bütçelerine, şirket bütçelerinden devletin bütçesine kadar her alanda bu ihtiyaç doğdu.
Nitekim geçtiğimiz günlerde 2022 yılı bütçesi, ek bütçe kanunu ile revize edildi. Bu ne demek? 2022 yılına girerken bir yıl için tüm öngörüleri hesap ederek hazırlanan bütçe, ancak 6 ay dayanabildi. Oluşan şartlara göre güncelleme yapma ihtiyacı hasıl oldu.
ASGARİ ÜCRETE %30 CİVARINDA ARTIŞ YAPTI. BU ARTIŞLA ELE GEÇECEK MİKTAR ANCAK AÇLIK SINIRINA YAKLAŞTI
Her zaman ifade etmeye çalıştığımız gibi pahalılık, işsizlik, geçim zorluğu gibi yaşananlar, birer sonuçtur. Sebep sonuç ilişkilerini doğru değerlendirip ona göre adımlar atılmadıkça, doğru sonuçlara ulaşamayız. Evet, yüksek enflasyon özellikle ücretli kesimin gelirlerinde büyük kayba sebep oldu. Hükümet de bu kaybı telafi etme adına, asgari ücrete %30 civarında artış yaptı. Bu artışla ele geçecek miktar ancak açlık sınırına yaklaştı.
BÜTÇEMİZ DENK DEĞİL. HER SENE AÇIK VERİYOR
Peki bu sonuçların sebebi nedir? Basit tabirle gelirler, giderleri karşılamıyor. Bütçemiz denk değil. Her sene açık veriyor. Bu açıklar da faizle, borçla kapatılmaya çalışılıyor. Seneye yine açık. Tuzlu su gibi. Susadıkça içiyor. İçtikçe susuyor. Bu bir kısır döngü. Hedef, bu kısır döngüden çıkmak olmalıdır. Kanaatimizce bu konuda farkındalık ve hassasiyet oluşturmak, milli bir görevdir.
İşin can damarı, devlet bütçesinin de kurum bütçelerinin de hatta aile bütçelerinin de denkleştirilmesidir. Ancak o zaman huzura kavuşacağız. Tüm bütçelerin iki büyük başlığı vardır.
TAM BİR FAİZ BATAĞI
Gelirler ve Giderler. Önce gelirleri artıracağız. Nasıl? Başta yetişmiş insan varlığımız olmak üzere tüm kaynakları harekete geçireceğiz. Tarımdan ticarete, sanayiden ihracata kadar bütün sahalarda verimlilik kurallarını uygulayacağız. Her alanda yaptığımız işleri ölçülebilir kılacağız. Denetleyeceğiz. Sonuç olarak da en verimli şekilde yönetebilir hale getireceğiz. Böylece Milli, Güçlü, Süratli ve Yaygın Kalkınmayı sağlayacağız.
Diğer taraftan Giderler... Başta israf olmak üzere tüm olumsuzlukların önünü tıkayacağız. Giderler konusunda çok önemli bir kalem var. Faiz. Devletin kayıtlarında her detay var. Bir fikir olsun diye söylüyorum. 2021 yılı bütçesinden faizcilere 180 Milyar TL ödendi. 2022 bütçesinde faizcilere 240 Milyar TL ayrıldı. Ancak biraz evvel ifade ettiğimiz gibi öngörüler tutmadı. 6. Ayda yenilenen bütçede faizcilere 90 Milyar daha ilave ayrıldı. Böylece 2022 yılında milletin bütçesinden faizcilere 330 Milyar TL ödenmiş olacak. Tam bir faiz batağı. Aileler geçim darlığı içinde kıvranırken, işletmeler, esnaf ayakta durma mücadelesi verirken BDDK verilerine göre bankacılık sektörünün 5 aylık net kârı 132 milyar liraya ulaşıyor. 2021’in aynı dönemine göre yüzde 434 artmış oluyor. Hangi sektörde bir yıl içerisinde %400-500 kar artışı sağlandı? Yorum, sizlere ait.
DEVLETİMİZ 20 YIL SONRASINA 30 YIL SONRASINA BORÇLANIYOR
Bu durum sürdürülebilir değildir. Bu durum kabul edilebilir değildir. Bakınız son yirmi yılda, 600 Milyar doları aşan bir miktar, faizcilere ödenmiştir. Bu ne ediyor biliyor musunuz? Yeni yapılan 1915 Çanakkale Köprüsü gibi 150 tane köprü.
Devletimiz 20 yıl sonrasına 30 yıl sonrasına borçlanıyor. Yani çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini yiyoruz. Buna hakkımız var mı? Bu böyle gitmez. Borç, faiz demeden; daha fazla kazanma hırsına dayanan bir sistemin sonuçları, sadece ekonomik değil sosyal ve beşerî maliyetleri de beraberinde getiriyor. Fotoğrafın bütününe baktığımızda, zihniyet değişmediği sürece isimlerin değişmesinin pek de önemi olmuyor. Bundan dolayı, Türkiye’mizin yeni bir başlangıca, yeni bir söze, yeni bir sayfaya ihtiyacı vardır. Yolumuz dayatma değil, iknadır. Metodumuz meseleleri kırarak dökerek değil, dil dökerek, ter dökerek çözmektir.
EKONOMİK SIKINTILAR BOŞANMALARI ARTIRDI
Aile. Toplumun temel yapı taşı aile kurumudur. Aile kurumu, son yıllarda ciddi derecede yara aldı. Dünyevileşme/Sekülerizm rüzgarının olumsuz etkilediği kurumların başında aile geliyor.
Boşanmanın arttığı, evlenmenin zorlaştığı görülürken, yuva kurmak ve devam ettirmek oldukça zorlaştı. En ufak bir tartışmanın dahi boşanma sebebi sayıldığı günümüzde, adliyeler boşanma davalarıyla doldu. Birçok çocuk, anne-babalarının ayrılığına şahit olma dramını yaşadı ve ruh sağlıklarında bozulmalar meydana geldi.
2020 yılında 136 bin boşanma yaşanırken bu sayı 2021’de 174 bine çıktı. Bu ürkütücü tablo bize aile yapımızda yaşanan sarsıntıları gösteriyor. Ekonomiyi konuşurken de ifade ettiğimiz gibi bu yaşananlar, sonuçlardır. Bu sonuçlara doğru teşhisler koymak zorundayız. Doğru teşhis, doğru çözümün anahtarıdır”. HABER:CANAN KAYA
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş’in Saadet Partisi il başkanlığında gerçekleşen basın toplantısına İl Başkanı Av. Sinan Tekin ve il ilçe yönetimi de katıl.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş; “ Sözlerime başlamazdan evvel iki gün önce Lüleburgaz yakınlarındaki trafik kazasında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar ve başsağlığı dilerim. Yaralı olan kardeşlerimize de acil şifalar niyaz ederim. Bayram arifesinde bulunduğumuz şu günlerde, sevdiklerimize kavuşma heyecanı yaşarken, acılara sebep olmayalım. Bayramda yoğunlaşan trafik sebebiyle, sürücülerimizden, kurallara riayet hususunda duyarlı olmalarını, içtenlikle temenni ederim.
Geçtiğimiz hafta Edirne’mizle simgeleşen tarihi Kırkpınar Güreşlerinin 661.’sini idrak ettik. Ufak tefek eksikleriyle Kırkpınar Yağlı Güreş müsabakaları gayet güzel ve sürprizlerle dolu geçti. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz.
KIRKPINAR GÜREŞ MEYDANI DEĞİŞMELİ
Yeri gelmişken bir iki hususu ifade etmek isterim. Kanaatimizce artık Kırkpınar’ımızın yeri değişmelidir. Esasen güreş sporu için yüksek yaylalar tercih edilir. Oldukça efor gerektiren bu spor için yayla havası en uygun olanıdır. Bundan dolayı, Edirne Merkeze 15-20 km mesafede bile olsa, havadar, günün şartlarına uygun ve ihtiyaca cevap verebilecek yeni bir Kırkpınar Güreş Meydanı yapılması, hem güreş sporumuza hem de Edirne’mize çok şey katar. Diğer taraftan yağlı güreş geleneklerini uygulamada duyarlı olunmalıdır. Edirneliler olarak da Kırkpınar’a pehlivan hazırlamak için bir heyecan, bir istek oluşturmanın yollarını bulmalıyız.
İki gün sonra, ülkemizde ve tüm İslam dünyasında bir Kurban Bayramı’nı daha idrak edeceğiz. Hakka yaklaşmanın, nimetleri paylaşmanın güzel bir sembolü olan Kurban Bayramımızın, hayırlara vesile olmasını diliyorum. Cenab-ı Hak, devletçe, milletçe huzur içinde bayramımızı kutlamayı nasip etsin.
BÜTÇE ENFLASYONA 6 AY DAYANABİLDİ
2022’nin yarısı tamamlandı. Şimdi yılın ikinci yarısına giriyoruz. Niçin böyle bir giriş yaptık? Çünkü dengeler öylesine şaştı ki sanki yeni bir yıla başlıyormuşuz gibi, her şeyi yeniden ele alıp, yeni bir başlangıç yapma ihtiyacı doğdu. Aile bütçesinden kurum bütçelerine, şirket bütçelerinden devletin bütçesine kadar her alanda bu ihtiyaç doğdu.
Nitekim geçtiğimiz günlerde 2022 yılı bütçesi, ek bütçe kanunu ile revize edildi. Bu ne demek? 2022 yılına girerken bir yıl için tüm öngörüleri hesap ederek hazırlanan bütçe, ancak 6 ay dayanabildi. Oluşan şartlara göre güncelleme yapma ihtiyacı hasıl oldu.
ASGARİ ÜCRETE %30 CİVARINDA ARTIŞ YAPTI. BU ARTIŞLA ELE GEÇECEK MİKTAR ANCAK AÇLIK SINIRINA YAKLAŞTI
Her zaman ifade etmeye çalıştığımız gibi pahalılık, işsizlik, geçim zorluğu gibi yaşananlar, birer sonuçtur. Sebep sonuç ilişkilerini doğru değerlendirip ona göre adımlar atılmadıkça, doğru sonuçlara ulaşamayız. Evet, yüksek enflasyon özellikle ücretli kesimin gelirlerinde büyük kayba sebep oldu. Hükümet de bu kaybı telafi etme adına, asgari ücrete %30 civarında artış yaptı. Bu artışla ele geçecek miktar ancak açlık sınırına yaklaştı.
BÜTÇEMİZ DENK DEĞİL. HER SENE AÇIK VERİYOR
Peki bu sonuçların sebebi nedir? Basit tabirle gelirler, giderleri karşılamıyor. Bütçemiz denk değil. Her sene açık veriyor. Bu açıklar da faizle, borçla kapatılmaya çalışılıyor. Seneye yine açık. Tuzlu su gibi. Susadıkça içiyor. İçtikçe susuyor. Bu bir kısır döngü. Hedef, bu kısır döngüden çıkmak olmalıdır. Kanaatimizce bu konuda farkındalık ve hassasiyet oluşturmak, milli bir görevdir.
İşin can damarı, devlet bütçesinin de kurum bütçelerinin de hatta aile bütçelerinin de denkleştirilmesidir. Ancak o zaman huzura kavuşacağız. Tüm bütçelerin iki büyük başlığı vardır.
TAM BİR FAİZ BATAĞI
Gelirler ve Giderler. Önce gelirleri artıracağız. Nasıl? Başta yetişmiş insan varlığımız olmak üzere tüm kaynakları harekete geçireceğiz. Tarımdan ticarete, sanayiden ihracata kadar bütün sahalarda verimlilik kurallarını uygulayacağız. Her alanda yaptığımız işleri ölçülebilir kılacağız. Denetleyeceğiz. Sonuç olarak da en verimli şekilde yönetebilir hale getireceğiz. Böylece Milli, Güçlü, Süratli ve Yaygın Kalkınmayı sağlayacağız.
Diğer taraftan Giderler... Başta israf olmak üzere tüm olumsuzlukların önünü tıkayacağız. Giderler konusunda çok önemli bir kalem var. Faiz. Devletin kayıtlarında her detay var. Bir fikir olsun diye söylüyorum. 2021 yılı bütçesinden faizcilere 180 Milyar TL ödendi. 2022 bütçesinde faizcilere 240 Milyar TL ayrıldı. Ancak biraz evvel ifade ettiğimiz gibi öngörüler tutmadı. 6. Ayda yenilenen bütçede faizcilere 90 Milyar daha ilave ayrıldı. Böylece 2022 yılında milletin bütçesinden faizcilere 330 Milyar TL ödenmiş olacak. Tam bir faiz batağı. Aileler geçim darlığı içinde kıvranırken, işletmeler, esnaf ayakta durma mücadelesi verirken BDDK verilerine göre bankacılık sektörünün 5 aylık net kârı 132 milyar liraya ulaşıyor. 2021’in aynı dönemine göre yüzde 434 artmış oluyor. Hangi sektörde bir yıl içerisinde %400-500 kar artışı sağlandı? Yorum, sizlere ait.
DEVLETİMİZ 20 YIL SONRASINA 30 YIL SONRASINA BORÇLANIYOR
Bu durum sürdürülebilir değildir. Bu durum kabul edilebilir değildir. Bakınız son yirmi yılda, 600 Milyar doları aşan bir miktar, faizcilere ödenmiştir. Bu ne ediyor biliyor musunuz? Yeni yapılan 1915 Çanakkale Köprüsü gibi 150 tane köprü.
Devletimiz 20 yıl sonrasına 30 yıl sonrasına borçlanıyor. Yani çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini yiyoruz. Buna hakkımız var mı? Bu böyle gitmez. Borç, faiz demeden; daha fazla kazanma hırsına dayanan bir sistemin sonuçları, sadece ekonomik değil sosyal ve beşerî maliyetleri de beraberinde getiriyor. Fotoğrafın bütününe baktığımızda, zihniyet değişmediği sürece isimlerin değişmesinin pek de önemi olmuyor. Bundan dolayı, Türkiye’mizin yeni bir başlangıca, yeni bir söze, yeni bir sayfaya ihtiyacı vardır. Yolumuz dayatma değil, iknadır. Metodumuz meseleleri kırarak dökerek değil, dil dökerek, ter dökerek çözmektir.
EKONOMİK SIKINTILAR BOŞANMALARI ARTIRDI
Aile. Toplumun temel yapı taşı aile kurumudur. Aile kurumu, son yıllarda ciddi derecede yara aldı. Dünyevileşme/Sekülerizm rüzgarının olumsuz etkilediği kurumların başında aile geliyor.
Boşanmanın arttığı, evlenmenin zorlaştığı görülürken, yuva kurmak ve devam ettirmek oldukça zorlaştı. En ufak bir tartışmanın dahi boşanma sebebi sayıldığı günümüzde, adliyeler boşanma davalarıyla doldu. Birçok çocuk, anne-babalarının ayrılığına şahit olma dramını yaşadı ve ruh sağlıklarında bozulmalar meydana geldi.
2020 yılında 136 bin boşanma yaşanırken bu sayı 2021’de 174 bine çıktı. Bu ürkütücü tablo bize aile yapımızda yaşanan sarsıntıları gösteriyor. Ekonomiyi konuşurken de ifade ettiğimiz gibi bu yaşananlar, sonuçlardır. Bu sonuçlara doğru teşhisler koymak zorundayız. Doğru teşhis, doğru çözümün anahtarıdır”. HABER:CANAN KAYA