Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Edirne’de çiftçi ve üreticilerle bir araya geldi. Sarıbal incelemelerinin ardından yaptığı konuşmada AK Parti hükümetini eleştirirken; “Trakya’da Şeker Fabrikası ve ayçiçeği yoksa elbette Ziya Paşası da gelir, özel tarım şirketi de gelir. Topraklar da gider. Bunun adı toprak gaspıdır” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ile BirGün gazetesinden Barış İnce bir takım incelemeler için Edirne’deydi. Edirne’de farklı incelemeler yaparak halkın sorunlarını dinleyen Sarıbal ile İnce, sorunlar ve çözüm yolları hakkında çeşitli öneri ve fikirleri ele alan bir toplantı gerçekleştirdi. Edirne’de görev yapan çeşitli derneklerden sivil toplum örgütlerine, siyasi partilerden gönüllülere kadar pek çok kişi Sarıbal ile İnce’yi dinlemek için bir araya geldi. İnce yaptığı konuşmada gazeteciliğin temel sorunlarından deneyimlerine kadar pek çok konuyu ele aldı. CHP’li vekil Sarıbal ise genel olarak ülke ekonomisini ele alan Trakya’nın ve Edirne’nin tarım ile ilgili sorunlar dile getirerek, katılımcıların sorularını cevapladı. SARIBAL ÇİFTÇİNİN VE ÜRETİCİLERİN SORUNLARINI DİNLEDİCHP Bursa Milletvekili çiftçilerin ve üreticilerin sorunlarını dinlemek için Edirne’de bir takım incelemelerde bulundu. Sarıbal, Türkiye’de uygulanan tarım politikasındaki çiftçi ve üreticinin zararına olduğunu, yaptığı incelemelerde çiftçi ve üreticilerin büyük sorunlar içerisinde olduğunu aktardı. Tarımın kalbi olarak bilinen Trakya’da yaptığı incelemeler sonucu çiftçinin ve üreticinin üstesinden gelemeyeceği sorunlarla karşı karşıya bırakıldığının altını çizerek AK Parti hükümetini eleştirdi. Sarıbal; “Küçük ve orta ölçekli üreticiyi sistemden çıkarıyorlar. Onun yerine 1000-1500 baş büyük endüstri fabrikaları gibi hayvancılık tesisleri kuruyorlar. Biraz önce Akardere Köyü’nden geldik. Zamanında köyün hepsi hayvancıymış. Günde 7 ton süt üretiyorlarmış. Şu anda 2 bin 500 tona düşmüş. Aynı köyde 2 bin 500 büyükbaş hayvan varmış. Şu anda bin baş hayvan kalmış. Ama aynı köyde belki de Türkiye’nin en büyük endüstri hayvan fabrikası var. Köydeki insanların kendi damında ineği yok. Kendi hayvanını sağmıyor, fabrikada çalışıyor ve süt sağıyor. Yaratılmak istenen model budur. Bizde bir kural vardır; 1 litre süt, en az 1,5 kilo yem alırsa işletme kendisini amorti eder. 2 kilo yem alırsa o işletme yavaş yavaş kâr eder. Şu anda 1 litre süt ile 1 kilo yem alamıyorsunuz. Bu ülkede bu koşullarda hayvancılık yapıp kâr ederek hayvancılığın sürdürülebilir olması mümkün değildir. Buğday, bu bölgenin çok önemli ürünüdür. Mısır, buğday, pirinç ve ayçiçeği ağırlıklı olarak bu topraklarda yetiştiriliyor. Son 15 yılda satın aldığımız buğday 45 milyon tonu geçti. 1980 yılında da biz 18-19 milyon ton buğday üretiyorduk, şu anda da 18-19 milyon ton buğday üretiyoruz. Yani 36 yıl sonra yine biz aynı buğdayı üretiyoruz. Ama nüfusumuz 2 kat oldu, buğday, ekmek ve makarna sanayileri gelişti, buğdaydan bir sürü yeni gıda ürünleri üretilmeye başlandı. Ama biz 1 kilo buğday artışı yapamıyoruz. Ne yapıyoruz? İthalat yapıyoruz. Dâhilde işleme rejimi diye bir yalan var. Devlet gümrüksüz olarak izin veriyor. Buğdayı yurtdışından getiriyorsun, makarna yapıp Suriye’ye, Arabistan’a satacağını söylüyorsun. Gelenle çıkanı karşılaştırıyoruz birbirine uymuyor. Buğday geliyor, yine bu topraklarda kalıyor. Yani buraya satılıyor. Böyle bir yalan hikâyesi var” dedi. “KİMSE HAYVANCILIK VE BİTKİSEL ÜRETİM YAPAMAZ”Sarıbal, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yanlış politikalarla çiftçi ve üreticinin mağdur olduğunu, Türkiye’de hayvancılık ve tarım’ın yapılamaz hale getirildiğine belirterek, AK Parti iktidarını eleştiren Sarıbal; “İktidar çok önemli 2 karar aldı. Haziran’da dedi ki, ‘artık gümrük vergilerini hızlıca indireceğiz.’ Canlı hayvanda yüzde 130 olan gümrük vergisini yüzde 26’ya düşürdü. Hazır ette yüzde 100 ile yüzde 225 olan gümrük vergisini yüzde 40’lara düşürdü. Buğdayda yüzde 135 olan gümrük vergisini yüzde 30-40’a indirdi. Mısırda yüzde 130 olan vergiyi yüzde 25’e düşürdü. Pirinç de aynı şekilde. Temmuz’da da bir karar aldı ve dedi ki; ‘Toprak mahsulleri ofisine ve et ve süt kurumuna gümrüksüz alım yapılacak.’ Gümrüksüz 750 bin ton buğday, 700 bin ton mısır, 700 bin ton arpa, 100 bin ton pirinç. Aynı şekilde 500 bin büyükbaş, 475 bin küçükbaş ve 95 bin ton da ete gümrüksüz giriş izni verildi. Bu uygulama açıkça şudur; Türkiye’de kimse hayvancılık ve bitkisel üretim yapamaz” şeklinde konuştu. “ZİYA PAŞASI DA GELİR, FIRATPEN DE GELİR”AK Parti iktidarının tarım ile ilgili aldığı kararların yanlış olduğunun altını çizen Sarıbal, Son günlerde çok konuşulan Trakya Bölgesinde özellikle Tekirdağ ve Edirne başta olmak üzere tarım arazilerini satın almasıyla dikkatleri üzerine çeken Ziya Organik Tarım’a da değindi. Çiftçi ve üreticinin önünün kesildiğini belirten Sarıbal; “Referandumunda 220 milyarlık Varlık Fonu’ndan Ziraat Bankası’nı, Halk Bankası’nı, Milli Piyango’yu, Türk Petrollerini vs. sattı ve onlar gitti. Şimdi yeni bir fon sağlayacak ama bunu da hızlıca yapmak istemiyor. Çünkü 2019’a hazırlık yapmak istiyor. Şeker fabrikalarını tekrar özelleştirmeye aldı. 36 fabrikamız vardı. 9’u özelleşmişti. Şimdi kalan 25’ini de yavaş yavaş özelleştiriyorlar. Bir kısmı kapalıydı, tekrar açıldı. Mısır ithalatını artırdıkça Şeker Fabrikalarını kapatacaklar, özelleştirecekler. Çünkü tatlandırıcı kullandırmaya zorluyorlar. Cargill, ABD’de tatlandırıcı üretse yüzde 5 kotası var. Avrupa’da yüzde 3, bazı ülkelerde yüzde 0. Bizde yüzde 10 ile başladılar ve Bakanlar Kurulu’na yüzde 10’u yüzde 50 artırma ve azaltma yetkisi verdiler. Yani yüzde 15. Toplam 3 milyon ton şeker tüketiyoruz. Bunun 2,2 milyon tonunu pancardan elde ediyoruz. Geri kalan hepsini tatlandırıcıdan elde ediyoruz. Yeni bir yasa hazırladılar ama getiremediler. Mısırdan elde ettikleri sıvı şekeri kotanın dışına çıkarmak istiyorlar. Yani yüzde 15 meselesini de kaldırmak istiyorlar. Öyle olduğu zaman da şeker pancarı ölecek. Şeker pancarı yoksa hayvancılık yoktur. Çünkü şeker pancarının en önemli özelliği melas, posa üretir ve yeşil yem olarak kullanılır. 3 dönüm çam ağacının doğaya saldığı oksijenden daha fazla 1 dönüm şeker pancarı salmaktadır. Aynı zamanda şeker pancarı yaprakları bioenerjide kullanılmaktadır. İstihdam demektir. Trakya’da Şeker Fabrikası ve ayçiçeği yoksa elbette Ziya Paşası da gelir, Fıratpen de gelir. Topraklar da gider. Bunun adı toprak gaspıdır. Önce çiftçiyi yoksullaştırır ve kente zorlar. Yerinde para kazanamayan çiftçiyi sözleşmeli tarıma zorlar ve arazisini kiralar. Çiftçi ondan da bir şey elde edemeyince toprağını terk eder. O topraklar yabancılara geçer. Bir süre sonra Şili halkında olduğu gibi biz de kendi topraklarımızda köle olarak yaşarız” ifadeleri kullanıldı.
GÜNDEM
01 Aralık 2017 - 03:39
SARIBAL: BUNUN ADI TOPRAK GASPI
GÜNDEM
01 Aralık 2017 - 03:39