Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Turan Şallı, “Suriyeliler ev sahibi romanlar kiracı mı?” açıklamasında bulundu.
Roman eylem planı hakkında da açıklamalarda bulunan Şallı şu ifadelere yer verdi, “ Eylem planını incelediğimizde dikkat çekici olduğu kadar çarpıcı metinleri görebilmekteyiz.
1-‘Zanaatkârlıkla geçimini sağlayan Roman vatandaşların ürünlerinin geniş pazarlara ulaştırılmasının teşvik edilmesi ihtiyacı mevcuttur’ tanımlaması Roman vatandaşların eski zanaatları olan demircilik, kalaycılık, sepetçilik gibi el becerilerinin günümüzün arz/talep dengesinde yeri kalmamıştır.
2-Eylem planının içinde ‘Roman vatandaşların kentsel dönüşüm projeleri nedeniyle yıllardır yaşadıkları muhitlerinden ayrılması, istihdam sorunları ile birleştiğinde Roman vatandaşların hayatlarını daha da zor hale getirmektedir’ diye yazılması haksızlık gerçeği çarpıtmaktır. Kentsel dönüşüm projeleri altında Romanların evleri adeta yağmalandı. Hak gaspına uğramışlardır. Romanlar yaşamış oldukları muhitleri kendi istekleri ile değil, kendilerine zoraki dayatmalardan muhitlerini terk etmek zorunda bırakıldılar.
HASTA BELLİ, DOKTOR BELLİ,REÇETE ORTADA İYİDE İLAÇ ALMAYA PARA VAR MI?
Sonuç olarak; Türkiye’de AB fonları da kullanılmakla beraber çok sayıda araştırma çalışmaları ve raporlar ortada ama uygulamada bütçenin kesin bir varlığı yok. Hasta belli, doktor belli, reçete ortada. Doktor dediğimiz siyasi irade, reçetede yazılı ilaçları temin edip, sağlık metotlarını en iyi şekilde kullanması, hastayı iyileştirmesi beklenmektedir. Hastalara düşen görev hastalığına sahip çıkması tedavi yönteminin uygulanmasına yardımcı olmalıdır. Demem o dur ki, Romanlar kendi meselesine sahip çıkmadığı gibi yaşadığı birçok sorunun farkında değil. Çingeneler mutlaka mücadeleci olmak, değişim ve gelişimi yakalamak zorundadır. Hükümet bu güne kadar Suriyelilere yönelik çalışmaları sürekli anlatıp, Roman meselesini geri plana atmış durumdadır. Onlara harcanan 40 milyar dolardan söz etmektedir. Romanlara yönelik istenilen çalışmalar ortada yoktur. Bu gidişle Suriyeliler ev sahibi, biz Çingeneler kiracı konumunda kalacağız. 2. Eylem planı biraz daha süslenerek hazırlanmıştır. Romanlara yansıması incik boncuk olarak mı kalacak, yoksa çözüme odaklı mı olacak? Bekleyip görmek gerekir.
2. Eylem Planı yaşama geçmez ise hatırlarda kalacak olan tek şey 8 Nisan Dünya Romanlar Gününde bol bol göbek atar, ağlanacak halimize güleriz.”
Roman eylem planı hakkında da açıklamalarda bulunan Şallı şu ifadelere yer verdi, “ Eylem planını incelediğimizde dikkat çekici olduğu kadar çarpıcı metinleri görebilmekteyiz.
1-‘Zanaatkârlıkla geçimini sağlayan Roman vatandaşların ürünlerinin geniş pazarlara ulaştırılmasının teşvik edilmesi ihtiyacı mevcuttur’ tanımlaması Roman vatandaşların eski zanaatları olan demircilik, kalaycılık, sepetçilik gibi el becerilerinin günümüzün arz/talep dengesinde yeri kalmamıştır.
2-Eylem planının içinde ‘Roman vatandaşların kentsel dönüşüm projeleri nedeniyle yıllardır yaşadıkları muhitlerinden ayrılması, istihdam sorunları ile birleştiğinde Roman vatandaşların hayatlarını daha da zor hale getirmektedir’ diye yazılması haksızlık gerçeği çarpıtmaktır. Kentsel dönüşüm projeleri altında Romanların evleri adeta yağmalandı. Hak gaspına uğramışlardır. Romanlar yaşamış oldukları muhitleri kendi istekleri ile değil, kendilerine zoraki dayatmalardan muhitlerini terk etmek zorunda bırakıldılar.
HASTA BELLİ, DOKTOR BELLİ,REÇETE ORTADA İYİDE İLAÇ ALMAYA PARA VAR MI?
Sonuç olarak; Türkiye’de AB fonları da kullanılmakla beraber çok sayıda araştırma çalışmaları ve raporlar ortada ama uygulamada bütçenin kesin bir varlığı yok. Hasta belli, doktor belli, reçete ortada. Doktor dediğimiz siyasi irade, reçetede yazılı ilaçları temin edip, sağlık metotlarını en iyi şekilde kullanması, hastayı iyileştirmesi beklenmektedir. Hastalara düşen görev hastalığına sahip çıkması tedavi yönteminin uygulanmasına yardımcı olmalıdır. Demem o dur ki, Romanlar kendi meselesine sahip çıkmadığı gibi yaşadığı birçok sorunun farkında değil. Çingeneler mutlaka mücadeleci olmak, değişim ve gelişimi yakalamak zorundadır. Hükümet bu güne kadar Suriyelilere yönelik çalışmaları sürekli anlatıp, Roman meselesini geri plana atmış durumdadır. Onlara harcanan 40 milyar dolardan söz etmektedir. Romanlara yönelik istenilen çalışmalar ortada yoktur. Bu gidişle Suriyeliler ev sahibi, biz Çingeneler kiracı konumunda kalacağız. 2. Eylem planı biraz daha süslenerek hazırlanmıştır. Romanlara yansıması incik boncuk olarak mı kalacak, yoksa çözüme odaklı mı olacak? Bekleyip görmek gerekir.
2. Eylem Planı yaşama geçmez ise hatırlarda kalacak olan tek şey 8 Nisan Dünya Romanlar Gününde bol bol göbek atar, ağlanacak halimize güleriz.”