YEŞİM DRAMALI
Edirne Kent Konseyi, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü önünde Kanal İstanbul ile ilgili basın açıklaması yaptı.
Edirne Kent Konseyi başkanlığında bir araya gelen sivil toplum kuruluşları üyeleri Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne Kanal İstanbul’a itiraz dilekçelerini bırakarak,ortak basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kanal İstanbul projesi yerli ve milli olmadığına dikkat çeken Kent Konseyi Başkanı Ziya Gökerküçük; “Hayata geçtiğinde yararını söyleyen bilim insanı ve uzman yok. Savunanlar ise maalesef biat etmiş bilim dışına çıkmış ve çıkarı için toplumu yanıltan bilim cambazlarıdır.”Hepimiz okuyor, izliyor ve inceliyoruz. Herkesin uzlaştığı birkaç konuyu anımsatmakta yarar var.Kanal İstanbul Projesinin gerçekleşmesi halinde;İstanbul’un ve Trakya’nın bir kısmının yaşam destek sistemleri olan Kuzey Ormanları, su havzaları, su havzalarını besleyen su kaynakları, tarım ve mera alanları yok olacaktır.İstanbul’un önemli su kaynaklarından biri olan Terkos ve Sazlıdere Barajları işlevlerini büyük ölçüde yitireceklerdir.Doğal yaşam alanları ve ekosistem bozulacaktır.Doğal ve arkeolojik sit alanları. tabiat parkları, milli parklar vb. koruma alanları yok olacaktır.Sadece İstanbul’da değil, Trakya’ya kadar tatlı suların beslediği tarım alanları yok edileceği için bölgede tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelecektir”dedi.
KANAL İSTANBUL’UN HAFRİYATI TRAKYA’YI TEHDİT EDER
Projenin hafriyatının bile Trakya bölgesine etkilerinin ne kadar büyük olacağına dikkat çeken Gökerküçük; “Kanal İstanbul projesinin hafriyat, inşaat ve işletme aşamalarının Trakya bölgesine etkileri, tahribatı, Trakya ekosistemine zararları ÇED raporunda değerlendirilmemiştir.Üç aktif fay hattının geçtiği bölgeye nüfus ve yapılaşma baskısı yükleyerek afet riskini artıracaktır. Deprem riskini tetikleyecektir. İstanbul’un doğasını katledecektir.Bölgenin ve İstanbul’un tarihi talan edilecektir. Tarihi ile övünen muhafazakâr iktidar bölgedeki tarih varlıklarının yok olmasına sebep olacaktır. Bu kanal aynı zamanda Trakya’ yı savunmasız bırakma, elden çıkarmayı göze alma projesidir” şeklinde açıkladı.
BOĞAZLARDA Kİ ÇIKARLARIMIZ SONA ERECEKTİR.
Montrö anlaşması tartışmaya açılabilecek ve Boğazlardaki haklı çıkarlarımız sona erebilecektir diyen Gökerküçük; “Marmara iç denizimizde Avrupa’yı besleyebilecek kapasitede balık yetişmesi olanağı var iken ve yanlış uygulamalara rağmen , henüz bitiremediğimiz balık popülasyonunu da bu proje ile tamamen bitecektir.Proje ve ÇED raporu ile ÇED olumlu kararının bilimsel, teknik ve nesnel gerekçelere dayandırılmadan, kamu yararı aleyhine, şehircilik ve planlama ilkelerinin uyulmadan, hukuka aykırı yapıldığı bizce tartışmasızdır.Kanal İstanbul bölgemize yoğun bir şekilde zarar verecektir. Bölge planlarının hayata geçmesi sırasında açılan davalarda lehimize gelen kararlar vardır. Bu kararlarda; bölgenin sanayi tesislerine kapatılması ve tarım-hayvancılığın geliştirilmesi ve doğanın korunması vardır. İstanbul içme suyunun ve Ergene yeraltı sularının korunması esastır. Bu nedenle Trakya Bölge Planlarına aykırı bir ÇED raporuna ve Kanal İstanbul projesine asla ÇED olumlu kararı verilemez”dedi.
TRAKYA’YI İSTANBUL’UN ARKA BAHÇESİ YAPTILAR
Yakın tarihte Trakya Çevre Düzeni Planlarına müdahale edilerek Trakya’yı İstanbul’un arka bahçesine dönüştürmek için yasal düzenlemeler yapıldığına belirten Göekerküçük; “Çevreyi kirleten ağır sanayi ve niteliksiz iş gücünü İstanbul'dan Trakya’ya kaydırma çalışmalarının son aşamasıdır bu kanal.
ÇED aşamasındaki işlemlerde projenin etki alanında bulunan Trakya illerinde yaşayan halkın katılımı göz ardı edilmiştir. Bizi etkileyecek bir yatırımda Trakyalının da söz hakkı olmalıdır. Dolayısıyla açıkça hukuka aykırıdır. Anayasa’nın 56. maddesine göre “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir.”
TRAKYA’NIN DEĞERLERİNİ TALAN ETİRMEYECEĞİZ
Gökerküçük; “Bilime ve akla aykırı olan bu emlak projesinin hayata geçmemesi için her türlü yasal mücadeleyi vereceğiz. Bu gün yaptığımız da budur.Trakya'nın değerlerinin, varlıklarının talan edilmesine, ranta açılmasına, hukuka, bilime ve kamuya aykırı planlanmasına, sağlıklı ve dengeli bir çevre ve kent yaşamının yok edilmesine, zarar görmesine karşı gerekli olan neyse yapmaya kararlıyız”dedi.
Edirne Kent Konseyi, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü önünde Kanal İstanbul ile ilgili basın açıklaması yaptı.
Edirne Kent Konseyi başkanlığında bir araya gelen sivil toplum kuruluşları üyeleri Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne Kanal İstanbul’a itiraz dilekçelerini bırakarak,ortak basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kanal İstanbul projesi yerli ve milli olmadığına dikkat çeken Kent Konseyi Başkanı Ziya Gökerküçük; “Hayata geçtiğinde yararını söyleyen bilim insanı ve uzman yok. Savunanlar ise maalesef biat etmiş bilim dışına çıkmış ve çıkarı için toplumu yanıltan bilim cambazlarıdır.”Hepimiz okuyor, izliyor ve inceliyoruz. Herkesin uzlaştığı birkaç konuyu anımsatmakta yarar var.Kanal İstanbul Projesinin gerçekleşmesi halinde;İstanbul’un ve Trakya’nın bir kısmının yaşam destek sistemleri olan Kuzey Ormanları, su havzaları, su havzalarını besleyen su kaynakları, tarım ve mera alanları yok olacaktır.İstanbul’un önemli su kaynaklarından biri olan Terkos ve Sazlıdere Barajları işlevlerini büyük ölçüde yitireceklerdir.Doğal yaşam alanları ve ekosistem bozulacaktır.Doğal ve arkeolojik sit alanları. tabiat parkları, milli parklar vb. koruma alanları yok olacaktır.Sadece İstanbul’da değil, Trakya’ya kadar tatlı suların beslediği tarım alanları yok edileceği için bölgede tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelecektir”dedi.
KANAL İSTANBUL’UN HAFRİYATI TRAKYA’YI TEHDİT EDER
Projenin hafriyatının bile Trakya bölgesine etkilerinin ne kadar büyük olacağına dikkat çeken Gökerküçük; “Kanal İstanbul projesinin hafriyat, inşaat ve işletme aşamalarının Trakya bölgesine etkileri, tahribatı, Trakya ekosistemine zararları ÇED raporunda değerlendirilmemiştir.Üç aktif fay hattının geçtiği bölgeye nüfus ve yapılaşma baskısı yükleyerek afet riskini artıracaktır. Deprem riskini tetikleyecektir. İstanbul’un doğasını katledecektir.Bölgenin ve İstanbul’un tarihi talan edilecektir. Tarihi ile övünen muhafazakâr iktidar bölgedeki tarih varlıklarının yok olmasına sebep olacaktır. Bu kanal aynı zamanda Trakya’ yı savunmasız bırakma, elden çıkarmayı göze alma projesidir” şeklinde açıkladı.
BOĞAZLARDA Kİ ÇIKARLARIMIZ SONA ERECEKTİR.
Montrö anlaşması tartışmaya açılabilecek ve Boğazlardaki haklı çıkarlarımız sona erebilecektir diyen Gökerküçük; “Marmara iç denizimizde Avrupa’yı besleyebilecek kapasitede balık yetişmesi olanağı var iken ve yanlış uygulamalara rağmen , henüz bitiremediğimiz balık popülasyonunu da bu proje ile tamamen bitecektir.Proje ve ÇED raporu ile ÇED olumlu kararının bilimsel, teknik ve nesnel gerekçelere dayandırılmadan, kamu yararı aleyhine, şehircilik ve planlama ilkelerinin uyulmadan, hukuka aykırı yapıldığı bizce tartışmasızdır.Kanal İstanbul bölgemize yoğun bir şekilde zarar verecektir. Bölge planlarının hayata geçmesi sırasında açılan davalarda lehimize gelen kararlar vardır. Bu kararlarda; bölgenin sanayi tesislerine kapatılması ve tarım-hayvancılığın geliştirilmesi ve doğanın korunması vardır. İstanbul içme suyunun ve Ergene yeraltı sularının korunması esastır. Bu nedenle Trakya Bölge Planlarına aykırı bir ÇED raporuna ve Kanal İstanbul projesine asla ÇED olumlu kararı verilemez”dedi.
TRAKYA’YI İSTANBUL’UN ARKA BAHÇESİ YAPTILAR
Yakın tarihte Trakya Çevre Düzeni Planlarına müdahale edilerek Trakya’yı İstanbul’un arka bahçesine dönüştürmek için yasal düzenlemeler yapıldığına belirten Göekerküçük; “Çevreyi kirleten ağır sanayi ve niteliksiz iş gücünü İstanbul'dan Trakya’ya kaydırma çalışmalarının son aşamasıdır bu kanal.
ÇED aşamasındaki işlemlerde projenin etki alanında bulunan Trakya illerinde yaşayan halkın katılımı göz ardı edilmiştir. Bizi etkileyecek bir yatırımda Trakyalının da söz hakkı olmalıdır. Dolayısıyla açıkça hukuka aykırıdır. Anayasa’nın 56. maddesine göre “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir.”
TRAKYA’NIN DEĞERLERİNİ TALAN ETİRMEYECEĞİZ
Gökerküçük; “Bilime ve akla aykırı olan bu emlak projesinin hayata geçmemesi için her türlü yasal mücadeleyi vereceğiz. Bu gün yaptığımız da budur.Trakya'nın değerlerinin, varlıklarının talan edilmesine, ranta açılmasına, hukuka, bilime ve kamuya aykırı planlanmasına, sağlıklı ve dengeli bir çevre ve kent yaşamının yok edilmesine, zarar görmesine karşı gerekli olan neyse yapmaya kararlıyız”dedi.
güzel bir haber daha