CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, “Çeltik fiyatı en çok yetiştirilen çeşitlerden LUNA için 4 TL, CAMEO için 4.5 TL olmalıydı” açıklamasında bulundu.
Çeltik su içinde yetişen ve hasat edip kurutulup, dış ve iç kabuğu ayıklandığında pirinç halinde tükettiğimiz temel bir gıda maddesidir. Türkiye pirinçte kendine yeterli olabilecekken uygulanan plansız ve tutarsız tarım politikaları sonucunda maalesef net ithalatçıdır. Türkiye’de tüketilen pirincin % 25-30’u ithal edilmektedir. Bu gereksiz ithalata da yıllara göre değişmekle birlikte her yıl 200-250 milyon dolar ödenmektedir.
Türkiye’de 1990’ların sonlarına doğru çeltik üretiminde belirgin artışlar yaşamaya başlamış, bu üretim artışları 2000’li yılların sonuna kadar devam etmiştir. Bu tarihten sonra üretimde ne artış nede azalış şeklinde seyreden bir görünüm devam etmektedir. Bu süre içerisinde birçok tarım ürününde ciddi gerilemeler olmuş, bu gerilemeler tarım ürünleri ithalatını arttırmıştır. Bunun temel nedeni üretimi destekleyen değil, ithalatı özendiren tarım politikalarındandır.
Çeltikteki üretim artışı da tamamen Türk araştırıcıları tarafından geliştirilen yüksek verimli bir pirinç çeşidi olan Osmancık çeşidinden kaynaklanmaktadır. Osmancık çeşidinin yüksek verimli olması, birçok bölgede yetiştirilebilir olması, sorunsuz bir şekilde pazarlanması çeltik üreticisinin yüzünü güldürmüştür. Osmancık çeşidini bazıları İtalyan kaynaklı diğer çeşitler, Ronaldo, Luna, Cameo izlemiştir. Yüksek verim elde eden üretici de çeltik tarımına daha fazla ağırlık vermiş ve modern tarım teknolojisini takip ederek üretim artışında sürekliliğin sağlanmasına sebep olmuştur. Şöyle ki 2000 yılında yaklaşık 350 bin ton çeltik üreten Türkiye 2019 yılında 950 bin ton çeltik üretir hale gelmiştir.
Çeltik üretimindeki bu artışlar, pirinç tüketiminin de artmasına yol açmıştır. 1990’larda 4 kg olan pirinç tüketimi 2019 yılı verilerine göre 8 kg civarındadır. Ancak tüketimdeki artışların bir bölümü maalesef ithalattan karşılanmaktadır. İthalat yerli üretimi olumsuz yönde etkilemektedir. Şöyle ki, çeltikte % 34, pirinçte % 45 gümrük vergisi olmasına rağmen AKP’li yıllarda yani 2003-2019 yılları arasında 2.5 milyar doları aşan bir ithalat yapılmıştır. Geçtiğimiz yılki yani 2018’deki ithalat bedeli 200 milyon yaklaşık dolardır. Bunun da en önemli nedeni gıda enflasyonunu düşürmek amacıyla yapılan gümrük vergileri sıfırlamalarıdır. Aslında gıda enflasyonunu düşürmek gümrük vergilerini sıfırlamakla olmaz çünkü gümrük vergisi sıfırlanan buğday, pirinç, mısır, arpa, kırmızı et, canlı hayvan, ayçiçeği vb. ürünlerin tamamı Türkiye’de üretilmesine rağmen bu ürünlerin oluşumuna katkı sağlayan girdiler ithal. Örneğin çeltik için gübre ve zirai ilaç kullanımı çok yüksek, gübre ve ilaçların tamamı ithal.
Sürekli artan, yüksek girdi maliyetleri ile üretim yapan çiftçiler ise aynı zamanda, yandaşlara kolaylıklar sağlayan Devlet destekli ithal ürünlerle de rekabet etmek zorunda bırakılıyor. İthalat baskısı nedeniyle, üretici ürününü çok düşük kar marjıyla veya maliyetin altında satmak zorunda kalıyor. Çeltikte de durum aynı maliyetler çok yüksek. Çizelge 1: 1995-2019 Yılları Arası Türkiye Çeltik Üretimindeki Gelişmeler
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu, Çeşitli Yıllar, *Tahmini
Çeltik su içinde yetişen ve hasat edip kurutulup, dış ve iç kabuğu ayıklandığında pirinç halinde tükettiğimiz temel bir gıda maddesidir. Türkiye pirinçte kendine yeterli olabilecekken uygulanan plansız ve tutarsız tarım politikaları sonucunda maalesef net ithalatçıdır. Türkiye’de tüketilen pirincin % 25-30’u ithal edilmektedir. Bu gereksiz ithalata da yıllara göre değişmekle birlikte her yıl 200-250 milyon dolar ödenmektedir.
Türkiye’de 1990’ların sonlarına doğru çeltik üretiminde belirgin artışlar yaşamaya başlamış, bu üretim artışları 2000’li yılların sonuna kadar devam etmiştir. Bu tarihten sonra üretimde ne artış nede azalış şeklinde seyreden bir görünüm devam etmektedir. Bu süre içerisinde birçok tarım ürününde ciddi gerilemeler olmuş, bu gerilemeler tarım ürünleri ithalatını arttırmıştır. Bunun temel nedeni üretimi destekleyen değil, ithalatı özendiren tarım politikalarındandır.
Çeltikteki üretim artışı da tamamen Türk araştırıcıları tarafından geliştirilen yüksek verimli bir pirinç çeşidi olan Osmancık çeşidinden kaynaklanmaktadır. Osmancık çeşidinin yüksek verimli olması, birçok bölgede yetiştirilebilir olması, sorunsuz bir şekilde pazarlanması çeltik üreticisinin yüzünü güldürmüştür. Osmancık çeşidini bazıları İtalyan kaynaklı diğer çeşitler, Ronaldo, Luna, Cameo izlemiştir. Yüksek verim elde eden üretici de çeltik tarımına daha fazla ağırlık vermiş ve modern tarım teknolojisini takip ederek üretim artışında sürekliliğin sağlanmasına sebep olmuştur. Şöyle ki 2000 yılında yaklaşık 350 bin ton çeltik üreten Türkiye 2019 yılında 950 bin ton çeltik üretir hale gelmiştir.
Çeltik üretimindeki bu artışlar, pirinç tüketiminin de artmasına yol açmıştır. 1990’larda 4 kg olan pirinç tüketimi 2019 yılı verilerine göre 8 kg civarındadır. Ancak tüketimdeki artışların bir bölümü maalesef ithalattan karşılanmaktadır. İthalat yerli üretimi olumsuz yönde etkilemektedir. Şöyle ki, çeltikte % 34, pirinçte % 45 gümrük vergisi olmasına rağmen AKP’li yıllarda yani 2003-2019 yılları arasında 2.5 milyar doları aşan bir ithalat yapılmıştır. Geçtiğimiz yılki yani 2018’deki ithalat bedeli 200 milyon yaklaşık dolardır. Bunun da en önemli nedeni gıda enflasyonunu düşürmek amacıyla yapılan gümrük vergileri sıfırlamalarıdır. Aslında gıda enflasyonunu düşürmek gümrük vergilerini sıfırlamakla olmaz çünkü gümrük vergisi sıfırlanan buğday, pirinç, mısır, arpa, kırmızı et, canlı hayvan, ayçiçeği vb. ürünlerin tamamı Türkiye’de üretilmesine rağmen bu ürünlerin oluşumuna katkı sağlayan girdiler ithal. Örneğin çeltik için gübre ve zirai ilaç kullanımı çok yüksek, gübre ve ilaçların tamamı ithal.
Sürekli artan, yüksek girdi maliyetleri ile üretim yapan çiftçiler ise aynı zamanda, yandaşlara kolaylıklar sağlayan Devlet destekli ithal ürünlerle de rekabet etmek zorunda bırakılıyor. İthalat baskısı nedeniyle, üretici ürününü çok düşük kar marjıyla veya maliyetin altında satmak zorunda kalıyor. Çeltikte de durum aynı maliyetler çok yüksek. Çizelge 1: 1995-2019 Yılları Arası Türkiye Çeltik Üretimindeki Gelişmeler
Yıllar | Çeltik Ekilişi (dekar) | Çeltik Üretimi (ton) | Verim (kg/da) | Pirinç Üretimi (ton) |
1995 | 500 000 | 250 000 | 500 | 150 000 |
2000 | 580 000 | 350 000 | 603 | 210 000 |
2005 | 850 000 | 600 000 | 706 | 360 000 |
2010 | 990 000 | 860 000 | 869 | 516 000 |
2015 | 1 158 561 | 920 000 | 794 | 552 000 |
2018 | 1 135 000 | 935 000 | 820 | 561 000 |
2019* | 1 150 000 | 948 750 | 825 | 570 000 |