Edirne’de düzenlenen ‘4-6 yaş Kuran Kursu Eğitimine Hayır’ basın açıklamasına katılan Eğitim İş Genel Başkan Orhan Yıldırım, “çocuklarımızın bilimsel ve çağdaş eğitimden uzaklaştırılması adına tarikatların cemaatlerin sürekli olarak çocuklarımıza el uzatması nedeniyle eğitim sekteye uğramaktadır” dedi.
Çocukların bilimsel ve çağdaş eğitimden uzaklaştırılması adına tarikatların cemaatlerin sürekli olarak çocuklara el uzatması nedeniyle eğitim sekteye uğramakta olduğunu söyleyen Eğitim İş Genel Başkan Orhan Yıldırım, "AK Parti iktidarı döneminde 7 bakan ve sayısını unuttuğumuz milli eğitim bakanlığında müfredat sistem değişikliği 17 yıldır sürüyor. 17 yıldır ne yazık ki Türkiye'nin eğitim karnesi çocuklarımızın kendi gelecekleriyle ilgili kendi süreçlerini bilimsel ve çağdaş yöntemlerle kendini geliştirebilmeleri yıllardır sekteye uğruyor. Bunun tek sorumluğu eğitim bakanlığını yürüten ve her gelen bakanın bir önceki bakanın yaptığı değişikliği çöpe atarak yeni reform adı altında ülkemiz çocuklarına ve halkımıza yeni sistem diye yutturmaya çalıştıkları yeniliklerdir. 3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat Öğretim Birliği Yasası'nın kabulünden bu yana Türkiye'de eğitimin yozlaştırılması, geçmişe duyulan özlem, çocuklarımızın bilimsel ve çağdaş eğitimden uzaklaştırılması adına tarikatların cemaatlerin sürekli olarak çocuklarımıza el uzatması nedeniyle eğitim sekteye uğramaktadır” dedi.
Günümüzde Diyanet İşleri Başkanlığı kendi ilgi alanının dışına taşmıştır diyen Eğitim İş Genel Başkan Orhan Yıldırım; “ Milli Eğitim Bakanlığı'nın yapmakla sorumlu olduğu Anayasamızda yer alan tüm çocuklarımıza eşit ve adil bir şekilde ulaşılabilir, erişilebilir eğitimin sunulmasının önüne geçmek, daha henüz idrak kapasitesine ulaşmamış olan, soyut ve somut kavramları kabullenememiş olan çocuklarımıza henüz bu psikolojik eğitimi almadan çocuklarımıza dini bilgiler verilmek istenmektedir. Eğitim-İş olarak bizim din ile değil, dini kendi çıkarları için kullanarak eğitimi bilimsellikten ve çağdaşlıktan uzaklaştırmak isteyenlerle sorunlarımız vardır. Öğretmek, biz öğretmenlerin işiyken, bunu devlet eliyle din adamlarına devretmenin de anlaşılır bir tarafı bulunmamaktadır. Üç beş kuruş için tüm eğitim çalışanlarını, memurları enflasyonun altında ezdirenler, kapalı kapılar ardında imza atanlar, emek sorunuyla ilgili hiçbir eylem yapmayanlar, sürgün ve ihraçlara ağzını açmayanlar sendikacıyız diye ortada dolaşmayacaklar. Dernekseler dernekçilik yapacaklar, sendikacıysalar herkesin emeğin, çalışanların hakkını ve tabi ki Türkiye'nin sorunlardaki doğru noktalarda mücadelesini yürütecekler. Hiç kimse buralarda Edirne'deyiz başka bir kentteyiz diye boş boş konuşmayacak. Konuşanlar hakkında da gereği hem hukuksal yönden hem de kamuoyu yönünden ilerleyen günlerde her zaman için bunun hesabı sorulacaktır. Eğitim İş Sendikası kurulduğu günden bu yana sürekli üye sayısını arttıran Türkiye'nin her tarafında örgütlenen mücadelesini de hukuksal zeminlerde sürdüren Türkiye'nin en önemli çağdaş, bilimsel laik örgütüdür."
YEŞİM DRAMALI
Çocukların bilimsel ve çağdaş eğitimden uzaklaştırılması adına tarikatların cemaatlerin sürekli olarak çocuklara el uzatması nedeniyle eğitim sekteye uğramakta olduğunu söyleyen Eğitim İş Genel Başkan Orhan Yıldırım, "AK Parti iktidarı döneminde 7 bakan ve sayısını unuttuğumuz milli eğitim bakanlığında müfredat sistem değişikliği 17 yıldır sürüyor. 17 yıldır ne yazık ki Türkiye'nin eğitim karnesi çocuklarımızın kendi gelecekleriyle ilgili kendi süreçlerini bilimsel ve çağdaş yöntemlerle kendini geliştirebilmeleri yıllardır sekteye uğruyor. Bunun tek sorumluğu eğitim bakanlığını yürüten ve her gelen bakanın bir önceki bakanın yaptığı değişikliği çöpe atarak yeni reform adı altında ülkemiz çocuklarına ve halkımıza yeni sistem diye yutturmaya çalıştıkları yeniliklerdir. 3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat Öğretim Birliği Yasası'nın kabulünden bu yana Türkiye'de eğitimin yozlaştırılması, geçmişe duyulan özlem, çocuklarımızın bilimsel ve çağdaş eğitimden uzaklaştırılması adına tarikatların cemaatlerin sürekli olarak çocuklarımıza el uzatması nedeniyle eğitim sekteye uğramaktadır” dedi.
Günümüzde Diyanet İşleri Başkanlığı kendi ilgi alanının dışına taşmıştır diyen Eğitim İş Genel Başkan Orhan Yıldırım; “ Milli Eğitim Bakanlığı'nın yapmakla sorumlu olduğu Anayasamızda yer alan tüm çocuklarımıza eşit ve adil bir şekilde ulaşılabilir, erişilebilir eğitimin sunulmasının önüne geçmek, daha henüz idrak kapasitesine ulaşmamış olan, soyut ve somut kavramları kabullenememiş olan çocuklarımıza henüz bu psikolojik eğitimi almadan çocuklarımıza dini bilgiler verilmek istenmektedir. Eğitim-İş olarak bizim din ile değil, dini kendi çıkarları için kullanarak eğitimi bilimsellikten ve çağdaşlıktan uzaklaştırmak isteyenlerle sorunlarımız vardır. Öğretmek, biz öğretmenlerin işiyken, bunu devlet eliyle din adamlarına devretmenin de anlaşılır bir tarafı bulunmamaktadır. Üç beş kuruş için tüm eğitim çalışanlarını, memurları enflasyonun altında ezdirenler, kapalı kapılar ardında imza atanlar, emek sorunuyla ilgili hiçbir eylem yapmayanlar, sürgün ve ihraçlara ağzını açmayanlar sendikacıyız diye ortada dolaşmayacaklar. Dernekseler dernekçilik yapacaklar, sendikacıysalar herkesin emeğin, çalışanların hakkını ve tabi ki Türkiye'nin sorunlardaki doğru noktalarda mücadelesini yürütecekler. Hiç kimse buralarda Edirne'deyiz başka bir kentteyiz diye boş boş konuşmayacak. Konuşanlar hakkında da gereği hem hukuksal yönden hem de kamuoyu yönünden ilerleyen günlerde her zaman için bunun hesabı sorulacaktır. Eğitim İş Sendikası kurulduğu günden bu yana sürekli üye sayısını arttıran Türkiye'nin her tarafında örgütlenen mücadelesini de hukuksal zeminlerde sürdüren Türkiye'nin en önemli çağdaş, bilimsel laik örgütüdür."
YEŞİM DRAMALI