Disk Trakya Bölge Temsilcisi Salim Şen; “Şimdi zam yağmuru altında ekonomik bir kara kışın eşiğindeyiz.. İş bulamıyoruz, barınamıyoruz, geçinemiyoruz” dedi.
Ülkeyi yönetenler büyüme rekorlarından, şahlanan Türkiye'den bahsediyorlar diyen Disk Trakya bölge temsilcisi Salim Şen; “Bir avuç sermayedar için, yandaş şirketler için dedikleri doğru olabilir. Ama emekçiler için halk için işsizlik büyüyor, pahalılık artıyor, borçlar kabarıyor, faturalar şahlanıyor...
Alım gücümüzün düştüğünü her gün çarşıda, pazarda, markette yaşadıklarımızla biliyoruz.
Daha dün yeni işsizlik rakamları açıklandı. Devletin bir kurumu TÜİK "işsizlik azaldı” derken, diğer kurumu İŞKUR "işsizlik arttı” diyor.
Tüm istatistik oyunlarına rağmen işsiz sayısı 8 milyona yaklaştı. İşsizlik rakamlarla gizlenemiyor. Biz işsizliğin arttığını artık hemen her evde Olan işsizlerden, özellikle genç ve kadın işsizlerden görüyoruz.
Her gece yarın nelere zam gelecek, eriyen ücretlerimizle nasıl geçineceğiz, kapıya dayanan kara kışı nasıl atlatacağız endişesiyle uykularımız kaçıyor. Her sabah paramızın döviz ve zamlar karşısında adeta pula döndüğü, yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bir güne uyanıyoruz.
"İŞ BULAMIYORUZ, "BARINAMIYORUZ, GEÇİNEMİYORUZ”
Televizyonları, gazeteleri, istatistik kurumları ne derse desin gerçeği biz yaşıyoruz. Ülkenin dört bir yanında "iş bulamıyoruz", "barınamıyoruz", "geçinemiyoruz” çığlıkları yükseliyor.
Ülkeyi yönetenler bol bol laf üretiyor ama "geçinemiyoruz” diyen milyonların sorunlarına çare üretmiyorlar. Pandemide tüm dünyada devletler yurttaşlarına sosyal destekler verirken Türkiye milli gelirine oranla kendi halkına en az nakit desteği veren ülkelerden biri oldu.
Ve şimdi zam yağmuru altında ekonomik bir karakışın eşiğindeyiz. Ülkeyi yönetenler yine sorunları yok sayıyor, derdim var diyeni baskıyla susturmaya çalışıyor. Bu yol yol değil. Bu yol kışımızı kara kışa çeviriyor.
İşçiler patronlarından daha yüksek oranda vergi öderken, şirketlerin vergileri bir gecede bir kararname ile sıfırlanıyor.
İŞKUR ve SGK kaynaklarından patronlara bol keseden kaynak aktarılırken, halkın geçimi için en ufak bir sosyal politika önlemi gündeme gelmiyor.
İŞSİZLİĞE ÇARE BULUNMAZKEN, BİR AVUÇ AYRICALIKLI 3'ER 4'ER MAAŞ ALIYOR
İşsizlik rekor kırarken, işçilere ait olan işsizlik Sigortası Fonu kaynaklarının büyük bölümü patronlara aktarılıyor. İşsizliğe çare bulunmazken, bir avuç ayrıcalıklı 3'er 4'er maaş alıyor, siyasi kadrolara işe gitmeden maaş bağlanıyor.
Döviz kurlarındaki artış durmak bilmiyor. Türk Lirası değer kaybettikçe emeğimiz, doğal kaynaklarımız, kentlerimiz değersizleşiyor. "Gel yatırımcı gel, en ucuz emek burada, köle emeği burada, sendika yok, grev yok, hak-hukuk yok” diyorlar. "Kelepir emek, kelepir memleket” politikasıyla bu ülkeyi bu halkı pazarlıyorlar”dedi.Haber: İpek HATİPOĞULLARI
Ülkeyi yönetenler büyüme rekorlarından, şahlanan Türkiye'den bahsediyorlar diyen Disk Trakya bölge temsilcisi Salim Şen; “Bir avuç sermayedar için, yandaş şirketler için dedikleri doğru olabilir. Ama emekçiler için halk için işsizlik büyüyor, pahalılık artıyor, borçlar kabarıyor, faturalar şahlanıyor...
Alım gücümüzün düştüğünü her gün çarşıda, pazarda, markette yaşadıklarımızla biliyoruz.
Daha dün yeni işsizlik rakamları açıklandı. Devletin bir kurumu TÜİK "işsizlik azaldı” derken, diğer kurumu İŞKUR "işsizlik arttı” diyor.
Tüm istatistik oyunlarına rağmen işsiz sayısı 8 milyona yaklaştı. İşsizlik rakamlarla gizlenemiyor. Biz işsizliğin arttığını artık hemen her evde Olan işsizlerden, özellikle genç ve kadın işsizlerden görüyoruz.
Her gece yarın nelere zam gelecek, eriyen ücretlerimizle nasıl geçineceğiz, kapıya dayanan kara kışı nasıl atlatacağız endişesiyle uykularımız kaçıyor. Her sabah paramızın döviz ve zamlar karşısında adeta pula döndüğü, yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bir güne uyanıyoruz.
"İŞ BULAMIYORUZ, "BARINAMIYORUZ, GEÇİNEMİYORUZ”
Televizyonları, gazeteleri, istatistik kurumları ne derse desin gerçeği biz yaşıyoruz. Ülkenin dört bir yanında "iş bulamıyoruz", "barınamıyoruz", "geçinemiyoruz” çığlıkları yükseliyor.
Ülkeyi yönetenler bol bol laf üretiyor ama "geçinemiyoruz” diyen milyonların sorunlarına çare üretmiyorlar. Pandemide tüm dünyada devletler yurttaşlarına sosyal destekler verirken Türkiye milli gelirine oranla kendi halkına en az nakit desteği veren ülkelerden biri oldu.
Ve şimdi zam yağmuru altında ekonomik bir karakışın eşiğindeyiz. Ülkeyi yönetenler yine sorunları yok sayıyor, derdim var diyeni baskıyla susturmaya çalışıyor. Bu yol yol değil. Bu yol kışımızı kara kışa çeviriyor.
İşçiler patronlarından daha yüksek oranda vergi öderken, şirketlerin vergileri bir gecede bir kararname ile sıfırlanıyor.
İŞKUR ve SGK kaynaklarından patronlara bol keseden kaynak aktarılırken, halkın geçimi için en ufak bir sosyal politika önlemi gündeme gelmiyor.
İŞSİZLİĞE ÇARE BULUNMAZKEN, BİR AVUÇ AYRICALIKLI 3'ER 4'ER MAAŞ ALIYOR
İşsizlik rekor kırarken, işçilere ait olan işsizlik Sigortası Fonu kaynaklarının büyük bölümü patronlara aktarılıyor. İşsizliğe çare bulunmazken, bir avuç ayrıcalıklı 3'er 4'er maaş alıyor, siyasi kadrolara işe gitmeden maaş bağlanıyor.
Döviz kurlarındaki artış durmak bilmiyor. Türk Lirası değer kaybettikçe emeğimiz, doğal kaynaklarımız, kentlerimiz değersizleşiyor. "Gel yatırımcı gel, en ucuz emek burada, köle emeği burada, sendika yok, grev yok, hak-hukuk yok” diyorlar. "Kelepir emek, kelepir memleket” politikasıyla bu ülkeyi bu halkı pazarlıyorlar”dedi.Haber: İpek HATİPOĞULLARI