Türk Tabipleri Birliği Edirne Tabip Odası tarafından yapılan açıklamada, “hekimler olarak geçinemiyoruz, emeğimizin karşılığını alamıyoruz” ifadelerine yer verildi.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi, “Hekimlerin ve diş hekimlerinin ekonomik haklarında kısmi düzeltme getiren yasa tasarısı tüm partilerin oybirliği ile kabul edilmesine rağmen, iktidar tarafından geri çekilmiştir. Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanı tarafından ekranlarda hekimlere zam müjdesi verilmiş ancak hemen ardından tasarının geri çekilmesine dair iki çift söz dahi kurulmamıştır.
Enflasyonun gerçek anlamda %50’nin üzerine çıktığı, açlık sınırının 4.013 yoksulluk sınırının 13.073 TL olduğu şartlarda hekimler olarak geçinemiyoruz, emeğimizin karşılığını alamıyoruz. 15 Aralık günü yaptığımız bir günlük G(ö)REV, bir uyarıydı! Almakta olduğumuz maaşlarımız emeğimizin karşılığı değildir. Bu denli yoğun emek çalıştığımız koşullarda emeğimizin değersizleştirilmesini kabul etmiyoruz.
Bugün geldiğimiz nokta, uzun yıllardır sağlıkta adım adım yaratılan çöküşün bir sonucudur. Konu salt bir zam meselesi değildir. Mesele sağlığa 5 dakikada üretilebilecek bir meta olarak bakılan sistemdedir. Mesele, hekimlik değerlerinin yok sayılması, bilimin değil ekonomik çıkarların ön plana koyulması, mesleğimizi önemini görmezden gelen anlayıştır. Ekonomik krizin ve bu değersizleştirmenin sonucu olarak yoksullaşma, sağlık emekçilerini artık çalışamaz hale getirmiştir.
Konu, çalışma koşullarımızın her geçen gün kötüleşmesi, şiddetin her geçen gün artmasıdır. En fazla hastalanan ve ölen meslek grubu olmamıza rağmen COVID-19’un meslek hastalığı sayılmamasıdır. Sorun koruyucu değil tedavi edici, kamucu değil özelleştirmeci sağlık anlayışını dayatan sağlık sistemindedir. Hekimler ülkemizdeki çalışma koşullarının güçlüğü ve emeğinin karşılığını alamaması nedeni ile yurt dışına göç etmektedir. Toplumun her kesiminden yükselen GEÇİNEMİYORUZ seslerini artık iktidar duymak zorundadır.
“Emek Bizim Söz Bizim” diyerek başlattığımız mücadele programında hiçbir talebimizden vazgeçmiyoruz. Toplumun sağlığı sağlık çalışanlarının sağlığından geçer. Meclisin açılması ile özlük haklarımıza yönelik düzenlemelerin acilen gündeme alınmasını talep ediyoruz. Sunulan tasarıdan daha geri bir düzenlemeyi asla kabul etmeyeceğimizi, üretimden gelen ve emeğimizden aldığımız gücümüzü kullanmaktan kaçınmayacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz.
TALEPLERİMİZ;
-Ekonomik ve özlük haklarımızla ilgili yeni yasa tasarısının en kısa zamanda meclise sunulmasını istiyoruz!
-Ücretlerimize gerçek enflasyon ve yapılan zamların üzerinde zam istiyoruz!
-Döner sermaye veya performans değil; emekliliğimize yansıyan, insanca yaşayacağımız tek ücret istiyoruz!
-7200 ek gösterge ve yılda 120 gün yıpranma payı istiyoruz!
-COVID-19’un meslek hastalığı sayılmasını istiyoruz!
-Sağlıkta yeni bir şiddet yasası istiyoruz!
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi, “Hekimlerin ve diş hekimlerinin ekonomik haklarında kısmi düzeltme getiren yasa tasarısı tüm partilerin oybirliği ile kabul edilmesine rağmen, iktidar tarafından geri çekilmiştir. Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanı tarafından ekranlarda hekimlere zam müjdesi verilmiş ancak hemen ardından tasarının geri çekilmesine dair iki çift söz dahi kurulmamıştır.
Enflasyonun gerçek anlamda %50’nin üzerine çıktığı, açlık sınırının 4.013 yoksulluk sınırının 13.073 TL olduğu şartlarda hekimler olarak geçinemiyoruz, emeğimizin karşılığını alamıyoruz. 15 Aralık günü yaptığımız bir günlük G(ö)REV, bir uyarıydı! Almakta olduğumuz maaşlarımız emeğimizin karşılığı değildir. Bu denli yoğun emek çalıştığımız koşullarda emeğimizin değersizleştirilmesini kabul etmiyoruz.
Bugün geldiğimiz nokta, uzun yıllardır sağlıkta adım adım yaratılan çöküşün bir sonucudur. Konu salt bir zam meselesi değildir. Mesele sağlığa 5 dakikada üretilebilecek bir meta olarak bakılan sistemdedir. Mesele, hekimlik değerlerinin yok sayılması, bilimin değil ekonomik çıkarların ön plana koyulması, mesleğimizi önemini görmezden gelen anlayıştır. Ekonomik krizin ve bu değersizleştirmenin sonucu olarak yoksullaşma, sağlık emekçilerini artık çalışamaz hale getirmiştir.
Konu, çalışma koşullarımızın her geçen gün kötüleşmesi, şiddetin her geçen gün artmasıdır. En fazla hastalanan ve ölen meslek grubu olmamıza rağmen COVID-19’un meslek hastalığı sayılmamasıdır. Sorun koruyucu değil tedavi edici, kamucu değil özelleştirmeci sağlık anlayışını dayatan sağlık sistemindedir. Hekimler ülkemizdeki çalışma koşullarının güçlüğü ve emeğinin karşılığını alamaması nedeni ile yurt dışına göç etmektedir. Toplumun her kesiminden yükselen GEÇİNEMİYORUZ seslerini artık iktidar duymak zorundadır.
“Emek Bizim Söz Bizim” diyerek başlattığımız mücadele programında hiçbir talebimizden vazgeçmiyoruz. Toplumun sağlığı sağlık çalışanlarının sağlığından geçer. Meclisin açılması ile özlük haklarımıza yönelik düzenlemelerin acilen gündeme alınmasını talep ediyoruz. Sunulan tasarıdan daha geri bir düzenlemeyi asla kabul etmeyeceğimizi, üretimden gelen ve emeğimizden aldığımız gücümüzü kullanmaktan kaçınmayacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz.
TALEPLERİMİZ;
-Ekonomik ve özlük haklarımızla ilgili yeni yasa tasarısının en kısa zamanda meclise sunulmasını istiyoruz!
-Ücretlerimize gerçek enflasyon ve yapılan zamların üzerinde zam istiyoruz!
-Döner sermaye veya performans değil; emekliliğimize yansıyan, insanca yaşayacağımız tek ücret istiyoruz!
-7200 ek gösterge ve yılda 120 gün yıpranma payı istiyoruz!
-COVID-19’un meslek hastalığı sayılmasını istiyoruz!
-Sağlıkta yeni bir şiddet yasası istiyoruz!