Türkiye gündemleri çok çabuk değişebildiği bir ülke iki gün öncesi 6 yaşında evlendirilen ve suçu teşkil eden kişilerin konuşulduğu bir zamanda iken Çarşamba günü öğlen saatlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkmen gazı ile ilgili görüşmelere giderken uçak daha Türkmenistan a varmadan gündem değişti ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun siyaset yasaklısı olacak mı olmayacak mı konuşulmaya başlandı hemen ..
Konu ne idi biraz hatırlamak lazım..
Sadece üç ayda, 13 bin oydan 806 bin oya çıkan bir farkla bedel ödeten bir halk var. Dolayısıyla akılcı hiç kimse bedel ödeterek, engellemeye çalışarak bu süreci yönetmeye kalkamaz.
Ekrem İmamoğlu, 30 Ekim 2019
Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum, bunun bedelini bu millet sana ödetecek.
Süleyman Soylu, 4 Kasım 2019
31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır.
Ekrem İmamoğlu, 4 Kasım 2019
Ve "Ahmak Davası" sonuçlandı.
Savcı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası verilip Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 53. maddesinin uygulanmasını istedi.Hakim, İmamoğlu’nun 2 yıl 7 ay 15 gün hapisle cezalandırılmasına karar verildi.
Gerekçe, İmamoğlu'nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret etmesi...Savunmaya göre ise "ahmak" ifadesi eleştiri bağlamında YSK üyelerine değil İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yöneltilmişti.
Duruşma öncesi dosyaya sunulan mütalaada İBB Başkanı'nın sözlerinde hem hakaret suçu olmadığı ifade edildi hem yargılama süreci eleştirildi.Eleştirilerin odağında ise davaya bakan hakim Hüseyin Zengin'in yaz kararnamesiyle Samsun'a gönderilip yerine aynı adliyeden bir başka hakimin getirilmesi var.Zira söz konusu değişikliği alışılageldik değildi.
Son kertede İmamoğlu'nun avukatı Kemal Polat, üniversitelerin hukuk fakültelerine bilimsel görüş için başvurdu.
Türkiye hukuk çevrelerinin yakından tanıdığı ve pek çok kanunun hazırlanmasında emeği olan üç profesör bir rapor hazırladı.O raporun ardındaki isimlerden biri de İstanbul Üniversitesi’nden ceza hukukçusu Prof. Dr. Adem Sözüer.Sözüer, karar kesinleşirse İmamoğlu'nun ne cumhurbaşkanlığı ne belediye başkanlığına aday olamayacağını söylüyor.
Türkiye gündeminin ilk sıralarına yerleşen söz konusu karar Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın da ifade ettiği gibi nihai değil.
Yani istinaf ve temyiz yolu açık, yargılama süreci devam ediyor.
2005 yılında yapılan Türk Ceza Kanunu'nu yazan hukukçular arasında yer alan İstanbul Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer'e göre karar aslında İmamoğlu özeliyle sınırlı değil.Bir başka deyişle genel manada değerlendirdiğinde anayasadaki tüm güvenceleri rafa kaldıracak cinsten…
Zira deneyimli ceza hukukçusu hukuk devletinde asla düşünülemeyecek hadiselerin yaşandığı kanaatinde.
Gündem Türkiye'de hukuk güvenliği…
Gündem anayasal haklar…
Gündem İmamoğlu'nun aday olup olamayacağı…
"Mevzu Nedir?"
"İmamoğlu, karar kesinleşirse aday olamayacak"
Mahkeme, TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına hükmetti. Nedir bu 53. madde?
Türk Ceza kanununda kasten işlenen suçlardan mahkum olunması durumunda, bu karar kesinleşirse birtakım yasaklar gündeme geliyor. Sadece siyasi yasaklar değil, aynı zamanda kamu görevlileriyle ilgili yasaklar da söz konusu. Ve bu mahkumiyet süresince kişi kamu görevi üstlenemiyor. Seçme-seçilme haklarını kullanamıyor. Böyle yasaklar var. Bu ne zamana kadar devam ediyor? Cezanın infaz edilmesine kadar devam ediyor. Tartışma konusu ne? Bu mahkumiyet kesinleştiği zaman ne olacak? Ceza kanununun 53. maddesindeki hak yoksunlukları yani bu sadece siyasi bakımından değil, başka türlü hakları da kullanamıyor. Kamu görevlileriyle ilgili olanlar da var; vakıf ve parti yöneticisi olamamak gibi başka yasaklar da… Hem siyasi yasaklar hem başka alanlarda yasaklar gündeme gelecek. Elbette Ekrem İmamoğlu, siyasetçi olduğu için herkes önce buraya odaklanmış durumda. Yani siyasi haklarını kullanamayacağı için aday olabilir mi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde veya belediye başkanlığı seçimlerinde? O nedenle ilk bu soruluyor. Evet, bu karar kesinleşince aday olamayacaktır.
"Siyasetin bu tür bir davada belirleyici olma ihtimali bile ürkütücü"
Peki siyasi yasak kararının kesinleşmesi seçim sonrasına kalacak diye bir kural yok diyebilir miyiz? Normalde yüksek yargının yoğunluğu dikkate alındığında normal süreçte ortalama bir yıl sürüyorken, nisan ya da mayıs ayından önce istenirse bu süreç dosya öne çekilerek tamamlanabilir mi?
Zaten bütün tartışma konusu sizin kullandığınız sözcükte saklı, yani "normal" sözcüğünde. Niye "normal dışı" oluyor? Normalde hep "kanun yolları" dediğimiz istinaf, temyiz süreci uzun sürer. Ama burada olmaması gereken birçok şey, bu davada olduğu için herkes bu kısma odaklanıyor. Normalde böyle bir davadan dolayı kanun yolları beklediğinde -tutuklama da yoksa- uzun yıllar, 3-5 yıl sürebilir. Fakat burada herkesin beklentisi madem böyle bir mahkumiyet verildi o halde Ekrem İmamoğlu'nun siyaseten yasaklanması isteniyor.